25 Ocak 2016 Pazartesi
Osman Gazi’nin, oğlu Orhan Gazi’ye yaptığı nasihat
Osman Gazi’nin, oğlu Orhan Gazi’ye yaptığı “nasihat”
“Ey oğul!.. Her işten önce din işlerine dikkat et... Zira farzlara dikkat, din ve devletin güçlenmesine sebeptir... Din işlerini; dikkatli olmayan, itikadı bozuk ve doğru yoldan ayrılmaya yönelen, büyük günahlardan kaçınmayan, helâle-harama dikkat etmeyen sefihlere ve ayrıca tecrübesiz kişilere bırakma, devlet idaresinde bu gibi kişilere iş verme!..
Zira; yaratandan korkmayan, yaratılandan hiç korkmaz!..
Büyük günah işleyen ve bunu devam ettiren kimsede sadakat olmaz..
Zulümden ve bid’atten sakın... Zulme ve bid’ate teşvik edenleri devletinden uzaklaştır... Çünkü, böyleleri seni zevale uğratmış olurlar.
Daima cihad ile devletini genişletmeye çalış... Çünkü; uzun zaman sefer olunmazsa askerin şecaatine, reislerin ve kumandanların bilgi, tedbir ve malûmatına ağırlık ve noksanlık gelir... Böylece; sefer işlerini bilenler ölür gider de yerine tecrübesiz kimseler gelir.
Beytü’l-mâli koru!..
Devletin servetini çoğaltmaya çalış.
Şer’i şerifin ölçüsüne göre; sana ait olana kanaatle, ihtiyaçlarından ve gerekli olanlardan başka lüzumsuz yere telef etme, israftan kaçın!..
Sadâkatle ve Allah rızası için çalışan devlet erkânını koru!... Vefatlarından sonra da, böyle kimselerin çoluk-çocuğuna bak, ihtiyaçlarını karşıla!..
Halkından, hiç kimsenin malına tecavüz etme!..
Benden ibret al ki;
Bu diyarlara zayıf bir bey olarak gelip, haketmediğim halde bunca inâyet-i celîle-i Rabbâniye’ye mazhâr oldum... Sen de benim yolumdan git ve bu Din-i Muhammedî’yi ve ashâbını, sana tâbi olanları koru.
Allah (c.c.)’ın hakkını ve kulların hukukunu gözet... Ve, senden sonrakilere böyle nasihat etmekten geri durma.
Halkını; düşman istilâsından ve zulme uğratılmaktan koru.
Haksız yere, hiçbir ferde lâyık olmadığı muamelede bulunma.
Halkı taltif et, hepsinin rızasını kazan.”
LA İLAHE İLLALLAH
LA İLAHE İLLALLAH
KELİME-İ TEHLİL : La ilahe illallah ( Allah’tan başka ilah yoktur )
KELİME-İ TEVHİD : La ilahe illallah, Muhammedun Resulullah. ( Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed onun resulüdür.)
70 bin kelime-i tehlil ( La ilahe İllallah )okumaya hatm-i tehlil denir. Her 100 “La İlahe İllallah ‘ dan sonra “Muhammed-ür Rasulllah”denir.
Mazher-i Can-ı Canan hazretleri, bir kabrin yanına oturmuştu. (Bu mezarda Cehennem ateşi var. Hadis-i şerifte (Kendisi için veya başka müslüman için 70 bin kelime-i tevhid okuyanın günahları affolur) buyuruluyor. Ruhuna Hatm-i tehlil sevabı bağışlayacağım. İnşallah affolur) buyurdu. Hatm-i tehlilin sevabını bağışladıktan sonra, (Elhamdülillah bu günahkâr kadın, Kelime-i tehlil sayesinde azaptan kurtuldu) buyurdu. (Makamat-ı Mazheriyye)
Kelime-i Tevhid; iman ile küfrü, saadet ehli ile sefalet ehlini tefrik eden, birbirinden ayıran en önemli kelimedir... “Lailahe illallah”, üzerine bütün salih amellerin inşa edildiği bir temeldir aynı zamanda. Temelsiz binanın yıkılmaya mahkûm olması gibi, önemli olsa da onun üzerine bina edilmeyen her iş, her amel, Kur’ani ifadeyle “hebaen mensura” yani havada uçuşan toza dönüşerek yok olmaya mahkûmdur.
“La ilahe illallah” yani “Allah’tan başka ilah yoktur” başka ne anlama geliyor?
Allah’tan başka ilah yoktur demek;
Hak ve adaletin er veya geç bir gün mutlak surette yerine gelmesi demek…
Merhamet demek, mağfiret demek…
Allah’tan başka ilah yoktur demek;
Gözyaşlarının boşa akmaması, sabrın meyvesiz, hayrın ve şerrin karşılıksız kalmaması, cinayetin, cürmün kısassız kalmaması demek…
Allah’tan başka ilah yoktur demek;
Endişelerin bertaraf olması, hakkın sahibine verileceğinin garantisi demek. Dolayısıyla kalbin itminana kavuşması, nefislerin huzura, gönüllerin sükûna ermesi demek…
Allah’tan başka ilah yoktur demek;
Cimriliğin değil, Kerem sahibinin kainatı yönetmesi demek…
Verdiğini geri almak Kerimliğin doğasında yoktur. Hayatı bize bahşeden Allah c.c, ölüm ile onu bizden almaz. Ölüm asla ve hâşâ bize bahşedilen hayatın elimizden alınması değildir. Aksine ölüm, “lailahe illah”ı hakkıyla söyleyenler için nihayetsiz güzeller güzeli yepyeni bir hayatın bahşedilişi demektir.
Allah’tan başka ilah yoktur demek;
Kaiinattaki yaratılmışlar içinde hiçbir abesliğin, kusurun bulunmaması demektir...
Her şeyde bir hikmet vardır demek... Her olayın ardında bir hikmet vardır demek… Her yaratılmışın bir hikmeti vardır demek… Acının, kederin, hastalığın, hüznün, acizliğin, zayıf ya da güçlü olmanın ardında hep bir hikmet var demek.
Allah’tan başka ilah yoktur demek;
Kederlerimizin, dertlerimizin, sıkıntılarımızın, kusurlarımızın, hatalarımızın Rahman’ın sonsuz rahmetinde erimesi demek…
Allah’tan başka ilah yoktur demek;
Bütün güç ve kudretin O’nun elinde olması demek… Bütün ilimlerin sonsuz bilgisine O sahip demek… Bütün arzu ve isteklerimizin O’nun elinde olması demek…
Allah’tan başka ilah yoktur demek;
O’ndan kaçış yok, aksine kaçış O’na demek…
O, bütün kullar için sığınılacak makam demek…
Sıkıntılarımız, dertlerimiz, kederlerimiz için niyazda bulunup yakaracağımız en büyük kapı demek…
Velhasıl, özellikle gönlü daralan mümin için ihlas ile, La ilahe illah demek;
Yalnız olmamak demek… Kurtuluş demek… İki cihan huzuru ve mutluluğunu garanti etmek demek…
Hadis-i Şerifler :
La ilahe illallah demek 99 belayı önler. Bunun en aşağısı sıkıntıdır.
La ilahe illallahı çok söyleyerek imanınızı tazeleyin!
Amellerin kıymetlisi La ilahe illallah demektir.
Zikrin [Allah’ı anmanın] en faziletlisi La ilahe illallah demektir.
Benim ve diğer peygamberlerin dediği en üstün şey, La ilahe illallah sözüdür.
La ilahe illallah diyenin günahları silinir, yerine o kadar sevap yazılır.
Ölüm halindekilere La ilahe illallah söylemesini telkin edin, onları Cennetle de müjdeleyin. Şeytanın insana en yakın olduğu an bu vakittir
Son sözü La ilahe illallah olanın, ruhu kolay çıkar ve o söz kıyamette ona nur olur.
Günde yüz defa La ilahe illallah diyenin yüzü kıyamette dolunay gibi parlar.
Allahü teâlânın birliğine iman edip, şirk koşmadan ve ihlasla namazını kılıp, zekatını verenden Allah razı olur.
Zikrin efdali, La ilahe illallah, duanın efdali de elhamdülillahtır.
Şu beş şeyi dilinizden düşürmeyin: Sübhanallah, Elhamdülillah, Allahü ekber, La ilahe illallah ve La havle vela kuvvete illa billah.
Allahü teâlânın indinde, tekbiri, tahmidi, tesbihi ve tehlili sebebiyle Müslüman olarak ihtiyarlayan bir müminden daha efdal kimse yoktur.
Tekbir: Allahü ekber, Tahmid: Elhamdülillah, Tesbih: Sübhanallah, Tehlil: La ilahe illallah, Temcid: La havle vela kuvvete illa billah demektir.
Bir çok yerlerde Kelime-i Tevhid meclisi toplarlar, (kurarlar) Kelime-i Tevhid merasimi yaparlar. Buralarda kalabalık cemaat bulunabilecek şekilde onbeş-yirmi, otuz, kırk, elli, altmış, belki de daha fazla davetli bulabilen meclisler oluyor.
İbn-i Arabi hazretleri derki:Boynunu cehennemden azad ettirmek için ve nefsini Allah (CC) Hz.lerinden sakındırmak için 70.000 defa (Lâilâheillallah) oku. O zaman Allah (CC) Hz.leri seni cehennemden azad eder. Yahut kimin için okursan onu azad eder.
Allaha cc emanet olunuz.
13 Ocak 2016 Çarşamba
ASR SURESI NIN AÇIKLAMALI TERCEMESI..
Suskun Yüreğim
MODERATÖRÂYET-İ KERÎME'LER
- 19:55
İlk olarak Suskun Yüreğim paylaştı:
ASR SURESI NIN AÇIKLAMALI TERCEMESI..
Allah'a sığınırız kovulmuş şeytanın şerrinden..Rahmân ve Rahîm Allah'ın adıyla
" Asra yemin olsun ki, insan şüphesiz hüsrandadır..Iman edip, salih ameller işleyenler,birbirlerine Hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler müstesnadır."
Bu sure iniş sırasına göre 13 , Kitaptaki sıralamada 113 cü suredir..
Mekke'de indirilmiştir..
Yeminle başlar ki, yemin edenin Rabbimiz olması, ne denli önemli sözlerin yemin ardından geleceğine apaçık vurgudur..
Asr kavramı.. Türkçede Çağ yüzyıl olarak yaygın kullanılır.. Asr Arapça'da ilk olarak Tüm zamanı ifade eder ve Zamanın tüm birimlerini.. Çağ.. günün iki ucu.. ikindi vakti.. sabah vakti gibi...
Rabbimiz, bizim içinde yaşamaya mahkum olduğumuz ve bizi kuşatan zamana yemin ederek İNSAN IRKININ, aralıksız bir hüsranın içinde olduğunu bildiriyor..
Bu hüsrani, bu durmadan kaybedişi ancak sırasıyla, Ona iman etmenin, salih amel üretmenin (salih kavramı sulhten geliyor) yani barışa ve güzelliğe yönelik iş üretmenin, ardından da Hakkı tavsiye etmenin ve sabrı tavsiye etmenin durdurabilecegini müjdeliyor..
Bu sure için şöyle denir;
Tek başına indirilse yetecek kadar kuşatıci bir suredir Asr Suresi..
Bir başka benzetme de,
Asr Suresi mikro Kur'an'dır..
En doğrusunu bilen, Alim olan Allah'ın şanı sonsuz yüceliktedir..
11 Ocak 2016 Pazartesi
Fatiha suresi Ayet 4 "O Allah Din gününün tek Maliki'dir.Sahibidir."
Suskun Yüreğim
MODERATÖRÂYET-İ KERÎME'LER
- 22:41
İlk olarak Suskun Yüreğim paylaştı:
Namaz kılanlara.. Kuran'dan tat almak isteyenlere bir tefsir,yorum örneği
Sunuyorum...
Fatiha suresi Ayet 4
"O Allah Din gününün tek Maliki'dir.Sahibidir."
Rabbimiz Din gününü, cok uzak bir başka sure ve ayette açıklıyor..
Kur'an O'nun sözleridir işte bir mucize örneği..
Infitar Suresi 17-19 ayetler
" Din gününün ne oldugunu sana bildiren nedir? Bir gündür ki o, bir benlik başka bir benlik için hiçbir şeye güç yetiremez.. O gün buyruk yalnız Allah'ındır.."
Fatiha suresindeki bir sözü, çok uzak başka bir surenin içinde açıklıyor Rabbimiz işte bir mucize daha;
Yine Fatiha suresi ayet 6 da buyuruyor ki,
"Dosdoğru giden yola ilet bizi.."
Açıklaması bakın nereden çıkıyor karşımıza?
"Kim Allah'a sarılırsa, dosdoğru giden yola iletilmistir o."
Buradan anlıyoruz ki sirati Müstakime sadece Allah'a sarılanlar iletilir..
Fatiha 7. Ci ayette buyuruyor;
"Kendilerine nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet bizi"
Kim bu nimet verilenler?
Bu sefer de Nisa Suresi 69 cu ayetten geliyor açıklaması buyrun;
" Allah'a ve Rasule uyanlara gelince, bunlar, Allah'ın kendilerine nimet verdigi kimselerle birliktedir..Onlar ki, Nebilerle,Hak dostlarıyla,şehitlerle,salih kullarla birliktedir.."
Rabbimiz bize Fatiha Suresinde dua ettiriyor kendi sözleri ile ve yine Kendisi bize açıklıyor,bu duanın şifrelerini Kitabın her yanına serpistirilmis olan ayetleri ile..
Bu durum, Kur'an'a insan eli degmediginin birkaç mucize kanıtıdır..
örneklerden çok vardır Kitabımızda emin olunuz..
Şimdi namaz kılanlar fatihadaki duanın iç yüzünü öğrenmiş oldular daha bir ihlas ve coşku ile namazı kılacaklar inşaAllah..
Kur'an okumak isteyenlere de istek ve özlem duygusu gelecek nasipse..
SADAKA VERMENİN ÖNEMİ
SADAKA VERMENİN ÖNEMİ
Rasulullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sadaka Rabbin öfkesini söndürür ve kötü ölümü bertaraf eder."
[Tirmizi]
“Hastalarınızı sadaka ile tedavi ediniz.”
[Ebu Davud, el-Merâsil, 133]
Allah rızası için yapılan, maddi ve manevi her iyiliğe, sadaka denir. Şeytan verdirmek istemese de sadaka vermelidir. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Şeytan, fakirleşirsiniz diye korkutup, size cimriliği, çirkin şeyleri emreder, sadaka verdirmek istemez. Allah ise kendi lütfundan size mağfiret ve bol nimet vadediyor. Allah'ın ihsanı geniştir, her şeyi hakkıyla bilendir.) [Bekara 268]
Sadakanın faydaları hakkında, hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Hastalarınızı sadakayla tedavi edin. Sadaka, her hastalığı ve belayı defeder.) [Beyheki]
(İlmi olan ilminden, malı olan malından sadaka versin.) [İbni Sünni]
(İyilik ömrü artırır, sadaka günahları giderir ve kötü ölümden korur.) [Taberani]
(Sadaka kibri yok eder.) [Tirmizi]
(Sadaka verenin rızkı artar ve duası kabul olur!) [İbni Mace]
(Sadaka vermeye engel olana, lanet olsun.) [Isfahanı]
(Sadaka, kabir azabından korur. Kıyamette de himaye altına alır.) [Beyheki]
(Sıkıntılarınızı sadakayla önleyin.) [Deylemi]
(Suyun ateşi söndürdüğü gibi, sadaka da günahları yok eder.) [Tirmizi]
(Vallahi, sadaka vermekle mal eksilmez. O halde sadaka verin!) [İ. Ahmed]
(Sadaka malı artırır. Öyleyse sadaka verin.) [İbni Ebiddünya]
(Sadaka 70 çeşit belayı önler. Bunların en hafifi cüzzam ve barastır.) [Hatib]
(Sadaka şeytanın belini kırar.) [Deylemi]
(Gizli verilen sadaka, Allah'ın gazabını söndürür.) [Beyheki]
(Sırf Allah rızası için sadaka verene, kıyamette Allahü teâlâ, "Ey kulum, sen benim rızamı gözettin, ben de seni hakir etmem ve vücudunu Cehenneme haram kılarım. Haydi, Cennete istediğin kapıdan gir" buyurur.) [Deylemi]
(Az da olsa sadaka verin. Parayı saklayıp vermeyene, Allah da ihsanını keser.) [Müslim]
(Rızkının bol olmasını isteyen sadaka versin.) [Deylemi]
(Sadaka vererek rızkınızı bollaştırın.) [Beyheki]
(Sadaka malı çoğaltır.) [İbni Adiy]
(Sadaka vermede acele edin; çünkü bela, sadakayı geçemez.) [Taberani, Beyheki]
(Sadaka verin. Çünkü sadaka Cehennemden kurtuluşunuza sebep olur.) [Taberani]
(Bir hurma tanesi de olsa, sadaka olarak verin; çünkü o, az da olsa açlığı dindirir ve suyun ateşi söndürdüğü gibi günahları yok eder.) [İbni Mübarek]
(Güne başlarken sadaka vermek, felaketleri önler.) [Deylemi]
(Sadaka, nafile oruç tutmaktan daha faziletlidir.) [Beyheki]
(Sevabı Müslüman ana babasına niyet edilerek verilen sadakanın sevabı, onlara da gider, kendi sevabından da bir şey eksilmez.) [Taberani]
(Sadaka olarak verilen bir parça ekmek, Allah katında Uhud dağı kadar büyür.) [Taberani]
Sadaka vermek
Sual: Her gün sadaka vermek gerekiyormuş. Bulamayan ne yapar?
