Kur'ân'ın Okunması Sırasında Es-Sekîne'nin Ve Meleklerin İnmesi


 Kur'ân'ın Okunması Sırasında Es-Sekîne'nin Ve Meleklerin İnmesi

38-.......Useyd ibn Hudayr (R) şöyle dedi: Bir kerre Useyd ge­ce vakti el-Bakara Sûresi'ni okuyordu. Atı da yanında bağlanmıştı. Kur'ân'ı okuyorken birden at deprenmeye başladı. Useyd sustu. O susunca at da sâkinleşti. Useyd tekrar okumağa başladı. At yine şah­landı. Useyd sustu, at da sâkinleşti. Bundan sonra Useyd bir daha okumağa başladı, at yine hırçmlaştı. Useyd de artık vazgeçti. Useyd'in oğlu Yahya ise ata yakın bir yerde (yatmakta) idi. Atın çocuğa bir zararı dokunmasından endîşe ederek, çocuğu geriye çekti. Bu sırada başını kaldırıp göğe baktığında (beyaz bulut gölgesine benzer bir sis içinde kandiller gibi birtakım şeylerin parlamakta olduklarını gördü de) nihayet onu göremez oldu [48].

Sabah olduğunda Useyd, Peygamber'e bunu söyledi. Peygamber ona:

—  "Oku ey Hudayr oğlu, oku ey Hudayr oğlu!" dedi,

Useyd:

—  Yâ Rasûlallah, atın Yahya'yı çiğnemesinden endişelendim. Çünkü çocuk ata yakın bir yerde idi. Başımı kaldırıp çocuğa gittim. Başımı göğe doğru kaldırdığımda, beyaz bulut gölgesine benzer bir sis içinde kandiller gibi birçok şeylerin parlamakta olduklarını gör­düm. Artık bu beyaz gölge tabakası içindeki ışıklı parlak cisimler man­zumesi göğe doğru çekilip çıktı. Nihayet onu görmez oldum, dedi.

Peygamber (S):

—  "Bilir misin onlar nedir?" buyurdu. Useyd:

—  Hayîr, dedi. Peygamber:

—  "Onlar meleklerdi, senin Kur'ân okuyuş sesine yaklaşmışlar­dı. Eğer okumaya devam etseydin, sabaha kadar seni dinlerlerdi. İn­sanlar da onlara bakarlardı. Onlar insanların gözünden gizlenemez­lerdi" buyurdu [49].

Râvî İbnu'1-Hâd: Bana bu hadîsi Abdulah ibn Habbâb, Ebû Saîd el-Hudrî'den, Useyd ibnu Hudayr'dan tahdîs etti, dedi.

Kaynaklar

[48] Sekîne hakkında daha önce geçtiği yerde bâzı bilgiler verilmişti.

İbn Hacer şöyle dedi: Bu ibarede bir kısaltma vardır. Aslı, Ebû Ubeyd'in rivayet ettiği gibi: "Başını yukarıya kaldırdığında beyaz bulut gölgesine benzer bir sis içinde kandiller gibi birtakım şeylerin parlamakta olduklarını gördü de ni­hayet onu görmez oldu" şeklindedir. Buhârî'de buna benzer birçok hazflar var­dır. Bunun sebebi, râvîlerin bâzısı rivayetinden terketmekte olduğu şey bilindiği için, rivayeti kısaltır. Buhârî de artık onun aslının kâmil olduğunu tanımayan kim­seler hadîsi anlamasalar da, hadîsi o râvınin kısa lafzı üzere yazar. Burada riva­yetin geri kalanında da kendisinden hazfedilen şeye bir misâl vardır (Reşîd Rızâ).

[49] Bu ifâde, Âdem oğullarının melekleri görmeleri caiz olduğuna delâlet eder. Râvî Useyd ibn Hudayr, sahâbîlerin en meşhurlarından olup Akabe Bey'atı'nda ve Bedir gazvesinde bulunmak meziyyetleriyle beraber, en yüksek bir hususiyeti de hoş sa-dâ ve edâ ile Ebû Mûsâ el-Eş'arî derecesinde te'sîrli Kur'ân okumasıdır. Bu se-beble melekler bile okuduğu Kur'ân'ı dinlemeğe gelmişlerdir. Bunun gibi bir tecellîye el-Kehf Sûresi'ni okurken de mazhar olmuştu. Useyd, Bedir'den Kudüs'ün fethine kadar bütün hayâtını cihâdla ve Kur'ân'a hizmetle geçirmiş, hicretin yir­minci yılında vefat etmiş. Bakî kabristanına konulacağı sırada Mü'minlerin Emî-ri Umer, tabutunun iki kolunu yüklenmek suretiyle yüksek bir hürmet göstermiştir.

Yorum Gönder

0 Yorumlar