16 Şubat 2012 Perşembe

Doruğa Varılmaz Yamaçlara Tırmanmadan

El hamdülillah müslümanız dinimizi tebliğ adına ne kadar çalışıyoruz acaba? bu soruyu kendimize sormamız gerekir. Peki tebliğ etmeden önce dinimizi yaşayabiliyor muyuz? Biz dinimizi yaşamadan tebliğ edersek münafıklığın ve münafıkların öncülüğünü  yapmış olmazmıyız?

Ben önce dinini yaşama mücadelesi verenlerin bu soruya cevap vermelerini isterdim..Peygamber Efendimiz Sallallahü aleyhi ve sellemin hayatına baktığımızda dinini tebliğ etmek için insanlardan sabırla ve yıllarca yardım taleb ettiğini görüyoruz..
 - Câbir b. Abdillah şöyle anlatıyor: Hz. Peygamber Mekke’de on sene kaldı. Bu arada Ukkaz ve Mecenne panayırlarına gidiyor, hac mevsiminde insanların arasına karışıyor ve onlara şöyle diyordu:

-“Beni memleketine götürecek kimse yok mudur? Rabb’imin emirlerini tebliğ hususunda kim bana yardımcı olmak ister? Böyle bir kişiye cennet va’dediyorum”. 

Fakat bu on sene zarfında onu memleketine götürüp kendisine yardımcı olabilecek hiç kimse çıkmadı. Bir yandan da kavmi ve akrâbaları dışarıdan, mesela Yemen veya Mudar’dan gelen insanları çeviriyorlar ve onları “kendini şu gençten (Hz. Peygamber’den) sakın, yoksa fitneye düşersin” diye kandırıyorlardı. Öyle ki Hz. Peygamber Mina’da, Müzdelife’de insanlar arasında dolaşırken parmakla gösterilir oldu. Bu durum Allah Teâlâ’nın Medineli bir grup insanı peygamberine gönderinceye kadar devam etti. Biz Hz. Peygamber’i memleketimize kabul ettik ve onu doğruladık. Bizim insanlarımız Medine’den kalkıp Hz. Peygamber’e geliyorlar; müslüman olup Kur’an öğrenerek dönüyorlardı. Daha sonra bu müslüman olan kişiler kendi aile efradını da müslüman ediyordu. Böylece içinde Müslüman bulunmayan evi neredeyse kalmadı. Nihayet bir gün bir araya gelerek
- “Hz. Peygamber Mekke’nin dağlarında korka korka daha ne kadar dolaşacak ve gittiği yerlerden kovulmaya devam edecek?” dedik.
 Bunun üzerine de yetmiş kişilik bir heyet oluşturarak hac mevsiminde Mekke’ye vardık. Akabe vadisinde buluşmak üzere sözleştik. Biz birer ikişer oraya toplandık ve Hz. Peygamber’e “Ey Allah’ın Rasûlü! Sana ne üzerine biat edelim?” dedik ve böylece ona biat ettik.(Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/363-364.)


Bu çaba niye son nefeste bir kelimei şehadeti getirebilmek için...
Bir sohbete gitmiştim kur'an sohbet bitti çay ve ikram sırasında bir hanım
-"Aman ne var ki bir La ilahe illallah  diyemiyecekmiyiz canım kolay " dedi. 
Bir ömür boyu Allah demezsen sana Allah kelimei şehadeti nasib eder mi?


Bir gün bir terzi Allah dostlarından birine sorar:
-Peygamberimizin, "Allahü teâlâ, günahkâr kulunun tövbesini, canı boğaza gelmeden kabul eder" hadis-i şerifi hakkında ne buyurursunuz?
Cevap vermeden o kimseye sorar mubarek zat.
- Mesleğin nedir?
-Terziyim, elbise dikerim.
-Terzilikte en kolay şey nedir?
-Makası tutup, kumaş kesmektir.
-Kaç senedir, bu işi yaparsın?
-Otuz senedir.
-Canın boğaza geldiği zaman kumaş kesebilir misin?
-Hayır, kesemem!
-Bir müddet zahmet çekip, öğrendiğin ve otuz sene kolaylıkla yaptığın bir işi, o zaman yapamazsan, ömründe hiç yapmadığın tövbeyi o zaman nasıl yapabilirsin? Bugün gücün yerinde iken tövbe et! O zaman belki yapamazsın, buyurdu.
Yani bir ömür boyu Allah için çalışma Allah'ı hatırlama, O'nun dinini yaymak için gayret gösterme bu terzi misalini iyi düşün son nefeste dillerimizde tutulabilir buda bir ihtimaldir dostlarım
Çok geçmeden  kendimize çeki düzen verelim. Bildiğimizle amel edip bilmediğimizi öğrenmeye çalışalım,  çevremizede iyi örnek olalım.  

Sahabi vefat ederken arkadaşlarına vasiyet ederlermiş ki "Kabre girince ne olur hemen gitmeyin bana telkinde bulunun" Ve onların kalp gözleri açıktı. Müşahade ederdik münkeryn melekleri gelir sorgu sual ederdi bizde yukardan Rabbim Allah (c.c) dinim islam, nebim Muhammed Mustafa (sav), kıblem kabe...gibi   cevaplarla yardımcı olurduk. Bu günde cemaat dağıldıktan sonra imamın telkin vermesi sünnettir. Günde enaz bir kere bu sual ve cevaplarıda kendimize telkin etmeliyiz. Bu sualleri veriyorum inşaallah faydalı olur.
Kabir sualleri ve cevapları

Rabbin kim?
CEVAPAllahü teâlâ.

Dinin nedir?
CEVAP
İslâm dini.

Hangi Peygamberin ümmetindensin?
CEVAP
Muhammed aleyhisselamın.

Kitabın nedir?
CEVAP
Kur'an-ı kerim.

Kıblen neresidir?
CEVAP
Kâbe-i muazzama.

İtikadda mezhebin nedir?
CEVAP
Ehl-i sünnet vel cemaat.

Amelde mezhebin nedir?
CEVAP
4 mezhepten hangisi ise, mesela Hanefi, Maliki, Şafii ve Hanbeli’den biri söylenir.

Ayrıca aşağıdaki esasları da bilmek lazımdır:

Kimin zürriyetindensin?
CEVAP
Âdem aleyhisselamın.

Kimin milletindensin?
CEVAP
İbrahim aleyhisselamın.

İman nedir? Amentü’nün esasları nelerdir?
CEVAP
İman, Muhammed aleyhisselamın Allahü teâlâ tarafından getirdiği emir ve yasaklara inanmak ve inandığını dil ile söylemek demektir.

İman, Amentü’de bildirilen altı esasa inanmak ve Allahü teâlâ tarafından bildirilen emir ve yasakların tamamını kabul etmek ve beğenmektir.

Amentü şöyledir:
Âmentü billahi ve melaiketihi ve kütübihi ve rüsülihi vel yevmil ahiri ve bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ vel ba'sü ba'del mevti hakkun. Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resülühü.

[Yani, Allah’a, meleklerine, gönderdiği kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, öldükten sonra dirilmeye inanıyorum. Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed aleyhisselamın da Allah’ın kulu ve son Peygamberi olduğuna şehadet ediyorum.]

Dilerim bu yazı faydalı olmuştur. Dualarda bir kalp ve umut olmak dileğiyle. 
Allah'a Emaet Olunuz.
Emine Kaya

1 yorum:

  1. Emine kardeşim,tebliğ ile ilgili hatırlatıcı güzel bir yazı yazmışsın..Bence de en güzel tebliğ,davranışlarında güzellikler gösterek,insanlara bazı şeyleri kendi hal ve hareketlerin üzerinden gösterebilmek..Ben bunun da çok etkili olduğunu düşünüyor ve görüyorum.Selametle

    YanıtlaSil


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı