BEN FAKİRİM DİYENLER DİKKAAT



BEN FAKİRİM DİYENLER DİKKAAT
Hadîs-i şerîflerde şöyle buyuruluyor:

“Her kim, Vâkıa sûresini her gece bir defa okumayı âdet haline getirirse, ömründe fakirlik görmez.”

“Vâkıa sûresi zenginlik sûresidir. Onu okuyunuz ve kadınlarınıza ve çocuklarınıza öğretiniz.”

Birgün Hz. Ebû Bekr, Resûlullah efendimize; “Yâ Resûlallah, saçlarında beyazlıklar belirdi” demişti. Bunun üzerine Resûlullah efendimiz buyurdu ki:

“Saç ve sakalımı Hûd Vâkıa, Mürselât sûreleri ağarttı.”

Resûlullah efendimizin böyle buyurması, bu sûrelerde, kıyâmet hallerini, eski kavimlerin uğradığı âkıbetleri düşünmesi ve ümmeti için üzülmesi sebebiyledir.

Abdullah bin Mes’ûd gözlerini açtı ve şöyle buyurdu:

“Onlara Vâkıa sûresini bırakıyorum. Bu sûreyi okuyan aslâ fakirlik yüzü görmez.”

[Vâkıa sûresi, Kur'ân-ı kerîmde 533 -536 sayfalar arasındadır.]

Zorluklar karşısında nereye sığınıyoruz? Hastalandığımızda, fakirlik kıskacına düştüğümüzde hangi kapıyı çalıyoruz? Bereketin kaynağının Yüce Rabb’imizin kutlu hitabında saklı olduğunu unutmayalım.

Vakıa Sûresi elli altıncı sûredir. Mekke’de nâzil olmuştur. Vâkıa, “olay, savaş, çarpışma ve belâ” demektir. Ayette ise, kıyâmet olayı, sayhası, hadisesi anlamındadır. Kıyâmet olayında çeşitli şiddetler meydana geleceği için, burada “Vakıa” diye anılmıştır. Sûreye “Vakıa” yani kıyâmet hadisesi ile giriş yapılmaktadır: “Olacak vâki olduğu (kıyâmet koptuğu) zaman, onun olduğunu (şimdi olduğu gibi) yalanlayacak kimse çıkmaz!” (Vakıa 1, 2) Ondan sonraki ayetlerde, kıyâmet olayı kısa bir şekilde anlatılmış, ardından da insanların üç sınıf olduğu haber verilmiştir:

“Ve sizler üç sınıf olduğunuz zaman, sağın adamları (amel defterleri sağ tarafından verilenler), ne uğurlulardır onlar! Solun adamları (amel defterleri sol tarafından verilenler) ne uğursuzlardır onlar! Ve o sâbıklar, (o inançta ve amelde duraklamadan) ileri geçenler!” (7-10)

Bu âyetlerde ifâde edilen amel defterleri sol tarafından verilenler, tevhid inancını kabul etmeyen, İlâhî emirlere karşı çıkan ve her türlü kötülüğü işlemekten çekinmeyen inançsızlardır. Amel defterleri sağ tarafından verilenler ise, tevhid inancına sahip olan, ameli salih ve imânı bütün olan müminlerdir. Sâbıklar da, Allah’a en yakın olan, hiçbir şüpheye kapılmadan imân ve salih amelde ileri giden, imân sahibi kişilerdir. Ondan sonra gelen âyetlerde, amel defteri sağ tarafından verilecek mü’minlerle, imân ve salih amelde önde giden sâbıklara cennette verilecek nimetlerle mükâfatlar ve Allah’ın emirlerine muhalefet eden kâfirlere cehennemde verilecek cezalar geniş bir şekilde açıklanmıştır. Bilhassa küfür ehlinin inkâr ettiği ölümden sonraki diriliş için detaylı açıklamalar yapılmış, insanın acizliği ve yüce Allah’ın (celle celâluh) üstün kudret ve irâdesi dile getirilmiştir.

Ben kızlarıma Vakıa’yı miras bırakıyorum

Abdullah b. Mesûd’u, ölüm hastalığında ziyâret eden Hz. Osman (ra), “Sana bir bağışta bulunulmasını emredeyim mi?” demiş. Abdullah, buna ihtiyacı olmadığını söylemiş. Hz. Osman, “Senden sonra kızlarına kalır.” demiş. O zaman Abdullah ona şu cevabı vermiştir: “Sen kızlarımdan korkma. Ben onlara Vakıa Sûresi’ni okumalarını emrettim. Ben, Hz. Peygamber’in (sas) şöyle dediğini işitmiştim: “Her kim her gece Vâkıa Sûresi’ni okursa, ona fakirlik dokunmaz.” (Kaynak: Rezin, Hadis No: 798)

Yorum Gönder

0 Yorumlar