.Tilavet secdesi
Sual: Secde âyetleri hangi surelerdedir?
CEVAP
Aşağıdaki surelerdedir. Yanlarında âyet numaraları da belirtilmiştir:
Araf 206
Rad 15
Nahl 49
İsra 107
Meryem 58
Hac 18
Furkan 60
Neml 25
Secde 15
Sad 24
Fussilet 37
Necm 62
İnşikak 21
Alak 19
Sual: Tilavet secdesi nedir, ne zaman ve nasıl yapılır?
CEVAP
Kolay anlaşılması için maddeler halinde bildirelim:
1- Tilavet, Kur’an okumak demektir. Secde âyeti okununca yapılan secdeye tilavet secdesi denir.
2-
Namaz kılması farz olan bir kimse, Kur’an-ı kerimde bulunan 14 yerdeki,
secde âyetinden birini okusa veya işitse, manasını anlamasa da, bir
secde yapması vaciptir.
3- Tilavet secdesi yapmak için, niyet edilir.
Niyet şarttır. Niyetsiz sahih olmaz. Abdestli olarak, kıbleye karşı
ayakta durup, ellerini kulaklara kaldırmadan, Allahü ekber der ve
secdeye gider. Secdede üç defa Sübhâne rabbiyel-a’lâ der. Sonra, Allahü
ekber der ve ayağa kalkar. Böylece secde-i tilavet tamam olur.
4-
Secde âyetini işiten cünüp veya abdestsiz kimse, temizlendikten sonra
tilavet secdesi yapar. Fakat hayzlıya ve nifaslıya [lohusaya]
temizlendikten sonra da tilavet secdesi gerekmez.
5- Bir oturumda, bir secde âyetini birkaç defa okuyan ve işiten, hepsi için bir secde eder.
6-
Bir oturumda ne kadar secde âyeti okunmuşsa, o kadar tilavet secdesi
gerekir. Mesela üç secde âyeti okunursa, üç secde gerekir.
7- Namaz kılarken, dışardan birinin okuduğu secde âyetini işiten, namazdan sonra tilavet secdesi yapar.
8-
Namazda okuyunca, hemen ayrıca rüku veya bir secde yapıp ayağa kalkar.
Okumasına devam eder. Secde âyetini okuduktan iki üç âyet sonra namazın
rükuuna eğilirse ve tilavet secdesine niyet ederse, namazın rüku veya
secdeleri, tilavet secdesi yerine geçer.
9- Secde-i tilavetin kazası, acele değildir. Gecikirse günah olmaz. Fakat sebepsiz, zaruretsiz tehir etmek tenzihen mekruhtur.
10-
Secde âyetini mubah vakitte okuyup, namaz kılmak mekruh olan üç vakitte
tilavet secdesi yapmak caiz değildir. Secde âyeti mekruh vakitte
okunursa, bu vakitte secde etmek caiz diyen âlimler olduğu gibi mekruh
diyen âlimler de vardır. Mekruh olmayan vakte tehir edilirse bütün
âlimlere uyulmuş olur. (Hindiyye)
11- Kur’an-ı kerim okunan yerde bulunduğu halde, işitmeyen kimse, secde etmez.
12- Secde âyetini yazan ve heceleyen, secde yapmaz.
13-
Birkaç kişiden her biri, secde âyetinden birer kelime okusalar, bunu
işitenlere tilavet secdesi yapmak gerekmez. Çünkü, secde âyetini bir
kişi okuyunca, bunu işitenlerin secde yapması vacip olur.
Çeşitli
kimselerin okudukları kelimeler toplanarak, bir kişi bütün âyeti okumuş
gibi yapılamaz. Çünkü, Kur’an-ı kerim okumak için, kimse başkası yerine
vekil yapılamaz. (Dürr-ül-muhtar)
14- Secde âyetinin tercümesini okuyan veya işiten, bunun secde âyeti olduğunu anlarsa, secde yapar.
15- Yaptığını anlayacak yaşta olan çocuğun okuması ile, işitenlerin secde etmesi gerekir. Daha küçük yaşta ise gerekmez.
16- Ara sıra deliren, deli iken secde âyetini okursa, secde gerekmez. Akıllı iken okursa gerekir.
17-
Dağdan, çölden ve bir yerden aksedip, yansıyıp geri gelen sedayı işiten
ve papağandan veya başka kuştan işiten secde etmez. İnsan sesi olması
gerekir. (Dürr-ül-münteka)
18- Radyodan işitilen ses, hâfızın sesine
benzeyen, cansız alet sesidir. Bunun için, fonografta [gramofonda,
teypte, radyoda. tv’de ve benzeri vasıtalarda] okunan secde âyetini
işiten, tilavet secdesi yapmaz. (Mezahib-i erbea)
Elmalılı Hamdi Yazır, Arâf suresinin 204. âyetinin tefsirinde diyor ki:
Kıraet,
bir ihtiyari iştir ki, akıllı ve konuşan bir insanın ağzından çıkanı
anlamaya ve anlatmaya yönelik bir maksat taşıyan sesli olarak okumak
demektir. Akıllı olmayandan ve cansız varlıklardan çıkan seslere kıraet
denilemeyeceği gibi, aks-i sadâdan, sesin yankılanmasından meydana gelen
şeye de kıraet denilemez. Bunun içindir ki, fakihler bir kıraetin
yankılanmasından hasıl olan yankıya kıraet ve tilavet hükmü terettüp
etmeyeceğini ve mesela tilavet secdesi lazım gelmeyeceğini beyan
etmişlerdir. Bir kitabı sessiz olarak okumaya kıraet denilemeyeceği
gibi, çalan veya çınlayan, yankı yapan bir sesi dinlemek de kıraet
değildir, bir çınlamayı dinlemektir. Kur’an okuyanın sesini aksettiren
gramofondan [teypten] veya radyodan gelen sese de kıraet denilemez.
Bunun gibi sesler bir kıraet değil, bir kıraetin yankısı ve
yansımasıdır, bunlara dinleme ve susma emrinin hükmü terettüp etmez.
(s.2361)
19- Kâfirin okuduğunu işiten müslümanların secde etmesi vacip olur.
20- İmam-ı Nesefi, Kâfi kitabında buyuruyor ki:
Sıkıntıdan
kurtulmak için, Allahü teâlâya kalbinden yalvararak, 14 secde âyetini
[ezberden, ayakta] okuyup, her birinden sonra, hemen secde edeni, Allahü
teâlâ, o dert ve beladan korur. (Dürr-ül-muhtar, Nur-ül-izah)
Son
secdeden kalkınca, ayakta ellerini uzatıp, kendinin ve bütün
müslümanların dünya ve dinlerine gelen beladan, sıkıntıdan kurtulmaları,
korunmaları için dua etmelidir.
21- Secde âyeti üç mekruh vakitte
okunursa, tilavet secdesini bu vakitlerde yapmak, bir kavle göre caiz
ise de, mekruh olmayan vakte tehir etmek evlâdır. (Dürer, Tahtavi)
Sual:
Yalnız başına namaz kılarken, zammı sure olarak secde âyetini okuyan
kimse, hemen rükuya gitse, tilavet secdesini yapmış olur mu?
CEVAP
Bir
kimse, namaz içinde secde âyeti okuyunca, hemen ayrıca rüku veya bir
secde yapıp ayağa kalkar. Okumasına devam eder. Secde âyetini okuduktan
iki üç âyet sonra namazın rükuuna eğilirse ve tilavet secdesine niyet
ederse, namazın rüku veya secdeleri, tilavet secdesi yerine geçer.
Fakat, secde âyetinden sonra üç âyetten fazla okumuşsa, tilavet secdesi,
namaz için yapmış olduğu rüku veya secdeler ile kendisinden sakıt
olmaz.
Bu durumda, namaz içinde, tilavet için ayrıca secde etmesi
gerekir. Yalnız başına namaz kılarken, tilavet secdesi, namaz içinde eda
edilmezse, artık namaz dışında kaza edilmez. (Halebi)
Secde âyetini
namaz içinde okuyan kimse, dilerse okuyacağı âyetlerin sayısına
bakmaksızın hemen Allahü ekber diyerek tilavet secdesine varır. Tilavet
secdesi niyeti ile yalnız rükuya varması da kâfidir. Ondan sonra tekrar
ayağa kalkar ve birkaç âyet daha okuyup, namazın rüku ve secdelerini
yapar, namazına devam eder.
Eğer bir sureyi bitirmiş ise, diğer bir
sureden birkaç âyet okur; çünkü tilavet secdesinden kalkar kalkmaz,
böyle birkaç âyet okumadan namazın rüku ve secdesine gitmek mekruhtur.
Sual: TV’de mukabele okunuyor. Secde âyetlerini dinleyince, secde-i tilavet gerekir mi?
CEVAP
Gerekmez.
Fakat Kur'an-ı kerimi takip ederken veya dinlerken, sesli olarak
okuyana, secde-i tilavet gerekir. TV’den, radyodan ve teypten duyulan
secde âyeti için secde-i tilavet gerekmez. (M.Erbea)
Sual: Yapılmayan secdelerin kazası nasıl yapılır?
CEVAP
Okuduğum ilk secde âyetinin secde-i tilavetini diye niyet edilir.
Sual: Bir kitapta tilavet secdesinin yedisi farz, üçü vacip, dördü sünnet diye yazıyor. Böyle bir rivayet de var mı?
CEVAP
Vardır.
Sual: Secde-i tilavetten sonra, tilavete başlansa, Euzü lazım mı?
CEVAP
Hayır.
Sual: Bir kağıda yazılı 14 secde âyeti okununca bir secde etmek yeter mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Tilavet secdesi için abdestli olmak şart mıdır?
CEVAP
Evet.
Sual: Secde âyetini göz ile okusak secde gerekir mi?
CEVAP
Hayır. Çünkü göz ile okumak, tilavet sayılmaz.
Sual: Secde âyetinin mealini okuyanın, işitenin veya hoparlörden işitenin tilavet secdesi yapması gerekir mi?
CEVAP
Kur’an-ı
kerimde 14 yerde bulunan secde âyetinden birini okuyan veya işiten,
manasını anlamasa da, bir secde yapması vacibdir. Meal okumak uygun
değil ise de, mealini okuyan veya işiten, bunun secde âyeti olduğunu
anlarsa, tilavet secdesi yapar. Hoparlörden, kasetten, teypten, TV veya
radyodan işitenin, secde-i tilavet yapması gerekmez. (M.Erbaa, Elmalı
tefsiri)
Sual: Güneş doğduktan işrak vaktine kadar, tilavet secdesi ve şükür secdesi caiz midir?
CEVAP
Tilavet secdesi mekruh, şükür secdesi mekruh değildir.
Secde âyetini duyunca
Sual: Cünüp, abdestsiz veya hayzlıyken secde âyetini dinleyene, tilavet secdesi gerekir mi?
CEVAP
Secde
âyetini işiten cünübün veya abdestsizin, temizlendikten sonra tilavet
secdesi yapması gerekir, fakat hayzlıya temizlendikten sonra da tilavet
secdesi yapmak gerekmez.
Sual: Namazda, sonunda secde âyeti olan bir
sureyi mesela Alak suresini okuyanın, namaz içinde veya namaz dışında
tilavet secdesi yapması gerekir mi?
CEVAP
Gerekmez. Bir kimse,
namazda secde âyetini okuyup rükûa gitse, rükû yaparken tilavet
secdesine niyet etse de, etmese de, bundan sonra secde etmekle, o
kimseden tilavet secdesi sakıt olur. Yani ayrıca tilavet secdesi yapması
gerekmez. (Halebî)
Eğer secde âyetinden sonra, birkaç âyet daha okumaya devam ederse, tilavet secdesine niyet etmesi gerekir.
Namazda
secde âyeti okunduktan 2-3 âyet sonra rükûa eğilip tilavet secdesine
niyet edilse, namazın rükû veya secdeleri, tilavet secdesi yerine geçer.
Secde âyetinden sonra, üç âyetten fazla okunursa, hemen ayrıca rükû
veya bir secde yapılıp ayağa kalkılır. Okumaya devam edilir. (S.
Ebediyye)
Tilavet secdesi namaz içinde yapılmazsa, namazdan sonra yapılmalıdır.
Secde âyetini yazmak
Sual: Secde âyetini yazmakla veya gözle okumakla, tilavet secdesi gerekir mi?
CEVAP
Yazmak ve gözle okumak, kıraat sayılmadığı için, tilavet secdesini gerektirmez.
Sağır ve secde âyeti
Sual:
Bir ortamda, secde âyeti okunsa, oradakiler, tilavet secdesi yapsalar,
orada olup da sağır olduğu için duymayan kimse, secde âyeti okunduğunu
anlasa veya işitenler ona söyleseler, onun da, tilavet secdesi yapması
vacib olur mu?
CEVAP
Evet, vacib olduğunu bildiren kitaplar olduğu
gibi, vacib olmayacağını bildiren kitaplar da var. Vacib olduğunu
bildirenlerin kavli, ihtiyata daha uygundur. Bunların gerekçeleri
şöyledir:
Sağır olmayanlar arasında, secde âyetinin okunduğunu
duymayan çıkabilir. Eğer oradakiler, secde âyeti okunduğunu söylüyorlar
ve kendileri de secde ediyorlarsa, duymamış olanların, duyanlara uyarak
secde etmeleri vacib olur.
Sağır, secde âyetinin okunduğu yerde hazır olsa, orada bulunan cemaatle beraber tilavet secdesi yapar. (Mecmua-i Zühdiyye)
Okunan
secde âyetini dinleyen kimse, anlasa da, anlamasa da, kendisine secde
âyetinin okunduğu haber verilince, secde etmesi gerekir. İmam, secde
âyetini okuduğu zaman, cemaat duysun veya duymasın, cemaate de, tilâvet
secdesi vacib olur. Tilavet secdesi yapmak için, namazda, kıraatin açık
veya gizli olması arasında da bir fark yoktur. Yani açık okunsa da,
gizli okunsa da tilavet secdesi gerekir. (Hindiyye)
Başkalarının okuduğu secde âyetini duymayan sağıra, secde etmek gerekmez. (Nimet-i İslâm)