Hz. Peygamber Zamanında Kur'ân'ı Hıfzedenler (Hafız Sahâbiler)



Hz. Peygamber Zamanında Kur'ân'ı Hıfzedenler (Hafız Sahâbiler)

Ashâb-ı Kiram arasında Peygamberimiz (s.a.v)'in hâl-i hayatında Kur'ân'ı ezberleyenlerin sayısının bir hayli kabarık olduğu anlaşılıyor.

îbnü Hacer el-Askalâni'nin (852/1448) kaydına göre, "Kur'ân'i ezber­leyen ve onu başkalarına öğreten kimseler[40] diye tarif edilen bu ha­fız sahâbilere "Kurrâ" denilmekte idi.
İslâm âlimleri arasında sayılan hakkında bir ittifak mevcut olmamakla bera­ber, bazı olaylar ve rivayetler, bunların adedinin bir hayli yekûna baliğ oldu­ğunu göstermektedir. Meselâ henüz Rasûlüllah (s.a.v) hayatta iken Bi'r-i Meûne (4/625) vak'asmda yetmiş Kurrâ sahâbînin şehid edildiği çeşitli eser­lerde nakledilmektedir. Aynı şekilde Yemâme Vak'asmda (12/633) da zikredi­len miktar kadar hafız sahâbînin şehid olduğu rivayet edilmektedir. [41] Hatta "Fethu'1-Bârî" de "kîl" kavliyle, bunların adedinin yediyüz veya daha fazla ol­duğu söylenmektedir[42]
Aynı konuda el-Aynî (855/1451) ise şehid hafız sahâbî adedini yüzyetmiş olarak rivayet etmiş ve daha fazla olduğunun da rivayet edildiğine işaret etmiştir. [43] Yemâme Harbi'nde şehid düşen kurrâ arasında, Rasûlüllah (s.a.v)'in kendisinden Kur'ân Öğrenilmesini tavsiye ettiği Salim Mevlâ Ebû Huzeyfe de vardır. [44]

Bütün bu nakillerden anlaşılacağı üzere, hafız sahâbîlerin adedi, sayılama­yacak kadar çoktur. [45]


Şimdi biz, yapılan bir takım rivayetlere dayanarak bu zevattan bazılarının isimlerini tesbit etmeye çalışalım:

el-Buhâri (256/869) üç hadis naklederek yedi kurrânın isimlerini vermiştir:

Bunlardan Abdullah b. Amr'dan rivayet edilen birinci hadiste, Abdullah b. Mes'ûd, Muâz, Salim ve Übcyy b. Ka'b; [46]Enes'ten rivayet edilen ikinci hadişte, bunlara ilâveten Zeyd b. Sabit ve Ebû Zeyd[47] Enes'ten ikinci rivayete göre ise Ebu'd-Derdâ[48] ilâve olunarak yedi tanesinin ismi zikredilmiştir. Hatta bazıları, İşin derinliğine inmedikleri için, Rasûlüllah (s.a.v) zamanında ancak bu zevatın Kur'ân'ın tamamını hıfzettiklerini zannetmişlerdir. [49]el-Mâverdi (450/1058) bunlardan birisidir. Çünkü ona göre Ashâb', Kur'ân'ın tamamı nâzil olmadan, şehirlere dağılmışlardı. [50]

Bu görüşün hatalı olduğu, müteaddid kimselerden nakledilmiştir. Bunlar­dan bazılannı bildirmekle yetineceğiz:


1- el-Bâkıllâni (403/1012) mezkûr hadislerle ilgili şu açıklamayı yapmıştır:

a) Bu hadis (birinci hadis), hadiste ismi geçen dört kişiden başkası ezber­lemedi mânâsına gelmez.

b) Bu zevat, Kur'ân'daki okunuş vecihlerini bilen kimselerdir.

c) Kur'ân'ın tilâvetinden başka, nâsih ve mensûhu ile Kur'ân'ı ancak bun­lar bildirdi.

d) Bunlar, Kur'ân'ı Resûlüllah (s.a.v)in ağzından -bizzat- almışlardır.


e) Kur'ân'ın yayılması ve öğretimi İle çok meşgul olmuşlardır,

i) Bunlar, Kur'ân'ı hem yazmış, hem de hıfzetmişlerdir.

g) Bu zevat, peygamberimiz zamanında Kur'ân'ı ezberlediklerini açıkla­mışlardır.

h) Bunlar, Kur'ân'ı duyar duymaz inanmışlar ve itaat etmişlerdir.

2- en-Ncvevî (677/1278), "Müslim şerhi "nde ei-Mârizi'den (536/1141) nak­len bu hadislerle ilgili şu malûmatı veriyor: Bu zâtlann isimlerinin zikredilmiş olması, bunlardan başkalarının hafız olmadığına delâlet etmez. Veya onlar, Ensar'dan bilinen hafızlar olup, bunlardan gayri gerek Ensâr'dan ve gerekse Muhâcİrûn'dan hafızlar mevcuttur. [51] Zikredilen bu hadislerden başka haberlerde, ismi geçen zevattan başkalarının da nakledilmiş olması, mezkûr hadislerdcki takyîdc mâni görünmemektedir. [52] Adı geçen el-Mârizi onbeş sahâbi zikretmiştir. Yalnız yemâme vak'asında yetmiş kişi şehid edildiğine bakılırsa, o gün orada hafız olduğu halde şehid olmayan ve harbe katılmayan­larla birlikte bu rakam daha da yükselecektir. Diğer taraftan ismi geçen bu tın içerisinde Ebû Bekir, Ömer, Osman, Ali (r.anhüm)... gibi nice yüksek ahâbe zikredilmemiştir. Şu halde bu fikre itibar etmek mümkün değildir.[53]

3- îbnü Hacer eİ-Askalâni, el-Kirmâni'den (500/1106) rivayetle böyle bir tahsisin mümkün olamayacağını ifade etmiştir. [54]

Yine aynı eserde: "Birçok hadisten anlaşıldığına göre, Rasûlüllah (s.a.v) zamanında Kur'ân'ı hıfzedenlerden biri de Ebû Bekir (r.a)dır. Rasûlüllah has­talandığı zaman Ebû Bekir imamlık vazifesini üzerine alırdı. Bu onun Ashâb içinde Kur'ân'ı en iyi okuyan kimse olduğunu gösterir[55]denmektedir.

"Umdetü'l-Kâri"de muhtelif tariklarla şu isimler sayılmıştır: Abdullah b. Amr b. el-Âs, Ubâde b. es-Sâmit, Ebû Eyyûb Hâlid b. Zeyd , Ebû Mûsâ'l-Eş'ari, Mücemmeu b. Câriye, Amr b. Zeyd el-Ensâri, Sâ'd b. Nûmân el-Evsi, Kays b. Seken, Ümmü Varaka binti Nevfe. [56]

Ebû Ubeyd (224/838) "Kitâbül-Kırâât" da şu isimleri kaydeder:

el-Muhâcirûn'dan: Dört halife (Ebû Bekir, Ömer, Osman, Ali), Talha, Sa'd, İbnü Mes'ud, Huzeyfe, Salim, Ebû Hureyre, Abdullah b. es-Sâib, el-Abâdile (Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Ömer, Abdullah b. ez-Zübeyr, Abdullah b. Amr b. el-Âs). Kadınlardan: Aişe, Hafsa, Ümmü Seleme Ensâr' dan: Muâz, Fedâle b. Ubeyd, Mücemmeu b. Câriye, Müslime b. Muhlid. Bunlardan bazıları, Peygamber (s.a.v) in vefatından sonra Kur'ân'ın tamamını hıfzettiklerini açıklamışlardır. [57]

İbnu Ebî Dâvûd (316/928), "Kitâbü'ş-Şerîa" da, Muhâcİrûn'dan: Temîm b. Esved ed-Dâri, Ukbe b. Âmir. Ensâr'dan: Ubâde b. es-Sâmit, Muâz, Mücem­meu b. Cariye, Fedâle b. Ubeyd, Müslime b. Muhlid, Ebû Mûsâ'I-Eş'ari'yi zikreder. [58]

Şemsüddin ez-Zehebi (748/1347), "Ma'rifetü'l-Kurrâi'l-kibâr" isimli ese­rinde Osman, Ali, Übeyy, İbnü Mes'ûd, Zeyd b. Sabit, Ebû Mûsâ'l-Eşarî ve Ebû'd-Derdâ'yı saymış ve: "Bunlar, Peygamber (s.a.v.) hayatta iken Kur'ân'ı ezberledikleri, ona Kur'ân'ı arzettikleri ve on imâmın kırâatlannın senedlerinin kendilerine vasıl olduğu bilinen kimselerdir. Bunlardan başka sahabeden daha Muâz b. Cebel, Ebû Zeyd, Salim, Abdullah b. Ömer, Ukbe b. Âmir ... gibi zatlar da Kur'ân'i ezberlemişlerdir; fakat bunların kırâatlan bize vasıl ol­mamıştır[59] demiştir.

Prof. Muhammed Hamidullah da bu konu ile ilgili şu açıklamayı yapmıştır: "Hazreti Peygamber (s.a.v.), namazlarda okunması için, Kur'ân-ı Kerîm'in ezberlenmesi hususunda İsrar ediyordu. Bunun için de bütün metni ezbere bilmek mecburi idi. Bazıları bazı sûreleri, diğerleri başkalarını ezberli­yor, bir kısmı ise sûrelerin hepsini ezberliyordu Hazreti Muhammed (s.a.v.), işte bu çift metotla Kur'ân-ı Kerîm'in bir bütün halinde muhafazasını temin etmek istemişti: Yazılı ve hafıza yoluyla. Yazarken yapılan hatalar, ezber Öğrenilmiş metin vasıtasıyla düzeltilebilirdi; hafızada unutulanlar ise yazılı metne müracaat ile düzeltilebilirdi. Hz. Peygamber (s.a.v.) in son aylarında irtidâd edenlerle harp ediliyor, hükümet başka işlere bakamıyordu. Bilhassa Müseylime ile yapılan Yemâme savaşı kanlı oldu. Yüzbin düşmanla, onüç bin müslüman karşılaştı. Bunlar dayanamadılar. Hazreti Salim Mevlâ Ebû Huzeyfe kumandasında üç bin kişi toplandı. Onlara "Kur'ân-ı Keiîm'i bilen birlikler" adı verilirdi. Bu fedai birliklerin yedi yüz askeri, kumandanları ile birlikte şehid oldu. Fakat düşman ordusu yok edildi. [60]

Bütün bu açıklamalardan sonra anlaşılıyor ki, Ashâb-ı Kiram içerisinde bu­lunan hafızların adedi binleri bulmaktadır. Bunların adedini tahdid ve tayin et­mek mümkün değildir. [61]

îbnü Teymiyye (728/1328) ve Îbnü'l-Cezeri (833/1429) gibi birçok âlimler, Kur'ân'm bu "ezberlenebilir" vasft dolayısıyle, "Kur'ân'ın naklinde esas da­yanak kalplerin ve göğüslerin hıfzettiği d ir; Mushaflann ve kitablarm cem' ettiği değil[62] demişlerdir. Ayrıca mukaddes kitablannı ezberleyebilme kabiliyyeti, Allah tarafından Muhammed ümmetine bahşolunmuş en şerefli bir lütuf ve mazhariyettir. [63]

Netice olarak denebilir ki, Kur'ân-ı Kerîm, muhafazası hususunda kâğıt ve ona benzer şeylere muhtaç olmadığı gibi, bu "ezberlenebilir" vasfıyla tahtını mü'minlerin kalbine kurmuştur. Yine aynı niteliği ile de münzel kitablar içerisinde mümtaz bir mevki kazanmıştır. Tâ Peygamberimiz (s.a.v.)anından, zamanımıza kadar, sayısını ancak Cenâb-ı Hakk'ın bileceği bük bir hafız kitlesi tarafından ezberlene gelmiş, aynı şekilde de devam edip • ektedir. "Onların indileri sadırlanndadır[64]

hikmeti gereğince, Allah'ın seçkin kullan tarafından, bir harekesi, bir sükûnu bile ihmâl edilmeksizin, muhafaza olunmakta; onun uğrunda ömürler harcan­makta ve "hayırlı ümmet" olmanın icâbâtı yerine getirilmektedir.

Bu bahse, sahâbe-i kiram arasında Kur'ân okutmakla meşhur olan yedi sa-hâbinin isimlerini naklederek son veriyoruz: Osman b. Affân, Ali b. Ebi Tâlib, Übeyy b. Ka'b, Zeyd b. Sabit, Abdullah b. Mes'ûd, Ebu'd-Dcrdâ ve Ebû Mûsâ'l-Eş'arTdir. [65]


kaynaklar
[40] el-Askalâni, Fethu'1-Bârî, IX, 42.
[41] Fethu'1-Bâri, IX, 9; el-Ayni, Umdetü'1-Kâri, IX, 309, en-Nevevî, Sahîhu Müshm bı şerhi'n-Nevevî, XVI. 19; Menâhilül-Irfân, I, 235; Mebâhîs, s. 61.
[42] Fethul-Bârî, IX, 9.
[43] Umdetü'1-Kâri, IX, 304.
[44] Fethu'l-Bâri, IX, 9.
[45] Böyle bir neticeye varan el-Aynî'dir. Bak. Umdetü'1-Kari, IX, 315.
[46] Sahihu'lrBuhâri, VI, 102.
[47] a.g.c, VI, 102 vd.
[48] a.g.e., VI, 103 vd.
[49] Mebâhis, s. 62.
[50] ez-Zerkeşi, el-Bürhân fi Ulûmi'I-Kur'ân, I, 242.
[51] el-Bürhan, I, 242.
[52] Sahîhu Müslim bi şerhi'n-Nevevî, XVI, 19.
[53] a.g.e. ve yer.
[54] Fethu'l-Bâri, IX, 46.
[55] Fethu'1-Bâri, IX, 47.
[56] Umdetü'1-Kâri, DC, 315.
[57] Fethu'1-Bâri, IX, 47; Îbnü'l-Cezeri, en-Neşr fî'1-Kirâati'l-Aşr, 1,6.
[58] Fethu'l-Bari, IX, 47.
[59] ez-Zehebi, Ma'rifctü'l-Kurrâi'l-kibâr, I, 29-39, Mısır, 1967 (neşr. M. Seyyid Câdü'l-Hakk).
[60] Prof. M. Hamidullah, Kur'ân-ı Kerîm Tarihi, s. 45 vd.Corci Zeydân aynı konuda:"Yedi yüzü kurrâdan olmak üzere bin iki yüz kişi şehid oldu" diyor. Bak. Corci Zeydân, Medeniyyet-i Islamiyye Tarihi, III, 109, ist. 1329 (tere. Zeki Meğamiz)
[61] Prof. M. Kâmil Miras, Sebilürrcşad Mec, ciît, VII; sayı , 167; sayfa 267, ist, 1954.
[62] Ibn-i Teymiyye, Fetva Şeyhu'I-îslâm Ibn Teymiyye, s. 56; en-Neşr, I, 6.
[63] cn-Neşr, I, 6.
[64] îbni Teymiyye, s. 56 vd; en-Neşr, I, 6; Menâhİlü'l-îrfân, I, 235.
[65] enâhilü'l-Irfân, I, 238; Mebâhİs, s. 65; Corci Zeydân, Medeniyytet-i Islamiyye tarihi, III, 108 vd. (Geniş bilgi için Bak. I. Karaçam, Kur'ân-ı Kerîm'in Nüzulü ve Kıı"âati, s. 147 vd.) Doç. Dr. İsmail Karaçam, Kur’an-ı Kerîm’in Fazîletleri ve Okunma Kâideleri Mufassal Tecvid, İfav Yayınları: 27-31.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder