10 Ocak 2019 Perşembe

Helal Kazanıyor muyuz?



İbrahim Ethem Hazretleri, tâcı tahtı terk ediyor, Seneler sonra kendi yaptırdığı camide yatsı namazı kılıyor, dışarıda ise kar var ve hava çok soğuk,

"Şurada kıvrılayım da sabah olunca giderim” diye düşünüyor, caminin bekçisi geliyor... 
“Ne yapıyorsun burada” diyor... 

İ. Ethem hz: “Müsaade et şurada yatayım, sabah namazından sonra gideceğim” diyor, 

Bekçi “İBRAHİM ETHEM SENİN GİBİ ÇULSUZLAR İÇİN YAPTIRMADI BU CAMİYİ” diyor ve bacağından sürükleyerek, kafasını merdivenlere vura vura atıyor onu dışarıya... 

İbrahim Ethem “Bu camiyi ben yaptırdım” diyemiyor kibir olur diye.. 
Çaresiz şehre gidiyor, her taraf kapalı, sadece bir ekmek fırını açık.  
Kapıyı çalıyor ve sabaha kadar oturma müsaadesi istiyor, orada çalışan işçi “Geç otur” diyor, aradan bir-iki saat geçiyor, sabah ezanı okunmaya başlıyor, okunduktan sonra işçi dönüyor...

“Hoş geldiniz nereden gelip nereye gidiyorsunuz isminiz ne?" diyor.

İbrahim Ethem de “Ben iki saattir burada oturuyorum şimdi mi geldi aklına sormak” diyor... 

Fırıncı “Ben bu fırında işçiyim, iki çocuğum var, iki de yetime bakıyorum. Ben onlara şimdiye kadar HARAM LOKMA YEDİRMEDİM. Senin geldiğin vakit benim mesai saatim dahilindeydi, Ezan okundu mesaim bitti, Seninle istediğin kadar konuşabiliriz, şimdi kazancıma haram karışmaz.” diyor... 

İbrahim Ethem “Sen ne güzel adammışsın, ALLAH’tan bir şey isteyip de olmadığı vaki oldu mu..?” diye soruyor, 

“Ben ALLAH’tan ne istediysem verdi, Fakat ALLAH’tan bir şey istedim, onu bana vermedi, ALLAH’a yalvardım, bana İbrahim Ethem Hazretlerini göster diye, bana onu göstermedi” diyor...

“O ALLAH ÖYLE BİR ALLAH Kİ" diyor İbrahim Ethem Hazretleri 
“İBRAHİM ETHEM'İN BACAĞINDAN SÜRÜKLEYE SÜRÜKLEYE, KAFASINA VURA VURA GETİRİR SANA GÖSTERİR, SEN YETERKİ YÜREKTEN İSTE" 

Abdüllah bin Ömer buyurdu ki, “Kambur oluncaya kadar namaz kılsanız ve kıl gibi oluncaya kadar oruç tutsanız, haramdan kaçınmadıkça, hiç biri kabul edilmez, faydası olmaz”.


Sehl bin Abdüllah-i Tüsteri buyurdu ki; “Hakiki imana kavuşmak için, dört şey lazımdır: Bütün farzları edeple yapmak, helal yemek, görünen ve görünmeyen bütün haramlardan sakınmak ve bu üçüne, ölünceye kadar devam etmeğe sabretmek. Haram yiyenlerin yedi azası, istese de, istemese de günah işler. Helal yiyenlerin azası, ibadet eder. Hayır işlemesi kolay ve tatlı gelir”.

Kendimizi özeleştiriye tabi tutarsak tasavvuf ehli buna nefis muhasebesi diyor... Cep telefonları ellerdeyken ve işimizin dışında ilgilendiğimiz her meşguliyet bize haram kazanç ve zor imtihanlar olarak dönecektir. 

Her şeyden önce haramlardan sakınmak gerek bu azimeti Rabbim cümlemize versin inşallah! Amiiin.. 


1 yorum:

  1. Helal kazanmak çok mühim bir mesele, ne yaparsak yapalım, yazıda da bahsettiğiniz gibi onca ibadet etsek de eğer haram yiyorsak, vay geldi halimize!.. Rabbim bizleri her daim helal yiyenlerden eyler inşaallah...Selam ve Dua ile...

    YanıtlaSil


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı