Hz.Hatice'nin Farkı



Hz. Muhammed (sav), Hz. Hatice'yi hem bir eş ve hem de bir sadık dâva arkadaşı olarak çok sevmiştir. Hz. Aişe'nin şu beyanı, bu gerçeğe bir örnektir:
-"Cenabı Resul evden her çıkışında mutlaka Hz. Hatice'yi anardı..." Hz. Aişe şunu da eklemekten çekinmiyor:
-"Resûlüllah, Hatice'yi o kadar çok anardı ki, Peygamber hanımlarının hiçbirini Hatîce kadar kıskanmazdım. Ve Allah Resulü, benimle evliliğini Hatice'nin ölümünden üç yıl sonra ancak gerçekleşitirdi..."
Aynı Aişe, bir yemek sofrasında Hz. Peygamber'in,
-"Hatîce bana bunu şöyle yapmamı tavsiye etmişti." demesi üzerine, hiddetle sofradan kalktı ve sinirli bir sesle Allah Rasûlü'ne şöyle cevap verdi:
- "Varsa-yoksa Hatîce. Yeryüzünde bu kadından başka kimse yok mu?.." Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), şöyle cevap vermiştir:

-"Hayır, Allah'a yemin ederim ki bana Hatîce'den daha hayırlı bir hanım verilmiş değildir. Ey Aişe, senin kabilen beni yalanladığı zaman o beni tasdik etti, senin kabilen beni horladığı zaman o bana dostluk kucağım açıp destek oldu. Ve Allah ondan bana, hiçbir hanımdan nasip olmayan evlat nimeti ihsan etti." Bu sözler üzerine, Hz. Âişe, şöyle demek zorunda kaldı:

"Bundan sonra hislerimi artık içimde tutacağım. Artık Hatice'yi çirkin bir sözle anmayacağım."[1]

Allah'ın rızasını, yuvasının mutluluğunu, dünya ve âhiretin huzur ve saadetini düşünen bütün anneler için en güzel örneği teşkil eden Hz. Hatice (R.a.), nübüvvetin onuncu yılında, Ramazan ayında vefat etti ve Mekke'deki Hacun kabristanına defnedildi. [2]


kaynaklar
[1] İbn İshak, 331-332; Buharı, fedaailül Hatice
[2] M. Asım Köksal, a.g.e. s. 302


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder