25 Ocak 2014 Cumartesi

TARİHÎ İTİRAFLAR




hilmi kemal
MODERATÖRTartışma - 21 Oca 2014


TARİHÎ İTİRAFLAR

İsveç kralı Demirbaş Şarl, Rus çarı I. Petro'ya karşı giriştiği Poltava muharebesini kaybedince Bender'e gelip Osmanlı'ya ilticâ etmiştir (1709).

İsveç kralı Demirbaş Şarl Rusya ile yapılan Pruth Antlaşması (1711) sonrasında memleketine gönderilmek istenmişse de Türk-Rus münâsebetlerinin düzelmesine mâni olmak ve hattâ İstanbul'daki elçileriyle pâdişahı harbe teşvik etmek maksadıyla gitmemiştir. Bunun üzerine Bender'den Dimetoka'ya getirilmiştir. 5 sene mülteci olarak Türkiye'de kalan İsveç kralı Demirbaş Şarl memleketine gitmeye ikna edilince Üçüncü Ahmed'den birçok ihsanlar almış ve 600 kişilik bir Türk müfrezesinin himâyesinde Dimetoka'dan yola çıkarak Eşak'daki 2500 askerini de alıp Erdel üzerinden memleketine götürülmüştür. (1714)

Demirbaş Şarl Osmanlılar hakkında şunları söylemektedir:

"Poltava'da esir oluyordum. Bu, benim için bir ölümdü, kurtuldum.

Buğ Nehri önünde tehlike daha kuvvetli olarak belirdi.

Önümde su, ardımda düşman, tepemde cehennemler püsküren güneş!..

Gene kurtuldum.

Fakat bugün esirim, Osmanlıların esiriyim.

Demirin, ateşin ve suyun yapamadığını onlar yaptılar, beni esir ettiler.

Ayağımda zincir yok. Zindanda da değilim. Hürüm, istediğimi yapıyorum.

Lâkin gene esirim; şefkatin, ulüvv-i cenâbın, asaletin, nezaketin esiriyim.

Osmanlılar beni işte bu elmas bağa sardılar.

Bu kadar şefkatli, bu kadar âlîcenab, bu kadar asil ve bu kadar nazik bir milletin arasında hür bir esir olarak yaşamak, bilsen, ne kadar tatlı!.."

ÖMER BİN ABDÜLAZİZ VE HALİFE SEÇİLMESİ





hilmi kemal
MODERATÖRTartışma - 22 Oca 2014


ÖMER BİN ABDÜLAZİZ VE HALİFE SEÇİLMESİ

Emevi Halifesi ve tâbiînden Ömer bin Abdülaziz (r.a.) halife seçildiği zaman, mescide girdi ve minbere çıkıp Allâhü Teâlâ'ya hamd ve senâdan, Peygamber Efendimiz'e (s.a.v.) salevâttan sonra;

"Ey insanlar, hiçbir fikrim, talebim ve istişârem olmadan bu vazife ile vazifelendirildim. Bana biat etme hususunda sizleri serbest bırakıyorum. Dilerseniz benden başkasını kendinize halife seçebilirsiniz." dedi. Müslümanlar, yüksek sesle hep birden,

"Biz sizi seçtik, ey müminlerin emîri! Hayır ve berekete vesile olsun diye emirimiz olarak sizi kabul ettik." dediler ve sustular. Ömer bin Abdülaziz (r.a.),

"Size, takvâyı; Allâh'tan korkmayı, Allâhü Teâlâ'nın emirlerine uymayı, yasaklarından kaçınmayı emrederim. Takva, her şeyin üzerindedir, ondan daha üstün bir şey yoktur.

Ahiretinizle alakalı işlerde acele ediniz. Çünkü âhiret işlerinde acele eden kimsenin dünya ve âhiret işlerine Allâhü Teâlâ kâfidir. Gizli hallerinizi ıslah eder(düzeltir)seniz Allâhü Teâlâ da açıktaki hallerinizi ıslah eder.

Ölümü çok hatırlayınız. Ölüm gelmeden önce hazırlığınızı güzel yapınız. Zira ölüm dünya zevklerini yok eder.

Vallahi ben, hiç kimseye hak etmediğini vermem, hiç kimsenin hakkına da mâni olmam." dedi ve sonra sesini yükselterek

"Ey insanlar! Allâhü Teâlâ'ya itaat eden kimseye itaat etmek vacibtir. Allâhü Teâlâ'ya isyan eden kimseye itaat edilmez. Ben Allâhü Teâlâ'ya itaat ettiğim müddetce bana itaat ediniz.

Allâhü Teâlâ'ya isyan ettiğim zaman bana itaat etmeyiniz." dedi ve minberden indi. (el-Asâmî, Semtü'n-Nücûm)

4 Ocak 2014 Cumartesi

Mehmet Akif Ersoy




hilmi kemal
MODERATÖR

Tartışma  -  27 Ara 2013
ALLAH (C.C.) RAHMET ETSİN.




100 TL'de (1979-1989) Ankara Kalesi, Mehmet Âkif Ersoy'un portresi, müze haline getirilen Ankara'daki evi ve İstiklâl Marşı'nın ilk iki dörtlüğü

Osmanlı alfabesiyle yazılmış İstiklal Marşı

Kastamonu Nasrullah Camii'nde Mehmet Akif Ersoy'un vaaz verdiği kürsü

Osmanlı'da Adalete küçük bir örnek Molla Fenari hz.den


Osmanlıların ilk Şeyhülislamı Molla Fenari (1350-1431) Şeyhülislam olmadan önce Bursa kadısı idi. Onun kadılığı sırasında bir adam pazardan bir at satın aldı... Fakat alış-verişin hemen arkasından atın hasta olduğunu farketti. İade etmek istedi ancak satın aldığı adamı zorluk çıkartır, atın hastalığını kabul etmez diye önce kadıya gidip resmi kanaldan işi sağlama almak istedi.


Mahkemeye gittiğinde kadıyı (Molla Fenari) yerinde bulamadı. İşini ertesi güne bıraktı. Fakat at o gece öldü. Adam ertesi gün olanları kadıya anlattı, mağdur olduğunu, ne yapması gerektiğini sordu. Molla Fenari "Senin zararını ben ödeyeceğim" dedi.


Adam hayretle kadıya baktı, "Niçin siz ödeyeceksiniz, konuyla hiçbir ilginiz ve suçunuz yok ki..." dedi.


Molla Fenari, "Evet öyle görünüyor ama aslında benim de suçum büyük. Eğer sen dün makamıma geldiğinde ben yerimde olsaydım, olaya müdahale eder, atı geri verdirir, paranı iade ettirirdim. At da sahibinin elinde ölmüş olurdu. Bu imkan şimdi yok.


Senin zararına benim makamımda bulunmamam sebep olduğu için zararını ben şahsen ödeyeceğim" dedi ve ödedi...

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı