Talâk Suresi 5.ayet-i kerimenin tefsiri.. Esseyyid Abdulkadir Geylani hz. Gunyet'üt Tâlibin'den


Dünya hayatının bizi aldatmaması hakkında hep uyarı alıyoruz değil mi? Ayetlerde hadislerde... Allah bizi uyarıyor benim keremime güvenipte şeytan seni "Allah avf eder" diye gafa getirmesin.. aldanmayın aşağıdaki yazıyı lütfen anlayarak okuyalım.  Allah Razı olsun cümlemizden..


ذَٰلِكَ أَمْرُ اللَّهِ أَنْزَلَهُ إِلَيْكُمْ ۚ وَمَنْ يَتَّقِ اللَّهَ يُكَفِّرْ عَنْهُ سَيِّئَاتِهِ وَيُعْظِمْ لَهُ أَجْرًا


-"Bir kimse, Allah için takva sahibi olursa.. Onun günahlarını kapatır; sevabını da artırır." (Talâk suresi 5.ayet-i kerime)

Sonra, Allah-ü Taâla sana tenbihte bulunup ayıktırdı. Ta ki: Rabb'ın keremine güvenip kalmayasın; onu unutup gaflete dalmayasın. Gösterdiği yolu görmez; âyetlerini duymaktan yana da sağır olmayasın. Bilhassa, öğütlerini ve çekici emirlerini dinlemekten yana..

Üstte anlatılan manada, Allah-ü Taâla şöyle buyurdu.
 يَا أَيُّهَا الْإِنْسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرِيمِ

- "Ey insan, kerem sahibi Rabb'ına karşı seni ne alldattı?.." (İnfitâr Suresi 6.ayet-i kerime)


  يَا أَيُّهَا الْإِنْسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرِيمِ



- "O seni yarattı; seviyeli kıldı ve mutedil eyledi.." (İnfitâr Suresi 7.ayet-i kerime)



Yüce Allah, zatını keremle anlattı; ta ki: O'nun için yaptığın amellerden geri kalmayasın. O'nun yakınlığından kaçıp yarattıkları ile meşgul olmayasın..

Daha sonra, senin durumunu anlattı. Şöyleki:

Seni O yarattı. Hiç yokken vücud verdi. Hiç bir şey değilken seni hayata kavuşturdu. Muhtaç durumda iken, seni zengin eyledi. Zayıftın kuvvetlendirdi.

Daha önce, hiç bir şey görmüyordun; sana yarayan şeyi o gösterdi.

Bilgisizdin; sana pekçok şeyi belletti.

Sen, şaşırmış bir halde iken, sana hidayet edip doğru yolu gösterdi.

Şimdi soralım:

O'nun geniş rahmetini neden istemekten geri durup oturdun?.

Seni, Yüce Allah'ın taatına karşı tenbel bırakan nedir?.



Halbuki bu taat, sana dünya hayatında şeref verecek; âhirette ise saadete ulaştıracak; üstün derecelere çıkaracaktır.

Bu dünya hayatına razı mı oldun?.

Hayırlı şeyi verip düşük bir şeyi mi alıyorsun?. Bunun için mi, dünyayı ve dünya adamlarını tercih ettin?.

Dünyanın, sana görünen süsünde bir dayanma yoktur. Bilhassa firdevs cennetinin nimetlerine karşı.. Oradaki; peygamberlerle, sıddıklarla, şehitlerle arkadaşlık karşısında dünya süsünün ne değeri olur ki?..

Şu ayet-i kerime, bilhassa anlattığımız manada önemlidir:


  أَرَضِيتُمْ بِالْحَيَاةِ الدُّنْيَا مِنَ الْآخِرَةِ ۚ فَمَا مَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا فِي الْآخِرَةِ إِلَّا قَلِيلٌ



- "Âhireti bırakıp dünya hayatına razı mı oldunuz?. Halbuki, dünya eşyası, âhiretinkinin yanında pek küçük kalır." (Tevbe Suresi 38.ayet-i kerime)

Diğer ayet-i kerimede ise Allah-ü taâlâ şöyle buyurdu:
بَلْ تُؤْثِرُونَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا
 وَالْآخِرَةُ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ 


- "Siz, dünya hayatını tercih ediyorsunuz. Halbuki âhiret hayırlı ve daha devamlıdır." (Â'lâ Suresi 16-17.ayet-i kerimeleri)

فَأَمَّا مَنْ طَغَىٰ
وَآثَرَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا
فَإِنَّ الْجَحِيمَ هِيَ الْمَأْوَىٰ



- "Her kim azar da, dünya hayatını tercih eder ise.. cehennem onun evidir.." (Nâz'ât Suresi 37-38-39. ayet-i kerimeler)



Kaynak: Gunyet'üt-Talibin 12. Bölüm -Takva

sayfa:461-462 (Esseyyid Abdulkadir Geylani Hz.)

Yazan: Emine Kaya

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder