28 Ekim 2019 Pazartesi

Ezandan sonra bu duayı okumak sünnettir


1201- Şu duayı okumak sünnettir.

Ebû Hâzım (Radıyallâhu Anh) şöyle demiştir: "Her kim, müezzin, ezanı bitirdiğinde: 'Allah-u Teâlâ'dan başka hiç bir ilah yoktur. O tektir; hiçbir ortağı yoktur. O'nun Zât'ından başka her şey helâk olacaktır.

Ey Allah'ım! Bu şehâdeti bana Sen ihsan ettin; ben de bununla ancak Senin için şehâdet ettim. Senden başkası bunu benden kabul edemez. O halde Sen, bu şehadeti benim için yanında kurbet (yakınlık vesilesi) ve cehenneme perde kıl. Ey merhametlilerin en merhametlisi! Beni, ana-babamı ve inanan bütün erkek ve kadınları rahmetinle mağfiret eyle. Şüphesiz Sen her şeye hakkıyla gücü yetensin.' derse, Allah-u Teâlâ onu hesaba tâbi tutmadan cennetine koyar.  

Duanın Arapça metni

(Allâme Safûrî, eş-Şâfî 'î, Nüzhetü'l-Mecâlis, 2/276)

Kaynak: 4000 Maddede Cem Edilen SÜNNET MÜSTEHAB VE EDEPLER (1.CİLT),EZAN OKUNURKEN VE EZANDAN SONRA OKUNCAK DUALAR  sa:429-430

Yorumlarınızı bekliyorum :)

26 Ekim 2019 Cumartesi

Sadaka olarak verilen şeyden dönmemek sünnettir. Aksi takdirde mekruh olur


734- Sadaka olarak verilen şeyden dönmemek sünnettir. Aksi takdirde mekruh olur.

Abdullah b. Ömer (Radıyallâhu Anhuma) anlatıyor. Ömer b. Hattab, Allah yolunda tasadduk ettiği (Sadaka verdiği) atının satıldığını görünce onu satın almak istemiş. Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e bunu sorduğunda şöyle cevap almış: "Onu satın alma. Verdiğin sadakaya da dönme."

(Sünenu Ebî Davud, Kitabu'z-Zekâti:9, no:1593)

Kaynak: 4000 Maddede Cem Edilen SÜNNET MÜSTEHAB VE EDEPLER (1.CİLT), ZEKÂT ve SADAKADAKİ SÜNNETLER, sa: 236-237

Bu konuyla ilgili yorum bırakmayı unutmayın lütfen !  

25 Ekim 2019 Cuma

İPTİLA, FUTUH'UL GAYB


İPTİLA
İnsan, başına bir iş gelirse... Önce, kendi kendine kurtulmaya çalışır... Muvaffak olamayınca, etraftan yardım istemeğe koyulur...

Padişahlara gider; rütbe sahiplerine yalvarır. Zenginlere koşar... Hal sahiplerine gider; dua ister, himmet ister... Eğer hasta ise doktora gider, şifa arar. Bununla da kurtulamayacağını anlayınca, Allah’a döner.

Eğer kendi işini yapabilseydi, halka dönmeyecekti... İşini halkta bitirebilseydi, Hak’ka dönmezdi. Burada da arzusu biraz geç kalmağa başlar; fakat gidecek başka yeri kalmamıştır... Durur yalvarmağa başlar... Dua eder; sena eder. İhtiyaçlarını teker teker sayar, yalvarır... Bunları yaparken bir yandan da reddolunmaktan korkar; bir yandan da, isteği yerine geleceğini ümit ederek sevinir...

Son, bu halden de usanır; yaptığı dua ve niyazın işe yaramadığını zanneder... Bu kerre dua da dahil her şeyi bırakır... Saf, temiz bir halde beklemeğe başlar... Bu kez kader-i İlahi (Allah’ın emri) ne ise o zuhura gelir... Olacak olur... Herşeyde Allah’ın kudretini, kuvvetini sezer. Hareket, sükun... her ne varsa, ondan olduğunu anlar. Hayır, şer, iyilik, kötülük, vermek, almak, genişlik, darlık, ölmek, dirilmek, izzet, zillet, bunların hepsinin Hak’tan geldiğini mana gözü ile görür...

Bu halleri görür... Ve bu haliyle süt anasının elindeki çocuk gibi olur... Yıkayıcı elindeki meyyite benzer; kendinden bihaber... Onlar istediğini yapar... Velhasıl, bir top gibi olur, gayri ihtiyari sağa sola yuvarlanır... Bukalemun gibi renkten renge geçer. Ne kendisi için, ne de başkası için hiçbir hareket yapmaz... Hakkın işinden başka şey görmez. Gözü O’ nu görür, kulağı O’nu işitir. Başka şey görse veya işitse, O’nun için görür veya O’nun için işitir. O’nun nimeti ile beslenir ve O’na yakın olmakla ferahlar... Bu halle güzelleşir... Bununla hoş olur... Sakinleşir...

Her halde Hak’la mutmain olur. O’nun sözü ile ünsiyet peyda eder. O’ndan başka her şeyden çekinir ve hoşlanmaz... Daima O’nun zikrine koşar... Ve öylece kalmak ister. Bu halde kendinde yükseklik duyar. Kuvvetini Hak’tan alır. O’na tevekkül eder. Yolunu O’nun marifet nuru ile bulur. Onunla giyer, Onunla kuşanır. Böylece Hak’kın çeşitli ilimlerini öğrenir. O’nun kudreti ile şereflenir. O’ndan işitir. O’na yaklaşır. Dua eder, hamd eder. Öylece kalır...
FUTUH'UL GAYB/ABDULKADİR GEYLANİ, 3.bölüm İptila

23 Ekim 2019 Çarşamba

Gece namaz kılmak için kalktığında okunması sünnet olan dualar. Allah-ü Tealaya övgü ve sena


1102- Gece namaz kılmak için kalktığında okunması sünnet olan dualar..

Abdullah b. Abbas (Radıyallâhu Anh) anlatıyor: Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) gece namaza kalktığında şöyle dua ederdi:



"Allahım! Sana hamd olsun. Sen göklerin ve yerin nurusun. Tüm övgüler sana mahsustur. Gökleri ve yerleri ayakta tutan Sensin. Övülmeye layık olan sadece Sensin. Sen göklerin ve yerin ve her ikisi arasındaki tüm şeyleri düzene koyansın Sen Haksın. Vaadin de mutlaka gerçekleşecektir. Sana kavuşmak mutlaka tahakkuk edecektir. Cennet gerçektir. Cehennem gerçektir. Kıyamet mutlaka gerçekleşecektir. Allah'ım! Tüm irademi yalnız sana teslim ettim. Yalnız sana inandım. Yalnız sana güvenip dayandım. Yalnız sana yöneldim. Yalnız senin verdiğin güç ve kuvvetle düşmanlarla mücadele ettim. Yalnız Senin hükmüne müracat ettim. İşledim ve işleyeceğim gizli ve açık tüm günahlarımı bağışla! Sen benim ilahımsın, Senden başka hiçbir ilah yoktur."

(Sünenu't-Tırmizî, Ebvabu'd-dea'vati an Rasûlillâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem): 45/29, no:3418

Not: Duaların Arapça metinleri resimlerde..

Kaynak: 4000 Maddede Cem Edilen SÜNNET MÜSTEHAB VE EDEPLER (1.CİLT), YATARKEN OKUNACAK DUALAR, sa:369-370

22 Ekim 2019 Salı

Çok Güzel Bir Dua


YA RABBİ....
🔺Ya Allah,
🔺Ya Rahman ,Ya Rahim,
🔺Ya Ferd,Ya Hayy,
🔺Ya Kayyum,Ya Hakem,
🔺Ya Adl, Ya Kuddus,
Ya Rabbim !
👉İsm-i Azamın Hakkına,
👉Resul-i Ekrem (ASM) hürmetine,
👉Kur'an-ı Azimüş- şanın hakkına,
👉bütün Esma-ül hüsna hürmetine...

🔹Maddi-manevi
 kalbi ve ruhi hastalıklarımıza şifalar ihsan eyle.

🔹 Cümlemizi maddi-manevi
Hafız isminle  muhafaza eyle.
Bizlere
 🔹İman-ı kamil,
🔹hüsn-ü hatime ver.
🔹 Nefis ve şeytanın şerrinden,
🔹kabir azabından,
🔹 cehennem ateşinden muhafaza eyle.
🔹Cennet-ül Firdevs' te mesud eyle.
🔹Rü'yet-i Cemalinle müşerref eyle.
🔹 Dertlerimize   devalar,
🔹 hastalıklarımıza şifalar,
🔹borçlarımıza  edalar,
🔹 yüzümüze ve ruhumuza nur,
🔹 kalblerimize sürurlar ver .

🔺Her türlü kaza, bela, fitne, günah ve musibetlerden muhafaza eyle.

🔺Bizleri her türlü ateş ve azaptan muhafaza eyle.
🔺Günahlarımızı afveyle.
🔺Günahlarımızı sevaplara tebdil eyle.
🔺 Bizleri öyle bağışla ki, hiç sorgu sualimiz kalmasın.

Bizlere;
🔺 Kur'an ve İman hizmetine layık hal ve ahlak ver.

🔺Son nefesimize kadar imana-Kur'ana hizmetkar eyle.
🔺Rızan dairesinde ömür sermayemizi  istihdam eyle.


🔹sana ait ilimlerle ilimlendir.
🔹 Senin esma, sıfat ve şuunatını anlamayı, idrak etmeyi ve temiz bir ayna olmayı nasip eyle.

🔹Allahım seni hakiki sevmeyi, seni sevenleri sevmeyi seni sevmeye yaklaştıracak şeyleri sevmeyi nasip eyle.

🔹 Senin tarafından sevilmeyi ikram eyle.
🔹Sana hakiki kul, Habibine layık ümmet eyle.

. . .Ya Rabbim !
🔺 imanı ve İslamı bizim ve sevdiklerimizin kalplerinde ve ruhlarında hakim ve daim eyle..
                       (Amin.)
Ya Rabbim !
🔹Anne- babamızı, 🔹evlatlarımızı,kardeşlerimizi,
🔹eşlerimizi ,akrabalarımızı ,
🔹bütün talebelerini
🔹ve ümmeti müslümanları
Ve cümlemizi ;
             👇
AFÜV isminle
🔹 afveyle.
GAFUR isminle
🔹 mağfiret eyle.

SETTAR isminle
🔹 ayıplarımızı setreyle.

FETTAH isminle
🔹kalp ve ruhlarımızı iman ve Kur'ana aç.


MUTAHHİR isminle
🔹 günah, sefahet, dalalet ve gaflet kirlerimizi temizle.

MÜZEYYİN isminle
🔹 bizleri iman, marifet ve muhabbetullah ile süslendir.

RAHİM isminle
🔹 rahmet  eyle.

MÜHEYMİN isminle
🔹 imanımızı muhafaza eyle.
KAHHAR isminle
🔹 din düşmanlarını kahreyle.

VEHHAB isminle
🔺 dünyamızda  ve ahiretimizde  hayırlar ver.

REZZAK isminle
🔺maddi-manevi rızkımıza bereketler  ihsan eyle.

HAFİZ isminle
🔺maddi-manevi her fenalıktan cümlemizi koru.

KERİM isminle
🔺ikram eyle.

MÜCİB isminle
🔺 dualarımızı kabul eyle.
VEDUD isminle
🔺seni sevmeyi ve senin sevgini nasip eyle.

VELİY isminle
🔺 senin dostluğunu bize ver.
HAMİD isminle
🔺bizi sana çok şükür ve hamd edenlerden eyle.

MUHYİ isminle
🔺ölü ve cansız latife lerimizi, kalb ve ruhumuzu hayatlandır.

KAYYUM isminle
🔺 bizleri iman ve İslamda,
🔺 ibadet ve takvada,
🔺 hizmet ve davada kaim eyle.

BERR isminle
🔺mahşerde bizi beraat ettir.

TEVVAB isminle
🔺 tevbelerimizi kabul eyle.

MUGNİYY isminle
🔺bizleri manen zenginleştir.

MANİ' isminle
🔺dinimize ve hizmetimize zarar verecek her şeye mani ol.
HADİ isminle
(Özellikle Yavrularımıza)
🔺 hidayet ver.

SABIR isminle
🔺 her türlü sıkıntıya karşı bizlere  sabır ve afiyet ver.

