Hadis-i Şerifte Buyuruldu ki:
Hazreti Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e şu ayetten sordum: "Yerin başka bir yerle, göklerin de başka göklerle değiştirildiği, her şeye üstün gelen tek Allah'ın huzuruna çıktıkları günde sakın, Allah'ın peygamberlerine verdiği sözden cayacağını sanma" (İbrahim, 47-48). Ve dedim ki: "Ey Allah'ın Resulü. O gün insanlar nerede olacaklar?" "Sırat üzerinde" cevabını verdi.
Kaynak : Müslim, Münafikun 29, (2791), Tirmizi, Tefsir, İbrahim, (3120)
Açıklama :
Kur'an-ı Kerim sadece ibadet hayatımızı, içtimâî hayatımızı, beşerî münasebetlerimizi tanzim eden bir kitap değildir. Rabbimiz hazretleri insanın en mühim zaaflarından olan istikbâl endişesi ve yarın merakı gibi ihtiyaçlarını da ihmâl etmemiştir. Kur'an-ı Kerim bu sebeple, pekçok teferruata inerek âhiret âlemini tanıtır.
Yukarıda, kısmen açıklığa kavuşturulan âyet, âhiretle ilgili bir safhayı, merak edeceğimiz bir hususu aydınlatmaktadır: Âhiret âlemi tekrar bu dünya üzerinde mi kurulacak? "Evet!"se, dar olmayacak mı? "Hayır!"sa, bu dünya ne olacak? Ya semâvat? vs.
Ayet-i kerime, arz ve semâvâtın değişeceğini, yerine başka bir arz ve başka bir semânın geleceğini ifâde ediyor. Bu meseleyi aydınlatan bir kısım hadiselerde, "Üzerinde hiç haram ve haksız kan dökülmemiş, hiçbir günah işlenmemiş, hata yapılmamış, gümüş gibi beyaz, yeni bir arzın yaratılacağı" ifade edilmiştir.
Müslim'den gelen bir rivayette ise arzın çöreğe dönüşeceği ifâde edilmiştir: "Kıyamet gününde yer bir çörek olacak.Onu Cebbâr (celle şanuhu) kendi kudret eliyle, sizden birinizin seferde çöreğini elden ele çevirdiği gibi cennetliklere ikrâm olmak üzere çevirecektir."
Bu farklı rivayetleri, başka hadis ve karinelerin yardımıyla telif eden bâzı alimler, yerin mâruz kalacağı iki ayrı tebdilden söz etmişlerdir. Bu kavillerden birine göre:
"Arz birinci tebeddülünde gümüş gibi beyaz, üzerinde haram kan dökülmeyen düz bir hâl alacak ve bu sırat'tan önce olacak.
İkinci tebeddülü sırat'tan sonradır ve arzın çörek halini almasıdır. İşte bu sırada mahlûkat sırat üzerindedir. Arz bu ikinci durumda, cennete girmeleri ânında sâdece mü'minlere hastır."
Şunu da belirtmede fayda var: Gayba ait, uhrevî hakikatlere ait ihbârat-ı diniyeyi kabûl etmek esastır. Ancak mâhiyetin, kelimelerin ifade ettiği dünyevî şekilde olacağında ısrâr etmek gerekmez. Tercümanu'l-Kur'an olan İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ), ahirette, dünyadaki şeylerin sâdece isimlerinin var olduğunu, mâhiyetlerinin ise tamamen başka olacağını söyler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder