7 Eylül 2012 Cuma

Nifak, sizden hayırlı bir kavme indirildi


3. (5767)- Esved rahimehullah anlatıyor: "Hz. Abdullah İbnu Mes'ud (radıyallahu anh)'un ders halkasında idik. Huzeyfe (radıyallahu anh) geldi ve yanımızda durup bize selam verdi:

"Nifak, sizden hayırlı bir kavme indirildi" dedi. Esved de (hayretle):

"Sübhanallah, Aziz ve Celil olan Allah: "Münafıklar cehennemin en aşağı derekesindedir" (Nisa 145) buyuruyor" dedi. Bunun üzerine Abdullah tebessüm etti. Huzeyfe de mescidin  bir kenarına oturdu. Derken Abdullah kalktı ve arkadaşları da dağıldılar. Huzeyfe beni çağırmak için bana bir çakıl attı, yanına geldim.  Bana: "Abdullah'ın  gülmesi tuhafıma gitti, halbuki o benim söylediğimi bilen birisi. Yemin olsun nifak, siz (tabiiler)den daha hayırlı bir kavme indirildi. Onlar (nifaktan) sonra tevbe ettiler. Allah da tevbelerini kabul etti" dedi." [Buharî,Tefsir, Nisa 25.][5]

AÇIKLAMA:

1- Alimler, ayete dayanarak "münafıkların azabı kâfirlerin azabından daha şiddetlidir. Çünkü onlar, dinle istihza etmektedirler"  demişlerdir.

2- Hadiste sahabelerin tabiinden daha  hayırlı olmalarına rağmen nifakın yani münafıklığın  onlardan çıkmış olmasını söylemekle Hz. Huzeyfe muhataplarına ciddi bir uyarıda bulunmuş olmaktadır.

İbnu Hacer der ki: "Münafıklıkla iptila edilenler sahabe tabakasından idiler. Sahabe ise tabiin tabakasından hayırlıdır. Lakin Allah onları nifakla iptila etti. Onlar irtidad ettiler ve münafık oldular, böylece onlardan hayırlılık gitti. Birkısmı tevbe etti ve hayırlılık onlara geri geldi. Sanki Hz. Huzeyfe,  hitap ettiği kimseleri sakındırdı ve onlara gururlanıp aldanmamalarını hatırlattı. Çünkü kalp dönücüdür. Bugünkü hal üzere gidemeyebilir. Bu sebeple onları imandan çıkmaya karşı  sakındırdı. Çünkü ameller sona göre değerlendirilecektir. Onlara, imanlarından son derece güven içinde olsalar bile, Allah'ın mekrine karşı emin olmamaları gereğini açıkladı. Nitekim onlardan önceki ve kendilerinden daha hayırlı olan sahabe tabakasında buna rağmen irtidad edenler ve nifaka düşenler olmuştur. Sahabeden sonra gelen tabakanın aynı şeye düşmesi haydi  haydi imkan dahilindedir."

Abdullah İbnu Mes'ud (radıyallahu anh)'un  tebessümünün , Hz. Huzeyfe'nin bu isabetli açıklaması karşısındaki taaccübünden ileri geldiği belirtilmiştir.

Hz. Huzeyfe, Hz. Abdullah'ın tebessümünün mahiyetini anlayamamış olmalı ki, niye tebessüm etti diye hayret etmiş ve hayretini el-Esved'e açıklama ihtiyacını duymuş ve: "Niye  güldüğüne hayret etmekte haklıyım, çünkü o benim  ne demek istediğimi tam anladı ve sözlerimdeki doğruluk ve isabetliliği de biliyor" manasında serd-i kelam etmiştir.

Hadisten, içine düştükleri nifak ve küfürden dönen zındıkların tevbesinin makbuliyetine delil çıkarmışlardır.[6]

Kaynak
[5] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 16/180.

[6] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 16/180-181.


5767 ـ3ـ وعن ا‘سود قال: ]كُنَّا في حَلْقَةِ عَبدِاللّهِ رَضِيَ اللّهُ عَنهُ فَجَاءَ حُذَيْفَةُ رَضِيَ اللّهُ عَنهُ حَتّى قَامَ عَلَيْنَا، فَسَلّمَ، ثُمَّ قَالَ: لَقَدْ أُنْزِلَ

النِّفَاقُ عَلى قَوْمٍ خَيْرٍ مَنْكُمْ. قَالَ ا‘سْوَدُ: سُبْحَانَ اللّهِ إنَّ اللّهَ عَزَّ وَجَلَّ يَقُولُ: إنَّ الْمُنَافِقِينَ فِي الْدَّرْكِ ا‘سْفَلِ مِنَ الْنَّارِ. فَتَبَسَّمَ عَبْدُ اللّهِ، وَجَلَسَ حُذَيْفَةُ فِي نَاحِيَةِ الْمَسْجِدِ. فَقَامَ عَبْدُاللّهِ فَتَفَرَّقَ أصْحَابُهُ فَرَمانِى بِالْحَصْبَاءِ، فأتَيْتُهُ. فقَالَ حُذَيْفََةُ: عَجِبْتُ مِنْ ضَحِكِهِ، وَقَدْ عَرَفَ مَا قُلْتُ، لَقَدْ أُنْزِلَ النِّفَاقُ عَلى قَوْمٍ كَانُوا خَيْراً مِنْكُمْ، ثُمَّ تَابُوا، فَتَابَ اللّهُ عَلَيْهِمْ[. أخرجه البخاري.ومقصود حذيفة بهذا: أن جماعة من المنافقين صلحوا واستقاموا وكانوا خيراً من  أولئك التابعين الذين خاطبهم لمكان الصحبة والصحبة والصح كيزيد ومجمّع ابني جارية بن عامر رَضِيَ اللّهُ عَنهما، فكأنه أشار بالحديث الى تقلب القلوب


1 yorum:

  1. Merhabalar,

    Cenab-ı Hakk, kendisine kulluk etsin diye yarattığı cin ve insanların takvalarını belirlemek için her türlü "Nifak" gibi olumsuzlukları kavimlere indirerek onları imtihan etmiştir ve etmektedir. Nitekim Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim'deki "Mümtehine" suresi de "imtihan edilenler" anlamını taşımaktadır.

    Faydalı paylaşımlarınız için teşekkürlerimi sunarım.

    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı