4 Ekim 2019 Cuma

Duvarları örtmeyin. Kim kardeşinin mektubuna, onun izni olmadan bakarsa tıpkı ateşe bakmış gibi olur. Allah'tan avuçlarınızın içiyle isteyin, sırtlarıyla istemeyin, duayı tamamlayınca avucunuzu yüzlerinize sürün



Hadis-i Şerifte Buyuruldu ki:

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki: "Duvarları örtmeyin. Kim kardeşinin mektubuna, onun izni olmadan bakarsa tıpkı ateşe bakmış gibi olur. Allah'tan avuçlarınızın içiyle isteyin, sırtlarıyla istemeyin, duayı tamamlayınca avucunuzu yüzlerinize sürün"

Kaynak : Ebu Davud, Salat 358, (1489, 1490,1491)

Aynı hadisin başka rivayeti..


Abdullah b. Abbas (r.anhuma), Resulüllah (s.a.v)'in şöyle buyurduğunu haber vermiştir:


“Duvarlara örtü asmayınız, kardeşinin kitabına onun izni olmadan bakan, ancak ateşe bakmış olur. Allah'tan avuçlarınızın içi ile isteyiniz, dışları ile istemeyiniz. Duayı bitirince avuçlarınızı yüzlerinize sürünüz." (Ebu Davud, Salat, 358; İbn Mâce, dua 13)

Ebu Dâvud dedi ki: "Bu hadis Muhammed b. Ka'b'den birçok senetle rivayet edilmiştir. Bu rivayetlerin hepsi zayıftır. İçlerinde en üstünü bu (bizim rivayet ettiğimizdir, ama bu da zayıftır." (bk. a.g.e.)

- “Duvarları örtmeyin.” emri, herhangi bir elbise ile veya -bugün olduğu gibi- pencerelerin perdelerini duvarı da örtecek şekilde olmamasına yöneliktir. Çünkü, bu şekilde duvarları örtmek, hem lüzumsuz yere bir israf, hem de kibirli insanların gururunu okşayan bir iştir. Çünkü bu israftır, gösterişe vesiledir. Gösteriş meraklılarının yaptığı işlerdendir.

Örtü, soğuktan veya sıcaktan korumak ya da duvardaki nahoş bir şeyi kapatmak gibi bir maslahata binâen asılırsa, sakıncası yoktur. İmam Nevevî, duvara asılan şeyin ipekten olması halinde haram olduğunu, başka bir şeyden olursa, mekruh olduğunu söyler. (bk. Hattabî, Nevevi ilgili hadisin şerhi).

- Hadiste “Kardeşinin kitabı” ifadesi kullanılmıştır. Bu cümle bildiğimiz kitap anlamına geldiği gibi, mektup anlamına da gelir. Ancak alimler bu hadiste geçen "kitap" kelimesini bizzat kitap olarak anlamışlardır. Buna göre hadisin meali “Kim kardeşinin kitabına, onun izni olmadan bakarsa, tıpkı ateşe bakmış gibi olur.” şeklinde olur.

Alimlerden bazıları, herhangi bir kitaba sahibinin izni olmadığı takdirde bakmak caiz değildir, derken, diğer bir kısmı, eğer bu kitap sahibine ait gizli bir sır içeriyorsa bakmak caiz değil, şayet normal bir ilim kitabı ise, bakmak caizdir, demişlerdir.

“Ateşe bakmış gibi olur” demekten maksat, “ateşten sakındığı gibi böyle bir işten de sakınmalı” veya “böyle yanlış bir hareket insanı ateşe yaklaştıran bir iş olduğu” şeklinde algılanmıştır.(bk. a.g.e).

Mektup, kitaptan daha özeldir, daha fazla gizli sırları, özel hayata ait ifadeleri kapsayabilir. Kanaatimizce, kardeşi, eşi, aile fertlerinden biri de olsa, başkasının mektubunu, not defterini izinsiz okumak doğru değildir; bu mahremiyeti ihlal anlamına gelebilir.

Buna izinsiz olarak gören kişiye özel bilgilere bakmak, özel durumlarını araştırmak, yasaklanmıştır. Mesela, izinsiz eve girilmesi, izinsiz birisinin penceresinden içeri bakılması da buna girmektedir.

İslâm toplumunda insanlar, yuvalarından, özel hayatlarından ve kendilerinden emin olarak yaşarlar. Hangi sebeple olursa olsun, şahısların dokunulmazlığını çiğnemek, aile mahremiyetlerini ortadan kaldırıcı harekette bulunmak yasaklanmıştır.

Günümüzde kişinin özeline giren mesaj, e-posta (mail) gibi yazılara bakmak da hadisin kapsamında değerlendirilir.

- Hadisteki üçüncü konu, dua ederken ellerin durumuyla ilgilidir. Bir şey elde etmek isteyen kişiye yakışan, ellerini kendisinden istediği varlığa uzatması, mütevazı ve acınacak bir tarzda ellerini yaymasıdır. Bir kötülüğü def için yapılan dualarda ise, avuç içlerini yere doğru tutmak tavsiye edilmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı