Hülya ÖztürkGÜZEL SÖZLER
- 19:30
Sevgi,
Allah’ı sevmektir.
Sevgi,
Allah’ın bizi sevmesini dilemektir.
Sevgi,
Peygamberimize “Habibim” hitabıdır ALLAH (C.C.)-u Tealâ’nın
Sevgi,
Ali İmran suresinde, “Eğer beni seviyorsanız Habibim’i sevin ve O’nu dinleyin ki, Ben de sizi seveyim ve affedeyim” ayetidir.
Sevgi,
Rabbimizin, “Habibim, sen olmasaydın kainatı yaratmazdım” ifadesidir.
Sevgi,
Cennetin kapısında “La İlahe İllallah Muhammed Rasulullah” yazmasıdır.
Sevgi,
Hazreti Adem’in, “Ya Rabbi, Muhammed kulun hürmetine beni affet” duasıdır.
Sevgi,
“Ben gideyim ki Zamanın Efendisi gelsin” müjdesidir, Hazreti İsa’nın.
Sevgi,
İnsanlığın İftihar Tablosu’nun doğduğunda bile “ümmeti, ümmeti” diye ağlaması, Kıyamette de “ümmetimi isterim Ya Rab” diye yalvarmasıdır.
Sevgi,
Bir kez memesini emdiği süt annesine bile, hayatının sonuna kadar hürmet göstermesidir Şefkat Peygamberi’nin.
Sevgi,
ALLAH (C.C.) Rasulünün, taşlanmasına rağmen Taiflilere beddua yerine bilmiyorlar “Allah’ım, bilselerdi yapmazlardı” sözüyle yetinmesidir.
Sevgi,
Taif’te Rasulullah’a taş isabet etmesin diye kendini siper yapmasıdır Hazreti Zeyd’in.
Sevgi,
Sabahlara kadar namaz kıldığından ayaklarının kabarması üzerine Hazreti Aişe’nin “Kendinizi çok yıpratıyor değil misiniz?” sorusudur.
Sevgi,
Efendimizin, “Biliyor musunuz ?…” diye başlayan her sorusuna Sahabelerin,
“Allah ve Rasulü daha iyi bilir” cevabındaki nezakettir.
Sevgi,
“İçeriye sohbet adabını bilmeyen bir bedevi gelse, aklına geleni sorsa da biz de öğrensek” diye düşünen Ashab Efendilerimizin mahcubiyetidir.
Sevgi,
Mekke’nin fethinde Müslüman olmasıyla buruk bir sevinç yaşayarak, “Babamın yerinde Ebu Talip’in olmasını ne çok arzu ederdim Ya Rasulullah” diyen Ebu Bekir anlayışıdır.
Sevgi,
“Ben küçükken Rasulullah’ın eli dokunmuştu” diye ölesiye kadar saçlarını kestirmemesidir Ebu Mahsure’nin.
Sevgi,
Efendimize bir şey olur diye mağaranın tüm deliklerini tıkadıktan sonra, tıkayacak bir şey bulamayınca son deliği de parmağıyla tıkayan Ebu Bekir’ in buna rağmen sabaha kadar uyuyamamasıdır.
Sevgi,
Sahabe Efendilerimizin her söze, “Anam babam sana feda olsun Ya Rasulallah” diye başlamalarıdır.
Sevgi,
Canların canı uğruna canından geçmeyi cana minnet sayan Hazreti Ali’nin, O’nun yatağına tereddütsüz yatmasıdır.
Sevgi,
Uhut’ta O’nun cübbesini ve miğferini giyen Mus’ab’ın ölüme koşar adım gitmesidir.
Sevgi,
Hazreti Hubeyb’e “Senin yerine Efendin’in idam edilmesini ister miydin?” diye sorulduğunda “Değil O’nun ölmesini, zülüflerinin dağılmasına bile gönlüm razı olamaz” cevabıdır.
Sevgi,
Hazreti Ömer’den yağmur duası istendiğinde hemen Hazreti Abbas’ın elinden tutup yukarı kaldırarak, “Ya Rabbi bu elini tuttuğum Rasulullah’ın amcasıdır, onun yüzü suyu hürmetine yağmur ver” duasıyla, daha eller inmeden yağmurun başlamasıdır.
Sevgi,
Kendisinden Miraç hakkındaki fikri sorulduğunda Hazreti Ebu Bekir’in, “Eğer O söylüyorsa mutlaka doğrudur” tasdiğidir.
Sevgi,
“Biliyorum ki sen bir taşsın, bir işe de yaramazsın, değimli ki O seni öptü” diyerek Hazreti Ömer’in Hacerül Esved’i öpmesidir.
Sevgi,
Şehit olduğunda Mus’ab’ın üzerindeki elbisenin ancak avret mahallini örtmesiyle, kendine sanki dünyanın tam kefenini bile çok görmesidir.
Sevgi,
Kendilerine mahsus bir mezarı bile çok gören Hazreti Hamza ve Abdullah bin Cahş’ın Uhud’un bağrında sırt sırta aynı mezarda yatmasıdır.
Sevgi,
“Züleyha’yı Yusuf’a aşık oldu diye ayıplayan kadınlar, benim Efendimin sadece parlak alnını görselerdi, bıçakları parmaklarının yerine sinelerine saplarlardı da, acı bile duymazlardı” ifadelerinde saklıdır Hazreti Aişe’nin.
Sevgi,
Efendimizi evinde misafir etmekle şereflenen Eyüp El Ensari’nin, ya sesten rahatsız olursa diye altı ay uyuyamamasıdır.
Sevgi,
Hassan bin Sabit’in bir şiirinde,
“Ben sözlerimle Hazreti Muhammed’i sena etmiyorum. Hazreti Muhammed’le sözlerimi methediyorum” yorumudur.
Sevgi,
İstanbul mutlaka fetholunacaktır, müjdesine nail olmak için Eyüp Sultan’ın, doksan yaşında İstanbul’a kadar ancak ata bağlanarak gelmesidir.
Sevgi,
Müjdelenen komutan olmak için, yedi yaşından beri dua, on üç yaşından beri plan yapması ve yirmi bir yaşında İstanbul’u alarak Fatih olmasıdır Sultan Mehmet’in.
Sevgi,
Ulubatlı’nın aldığı kılıç darbeleri, ok ve mızrak yaralarına rağmen surlara sancağı dikmesidir.
Sevgi,
Bir tüyü Kabe’nin kapısını süpürdüğü için, başındaki külaha sorguç diye takmasıdır Osmanlı Padişahı’nın.
Sevgi,
Efendimiz yürüyor diye önde Yavuz, arkada koca ordu Sina Çölünü yürüyerek geçmesidir.
Sevgi,
Kutsal Emanetlerin, Mısır’dan İstanbul’a kadar salâvatlarla ve el üstünde getirilmesidir.
Sevgi,
Topkapı Sarayına yerleştirilen Kutsal Emanetlerin bulunduğu özel mekanda, yirmi dört saat aralıksız Kur’an-ı Kerim okuması için kırk hafız görevlendirmesidir, Yavuz Selim’in.
Sevgi,
Demiryolunu Hicaz’a kadar götüren Abdülhamit’in, Efendimiz sesten belki rahatsız olur diye Medine’ ye üç kilometre kala raylara keçe döşetmesidir.
Sevgi,
Arif Nihat Asya’nın Hazreti Amine’ye, “Ey Ebva’da yatan ölü, bahçende açtı dünyanın en güzel gülü” hitabıdır.
Sevgi,
Sana sırılsıklam bir bakış ta ben olsaydım, dediği yağmur isimli şiiridir, Nurullah Genç’in.
Sevgi,
Necip Fazıl’ın, idealindeki gençliği, Alemleri manto gibi bürüyen Efendimizin eteğine tutunan ve O’ndan başka dayanak aramayan, diye tarif etmesidir.
Sevgi,
Mehmet Akif’in,
“Medyun O’na ferdi… Medyun O’na cemiyeti… Medyundur O masuma bütün bir beşeriyyet
Ya Rab, bizi mahşerde bu ikrar ile haşret” yakarışıdır.
Sevgi,
Medyun olduğumuz Efendimizi nefsimizden de çok sevebilmektir.
Sevgi,
“Ey kupkuru çölleri cennetlere çeviren gül, gel de o bayıltan renklerinle gönlüme dökül” derken, göz yaşların ceyhun olup akmasıdır.
Sevgi,
“Gezdiğim ülkelerde Ruh-u Revanı Muhammedi şehbal açmıyor. Herhalde buralarda çok gurbet yaşıyorsun Efendim” düşüncesiyle hüzünlü gurbet yaşamaktır.
Sevgi,
Bu duygu ve düşüncelerle adını dahi duymadığı coğrafyalara ALLAH (C.C.) ve Rasulünün adını duyurmak için yardan, anadan, arkadaştan geçmektir.
Sevgi,
Hasılı sevgi,
ALLAH (C.C.) ve Rasulü’nün bizatihi kendisidir!