...Ya Rabbim !
🔹 dualarımızı İsm-i Azam  hürmetine,
🔹Ve okuduğumuz Hatimler  ve ettiğimiz dualar  hürmetine ,
🔹Ve mübarek  geceler hürmetine  dualarımızı kabul eyle...
Bizlere her daim mağfiret eyle.....
        Amin....amin..amin.. 

Vel hamdü lillahi Rabbil Alemin.
Ya Erhamer Rahimin.
             (El FATİHA.)

Ya Rabbim !
🔺 ülkemizi
🔺 ve bütün bilad-i Muslimini afat-i arziyye ve semaviyye,
🔺 her türlü anarşi ve terörden muhafaza eyle.
🔺Bütün müslümanlara iman-i tahkiki ve hüsn-u hatime ihsan eyle.

🔺Bu duamıza âmin diyerek katılan bütün kardeşlerimize
🔺 ve sevdiklerine
🔺 dünyada ise selamet,
🔺kabirde istirahat,
🔺 haşirde şefaat,
 Cennetü’l Firdevs’te
🔺 ebedi ikamet
🔺ve Cemal-i bakemal-i İlahiye
🔺ve müşahadeye nailiyetle hakiki
🔺 ve ebedi mes’ud edeceklerin arasına
 nihayetsiz rahmetinle idhal edip,
🔺nimetini itmam eyle
🔺 ve bizleri ihlasla yaşat,

🔺 imanla kabre girmeyi nasip eyle

                . . . . .  Âmin.......
Ya Rabbi....

17 Ekim 2019 Perşembe

Yatağa girmeden önce yatağı temizlemek ve yataktan kalkıp tekrar yattığında ve uyandığında şu duaları okumak sünnettir


1099- Yatağa girmeden önce yatağı temizlemek ve yataktan kalkıp tekrar yattığında ve uyandığında şu duaları okumak sünnettir.

Rasûlüllah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdular: "Biriniz yatağından kalkıp tekrar oraya döndüğünde elbisesinin eteğiyle yatağın içerisini üç kere silkeleyip temizlesin çünkü ardından yerini kimin işgal ettiğini bilemez. Yattığı zamanda şöyle desin:

"Ey Rabbim! Senin adınla yatağa yanımı koydum ve senin vereceğin güç kuvvet ve izinle onu kaldıracağım. Eğer ruhumu tutarsan ona rahmet et. Onu alıp götüreceksen salih kullarını muhafaza ettiğin yerde muhafaza et."

Uyandığında şöyle desin:

"Vücuduma sıhhat ve afiyet veren Allah-u Teâlâ'ya hamd olsun. Ruhumu bana geri çeviren ibadet ve kulluk yapmama izin veren Allah-u Teâlâ'ya hamd olsun."

(Sünenu't-Tirmizî, Ebvabu'd-dea'vati an Rasûlillâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)  

Kaynak:   4000 Maddede Cem Edilen SÜNNET MÜSTEHAB VE EDEPLER (1.CİLT), YATARKEN OKUNACAK DUALAR sa:367-368

13 Ekim 2019 Pazar

Taberi Tefsiri Nas Suresi


NÂS SURESİ

Nâs suresi altı âyettir ve Medine'de nazil olmuştur.[1]

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.

1-6- Ey Muhammed de ki: "Cin ve insanlardan olan ve insanların kalplerine vesvese veren o sinsi vesvesecinin şerrinden, insanların Rabbi, in­sanların maliki ve insanların mabudu olan Allaha sığınırım."

*Ayet-i kerimede, Allah tealinin sıfatlarından "İnsanların maliki olma" sıfatı zikredilmiştir. Ta ki müminlerin, Rablerine ta'zim ettikleri gibi bazı insan­ların ileri gelen diğer insanlara ta'zim etmelerinden vazgeçsinler, bütün insanla­rın malikinin Allah Teâlâ olduğunu bilsinler ve O'na ta'zim edip kulluk etsinler.

Âyette geçen "Vesvas"dan maksat, "Şeytan'dır. "Sinsiliğinden" maksat ise iki şekilde izah edilmiştir.

Bir izah şekli şöyledir: İnsan, Allah'ı zikrettiğinde şeytan siner. Allahtan gafil, olduğunda ise ona vesvese verir. Bu bakımdan şeytana "Sinsi ve gizlenen" manasına gelen "Hannas" denilmiştir. Abdullah b. Abbas diyor ki: 
"Doğan hiçbir çocuk yoktur ki onun kalbinin üzerinde vesveseci şeytan bu­lunmuş olmasın. Çocuk akıl baliğ olup Allah'ı zikredince şeytan siner. Gafil ol­duğunda ise vesvese verir. İşte "Vesvasil Hannas" bu demektir.


Mücahid, Katade ve İbn-i Zeyd de bu âyeti bu şekilde izah etmişlerdir.

Diğer bir izah şekli de şöyledir: Şeytan, insanı Allaha isyan etmeye davet eder. Kendisine itaat edildiğinde siner. Yani şeytana ibadet eden kul, hesaba çe­kildiğinde şeytan ona sahip çıkmaz. Bilakis ondan kaçıp uzaklaşır." Bu izah tar­zı da Abdullah b. Abbas'tan rivayet edilmiştir.

Taberi, âyet-i kerimeyi şeytanın vesveselerinden herhangi bir türüne tah­sis etmenin doğru olmayacağını, onun her türlü vesvesesinden Allah'a sığınmayı emrettiğini söylemenin daha doğru olacağını söylemiştir.

Allah Teâlâ bu surede, Rabb'lık, Maliklik ve İlahlık sıfatların zikretmiş ve insanın, kendisine musallat olan şeytanın şerrinden, bu sıfatların sahibi olan Rabb'ine sığınmasını emretmiştir. Böylece insan, kendisini yoldan çıkarmak için her-şeyi yapan şeytanın şerrinden kurtulmuş olur.[2]


KAYNAKLAR
[1] Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, Hisar Yayınevi: 9/285.
[2] Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, Hisar Yayınevi: 9/286.

9 Ekim 2019 Çarşamba

100 ihlası şerifle ihlas meleklerini ordularımıza yardım gönderelim


Hacı Abdullah Baba Hazretleri böyle sıkıntılı durumlarda {savaş, düşman istilası} 100 İhlâs-ı Şerif okumayı tavsiye etmiş ve Ruslara karşı İslam adına savaşan Şeyh Şamil ile Seydişehirli Abdullah Efendi arasında geçen ibretlik hadiseyi bizlere şöyle nakletmiştir:
Şeyh Şamil Hazretlerinin kâfirle cihat ettiğini bilen Konya'nın Seydişehir ilçesinde Hacı Abdullah Efendi adında bir Allah dostu vardı. Bu mübarek oraya gidip kâfirle cihat edemediği için çok üzülürdü. Bir gün dervişlerine;
"Evlatlarım..! Bizim oraya gidip silahlanmamız mümkün değil. Varmamız da mümkün değil. Ancak manevi yardımda bulunabiliriz onlara... Herkes 100 tane İhlâs-ı Şerif okusun ve sonra da "Ya Rabbi..! İhlâs melekleriyle Şeyh Şamil Hazretlerine yardım eyle, diye dua etsin"  buyurdu...
Uzun yıllar bu şekilde Abdullah Efendi Hazretleri dervişleriyle beraber, Şeyh Şamil Hazretlerine manevi yardım gönderdi. Şeyh Şamil, Allah dostlarının dualarıyla kuvvetlenip kâfire karşı güç kazanırken, Ruslar da boş durmuyordu.
Sürekli bir açık arıyorlar, türlü yollar deneyerek mücadele ediyorlardı. Ve ne yazık ki sonunda umduklarına nail oldular ve Müslümanları mağlup ederek Şeyh Şamil Hazretlerini esir ettiler. Otuz dokuz yıl boyunca kendilerine kök söktüren bu mübarek Allah dostunu yenmiş olmanın sevinciyle, sanki göklere uçuyorlardı. Ve Şeyh Şamil Hazretlerini Rus Çarı'nın yanına getirdiler. Allah'ın aziz ettiğini kimse zelil edemez.
Rus Çarı O'nu son derece hürmetle karşıladı;
SENİN KILICINI ALAMAM!
"Senin kılıcını alamam, Sana hürmet gerekir. Otuz dokuz sene koskoca çar imparatorluğunu dize getirdin. Biz otuz dokuz değil yüz otuz dokuz yılda geçse yine seni yıkamazdık. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Sen yıkılmadın, seni zakirlerin yıktı. Biz sizi mağlup edemeyince dininizi araştırmaya başladık. Sizin Peygamberinizin sözlerini incelerken, Peygamberinizin, "Benim ümmetimi para sevgisi, kadın sevgisi, makam sevgisi yıkar" diye bir sözünü bulduk. Bunun üzerine senin zakirlerine; "Bir ihtiyarın arkasına düştünüz, gidiyorsunuz. Ömrünüz geldi geçiyor. Para isterseniz alın! Kadın isterseniz alın! Servet isterseniz alın! Dağda taşta senelerdir sıkıntı içindesiniz, arkadaşlarınız da hep ölüyor...' dedik.
Onlar bunları işitince; "Hakikaten de doğru. Koskoca çarlığa karşı gel, karşı gel nereye kadar. Biz bu işte yokuz" dediler ve kimisini parayla, kimisini kadınla, kimisini de sana falan yerin valiliğini verelim, şuranın amiri yapalım diye makamla teslim aldık. Onları satın aldık."



Rus Çarı, Şeyh Şamil'e şöyle seslendi: "Sen çok büyük bir kumandansın. Senin gibi büyük bir kumandanı ben esir edemem, özgürsün. Kılıcını eline al. Nerde yaşamak istiyorsan ailenle beraber gidebilirsin, serbestsin."
Bunun üzerine Şeyh Şamil Hazretleri;  "Ben Medine'de yaşarım" diyerek Medine'ye gitti...
O sene Seydişehirli Abdullah Efendi'de hac münasebetiyle Hicaz'da idi. Beytullah'tan sonra Medine'ye Ravzay-ı Mutahhara'ya gelmişti. Ravza'ya varınca Şeyh Şamil Hazretlerinin buraya geldiğini ve Medine'de yaşadığını öğrendi. Bunu duyar duymaz, Abdullah Efendi;
"Otuz dokuz sene kâfirle cihat eden bu mücahit zatın yanına elini öpmeye gidelim." Diyerek dervişlerini topladı ve Şeyh Şamil Hazretlerinin yanına gitmek için yola koyuldu. Onlar yanına doğru gelirken Şeyh Şamil Hazretleri 'de manen Abdullah Efendi'nin kendisini ziyarete geldiğini haber aldı;
"Bize yirmi beş sene ihlâs melekleriyle yardım gönderen Seydişehirli Abdullah Efendi geliyor.
Ziyarete giden ziyaret edilenden daha fazla sevap alır. Bizde O'nu ziyarete gidelim" diyerek dervişleriyle beraber O mübareği karşılamaya gitti.
Nihayet yarı yolda karşılaştılar. Birbirlerini hiç görmedikleri halde tanıdılar ve ağlayarak birbirlerini kucakladılar...
YEŞİL SARIKLI MELEKLER
Şeyh Şamil Hazretleri;
Allah Senden razı olsun. Bize manevi kuvvet gönderdin. Ne zaman kâfir karşısında sıkışsak, zor duruma düşsek yeşil sarıklı meleklerin geldiğini görürdüm...
'Yarabbi bu manevi destek kimdendir' diye hayıflanırken bana ;
Alem-i manadan Seydişehirli Abdullah Efendi'nin dervişlerinin okuduğu ihlas-ı şeriflerden yaratılarak gönderilen Melaike -i Kiram hazeratıdır,  diye haber verildi.
'Sizin gönderdiğiniz İhlâs melekleri bize yetişti. Kâfiri perişan ettik. Huzurlarınızda Seydişehirli Abdullah Efendi'ye minnetlerimi sunuyorum. Allah Ondan  ve dervişlerinden razı olsun " diyerek Abdullah Efendiye dua ederken, O'da;
"Allah Senden razı olsun kâfirle din-i Mübin İslam için çarpıştın. Ne yazık ki kadın, para, makam sevdasıyla sizi mağlup ettiler." Diyerek karşılık verdi.
100 ihlâsı şerife okumak bizlere Cennet Mekân Abdullah Babamızın tavsiyesidir. Nasıl okunacağını sorduğumuzda;
100 ihlâsı şerife okunacak, bağışlama yapmadan;
Ya Rabbi okumuş olduğumuz ihlası şeriflerden yaratmış olduğun ihlâs meleklerinle ordumuza, polisimize, güvenlik kuvvetlerimize yardım eyle, diyerek dua edilecek... Buyurmuştur.
ORDUMUZA VE EMNİYET GÜÇLERİMİZE YARDIM İÇİN OKUMAMIZ BOYNUMUZUN BORCU.
DOSTLARIMIZA  BU YAZIYI GÖNDERELİM.

8 Ekim 2019 Salı

HAYRI TAVSİYE


02. Makale:
HAYRI TAVSİYE
Allah’ın ve Hz. Rasulallah’ın emirlerine uyun; şahsi arzularınıza ve hissiyatınıza mağlup olarak bid’at yoluna sapmayın !
İtaat edin; türlü ve bozuk yollara ayrılmayın!...
Allah’ı tevhid edin; hiçbir zaman şirk koşmayın!...
Hakkı tenzih edin; itham etmeyin...
Doğruluk karşısında şüpheye düşmeyin; tasdik edin.
Hep birden kardeş olun, aranıza düşmanlık sokmayın.
Doğruluktan nefret etmeyin, daima Hak yolu ve yolcularını arayın, usanmayın...
Sonuna kadar çalışın; bekleyin ümitsizliğe düşmeyin...
Daima doğru yolda toplanın, sevişin aranıza sevimsizlik girmesin...
Yaptığınız kötülükleri bırakın; tövbe edin; bir defa yaptığınız hatayı ikinci defa yapmayın!.. İçinizi dışınızı temiz tutun.
Uğursuz, çıkmaz, karanlık bataklıklara düşmeyin...
Rabbınızın taatı ile ruhunuzu bezeyin.
O’nun kapısından ayrılmayın.
Ondan yüz çevirmeyin. Tövbenizi bozmayın...
Gece gündüz Allah’a yalvarmaktan bıkmayın.
Çünkü rahmet kapıları ancak bu yolda açılır.
Hakiki saadeti buyolda bulmanız mümkündür.
Şu bataklık aleminden ulvi ruhani aleme bu yoldan gitmeniz mümkündür.
Hak’ka vuslat bu yoldadır.
Rahat, huzur ve selamet evine buradan girilir.
Öyle bir selamet evi ki, her çeşit binek orada, gözün görmediği her türlü hoşluk oradadır...
Bu nimetlerden bıkmaz, usanmaz, bol bol yer içersiniz.
O yerde sizin arkadaşlarınız Peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salihler olur.. Allah cümlemize nasib etsin...

FUTUH'UL GAYB/ESSEYYİD ABDULKADİR GEYLANİ

6 Ekim 2019 Pazar

Şehitlerin yıkanmaksızın kan ve elbiseleriyle defnedilmeleri sünnettir


599- Şehitlerin yıkanmaksızın kan ve elbiseleriyle defnedilmeleri sünnettir.

Abdullah b. Sa'lebe (Radıyallâhu Anh) anlatıyor: Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Uhud şehitleri hakkında şöyle buyurdular:
 Onları kanlarıyla defnediniz. Allah-u Teâlâ yolunda hiçbir yara yoktur ki; kıyamet günü kanayarak gelmesin. Rengi kan rengi, kokusu ise misk kokusudur.

(Sunenu'n-Nesâî, El-cenaizu:82 no: 2014)  

Kaynak: 4000 Maddede Cem Edilen SÜNNET MÜSTEHAB VE EDEPLER (1.CİLT), CENAZE SÜNNETLERİ, sa: 182

4 Ekim 2019 Cuma

Duvarları örtmeyin. Kim kardeşinin mektubuna, onun izni olmadan bakarsa tıpkı ateşe bakmış gibi olur. Allah'tan avuçlarınızın içiyle isteyin, sırtlarıyla istemeyin, duayı tamamlayınca avucunuzu yüzlerinize sürün



Hadis-i Şerifte Buyuruldu ki:

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki: "Duvarları örtmeyin. Kim kardeşinin mektubuna, onun izni olmadan bakarsa tıpkı ateşe bakmış gibi olur. Allah'tan avuçlarınızın içiyle isteyin, sırtlarıyla istemeyin, duayı tamamlayınca avucunuzu yüzlerinize sürün"

Kaynak : Ebu Davud, Salat 358, (1489, 1490,1491)

Aynı hadisin başka rivayeti..


Abdullah b. Abbas (r.anhuma), Resulüllah (s.a.v)'in şöyle buyurduğunu haber vermiştir:


“Duvarlara örtü asmayınız, kardeşinin kitabına onun izni olmadan bakan, ancak ateşe bakmış olur. Allah'tan avuçlarınızın içi ile isteyiniz, dışları ile istemeyiniz. Duayı bitirince avuçlarınızı yüzlerinize sürünüz." (Ebu Davud, Salat, 358; İbn Mâce, dua 13)

Ebu Dâvud dedi ki: "Bu hadis Muhammed b. Ka'b'den birçok senetle rivayet edilmiştir. Bu rivayetlerin hepsi zayıftır. İçlerinde en üstünü bu (bizim rivayet ettiğimizdir, ama bu da zayıftır." (bk. a.g.e.)

- “Duvarları örtmeyin.” emri, herhangi bir elbise ile veya -bugün olduğu gibi- pencerelerin perdelerini duvarı da örtecek şekilde olmamasına yöneliktir. Çünkü, bu şekilde duvarları örtmek, hem lüzumsuz yere bir israf, hem de kibirli insanların gururunu okşayan bir iştir. Çünkü bu israftır, gösterişe vesiledir. Gösteriş meraklılarının yaptığı işlerdendir.

Örtü, soğuktan veya sıcaktan korumak ya da duvardaki nahoş bir şeyi kapatmak gibi bir maslahata binâen asılırsa, sakıncası yoktur. İmam Nevevî, duvara asılan şeyin ipekten olması halinde haram olduğunu, başka bir şeyden olursa, mekruh olduğunu söyler. (bk. Hattabî, Nevevi ilgili hadisin şerhi).

- Hadiste “Kardeşinin kitabı” ifadesi kullanılmıştır. Bu cümle bildiğimiz kitap anlamına geldiği gibi, mektup anlamına da gelir. Ancak alimler bu hadiste geçen "kitap" kelimesini bizzat kitap olarak anlamışlardır. Buna göre hadisin meali “Kim kardeşinin kitabına, onun izni olmadan bakarsa, tıpkı ateşe bakmış gibi olur.” şeklinde olur.

Alimlerden bazıları, herhangi bir kitaba sahibinin izni olmadığı takdirde bakmak caiz değildir, derken, diğer bir kısmı, eğer bu kitap sahibine ait gizli bir sır içeriyorsa bakmak caiz değil, şayet normal bir ilim kitabı ise, bakmak caizdir, demişlerdir.

“Ateşe bakmış gibi olur” demekten maksat, “ateşten sakındığı gibi böyle bir işten de sakınmalı” veya “böyle yanlış bir hareket insanı ateşe yaklaştıran bir iş olduğu” şeklinde algılanmıştır.(bk. a.g.e).

Mektup, kitaptan daha özeldir, daha fazla gizli sırları, özel hayata ait ifadeleri kapsayabilir. Kanaatimizce, kardeşi, eşi, aile fertlerinden biri de olsa, başkasının mektubunu, not defterini izinsiz okumak doğru değildir; bu mahremiyeti ihlal anlamına gelebilir.

Buna izinsiz olarak gören kişiye özel bilgilere bakmak, özel durumlarını araştırmak, yasaklanmıştır. Mesela, izinsiz eve girilmesi, izinsiz birisinin penceresinden içeri bakılması da buna girmektedir.

İslâm toplumunda insanlar, yuvalarından, özel hayatlarından ve kendilerinden emin olarak yaşarlar. Hangi sebeple olursa olsun, şahısların dokunulmazlığını çiğnemek, aile mahremiyetlerini ortadan kaldırıcı harekette bulunmak yasaklanmıştır.

Günümüzde kişinin özeline giren mesaj, e-posta (mail) gibi yazılara bakmak da hadisin kapsamında değerlendirilir.

- Hadisteki üçüncü konu, dua ederken ellerin durumuyla ilgilidir. Bir şey elde etmek isteyen kişiye yakışan, ellerini kendisinden istediği varlığa uzatması, mütevazı ve acınacak bir tarzda ellerini yaymasıdır. Bir kötülüğü def için yapılan dualarda ise, avuç içlerini yere doğru tutmak tavsiye edilmektedir.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı