21 Nisan 2024 Pazar

Kötülüğü yaratmak kötü, şerri yaratmak da şer değil midir?


Aslında yaptıklarından ve yarattıklarından dolayı "kimse Allah'a hesap soramaz" (Enbiya, 21/23) Ancak bizler, insan olmanın gereği olarak her konuda olduğu gibi, bu konuda da Hz. İbrahim (as) gibi, "kalbimizin tatmin olmasını" (Bakara, 2/260) istiyoruz. İşte bu yüzden de aklımıza ister istemez şu soru geliyor:

- Öyleyse neden, Allah şeytanı ve kötülükleri yaratmış da bize musallat etmiş?
- Kötülüğü yaratmak kötü, şerri yaratmak da şer değil mi?

Hemen ifade edelim ki, şerrin yaratılması şer değildir; şerri işlemek şerdir. Çünkü Allah bir şeyi şer olsun diye yaratmıyor; hayır olsun diye yaratıyor. Allah'ın hayır olarak yarattığı şeyleri de bizler hakkımızda şerre çeviririz. Mesela, şeytan ateşten yaratılmıştır ve bu konuda en güzel örnek de ateştir. Ateşin yaratılması şer değildir, ancak ona dokunmak şerdir. İnsan ateşi muhafaza altına alırsa ondan faydalanır; aksi hâlde zarar görür.

Buna bir başka örnek de yağmurdur. Yağmurun gelmesinin binlerle neticeleri var, bütünü de güzeldir. Tedbirsizliği yüzünden bazıları yağmurdan zarar görseler, 
"Yağmurun yaratılması rahmet değildir." diyemezler ve "şerdir" diye hükmedemezler.

Allah Teâla günah işleme kabiliyeti olmayan meleklerle, hiç sorumlu olmayan hayvanları yaratmıştır. Bu iki varlıktan başka, hem melekleri geçecek kadar mükemmel, hem de aklı olmayan hayvanlardan daha aşağı olacak kadar kötü olma özelliğindeki insanı yaratmıştır. Bu noktada insanın terakkisine yol açmak üzere şeytana fırsat tanınmış ve insana kötülüğü emreden bir nefis verilmiştir.

Dünya ahiretin tarlasıdır. Ahiretin iki menzili olan cennet de cehennem de insanların imanlarının ve amellerinin meyvesi olacaktır. Bunun için insan nevi bir imtihana tabi tutulmuştur. Hayatını iman ve salih amel üzere geçirip bütün işlerini istikamet üzere gören insanlar, cennete layık bir kıymet alırlar. Aksi yolda gidenler ise cehennem ehli olurlar.

İnsan, nefsine uymaz ve şeytanı dinlemezse manen terakki eder ve meleklerden daha yüce bir makama erebilir. Aksini yaptığı taktirde de hayvanlardan daha aşağılara düşebilir.

Bilindiği gibi, elmasla kömürün aslı karbondur. Ancak diziliş farklılığından dolayı biri elmas diğeri kömür olmuştur. Aynı şekilde insanların da aslı birdir. Bütün insanlar aynı maddi ve manevi cihazlarla donatılmışlardır. Ancak, bunların doğru yahut yanlış kullanılmalarıyla insanlar arasındaki farklılık ortaya çıkmış ve toplumda elmas ruhlular yanında kömür ruhlular da ortaya çıkmıştır.

Meselenin bir başka boyutu da şudur. İnsan, şeytana uymakla kendini zarara soktuğu gibi, "Sebep olan işleyen gibidir." kaidesine göre bu işte şeytan da büyük bir sorumluk altına girer ve cehennemdeki azabını artırmış olur. İnsanları yoldan çıkarmak üzere kendisine tanınmasını istediği fırsat, başına bela olacak ve istikametten saptırdığı kişilerin azaplarının bir katı da ona tattırılacaktır.

Cenab-ı Hak dileseydi şeytana bu fırsatı vermeyebilirdi. O zaman onun görevini de insan nefsi üstlenmiş olurdu. Sonuç değişmezdi. Kendisine insanları yoldan çıkarmak için çalışma fırsatının verilmesiyle şeytan büyük bir zarara uğramış, tabiri caizse, küstahlığının cezasını böylece görmüştür.

13 Nisan 2024 Cumartesi

Hamd Etmek Müstehabdır


Allahü teâlâ buyuruyor:

(Ey Resûlüm) de ki: Hamd olsun Allah'a; selâm olsun, O'nun seçtiği (peygamber) kullarına...”[Neml suresi 59.ayet-i kerime]

"De ki: Allah'a hamd olsun; O, yakında size azab alâmetlerini gösterecektir. "[Neml suresi 93.ayet-i kerime]

"Söyle: O Allah'a hamd olsun ki, evlâd edinmemiştir."[İsrâ suresi 111.ayet-i kerime]

"Eğer şükrederseniz, elbette size nimetlerimi arttırırım."[İbrahim suresi 7.ayet-i kerime]

"Beni ibâdetle anın ki, ben de sizi mağfiretle anayım. Bana şükredin de nankörlük etmeyin."[Bakara suresi 152.ayet-i kerime]

Allah'a hamd ve şükür etmeyi emreden ve faziletlerini açıklayan âyetler çoktur.

295- Ebû Hüreyre'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre,Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu:

"Her şerefli iş ki, ona Allah'a hamd ile başlanmamıştır; o iş bereketsizdir." (Ebû Dâvûd, Edeb 18. Ayrıca bk. İbni Mâce, Nikâh 19)

Bir rivâyet de şöyledir:

"Her söz ki, ona Allah'a hamd ile başlanmamıştır; o kesiktir (bereketsizdir)." 

Diğer bir rivâyet de şöyle:

"Bismillâhirrahmânirrahîm ile başlanmayan her önemli iş güdüktür (bereketsizdir)."[Ebû Dâvud. İbn-i Mâce. Nesâî.]

Âlimler şöyle demiştir: Her kitab yazanın, ders okuyanın, ders okutanın, hutbe okunanın, kız isteyenin ve önemli diğer işlerde bulunanın, Allah'a hamd ile başlaması müstehab olur.

İmâm Şâfi’î (rahimehüllah) demiştir: 

Kişinin, kız isterken ve istenilen her işin başında insanın Allahü teâlâya hamd ve sena, Allah'ın Resûlüne (sallallahü aleyhi ve sellem) de Salât getirmesini severim.

1. Hamd Etmek Müstehabdır

Daha önce geçtiği gibi, her önemli ve şerefli işin başında Hamd getirmek müstehabdır. Yine yemeği ve içmeyi bitirdikten sonra, aksırınca, bir kadını nikahlamak isteğinde bulununca, nikâh akdi yapılınca, helâdan çıkanca Hamd etmek müstehabdır. 
İleride gelecek ilgili bölümlerde, bu meseleler, delilleriyle ayrıntılı olarak beyan edilecektir, İnşa-Ellahü teâlâ... Heladan çıkışta ne söyleneceği, bununla ilgili bölümde geçmişti. Söylediğimiz gibi yazılan kitablann başında Hamd getirmek müstehab olduğu gibi, ister hadîs okunsun, ister fıkıh ve ister bunlardan başkası olsun, ders veren hocaların ve okuyan öğrencilerin başlarken Hamd getirmeleri de müstehabdır. Hamd etme ifadelerinin en güzeli şudur:

"Elhamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn." (Hamd ve övgü, bütün âlemleri yaratan Allah'a mahsustur.)"


3 Nisan 2024 Çarşamba

Elbise Giyilirken Okunacak duâlar

 

4. Elbise Giyilirken Okunacak duâlar


Elbise giyerken "Bismillah'' demek müstehab olduğu gibi, bütün (hayırlı) işlerde de besmele getirmek müstehabdır.

42- Ebû Sa'îd el-Hûdrî'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

"Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem bir gömlek, bir hırka (cübbe) yahut bir sarık gibi bir elbise giydiği zaman şöyle duâ ederdi:

(Allah'ım! Bu elbisenin hayırını ve içinde yapılan şeyin hayırlı olanını Senden isterim; ve bunun (verebileceği gurur-kibir gibi) kötülüğünden ve altında yapılan Günahın şerrinden Sana sığınırım)''[8]

43- Muaz b.Enesden (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Kim yeni bir elbise giyer de:

(O Allah'a hamd olsun ki, benden bir kudret ve kuvvet olmaksızın bu elbiseyi bana giydirdi ve bunu bana rızık olarak verdi) derse, Allah onun geçmiş günahlarını (kul hakkına ait olmayan küçük günahlarını) bağışlar."[9]


kaynaklar

[8] Müslim. Ebû Dâvud. Tirmizî. Nesâî. İbn-i Mâce.

[9] Ebû Dâvud.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı