18 Mayıs 2011 Çarşamba

Satışta Kâr Oranı


2435 - Behce Fetvalarından: "Müşteri şu kadar fiyata satın aldığı şeyin bedeline, kendi rızası ile, şu kadar (lira) zam vererek tekrar satın alsa arttırdığı bedel(in ödenmesi) lâzım olur." (H.Ec. 2/3)
Açıklama: Satıcı, pazarlık tamamlandıktan sonra, sattığı malı müşteriye fazlası ile verebilir veya satış bedelinde bir indirme yapabilir. Bu, bir nevi ikramdır. Müşteri de aldığı malın bedeline ilâve yapabilir. Satıcı da bunu kabul etse, satılan mal bu son fiyat üzerine satılmış olur. Ancak bu arttırmanın satışın yapıldığı mecliste ve mal mevcut iken yapılması şarttır.
2436 - Netice Fetvalarından: "Satılan bir malın bedelinde (alan ve satanın rızaları ile) indirim veya arttırma yapılabilir. Bundan sonra satıştan dönmek olmaz." (H.Ec. c. 2/2)
Açıklama: Satışa arzedilen bir malın bedelinde, mal sahibi veya müşteri tarafından, yapmacık bahanelerle arttırma veya eksiltme yapmak hoş görülemez. Ancak, piyasadaki fahiş artış veya düşüşler karşısında, müşteri ve mal sahibinin, piyasayı dikkate alarak ve gönül rızasına dayalı olarak artış veya indirim yapmalarından sonra, satıştan caymaları asla doğru olmaz.
2437 - Ali Efendi Fetvalarından: "Akârda gabn-i fahiş, onluk malı on ikiye, on ikilik (değeri olan şeyi), ona alınmak ile olur." (H.Ec. 2/11)
Açıklama: Gabn-i fahişle ilgili malumat, yukarıda geçmiş bulunmaktadır. Orada açıklanan hususlar ile bu fetva arasındaki fark, satılan mal itibariyledir. Orada, hayvan satışındaki gabnin ölçüsü gösterilmiştir.
Şu ciheti belirtmeyi zaruri görmekteyiz: "Gabn-i fahiş, maliyete göre değil, piyasa değerine göre olur. Maliyeti yükselen bir malın piyasaya göre fiyatını ayarlayıp yükseltmek gabn değildir. Mala konulan fiyat, piyasayı geçtiği zaman gabn başlamaktadır.
2438 - Soru: İslâm dininin kâr için getirdiği miktarları açıklar mısınız?
Cevap: Dinimizin kâr için değil, gabn-i fahiş için vazettiği ölçü vardır. Fakat kâr için bir sınırlama yapmamıştır. Piyasayı alıcı ve satıcının karşılıklı arz ve talebine bırakmak ve böylece piyasanın teşekkülüne imkân tanımak esastır. Bu itibarla bir malın gerçek değeri, o malın piyasadaki değeridir.
2439 - Behce Fetvalarından: "Aldatma bulunduğunu anladıktan sonra, satış malını kullanmak, geri vermeye engel teşkil eder." (H.Ec. 2/7)
2440 - Behce Fetvalarından: "Müşteri, malı sahih bir vakf ile vakfettikten sonra, aldatma davası makbul olmaz." (H.Ec. 2/7)
2441 - Behce Fetvalarından: "Hayvanda gabn-i fahiş, onluk (bir değerdeki hayvanı) on bire vermek, on birlik (değerdeki hayvanı) da on'a almak olur." (H.Ec. 2/7)
Açıklama: Gabn, fıkıh ıstılahında aldatma işine verilmiş bir isimdir. Bu aldatma, satıcı tarafından da alıcı tarafından da vaki olabilir. Aldatma, "Gabn-i fahiş" ve "Gabn-i yesir" olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Müşterinin aldatması, satın aldığı malı piyasadaki geçerli fiyatından düşürmek suretiyle almasıdır. Satıcının aldatması ise, malın piyasadaki değerinden fazlasına satmasıdır.
Satıcı tarafından yapılacak bir aldatmanın "Gabn-i fahiş" derecesine ulaşması, ticari eşyada yüzde beş, hayvanda yüzde on, akar, yani gayri menkul (taşınmaz) mallarda ise yüzde yirmi farkla satılmasıdır. Müşterinin aldatılmasında ise, bu ölçüler nisbetinde düşük almakla, malı satan kimse "Gabn-i fahiş" ile aldatılmış olur.
Örneği yukarıda görülen fetva, gabn-i fahişin hayvan satışı ile alâkalı olan kısmının satıcı ve alıcıya göre değişen kemmiyet ölçülerini, açık ve seçik olarak ortaya koymaktadır.
2442 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, Amr'dan satın alıp teslim aldığı şeyi, satın aldığı fiyattan fazla (bir bedel) ile gene Amr'a satsa sahih olur." (H.Ec. 2/8)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı