İhlas Suresi



İhlas sure-i celilesinin sebeb-i nüzulü hakkındaki ikinci ri­vayeti de nakletmeden geçemeyeceğim :

Vaktaki, Mekke kcifirlerinden zulüm gören mü'minlere: Medine 'ye hicret etmek müsaadesi verildi, bir çok aileler giz­lice Medine-i-münevvereye göçtüler. Mekke'de pek az müslüman kalmıştı. Kureyş kafirleri, Dar-ün-Nedve'de toplandılar.

Reslılüllah sallallahu aleyhi ve sellem efendimize bir suikast hazırladılar. Cenab-ı Peygamberin bulunduğu evi muhasara edecekler, aleyhissalatü vessehlm efendimizin uyumalarını bek­leyecekler ve her kabileden temin ettikleri adamlarla hücuma geçerek Nebi-i-zişanı katıedecekler ve akıllarınca islamı sön­düreceklerdi.

Cebrail aleyhisselam, ahvali Resfılüllah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz hazretlerine haber verdi. Server-i Enbiya, o gece kendi yataklarına Hz. Ali kerremallahu vechehu efendimizi yatırdılar ve Kureyş kafiderinin üzerine bir avuç toprak atarak, hepsini bakar kör haline getirdiler. Aleyhissalatü vesselam efendimiz de, hiç birisi tarafından görülmeksizin ara­lanndan geçip gittiler. Evet; bu derslerimizde her vesile ile tekrarladık. Bakmak kuldan, göstermek Allahu teala'dandır. O göstermeyince, kim­se bir şey göremez.

Restil-ü efham efendimiz, beraberlerine Hz. Eba-Bekir-is­Sıddıyk radiyallahu anhı alarak bir kaç gün Sevir dağındaki mağarada saklandılar. Kafirler, mağaranın önüne kadar gel­dikleri halde, içeride gizlenen Hak dostlarını göremediler. Kureyş kafirleri : elleri boş, mahcup ve perişan Mekke'ye döner dönmez, aleyhissalatü vesselam efendimizle, yar-ı garı Sıddıykı Ekber, Medin e-i -münevvere 'ye müteveccihen yola çıktılar.

Eba-cehil la'ini, münadiler vasıtasiyle Kureyş kafiderine va'adlerde bulunuyor, Resul-ü ekrem sallallahu aleyhi ve sellem efendimizi sağ veya ölü olarak getirene yüz kızıl deve, yüz cariye ve yüz arap atı vereceğini ilan ettiriyordu. Suraka na­mındaki kafir:

- Ben, Muhammed'i ölü veya diri olarak sana getiririm, diyerek atına atladı ve Medine yolunda Cenabı Peygambere yetişti. Kılıcını çekerek, Fahr-i cihan efendimize hücum ede­ceği sırada, Cebrail aleyhisselam nazil oldu ve:

- Ya Resıllallah .. Rabbil-alemiyn, sana selam etti ve arzı senin emrine verdi, dedi. Aleyhissalatü vesselam efendimiz:

- Ya arz .. Şunu yut, buyurur buyurmaz, Suraka'nın atı göğsüne kadar yere gömüldü ve kendisi de efendimizin önüne yıkıldı. Yer, Suraka'yı yutuyordu. Aklı başına gelmiş olacak ki :

- Aman, el'aman ya Resıllallah, diye inlemeğe başladı.

Sahib-i mürüvvet efendimiz, yere tekrar emir buyurdu ve Suraka bu badireden kurtuldu. Fakat, gözünü hırs bürümüş ve yüz deve, yüz cariye ve yüz arap atına malik olabilmek ihtirası, ona insanlığını unutturmuştu. Biraz önce aman dilediği zat-ı kerime tekrar kılıcı ile hücuma yeltendi. Resul-ü zışan, yere tekrar emir buyurdu ve yer Suraka 'yı yutmak üzere iken:

- Dahilek ya Resulallah el'aman, bir daha böyle küstah­lıkta bulunmam. lutfet beni affeyle, diye yalvardı.

Sahib-i kerem efendimiz onu bir daha bağışladı ve yere emir buyurarak kendisini kurtardı. Suraka, bu defa aleyhissa­latü vesselam efendimizin devesi önünde diz çökmüş soruyordu :

- Size bu lutfu bahş eden kimdir?

Resulüllah sallallahü aleyhi ve sellem saadetle buyurdular:

- Benim Rabbimdir.

Korku ve dehşet içinde bulunan Suraka, tekrar sordu :

- Ya Resulallah .. Rabbin ne kadar da azamet. kudret ve kuvvet sahibi imiş .. Lutfet bana haber ver, Rabbim dediğin Allah altından mı, yoksa gümüşten midir?

Server-i Enbiya efendimiz, bu soruya cevap vermediler, sükut buyurarak başlarını önlerine eğdiler ve işte bu sırada Cebrail aleyhisselam sure-i ihlası veya diğer ism-i şerifleri ile Tevhid, Samed sure-i celilesini imam-ül-enbiya ve sened-i as­fiya efendimize, taraf-ı ilahiden inzfıl buyurdu. Suraka, hemen oracıkta şeref-i iyman ile müşerref oldu. islama bi'r çok hizmetlerde bulundu ve ezcümle İran muharebe­lerinde, şahın yani Kisra'nın sarayına kadar girerek, Kisra'nın koluna taktığı bilezikleri çıkardı ve kendi koluna taktı. Zira, Rasululüllah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz, kendisine:

- Ya Suraka .. Senin kollarında, İran Kisra'sınun bilezik­lerinin takılmış olduğnu görüyorum, müjdesiyle sevindirmiş­lerdi. Böylelikle, bir mucize-i peygamberi zuhura gelmiş ve Su­raka'ya Eba-Cehil'in Habib-i Hüda'yı katietmek karşılığı va'­dettiği atiyyelerden daha kıymetiisi nasip olmuş, bir çok gani­met mala tesahüp eylemiş, dünyada ASHAB rütbesine irtika -ve ahirette de nardan necat bularak ebedi saadet ve selamete itila
etmiştir.

Burada biraz düşünelim :

Eba-cehil, neye niyyet etti? Suraka. neye niyyet etti? Allahu teala Suraka hakkında neyi kısmet ve kendisini nelerle taltif etti? Suraka, Eba-cehil'den alacağı mükafat karşılığında böyle bir cinayeti kabul etmeseydi, bu nimetlere erebilir miydi?

Rasul-ü · zişanı öldürmek kasdiyle gitti. iyman ile müşerref oldu. Allahu azim-üş-şan, mülkünde dilediği gibi tasarruf ve hükmeder. Dilediğini hidayete, dilediğini de dalalete iletir. Mülk onundur. hüküm onundur. her şey onundur. Sen. hemen ona ibadet ve kulluk edegör ..
Kaynak:İrşad Muzaffer Ozak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder