9 Temmuz 2025 Çarşamba

Hazret-i Ali'nin Peygamberimizi Tavsifi, Fareddîn Râzî Alak suresi 9 ve 10 ayetlerin Tefsirinden

21:06 0 Comments

 



.اَرَاَيْتَ الَّذ۪ي يَنْهٰىۙ ﴿٩﴾ عَبْدًا اِذَا صَلّٰىۜ ﴿.١


Gördün mü, bir kulu namaz kılarken engelleyen o adamı?


Bu manada rivayet olunduğuna göre, fasîh yahudilerden birisi, Hazret-i Ömer (radıyallahü anh)'in halifeliği döneminde ona gelir ve 
"Peygamberinizin huyunu-ahlakını bana anlat" der. 
Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) de, 
"Bunu Bilal'den sor. Çünkü o, bu konuda benden daha bilgilidir" der. 
Bilal (radıyallahü anh) ona, Hazret-i Fatıma (radıyallahü anha)'ya, o da Hazret-i Ali (radıyallahü anh)'ye gönderir.

Yahudi aynı soruyu Hazret-i Ali (radıyallahü anh)'ye sorunca, o, 
"Bana dünyanın metaını anlat, ben de sana Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huyunu-ahlakını anlatayım" demiş. 
Bunun üzerine yahudi, "Bunu anlatmak benim için zor" deyince, 
Hazret-i Ali (radıyallahü anh) 
"Sen, dünya malını-mülkünü bile anlatmaktan aciz kaldın. Halbuki Allahü teâlâ, dünya metaının, 
"De ki: Dünya metaı azdır" (Nisa, 4/72) buyurmak suretiyle az olduğunu bildirmiştir. O halde Allahü teâlâ'nın, 
"(Ey Peygamber), hiç şüphesiz sen, çok büyük bir ahlak üzeresin" (Kalem, 68/4) buyurmak suretiyle, büyüklüğüne şehadet ettiğini, o peygamber ahlakını nasıl anlatayım" cevabını vermiştir. 

Buna göre Hak teâlâ sanki, "O Ebû Cehil en ileri derecede kulluk gösteren bir zatı kulluktan nehyediyor. Halbuki bu cahilliğin ve ahmaklığın tâ kendisidir" demek istemiştir.

Fareddîn Râzî Alak suresi 9 ve 10. ayetlerin Tefsirinden

1 Temmuz 2025 Salı

Duha Suresi 5.ayette Cenâb-ı Hak niçin, "sana verecek" demiş de, "Size verecek.." dememiştir?

20:17 2 Comments




وَلَسَوْفَ يُعْط۪يكَ رَبُّكَ فَتَرْضٰىۜ

Türkçe Okunuşu * Ve lesevfe yu’tîke rabbuke feterdâ


1. Hitap Neden Müfred?

Birinci Soru: Böylesi saadetler mü'minler için de söz konusu olduğu halde, Cenâb-ı Hak niçin, "sana verecek" demiş de, "Size verecek.." dememiştir? 
Buna şu birkaç açıdan cevap verebiliriz:

1) Burada esas maksat, Peygamberdir. Mü'minler ise, ona tabidirler.

2) Bu, "Ben, senin ashabına ikramda bulunduğum zaman, bu, gerçekte sana yapılmış bir ikramdır. Çünkü ben, onların üzerine titremen hususunda senin, onlara yapılan ikramdan duyacağın huzur ve sürürün, bizzat sana yapılacak olan ikramın huzur ve sürürünün üzerine çıkacağı bir noktaya ulaştığını bilmekteyim. İşte bundan dolayı, diğer peygamberler, "İşe, benim mükafaatımla başlarım. Zira benim taatım, ümmetimin taatından önce gelir" anlamında, "Nefsî, nefsî..." derlerken, sen, "Ümmetî, ümmetî..." dersin. Yani, "işe, ümmetimden başlarım.. Zira, benim sevincim, sürürüm, ümmetimin, mükafaata nail olmuş kimseler olarak görmende bulunmadır..." demektir.

3) Sen, buna güzel bir muamelede bulundun, çünkü o kafirler, senin yüzünü yaraladıklarında, sen, "Allahım, sen, kavmimi hidayete ilet; zira onlar gerçeği umuyorlar" dedin. Ama onlar seni, Hendek savaşında namaz kılmaktan alıkoyduklarında ise, "Allahım, bunların karınlarını ateşle doldur.." dedin, böylece, bedenin yüzünde meydana gelen yaraya katlandın, ama, dininin yüzünde meydana gelmiş olan çatlağa, yaraya tahammül edemedik. Çünkü, "dinin yüzü", peygamberin kılacağı "namaz"dır. Böylece de, benim hakkımı, kendi hakkına tercih ettin. İşte, bu sebeple, hiç şüphesiz Ben de, seni üstün tutarak, "Yıllarca namaz kılmayan, veya mani olan kimseyi kafir addetmem. Ama, kim senin kılına dokunur, ya da sana çelme takarsa, bu kimseyi kafir addederim..." derim.

Fareddîn Râzî Tefsirinden Duha suresi 5.ayetin tefsiri

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı