45. Bu hadisi Buharı, "Kitabu't-Tevhid'de "Allah Sizi Kendi Nefsinden Sakmdırmaktadır" ve "(Ey Rabbim) Sen .Bende Olanı Bilirsin Ama Ben Sende Olanı Bilemem" ayet-i kerimeleriyle ilgili babda rivayet etmiştir. C.9, s.120 Kastallanî Şerhi, C.10, s.381,
Umeru'bnu Hafs babasından, o da el-A'meş'ten, o da Ebu Salih'ten, o da Ebu Hureyre Radıyallahü Anh'den, Resulullah Aleyhisselâm'm şöyle söylediğini rivayet etmiştir.
' "Allahü Teala buyurur ki 'Ben, kulumun Benim hakkımdaki düşüncesi üzereyim ve o Beni zikrettiği zaman Ben omınlayım. O kendi nefsinde Beni zikrederse, Ben de kendi nefsimde onu zikrederim. O Beni bir topluluk içinde anarsa, Ben de onu daha hayırlı bir topluluk içinde anarım. O Bana bir karış yaklaşırsa, Ben ona bir arşın yaklaşırını. O Bana bir arşın yaklaşırsa, Ben ona bir kulaç yaklaşırım. O Bana yürüyerek gelirse, Ben ona koşarak giderim".
Buharı bu hadisi Kitabu't-Tevhid'de muhtasar olarak da rivayet etmiştir. [25]
46. Müslim de Sahih'inde Ebu Hureyre'ye dayanan üç ayrı senedle bu konuda hadis rivayet etmiştir.
Birinci senedle rivayet edilenin lafzı Buharî'nin yukarıda geçen rivayetinin lafzına yakındır. Sadece Müslim'in rivayetinde şöyle bir değişiklik vardır.
"O Beni zikrettiği zaman Ben onunla beraber olurum. O Beni nefsinde zikrederse, Ben de onu kendi nefsimde zikrederim. O Beni bir topluluk içinde zikrederse, Ben onu daha hayırlı kimselerin oluşturduğu bir topluluk içinde zikrederim." (Burada manada değişikliğe yolaçmayan bazı lafız farklılıkları vardır) [26]
47. ikinci ve üçüncü rivayetinde ise:
"O Bana bir arşın yaklaşırsa, Ben ona bir kulaç yaklaşırım" ibaresini zikretmemiştir.
Üçüncü rivayeti ise şöyledir: Ebu Hureyre Radıyallahü Anh, Resulullah Aleyhisselâm'dan bize bazı hadisler rivayet etti. Bunlardan biri şöyledir,
Resulullah Aleyhisselâm Allahü Teala'mn şöyle buyurduğunu bildirdi: "Kulum Bana doğru bir karış ilerlerse, Ben ona doğru bir arşın ilerlerim. O Bana doğru bir arşın ilerlerse, Ben ona doğru bir kulaç giderim. O Bana doğru bir kulaç gelirse, Ben ondan daha hızlı bir şekilde kendisine doğru giderim.[27]
48. Aynı konuda Tirmizî, Camiinde 'Allah Hakkında Güzel Zan Sahibi Olma' babında aşağıdaki hadisi rivayet etmiştir:
Ebu Hureyre Radıyallahü Anh'den rivayet edildiğine göre Resulullah Aleyhisselâm şöyle söylemiştir:
"Allahü Teala buyurur ki, Ben, kulumun Benim hakkımdaki zannı üzereyim. Ve kulum Bana dua ettiği zaman Ben de onunlayım[28]
Tirmizî bu hadisin hasen ve sahih olduğunu söylemiştir.[29]
49. Tirmizî bir başka yerde Ebu Hureyre Radıyallahü Anh'ın Resulullah Aleyhisselâm'dan şöyle bir rivayette bulunduğunu kaydetmiştir.
"Herşeyden müstağni olan Allah buyurur ki, Ben kulumun, Benim hakkımdaki zannı üzereyim ve o Beni zikrettiği zaman Ben deonunla beraberim. O Beni kendi nefsinde zikrederse, Ben de onu kendi nefsimde zikrederim. O Beni bir topluluk içinde zikrederse, Ben onu daha hayırlı bir topluluk içinde zikrederim. O Bana bir karış yaklaşırsa, Ben ona bir arşın yaklaşırım, O Bana yürüyerek gelirse, Ben ona koşarak giderim.[30]
Tirmizî Rahmetullahi Aleyh bu hadisin hasen ve sahih olduğunu söylemiştir.[31]
50. İbnu Mace Sünen'inde, C.2, s.218'de 'Zikrin Fazileti' babında aşağıdaki hadisi rivayet etmiştir.
Ebu Hureyre Radıyallahü Anh Resutullah Aleyhisselâm'ın şöyle buyurduğunu rivayet edilmiştir.
Allah Azze ve Celle buyurur ki, kulum Beni zikrettiği zaman ve dudakları Benim için kıpırdadığında Ben onunla beraberim.[32]
51. Yine İbnu Mace, C.2, s.223'te 'Amelin Fazileti1 babında şöyle bir rivayette bulunmuştur:
Ebu Hureyre Radıyallahü Anh'den Resulullah Aleyhisselâm'ın şöyte buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Herşeyden müstağni olan Allah buyurur ki, Ben kulumun Benim hakkımdaki zannı üzereyim ve Beni zikrettiği zaman Ben onunla beraberim. O Beni nefsinde zikrederse, Ben de onu kendi nefsimde zikrederim. O Beni topluluk içinde zikrederse, Ben de onu daha hayırlı bir topluluk içinde zikrederim. O Bana bir karış yaklaşırsa, Ben ona bir arşın yaklaşırım. O Bana yürüyerek gelirse, Ben ona koşarak giderim".[33]
45-5L Hadislerin Şerhi
"Ben kulumun Benim hakkımdaki düşüncesi üzereyim". Yani eğer kulum Benim kendi amellerini kabul edeceğime ve onlara karşılık sevab vereceğime, tevbe ettiği zaman kendini bağışlayacağıma kanaat getirirse, onu bu kanaatinde doğru çıkarırım. Eğer Benim bunları yapmayacağımı zannederse o zaman da zannettiği gibi yaparım.
Burada reca (ümid) tarafını havf (korku) tarafına tercih etmeye işaret vardır.
Bazı tahkik ehli, bu düşüncenin ölüm ânında olmasının gerektiğine kani olmuşlardır. Daha öncesi hakkında ise üç görüş vardır:
En doğrusu orta yol üzere olmaktır. Kişi için uygun olan Allah'ın vaadi gereğince amellerini kabul edeceğine ve kendini bağışlayacağına inanarak ibadet görevlerini hakkıyla yerine getirmeye çalışmaktır. Allah vaadettiğinin aksini yapmaz. Kim Allah'ın kendini affetmeyeceğine inanır veya böyle bir zanna kapılırsa o, Allah'ın rahmetinden ümid kesmiş olur ki, bu da büyük günahlardandır. Böylece bir inanç üzere ölen kişi inancı ile başbaşa bırakılır.
İsyana devamla beraber, bağışlanacağını zannetmek ise kupkuru cahillik ve kendini benlik içinde görmekten başka bir şey değildir.
"Kulum Beni zikrettiğinde, Ben onunla beraberim" sözünden kastedilen beraberlik, hususiyet itibariyledir. Yani rahmetimle, tevfikimle, hidayetimle, "Her nerede olursanız O, sizinle beraberdir" ayet-i kelimesindeki rivayetimle ve inayetimle, onunla beraberim, demektir. Buradaki beraberlik; bildirilen beraberlikten farklıdır. Ayet-i kerimedeki beraberliğin manası ilim ve kuşatma itibariyle beraberliktir.
"Ben onu daha hayırlı bir topluluk içinde anarım',1 sözünden, meleklerin Ademoğullarmdan daha hayırlı oldukları anlamı çıkmaz. Burada kastedilen mele-i a'la'dır ki, bu topluluğa dahil olanlar arasında Peygamberler, şehidler gibi, zikrin geçtiği meclisde yeralan kimselerden daha hayırlı olanlar mevcuttur. Bu topluluk sadece meleklerden oluşan bir topluluk değildir.
Ayrıca buradaki hayırlıhk, zikredenle topluluğu birlikte içine alır. Yüce Rabbin bulunduğu taraf şüphesiz diğer taraftan daha hayırlıdır. Böylece bütün bir topluluk için hayırlıhk yönünden üstünlük hasıl olmuş oluyor.
Hafız İbnu Hacer, hadiste geçen 'daha hayırlı topluluk' lafzmdaki hayırhlığın, sadece topluluk içinde söylenmiş bir vasıf olduğunu belirtmektedir. el-Hattab; burada zikredenle topluluğun, birlikte kastedilmiş olacağı görüşüne ihtimal vermiyor. En doğrusunu Allah bilir.
"Bana yürüyerek gelen" demekle kişinin az bir taatle Allah'a yaklaşması kastediliyor. Allah böyle bir şeyi pek çok sevabla karşılayacağını bildirmek maksadıyla "Ben ona koşarak giderim" buyuruyor. Kulun taatı arttıkça. Allah'ın sevabı artar. Kul taatını yavaş yavaş artırsa da, Allah sevabını süratle artırır.
Burada yaklaşma ve koşma mecazi anlamdadır. Yoksa esasında bu tür kelimelerin hakiki manaları Allahü Teala hakkında kullanılmaz. Çünkü böyle şeyler Allahü Teala hakkında muhaldir.
Kadı Iyaz "Ben kulumun Benim hakkımdaki düşüncesi üzereyim" sözünün manasının şu olduğunu söylemiştir: 'Bağışlama dilediğinde kendisini bağışlayacağımı, tevbe ettiğinde tevbesini kabul edeceğimi, dua ettiğinde duasını kabul edeceğimi; Benden istediğinde istediğini vereceğimi umarsa, umduğunu veririm.
Bundan kastedilenin ümid, af dileme olduğu söylenmiştir, en doğrusu da budur. [34]
[25] Buhart! Tevhid: 15,43
Buhari, Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî, Muvatta’dan Kudsi Hadisler, Madve Yayınları: 117-118.
[26] Müslim: Zikir: 21
Buhari, Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî, Muvatta’dan Kudsi Hadisler, Madve Yayınları: 118.
[27] Müslim: Zikir: İ4-15-16-17-İ8-19-20
Sahih-i Müslim, Kastallanî'nin hamişi, C. 10 ve sonrası.
Buhari, Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî, Muvatta’dan Kudsi Hadisler, Madve Yayınları: 118-119.
[28] Tirmizî: Zuhd: 51
[29] Buhari, Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî, Muvatta’dan Kudsi Hadisler, Madve Yayınları: 119-120.
[30] Tirmizî: Daavat: İ3İ
[31] Buhari, Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî, Muvatta’dan Kudsi Hadisler, Madve Yayınları: 120.
[32] ibnu Mace:Edeb:53
Buhari, Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî, Muvatta’dan Kudsi Hadisler, Madve Yayınları: 121.
[33] lbnu Maca: Edeb : 58
Buhari, Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî, Muvatta’dan Kudsi Hadisler, Madve Yayınları: 121-122.
[34] Kastallariî Şerhi, C.İO, s.381
Buhari, Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî, Muvatta’dan Kudsi Hadisler, Madve Yayınları: 122-123.
Mevlam ;tövbesi ve duası kabul kullarından eylesin bizleri inşallah...Allah'a emanet olun..
YanıtlaSilSelamünaleyküm, merhabalar.
YanıtlaSilBloğuma yaptığınız ziyaret ve yorum için çok teşekkür ederim.
Rabb'imizi her zaman, her an anmalıyız. Ayakta iken, otururken, yatarken... Hiçbir pozisyonumuz ve halimiz O'nu anmaktan bizi alıkoymaması gerekir.
Paylaşımınız için teşekkürler. Selam ve dualarımla en Güzel'e emanet olun efendim, saygılarımla.
Sizinle ortak yanlarımız olduğuna eminim , bunu yazmamın nedeni Kur’an’ın deneysel metodla (pozitif ilme uygun) ispatını biliyorum . Sizden istediğim bu yazıyı okuyup başkalarına tavsiye etmenizdir . (Nevzat Ahmet Turan) Yazımın olduğu yer facebook’ta profilde duvar yazısında birde Blogger’de Nevzat Turan ismiyle yayınlanmaktadır , bana yardım edeceğine şüphem yok . email adresim ; (garibimahmet@hotmail.com)
YanıtlaSil