CEVAP
Resulullah efendimizle Eshab-ı kiram arasında şöyle bir konuşma geçer. Peygamber efendimiz buyurur ki:
- Her müslümanın sadaka vermesi lazımdır.
- Ya Resulallah, bulamayan kimse ne yapar?
- Çalışır, kazanır ve sadaka verir.
- Çalışacak bir iş bulamazsa ne olur?
- İhtiyacı olan kimseye herhangi bir şekilde yardım eder.
- Yardım edilecek bir kimse de bulamazsa?
- Herhangi iyi bir iş yapması [malım olsaydı ben de verirdim demesi, birine yol göstermesi, yoldaki sıkıntı veren bir şeyi kaldırması, ölümü hatırlaması, zararı dokunmaktan sakınması, ilim öğrenmesi ve öğretmesi gibi hususlar] da onun için bir sadakadır. (Buhari, Müslim, Nesai)
Kime vermeli
İlim tahsili yapılan yerlere, gerek zekât, fıtra, adak ve akika, gerekse sadaka şeklinde yapılan yardım, insanı kazalardan belalardan korur. Dünyada, sıhhat ve afiyet içinde bir ömür sürmeye sebep olur. Ayrıca farz olan cihad ve ilim yayma sevabına kavuşulur. Böylece yardım yapan kişi, hem dünyada hem de ahirette çok büyük nimetlere kavuşmuş olur. İlim yaymanın sevabını Peygamber efendimiz şöyle ifade buyuruyor:
(Bütün ibadetlere verilen sevap, Allah yolunda cihada verilen sevaba göre, deniz yanında bir damla su gibidir. Cihad sevabı da, emr-i maruf ve nehy-i anilmünker sevabı [dinin emir ve yasaklarını öğretme] yanında, denize nispetle bir damla su gibidir.) [Deylemi]
İhlas Vakfı, öğrenci yurtlarında binlerce üniversiteli fakir öğrenciyi ve bilhassa Türk dünyasından gelen muhtaç öğrencileri barındırmaktadır. Onların birçok ihtiyacı, hayırseverlerin yardımları ile sağlanmaktadır. İhlas Vakfı senelerdir, hayırsever vatandaşlarımızın yaptıkları yardımları, en iyi şekilde değerlendirmektedir. İhlas Vakfı, Türk Dünyası’ndan gelen fakir öğrencilere her türlü yardımı yapmaktadır. Azerbaycan, Türkmenistan, Çeçenistan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Kırım, Doğu Türkistan ve diğer Türk topluluklarından gelen öğrencilere Türkiye’nin büyük şehirlerinde açtığı öğrenci yurtlarında her türlü maddi ve manevi yardımı yapmaktadır.
Yurtlarda üç öğün yemek çıkmakta, İhlas Vakfı, öğrencilere sevgi ve şefkat kucağını açmaktadır. İhlas Vakfı öğrenci yurtlarının bir yıllık et ihtiyacı hayırseverlerin verdikleri kurban vekaletleri ile karşılanmaktadır. Vakfa verilen kurban vekaletleri ile hayırseverler adına, kurbanlıklar satın alınmakta ve dinimize uygun olarak kesilen kurbanlar, soğuk hava depolarında muhafaza edilmektedir. Bir yıl boyunca da, bu etler yurtların yemek ve et ihtiyacında kullanılmaktadır.
Yıllardır ülkemizin ve Türk dünyasının binlerce gencine, öğrenci yurtlarında bir aile ortamı sıcaklığında sevgi ve şefkatle muamele eden İhlas Vakfı’na kurban vekaleti vererek yardım etmek, destek vermek gerekir. Çünkü hadis-i şerifte, (Hayra vesile olan hayır yapan gibidir) buyuruluyor.
70 yıllık komünizm zulmünden kurtularak ülkemize gelen misafir öğrencilere en iyi ev sahipliği yapan İhlas Vakfı, ülkemizin yüz akıdır. Eğitime ve devletimize verdiği hizmet ve destek ile en iyi şekilde kamu hizmeti yapmaktadır. Dünya tarihinde vakıf medeniyetini kuran dedelerimizin torunu olarak vakıfları, hayır kurumlarını ve ilim yuvalarını kurban vekaleti vererek veya başka şekilde desteklemek, bilgili, kültürlü öğrencilerin yetişmesine katkıda bulunmak milli ve dini bir vazifedir.
Arzu edenlerin zekât ve sadaka-i fıtraları da, fakir öğrencilere verilmek üzere vekaleten kabul edilmektedir. Bu hayırlı hizmete değerli okuyucularımızın da katkıda bulunmasını önemle tavsiye ediyoruz.
İhlas Vakfı'na kurban vekaleti veren, bu vakfın hizmetlerine iştirak etmiş olur. Kurban vekaleti vermek isteyenler, herhangi bir İhlas Vakfı öğrenci yurduna veya Türkiye Gazetesi bürosuna giderek veya telefon ederek, kurban vekaleti verebilirler.www.ihlasvakfi.org.tr internet sitesinden de vekalet verilebilir. Mail, telefon ve faks bilgileri ile gerekli hesap numaraları, kurban bedelleri hakkında bilgi, bu sitede mevcuttur.
Neler sadakadır?
Sual: Neleri yapmak, sadaka olur?
CEVAP
Allah rızası için yapılan her iyilik, sadakadır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kendine ve çoluk çocuğuna harcadıkların birer sadakadır.) [Beyheki]
(Her iyilik, sadakadır.) [Tirmizi]
(Güzel söz, sadakadır.) [İ. Ahmed]
(Güler yüzle selam vermek, sadakadır.) [Beyheki]
(Din kardeşine güler yüz göstermek, sadakadır.) [Tirmizi]
(Bir ağaçtan yenilen veya çalınan şeyler, o ağacı diken için sadaka olur.) [Müslim]
(Birine iyi şeyler öğretmek, kötülük yapmasını önlemek, sorana yol göstermek, sokaktaki zararlı şeyleri temizlemek, birer sadakadır.) [Tirmizi]
(Herkesin eklem yeri kadar sadaka vermesi gerekir. Sübhanallah, Elhamdülillah, La ilahe illallah veya Allahü ekber demek, birer sadakadır. İyiliği tavsiye etmek, kötülüğe önlemeye çalışmak, birer sadakadır. İki rekât kuşluk namazı kılmaksa, bütün bunları karşılar.) [Müslim]
(Emr-i maruf, nehy-i münker yapmak sadakadır.) [Müslim]
(Müdara etmek sadakadır.) [Deylemi]
(Hastanın nefes alıp vermesi sadakadır.) [Hatib]
(Camiye giderken atılan her adım da bir sadakadır.) [İ. Ahmed]
(Ölümü hatırlamak sadakadır.) [Deylemi]
(Borçlu fakire, ödemesi için mühlet verenin, her günü, bir sadaka olur.) [Taberani]
(Yolunu kaybetmişe yol göstermek bir sadakadır.) [C. Sagir]
(Zevcine hizmet sadakadır.) [Deylemi]
(Nikâhlısıyla beraber olmak sadakadır.) [Müslim]
(Haramdan sakınanla, istişare etmek sadakadır.) [Deylemi]
(Kötülük yapmaktan sakınmak bir sadakadır.) [İbni Ebiddünya]
(Ödünç vermek bir sadakadır.) [Taberani]
(Selam vermek sadakadır.) [Buhari]
Sadaka vermekle mal eksilmez
Sual: Sadaka vermekte zorlanmanın sebebi ne olabilir?
CEVAP
Bu, cimrilikten ileri gelir. Cimrilik ise, iman zayıflığından ve cahillikten kaynaklanır. Hayra verdiği paranın boşa gittiğini zanneder. Ona kat kat mükâfat verileceğini düşünemez. Şeytan, hayra mâni olmak için vesvese verir. Bir âyet-i kerime meali:
(Şeytan, fakirleşirsiniz diye korkutup, size cimriliği, çirkin şeyleri emreder, sadaka verdirmek istemez. Allah ise, kendi lütfundan size mağfiret ve bol nimet vadediyor. Allah'ın ihsanı geniştir, her şeyi hakkıyla bilendir.) [Bekara 268]
Bir hadis-i şerif: (Yemin ediyorum, sadaka vermekle mal eksilmez!) [İ. Ahmed]
Sadaka verenin malının bereketi artar. Az malı çok iş görür. Bir hadis-i şerif:
(Gizli açık çok sadaka verin ki rızkınız bollaşsın, yardıma mazhar olasınız ve duanız kabul edilsin.) [İbni Mace]
Verene Allahü teâlâ, kat kat fazlasıyla verir. Kısana ise, vermeyi kısar. Hazret-i Ebu Bekir’in kızı Hazret-i Esma’nın, (Ya Resulallah, eşim Zübeyr'in verdiği mehirden başka malım yok. Sadaka vereyim mi?) sualine, Resulullah efendimiz şöyle buyurdu: (Gücün nispetinde sadaka ver, kesenin ağzını sıkma! Allah da, senin rızkını sıkar.) [Buhârî]
9 Ocak 2016 Cumartesi
SABAH NAMAZI İLE İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLER
Alper ÇAĞLAR
MODERATÖRHADÎS-İ ŞERÎF'LER
- 07:19
SABAH NAMAZI İLE İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLER
“Kim yatsıyı bir cemaat içinde kılarsa sanki gecenin yarısını ihya etmiş gibi olur, kim de sabah namazını bir cemaat içinde kılarsa sanki gecenin tamamını namazla geçirmiş gibi olur.”
Müslim: 656, Tirmizi: 221
“Kim sabah namazını eda ederse o, Allah’ın himayesindedir. Allahu Teâlâ zimmetinden dolayı sizden birşey talep etmez. Kim Allahu Teâlânın himayesinden birşeyle çıkmak isterse, ona yetişir sonra onu yüzüstü cehennem ateşine atar. Muslim “Münafıka en ağır gelen namaz; yatsı ve sabah namazlarıdır. Eğer bilseydi o iki namazda ne var? Sürünerek dahi olsa onun ikisine gelirdi.”
Ahmed Müsned 52/424
“Kim iki bürdeyi kılarsa cennete girer. İki bürde: Sabah ve ikindi namazıdır.”
Buhari Fethu’l-Bari: 2/52
“Sizi gece ve gündüz ardarda daima takip eden melekler vardır. Sabah ve ikindi namazında toplanıyorlar. Sizinle geceleyenler gök’e yükseliyorlar. Allah-u Teâlâ onlardan daha iyi bildiği halde onlara kullarımı ne hal üzerine terkettiniz? diye sorar. Diyorlar ki: Onları biz terkederken namaz kılıyorlardı ve onlara gittiğimizde de namaz kılıyorlardı.”
Buhari Fethu’l-Bari: 2/33
“Düşman süvarisi kovalasa bile sabah namazının iki rekât sünnetini terketmeyin” Ebu Davud, “Hz. Peygamber, sabah namazının iki rekatı gibi başka hiç bir nafile namaza devam etmemiştir”
Buhâri, Teheccüd, 27; Müslim, Misâfirîn,
“Farz namazların içerisinde, cuma günü (sabahı) cemaatle kılınacak sabah namazından daha üstün bir namaz yoktur. Kim ki bu namazı kılarsa, Allah’ın affına mazhar olacağından hiç şüphem yok-tur.” Hadis-i Şerif, Camiüssağir
Ebû Hureyre’den (ra): Allah Resulü (asm) buyurdu: “İnsanlar, ezan okumanın ve birinci safta namaz kılmanın faziletini bilselerdi ve bunlara nail olmak için de kur’a çekmekten başka çare bulamasalardı, mutlaka kur’a çekerlerdi. Namaza erken gitmenin faziletini bilselerdi, onun için aralarında yarış ederlerdi. Yatsı ve sabah namazının sevabını bir bilselerdi, onlara sürünerek dahi olsa giderlerdi.”
Buhârî, Müslim, Muvattâ ve Nesâî
“Kim ki sabah namazını cemaatle kıldıktan sonra oturup, güneş doğuncaya kadar Allah-u Teâlâ’yı zikrederse, sonra da iki rekât namaz kılarsa, kendisi tam bir hacc, tam bir umre sevabı gibi sevap kazanır.”Hadis-i Şerif, Tirmizî Resûlullah(sav) şöyle buyurdu: “İki serinlik namazını, sabah ve ikindiyi kılan kimse cennete girer.”
Buhârî, Mevâkît 26; Müslim, Mesâcid 215
8 Ocak 2016 Cuma
İhlas Suresi 1.ayetin Tefsiri
ABDULLAH HALİM YÜCEL
MODERATÖRÂYET-İ KERÎME'LER
- 21:40
ÖNCE İMAN SONRA NAMAZ (AYET-İ KERİME ( MEALİ , OKUNUSU , ARAPÇASI VE TEFSİRİ )) topluluğunda ilk olarakABDULLAH HALİM YÜCEL paylaştı:
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ Bismillahirrahmanirrahîm.
Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla
İhlas 1.Ayet: قُلْ هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌۚ İhlas 1.Ayet: Kul huvallahu ehad. İhlas 1.Ayet: De ki: «O Allah tek birdir. ..... ... SadakallahulAzim .........
TEFSİRİ. :). ...... İhlâs sûresi, İslâm’ın esası olan tevhid (Allah’ın birliği) ilkesini özlü bir şekilde ifade ettiği ve Allah Teâlâ’yı tanıttığı için Hz. Peygamber tarafından Kur’an’ın üçte birine denk olduğu ifade buyurulmuştur.
Kelâmın akışı ve konunun Allah’ın nesebini (hangi soydan geldiğini) soranlara verilen cevapla ilgili olması dikkate alındığında
1. âyetteki “O” diye çevirdiğimiz “hüve” zamirinin Allah’a ait olduğu açıkça anlaşılır. Allah ismi, varlığı ezelî, ebedî, zarurî ve kendinden olup her şeyi yaratan, her şeyin mâliki ve mukadderatının hâkimi, her şeyi bilen ve herşeye kadir olan...
Yüce Mevlâ’nın öz (has) ismidir (bk. Bakara 2/255). Müfessirler bu sûrede ağırlıklı olarak Allah’ın birliğini ifade eden ahad terimi ile var oluş bakımından kimseye muhtaç olmadığını anlatan “samed” terimi üzerinde durmuşlardır.
“Tektir” diye çevirdiğimiz “ahad” kelimesi, “birlik” anlamına gelen vahd veya vahdet kökünden türetilmiş bir isimdir (Ebû Hayyân, VIII, 528);
sıfat olarak Allah’a nisbet edildiğinde O’nun birliğini, tekliğini ve eşsizliğini ifade eder; bu sûrede doğrudan doğruya, Beled sûresinde (90/ 5, 7) dolaylı olarak Allah’a nisbet edilmiştir; bu anlamıyla tenzihî veya selbî (Allah’ın ne olmadığını belirten) sıfatları da içerir.
Nitekim devamındaki âyetler de bu mânadaki birliği vurgular. Bu sebeple “ahad” sıfatının bazı istisnalar dışında Allah’tan başkasına nisbet edilemeyeceği düşünülmüştür.
Aynı kökten gelen vâhid ise “bölünmesi ve sayısının artması mümkün olmayan bir, tek, yegâne varlık” anlamında Allah’ın sıfatı olmakla birlikte Allah’tan başka varlıkların sayısal anlamda birliğini ifade etmek için de kullanılmaktadır.
Türkçe’de de “bir” (vâhid) ile “tek” (ahad) arasında fark vardır. Bir, genellikle “aynı türden birçok varlığın biri” anlamında da kullanılır.
“Tek” ise “türdeşi olmayan, zâtında ve sıfatlarında eşi benzeri olmayan tek varlık” mânasına gelir. İşte Allah, bu anlamda birdir, tektir.
Ahad ile vâhid sıfatları arasındaki diğer farklar ise şöyle açıklanmıştır:
Ahad, Allah’ın zâtı bakımından, vâhid ise sıfatları bakımından bir olduğunu gösterir. Ahad ile vâhidin her biri “ezeliyet ve ebediyet” mânalarını da ihtiva etmekle birlikte, bazı âlimler ahadı “ezeliyet”, vâhidi de “ebediyet” mânasına tahsis etmişlerdir. Allah’ın sıfatı olarak her ikisi de hadislerde geçmektedir
(bk. Buhârî, “Tefsîr”, 112; İbn Mâce, “Duâ”, 10; Nesâî, “Cenâiz”, 117; Müsned, IV, 103; geniş bilgi için bk. Bekir Topaloğlu, “Ahad”, DİA, I, 483; Emin Işık, “İhlâs Sûresi”, DİA, XXI, 537).
2 Ocak 2016 Cumartesi
Maide Suresi 89.ayet-ikerime Yemin Hakkında..
fotoshop bana ait :) |
Maide Suresi 89.ayet-ikerime: Allah, kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmaz, fakat bilerek yaptığınız yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Bunun da keffâreti, ailenize yedirdiğiniz yemeğin orta hallisinden on fakire yedirmek, yahut onları giydirmek, yahut da bir köle azat etmektir. Bunları bulamıyan üç gün oruç tutmalıdır. Yemin ettiğiniz takdirde yeminlerinizin keffâreti işte budur. Yeminlerinizi koruyun (onlara riayet edin). Allah size âyetlerini açıklıyor; umulur ki şükredersiniz!
RESİMDEKİ ARAPÇANIN OKUNUŞU BİLLAHİ
Hazırlayan Emine Kaya
RESİMDEKİ ARAPÇANIN OKUNUŞU BİLLAHİ
Hazırlayan Emine Kaya
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)