Hz. Ebû Bekir risaletten önce Hz. Muhammed (sav.) ile dost idi. Câhiliye
devrinin kötü işlerinden uzak dururdu. Nesep ilmine vakıftı. İyi bir hatip olarak
bilinirdi. Rüya tabirinde de mahareti vardı. (2)
Doğru ve iyi huylu bir tacirdi. Bilgisi,
tecrübesi, güzel komşuluğu ve arkadaşlığındaki vefakârlığı ile tanınmıştı. (3)
İslâm’dan önceki dönemde Mekke Site devletinde önemli meselelerin görüşüldüğü
müşavere heyeti arasında olup Eşnak (diyetler) görevi ondaydı. Mahiyeti itibarıyla bu önemli bir görevdi.(4)
Dolayısıyla hatırlı ve itibarlı biriydi.
Klâsik kaynaklarda nakledildiğine göre Cenâb-ı Hak, Hz.Muhammed’e nübüvvet vazifesini verdiği günlerde Hz. Ebû Bekir ticarî maksatla Yemen taraflarına gitmişti. Ukbe b. Ebî Muayt, Şeybe, Ebû Cehil, Ebu’l-Bahterî gibi Kureyş
ileri gelenleri onun dönüşünü kolladılar; şehre döndüğü sırada ise Hz. Ebû Bekir’in etrafını çevirerek ve bir çeşit baskı kurarak Hz. Muhammed’in peygamberliği konusunda onu uyardılar, söylenenlere inanmaktan, atalarının dinini bırakmaktan sakındırdılar.
Hz. Ebû Bekir onları tatlı sözlerle başından savdıktan sonra
doğruca Hz. Peygamber’in yanına gitti. Onunla görüşüp konuştu, işittiklerini
tahkik etti. Hz. Peygamber ona durumu anlattı ve kendisinin peygamber olduğunu bildirerek onu Allah’a imana ve kendisine vahiy ile haber verilenleri tasdike
davet etti. Kaynakların ittifakla belirttiğine göre Hz. Ebû Bekir tereddüt etmeksizin müslüman oldu.(5)
Nitekim, Hz. Peygamber bir hadisinde, “Ben, Ebû Bekir
dışında müslüman olmasını teklif ettiğim herkesten bir zorluk gördüm. Ebû Bekir’e gelince; o, teklifimi tereddüt etmeden kabul etti...” buyurarak buna açıklık
getirmiştir.(6)
Buharî’de yer alan bir rivayette de Ammâr b. Yâsir (ra.) şöyle diyor:
“Ben, Resûlullâh (sav.)’i ilk gördüğümde onun beraberinde ilk müslüman olarak
beş köle, iki kadın ve bir de Ebû Bekir vardı.”(7)
Muhammed b. Ömer’in nakline
göre Hz. Peygamber’e peygamberlik vazifesi verildikten sonra İslâm’a ilk giren
kişi ve Affan b. Müslim’in haberine göre de Hz. Peygamber’le hür ve yaşça büyük erkeklerden ilk namaz kılan kişi Hz. Ebû Bekir’dir.(8)
Hz. Ebû Bekir’in kızı
Esmâ da: “Babam ilk müslüman olan kişidir.”(9)
diyerek bu gerçeğe işaret etmiştir.
Peki, acaba Ukbe b. Ebî Muayt, Ebû Cehil ve yandaşları Ebû Bekir’in ticaret
yolculuğundan dönüşünü niçin gözlemişlerdi? Henüz şehre girmeden onun yolunu niçin kesmişlerdi? Yoksa onun İslâm’a gireceğinden endişe mi duyuyorlardı? O da kendileri gibi atalarının dinine bağlı değil miydi? Bu hususta tereddüt
mü ediyorlardı?
Bu sorulara belki tatminkâr cevaplar bulunamayabilir. Ancak, Hz. Ebû Bekir’in İslâm’dan önceki devirde de birtakım cahilî hayat tarzının dışında kalması
ve Hz. Muhammed (sav.) ile öteden beri sürüp gelen şahsi dostluğu belki de
onları kuşkulandırmıştı, uyarılmadan Hz. Peygamberin yanına ulaştığı takdirde
ona inanıp bağlanacağından korkmuşlardı. Gerçekten de korktukları başlarına
geldi. Üstelik uyarıları ters tepki yaptı. Çünkü Hz. Ebû Bekir, Hz. Peygamber’i
onlardan iyi tanıyor, doğruluğundan endişe etmiyordu. Dolayısıyla onların menfi
propagandası Ebû Bekir’i hemen Hz. Peygamber’in meclisine sevketti ve orada
İslâm’la şereflendi.
Kaynaklar
2 Hersekli Mehmed Kâmil, Metâliu’n-Nücûm, I, 20; Süyûtî, Tarîhu’l-Hulefâ, s.31.
3 İbn Hâcer, el-İsâbe, II, 342.
4 İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-Ğâbe, III, 310; Süyûtî, Tarîhu’l-Hulefâ, s.31.
5 el-Buhârî, el-Câmiu’s-Sahîh, İstanbul 1315, Fedâilü Ashâbi’n-Nebî, 5; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-Ğâbe, III, 310-313.
6 Buhârî , Fedâilü Ashâbi’n-Nebî,5.
7 Buharî, Menâkıbu’l-Ensar, 29. Haberde geçen beş köle: Bilâl-i Habeşî, Zeyd b. Hârise, Âmir b. Füheyre, Ubeyd b. Zeyd, Ebû Fükeyhe.
8 Bk. İbn Sa‘d, Tabakât, III, 171-172; Zeyd b. Erkam kanalıyla gelen sahih bir habere göre de Hz. Peygamber’le (kendi grubu içinde) ilk namaz kılan Hz. Ebû Bekir’dir. Bkz. Süyûtî, Tarîhu’lHulefâ, s.33.