hilmi kemal
MODERATÖRTartışma - Dün 20:18
BABAM SULTAN ABDÜLHAMİT (1. BÖLÜM)
------------------------------------------------------------------------------
Ayşe Osmanoğlu (1887-1960) Sultan II. Abdülhamid 'in kızıdır.
27 Nisan 1909\'da II.Abdülhamid\'in tahtan indirilmesi üzerine babası ve ailesiyle birlikte bir süre Selanik\'te kaldı. 1924 yılında Osmanlı hanedanının diğer üyeleri gibi yurt dışına çıkarıldı.
28 yıl Paris\'te yaşadıktan sonra 1952 yılında afla İstanbul\'a döndü. 1960 yılında yayınladığı "Babam Sultan Abdülhamid" adlı hatıratıyla ün kazandı.
Adı geçen kitap II. Abdülhamid\'in kişiliği ve aile yaşamına dair en önemli kaynaklardandır.
Kitap, dünya iktidarını 33 yıl tüm haşmetiyle elinde tutan güçlü bir padişahın kızı olarak dünyaya gelen ve daha sonra babasının siyasal kaderine paralel olarak kendi kaderini de şekillendiren bir Sultan\'ın özgün hikayesini ele alıyor. Abdülhamid\'i tanıyan ya da onun yakınlarında bulunmuş biri olmanın çok daha ötesinde anıların bizzat kızı tarafından kaleme alınmış olması bu anı kitabına ayrıca bir değer kazandırıyor.
28 yıl gurbette çile çektikten sonra İstanbul\'a dönen Ayşe Osmanoğlu\'nun "Babam Sultan Abdülhamid" adıyla kaleme aldığı hatıratında Osmanlı tahtında kalan II. Sultan Abdülhamid hakkında anlattıklarının bir kısmı
-----------------------------------------------------------------------
Sultan II.Abdülhamid
Ayşe Osmanoğlu, hatıratına babasını tanımlayarak başlar ve özetle şöyle yazar:
Rahmetli babam orta boyluydu. Saçı ve sakalı koyu kumraldı. Saçları tepeden dökülmüştü. Etrafta gür saçları vardı. Burnu yüksekti. Osmanlı Hanedanı\'nın alametini taşıyan biçimdeydi.
Bakışları gayet zeki ve hassastı. Kuvvetli zekasını gösteren alnı, açık ve yüksekti. Sesi tatlı, kalın ve gürdü. Söz söylerken dinlemek zevki duyulurdu. Fikirlerini ve meramını fevkalade bir ifade ve nezaketle anlatmaya muktedirdi. Babam daima sade giyinir ve hiçbir hususta gösterişten hoşlanmazdı. Haremde koyu gri renkte elbise giyer, aynı renkte palto kullanırdı.
Ömründe uzun gömlek ve hırka giymemiştir. Sabahları yataktan kalkar kalkmaz kürkünü arkasına alarak hamama giderdi. Düz sarı renk bir ağaçtan yapılmış bastonu vardı. Bunu yalnız sarayın bahçesine çıkarken eline alır, başka zaman kullanmazdı. Giydiği kunduralar çizme gibiydi ve biraz da topuklu idi.
Günde üç dört defa abdest alır, namazını muntazaman kılardı. Seccadesi Hereke Fabrikası\'nda yapılmış bir halıydı. Nereye giderse kolaylıkla götürülürdü. "İpekli üzerinde namaz kılmak caiz değildir" derdi. Tespihi daima cebindeydi. Parmağına yüzük olarak altın üzerine beyaz bir akik taşı takardı. Başka bir yüzük taktığını kimse görmemiştir.
----------------------------------------------------------------
II.Adülhamid\'in Huy ve Adetleri
Ayşe Sultanoğlu, babasının huy ve adetleriyle ilgili olarak şunları yazar:
Her zaman erken yatar erken kalkardı. Sabahları güneşten evvel kalkıp hamama gider, banyosunu yapardı. Hamamın dış katında oturmak için bir sedir yaptırmıştı. Orada giyinir, sabah namazını oracıkta kılar, sonra kahvaltısını ederdi.
Ekseri akşamlar yemekten sonra bahçeye çıkar, orada paşalarla, beylerle gezer ve bazen hareme geçerdi. Bazen marangozhanesinde veya kütüphanesinde çalışırdı. İşi olmadığı zaman yatsı namazından sonra derhal yatak odasına çekilirdi.
Saate ve vakte pek bağlı idi. Her işini bir saate bağlamış, düzgün bir ömür geçirmiştir. Beş vakit namazını kılar, Kuran-ı Kerim okurdu.
Daime camilere devam ettiğini Ramazanlarda Süleymaniye Camii\'nde namaz kıldığını o zamanlar camide açılan sergilerden alışveriş ettiğini hikaye tarzında anlatırdı. Babam herkesin namaz kılmasını, camilere devam edilmesini çok isterdi. Sarayın hususi bahçesinde beş vakit Ezan-ı Muhammedi okunurdu.
Babamın bir sözü vardı: "Din ve fen" derdi. "Bu ikisine de itikat etmek caiz" olduğunu söylerdi.
------------------------------------------------------------------http://osmanlldevleti.blogspot.com/2013/09/babam-sultan-abdulhamit-1-bolum.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder