27 Temmuz 2013 Cumartesi

Osmanlı'da neden heykel yoktu?





hilmi kemal

Tartışma  -  16:01
Osmanlı heykel dikmek yerine ebedî abideler dikmeyi seçti. Muhitini baştan başa çeşmelerle, kubbelerle, sebillerle, köprülerle, hanlarla, kervansaraylarla, aşhaneler, bimarhanelerle süsleyip, bunların bekası için vakıflar vücuda getirdi.
Onun nazarında ebedileşmenin ölçüsü faydasız bir heykel yontmak değil, bir mâbede imza atmak, ya da insanlığın hayrına hizmet edecek bir medreseye kubbe çakmaktı.
Özenle yontup her birini sanat şaheserine dönüştürdüğü mezar taşlarında bile ebediyet emelînin yansımaları açıkça görülür.
Öte yandan bugün müzelerde zevkle seyrettiğimiz şaheser beşiklerde insana verdiği değerin ölçüsü saklıdır...
Şu tespiti yapmakta mahzur yok: Osmanlı, “Beşikten mezara ilim” emrine uygun olarak, san’atı beşikten mezara kadar bütün hayata yaymış, san’atla kendi hayat ve ebediyet telâkkisini yansıtmıştır.
Bu idrak olmasaydı, hâlâ kullanılabilir durumda bunca tarihî eser bize miras kalır mıydı?
Aslında Osmanlı’nın hayatı san’attır.
Resmin alternatifi hat, ebru, çeşmibülbül, tezhip...
Heykelin alternatifi, mezar taşları, vitray, vs...
Kaynak; Yavuz Bahadıroğlu- Biz Osmanlıyız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı