16 Mayıs 2011 Pazartesi

Aşere-i Mübeşşere, Aşere-i Mübeşşere Haricinde Cennet'le Müjdelenenler

 

Aşere-i Mübeşşere


Aşere-i mübeşşere; hayatta iken Hz. Peygamber (sav) tarafından Cennet'le müjdelenen ashabın ileri gelenlerinden on kişi için kullanılan bir tabirdir. Kur’an-ı Kerîm'de bu hususta herhangi bir delil mevcut olmamakla birlikte, Rasûlüllah'ın sahîh hadisleriyle sabit olan bu ashabın Cennetlik oluşları, İslâm'ın genel prensipleri dahilinde gayet tabi bir olay­dır. Aşere-i Mübeşşere tabirinin yanısıra "el-mubeşşirun bi'l-Cenneh" tabiri de bu sahabeler hakkında kullanılmıştır. Bu meşhur on sahabi şun­lardır: Hz. Ebû Bekr (ö. 634), Hz. Ömer (ö. 643), Hz. Osman (ö. 655). Hz. Ali (ö. 660), Hz. Abdurrahman b. Avf (ö. 652), Hz. Ebû Ubeyde b. el-Cerrah (ö. 639), Hz. Talha b. Ubeydullah (ö. 656), Hz. Zubeyr b. Avvam (ö. 656), Hz. Sa'd b. Ebi Vakkâs (ö. 674), Hz. Said b. Zeyd (ö. 671).
Bu büyük sahabelerin kendilerine has özellikleri vardır. Meselâ: Mekke'de ilk müslüman olan bu şahsiyetler Hz. Peygamber'e ve İslâm davasına büyük katkıları olan kişilerdir. Bu büyük sahabelerin hepsi İslâm devletinin müşriklere karşı giriştiği ilk büyük cihat hareketi olan Bedir gazvesinde bulundukları gibi, Hz. Peygamber'e, O'nu ve İslâm'ı sonuna kadar koruyacaklarına dair Hudeybiye gününde ağaç altında Bey'at etmişlerdir. İslâm akidesi için Allah yolunda en yakın akrabalarına karşı çarpışmaktan geri durmamışlardır. Hadis âlimlerinden bazıları eserlerine bu on sahabenin rivayet ettikleri hadîslerle başlamışlardır. Ayrıca sırf Aşere-i Mübeşşere'nin hayatlarını konu alan müstakil eserler kaleme alın­mıştır. Bunların faziletleri ve Rasûlüllah tarafından Cennet'le müjdelendikleri sahih hadis kaynak ve mecmualarında sabittir. [65]

Aşere-i Mübeşşere Haricinde Cennet'le Müjdelenenler


Genelde müslüman halk arasında yaygın bir kanaat var:
"Hayatları esnasında Efendimiz (sav) tarafından cennetle müjdelenen sadece 10 kişi vardır. Bu yaygın inanışın sebebini herhalde aşere-i mübeşşere, yani cennetle müjdelenen on kişinin çok meşhur olmasında aramak gerekmektedir. Yalnız kaynak kitaplarımıza müracaat ettiğimizde gördüğümüz bir husus var ki, o da aşere-i mübeşşere haricinde gerek ha­yatları esnasında, gerekse vefat ettikten sonra veya farklı bir anlatım tarzı içinde, gerek ferdî, gerekse cemaat ve grup halinde âyet-i kerimeler ve Efendimiz (sav)'in beyanları ile cennetle müjdelenenlerin oluşudur.
İşte bu kısa çalışmada okuyuculara bir fikir verebilmek ve daha çaplı araştırmalara zemin hazırlayabilmek için aşağıda sunacağımız tertip içinde cennetle müjdelenenleri belirtmeye çalışacağız.
1) Hz. Peygamber (s.a.s)'in zevceleri arasından,
2) Hz. Peygamber (s.a.s)'in çocukları ve torunlarından,
3) Aşere-i mübeşşere haricindeki sahâbe-i kiramdan,
4) Ashab içinde vefatlarından sonra,
5) Ashab-ı Bedr, Bey'at-i Ridvan'a katılanlar,
6)  Şehitler,
7) Akıl baliğ olmadan ölenler,

1) Hz. Peyamber (sav)'in Zevceleri Arasından


Hz. Hatice (R.anha): Ebu Hureyre (R.a) dedi ki, "Cibril Hz. Muhammed (sav)'e geldi ve dedi ki:
"Ya Rasûlallah, Hatice beraberinde­ki yiyecek ve içeceklerle senin yanma geliyor. O geldiğinde Rabbinden ve benden ona selam söyle; lü'lü ve mercanlar içinde gürültü ve meşakkatin bulunmadığı cennet ile onu müjdele" buyurdu. [66]
Hz. Âişe (R.anha): "Cibril (a.s) kendi suretinde, yeşil ipekten hırka içinde Rasûlüllah'a geldi ve dedi ki: “Bu (Hz. Aişe) dünyada da, ahirette de senin zevcendir.” [67]
Hz. Hafsa (R.anha): Efendimiz (sav) bir sebebe binaen Hz. Hafsa validemizi boşamıştı. Sonra kendisi şöyle anlatıyor: "Cibril bana geldi Hafsa'ya geri dön, yani onu nikâhına tekrar al. Zira o savvame, kavvame yani çok oruç tutan ve çok namaz kılan bir kadındır ve o cennette senin zevcendir" dedi.[68]
Zeyneb b. Cahş (R.anha): Hz. Aişe (r.anha) anlatıyor: Efendimiz bu­yurdular ki:
"Bana sizin aranızdan en çabuk iltihak edecek olan eli en uzun olanmızdır." Bizim aramızda eli en uzun olan yani en çok sadaka veren Zeyneb idi. Zira o, kendi eliyle iş yapar (el işleri)  para kazanır ve onu tasadduk ederdi.[69]
Görüldüğü gibi, Rasûlüllah (sav)'in beyanıyla, ismi geçen analarımız direkt veya dolaylı olarak cennetle müjdelenmişlerdir.

 

2) Hz. Peygamber (sav)'in Çocukları ve Torunları


Hz. Fatıma (r.anha): İbn-i Abbas rivayet ediyor: Bir gün Allah Rasûlü (sav) yere dört çizgi çizdi. Sonra
"Bunlar nedir biliyor musunuz?" dedi. Biz de Allah ve Rasûlü daha iyi bilir dedik. Buyurdular ki:
"Cennet kadın­larının en faziletlisi Hatice b. Huveylid, Fatıma b. Muhammed, Asiye b. Müzehim ki firavunun karısı idi ve Meryem b. İmrândır." [70]
Hz. Hasan ve Hüseyin (r.anhüma): Ebû Saîd el-Hudrî anlatıyor. Efendimiz buyurdular ki;
"Hasan ve  Hüseyin  cennet ehli gençlerin efendileridir.” [71]
Hz. İbrahim: Efendimiz (sav)'in Hz. Mariye'den olma çocuğunun adı. Süt emme çağında iken vefat etmişti. Enes b. Mâlik anlatıyor: Allah Rasûlü buyurdular ki;
"İbrahim benim oğlumdur. Emzikte iken vefat etti. Onun cennette iki tane süt annesi vardır ki onun süt emmesini İkmal ediyorlar.” [72]

3) Aşere-i Mübeşşere Haricindeki Sahâbe-i Kiramdan


Bizim isimlerini bildiğimiz ve bilmediklerimizle beraber 37 tane cen­netle müjdelenen sahabe var. Bir fikir verme amacıyla bunlardan bazılarım zikredelim.
Ebu Zerr el-Gifârî (R.a): Ebu Zerr ile Allah Rasûlü arasında şöyle bir konuşma geçiyor.
“Ya Rasûlallah. Bir adam bir kavmi seviyor ama onlar gibi amel yap­maya gücü yetmiyor?”
Sen ya Ebu Zerr, sevdiklerinle berabersin.
"Ben Allah ve Rasûlünü seviyorum."
"Şüphesiz ki sen sevdiklerinle berabersin. Ebu Zerr bu cevaptan sonra, aynı cümleyi birkaç defa tekrar etti, her seferinde aynı cevabı aldı.” [73]
Arabi (R.a): Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: "Bir arabî Efendimiz' e geldi.
“Ya Rasûlallah, bana öyle bir amel göster ki, ben onu işlediğimde cennete gireyim" dedi. Allah Rasûlü,
"Allah'a ibadet eder ve O'na hiçbir şeyi şerik koşmaz, namaz kılar, farz zekâtı verir, Ramazan orucu tutarsan cennete girersin" dedi. Arabi,
"Nefsim elinde olana yemin olsun ki buna hiçbir şey ziyade etmeyeceğim" dedi, döndü gitti. Efendimiz,
"Cennet ehlinden bir adama bakmak kimin hoşuna giderse, şu adama baksın" buyurdu.[74]
Arabi (R.a): Bir arabi Müslüman olmuş, Hayber veya Huneyn gazve­sine katılmıştı. Efendimiz ona da ganimetten hissesini ayırdı. Bu hisse kendisine ulaşınca, onları eline aldı ve huzur-u Nebeviye geldi:
"Ya Muhammed! Ben bunlara nail olmak için sana biat etmedim. Fakat ben -boğazını göstererek ha şuradan bir ok yiyerek ölüp cennete girmek için biat ettim" dedi. Efendimiz,
"Eğer sen Allah'a karşı bu isteğinde sadık isen, Allah seni sadık çıkarır yani arzunu verir" buyurdu. Sonra bir savaş­ta düşmanlarla savaştı ve boğazından ok yiyerek şehit olmuş olduğu halde Efendimiz'e getirildi. Bu
"O mu?" dedi.
"Evet, O" dedi sahabe-i kiram. Sonra Allah Rasûlü onu kefenledi, cenaze namazını kıldırdı ve şöyle dedi:
"Allahım bu senin kulundur. Senin yolunda muhacir olarak yola çıktı ve şehit olarak öldürüldü ve buna ben şahidim.” [75]
Harise b. Nu'man (R.anha): Hz. Aişe (R.anha) validemiz anlatıyor: "Allah Rasûlü (sav) buyurdu ki;
“Cennete girdim, (bir başka rivayette rüyamda cenneti gördüm;) bir okuyucunun (Kur'ân okuyordu) sesini duydum. Kim bu dedim. Bu Harise b. Nu'man dediler.” Sonra Rasûlüllah (sav) bana iki defa dedi ki,
"Bu iyiliğinin karşılığı, mükâfatıdır." Zira Harise b. Nu'man insanların içinde annesine karşı en çok iyilik eden idi.[76]
Bir adam (R.a): Ebu Mes'ud el-Ensarî anlatıyor. Bir adam gemi ağzı­na vurulmuş bir deve ile geldi ve
"Ya Rasûlallah, şu deveyi Allah yolun­da infak ediyorum” dedi. Rasûlallah ise
"Bunun karşılığında sana cennette 700 tane gemi ağzına vurulmuş deve vardır" karşılığını verdi.[77]
Bir adam (R.a): Hz. Enes anlatıyor. Siyahı bir adam Allah Rasûlüne gelerek,
"Ya Rasûlallah. Ben malı olmayan, çirkin kokulu, çirkin yüzlü siyah bir adamım. Eğer şu düşmanlarla Öldürülünceye dek savaşırsam benim yerim neresi? " diye sordu. Allah Rasûlü (sav)
"Cennet" buyurdu. O adam, öldürülünceye kadar savaştı. Sonra Nebi (sav) onun başına geldi ve
"Allah yüzünü beyaz, kokunu güzel, malını da çok yapsın" diye dua etti. [78]
Sa'd b. Muaz (R.a): Hz. Câbir anlatıyor. Allah Rasûlü (sav) buyurdu ki:
"Sa'd b. Muaz'in ölümünden dolayı arş-ı rahman ihtizaza geldi.” [79]
Bera b. Azib anlatıyor: "Rasûlüllah'a ipek bir elbise hediye edildi. Yumuşaklığından dolayı bu halkın çok hoşuna gitti. Allah Rasûlü (sav),
"Bunun yumuşaklığına hayret mi ediyorsunuz. Sa'd b. Muaz'in cennette bir mendili bundan daha hayırlıdır" buyurdu. [80]
Sa'd b. Mâlik el-Ensâri (R.a): Hz. Enes anlatıyor: "Birgün Allah Rasülü ile beraber oturuyorduk. Şimdi cennet ehlinden bir adam gelecek, dedi. Biraz sonra ayakkabılarını sol eline almış, sakalından abdest suyu damlayan bir adam çıkageldi. Ve bu vak'a ayrı ayrı günlerde tam üç defa tekrar etti. Üçüncü seferinde Abdulah b. Amr b. As bu adamı takip etti ve
"Ben babamla tartıştım. Üç gün eve girmemeye yemin ettim. Senin yanında üç gün kalabilir miyim", dedi. Adam da kabul etti. Fakat bu üç gün zarfında farz ameller dışında başka bir amel yaptığını görmedi ve hattâ bunu azımsadı. Nihayet Abdullah b. Amr, Sa'd b. Mâlik'e, Efendimiz'in kendisi hakkında verdiği müjdeyi anlattı. Bununla beraber farz ameller dışında fevkalade birşey göremediğini, cennetle müjdelenmesinin sebe­binin ne olabileceğini sordu. Sa'd,
"Gördüğün gibi, benim amelim bu. Yalnız ben Müslümanlardan hiç kimseyi aldatmam ve Allah'ın ona verdiği birşeyden dolayı da kıskanmam" deyince, Abdullah işte budur seni cennete ulaştıran. Biz buna güç yetiremiyoruz" diyerek Sa'd b. Mâlik'in yanından ayrıldı. [81]
Abdullah b. Selâm (R.a): Yahudi ulemasından, Efendimiz'in Medi­ne'ye teşriflerinde ilk Müslüman olanlardan. Sa'd b. Ebu Vakkas diyor ki: "Ben Allah Rasûlü'nden şu anda insanlar arasında dolaşan, hayatta hiçbir kimse için bu cennetliktir" sözünü duymadım ancak Abdullah b. Selam hariç. [82]
Abdullah b. Mes'ud (R.a): Bir gün Efendimiz ona
"İste, istediğin ver­ilecek; dile, dileğin yerine getirilecek" dedi. O da,
"Allah'ım irtidadı olmayan iman, bitme, tükenme bilmeyen nimet ve Nebi Muhammed (sav)'le ebedî cennetin en ala mertebesinde arkadaşlık isterim" diye dua etti. [83]
Umeyr b. Humam (R.a): Hz. Enes anlatıyor. Allah Rasûlü, Bedir günü,
"Eni semavat ve arz kadar olan cennet için savaşın" buyurdu. Umeyr b. Humam
"Ya Rasûlallah, eni samavat ve arz genişliğinde mi" diye taaccüp içinde sorunca, Rasûlüllah
"Evet" cevabını verdi.
"Umeyr bak, bak" rıza ve taaccüp ifadesi dedi. Rasûlüllah
"Niye öyle dedin?" diye sorunca,
"Ya Rasûlüllah, o cennet ehlinden biri olma ümidiyle" de­yince, Allah Rasûlü,
"Sen cennet ehlindensin" müjdesini ona verdi. Bunun üzerine Umeyr, yanında taşıyıp yediği hurmaları üzerinden çıkardı,
"Eğer şu hurmaları yiyecek kadar yaşarsam vallahi bu çok uzun bir hayat olur" diyerek onları yere attı, düşmanlarla savaşmaya daldı ve nihayet şehit oldu. [84]
Yâsir'ul Ansî: Ammarb. Yâsir'in babası Mekkelilerin işkenceleri neti­cesi şehit olmuştu. Hz. Osman anlatıyor: Allah Rasûlü Ammar'a onun baba ve anasına hitaben:
"Ey Yasir Ailesi! Sabredin/direnin, sizin .mekânınız/randevunuz cennettir" va'dini verdi. [85]
Siyahi bir kadın: İbn-i Abbas anlatıyor: Siyahı bir kadın Allah Rasûlüne gelerek,
"Ben saralıyım, nöbetim geldiğinde açıp saçıhyorum Allah'a benim için dua etsen" dedi. Hz. Peygamber (sav)'de,
"İstersen sabret, cennete gir; istersen dua edeyim Allah afiyet versin" diye tercihi kadına bıraktı. O,
"Cennete girmek için sabredeceğim fakat nöbetim geldiğinde açılmamam için dua et" dedi. Allah Rasûlü de ona dua etti. [86]
Yukarıdaki hadîslerde  görüldüğü gibi,  Efendimiz (sav)'in çeşitli vesilerle, aşere-i mübeşşere haricinde cennetle müjdelediği nice insanlar vardır.

 

4) Ashâb İçinde Vefatlarından Sonra


Zeyd b. Harise (R.a): Efendimiz (sav)'in, azatlı kölesi, Mu'te Savaşı'nda şehit olmuştu. Hz. Bureyde anlatıyor: Efendimiz buyurdular ki:
"Cennete girdim, beni genç bir câriye karşıladı 'sen kimsin1 dedim ona. Ben Zeyd b. Harise'ninim,” dedi. [87]
Ebu Seleme (R.a): İlk Müslüman olanlardan, Efendimiz'in sütkardeşi ve teyze oğlu Habeşistan ve Medine'ye hicret etti. Bedir Savaşı sonrası vefat etti. Ebu Seleme'nin karısı Ümmü Seleme validemiz anlatıyor: "Ebu Seleme vefat ettiğinde, Allah Rasûlü (sav) geldi, onun gözlerini indirdi ve ruh kabız edilince göz onu takip eder buyurdu. Ehli onun vefatına ağlı­yorlardı. Dedi ki Efendimiz (sav):
"Nefislerinize ancak hayır ile dua edin zira melekler sizin duanıza âmin diyorlar" ve arkasından
"Allahım Ebu Seleme'yi mağfiret eyle. Derecesini hidayete erenlerin içinde yükselt. Bizi ve onu bağışla Ya Rabbelalemin. O'nun kabrini genişlet ve onu kabir içinde tenvir et" diye dua etti. [88]
Herhalde Efendimiz (sav)'in böyle dua ettiği bir zatın yeri cennet ola­caktır. Kaldı ki sahâbe-i kiram içinde, Resûl-i Ekrem (sav) Ebu Musa el-Eş'ariye Bi'r-i Maune ve Reci gazvesinde şehit olanlara, Hz. Cüleybib'e, Abdullah b. Haram'a bu ve benzeri şekilde dua etmiştir. Dolayısıyla bun­lar da ehl-i cennet içinde rahatlıkla mütalâa edilebilirler.
Useynm (R.a): Asıl adı Amr b. Sabit. Bir vakit dahi olsa, namaz kıl­madan cennete giden sahabe. Ebu Hureyre'nin anlattığına göre Uhud Savaşı'na kadar Müslüman olmayan Useynm, o gön Müslüman oluyor ve şehit oluncaya kadar savaşıyor. Allah Rasûlüne bu anlatılınca,
"Muhakkak ki o, ehl-i cennettir" buyuruyor. [89]
Harise b. Umeyr (R.a): Çocuk iken Bedir Savaşı'na katılıp, şehit olan­lardan Harise'nin annesi. Allah Rasûlü'ne gelerek,
"Ya Rasûlallah, Harise'nin benim yanımdaki kıymetini biliyorsun. Eğer o cennette ise sabreder, ecrini Allah'tan beklerim. Eğer değilse, ne yapayım, ne yap­mamı tavsiye edersin" dedi. Allah Rasûlü ise,
"Allah iyiliğim versin. Bir tane mi cennet var. Birçok cennet vardır ve Harise Firdevs cennetindedir" karşılığım verdi. [90] Mâiz b. Mâlik (R.a): Zina suçundan dolayı recm cezası ile Öldürülen sahabe. Hz. Cabir anlatıyor: Maiz recm ile Öldürüldükten sonra Allah Rasûlü onun hakkında
"Onu cennet nehirlerinin içinde yüzerken gördüm” [91] buyuruyor.

5) Ashâb-ı Bedir ve Bey'at-ı Rıdvan'a Katılanlar


Bedir Savaşı'na katılan sahabe ve onların faziletleri hakkında Efendimiz (sav)'in ağzından şeref-südur bulan birçok hadîs-i şerif vardır. Mevzumuza açıklık getireceğine inandığımız bir iki hadîsin tercümesini sunuyoruz.
Rifaa b. Âmir rivayet ediyor: Cibril (a.s), Allah Rasûlü'ne gelerek
"Siz ehl-i Bedr'e nasıl bakıyorsunuz?" diye sordu. Efendimiz
"Biz onlara Müslümanların en efdali nazarıyla bakıyoruz" cevabını verince, Cibril (a.s)
"Biz de Bedr Savaşı na katılan meleklere aynı nazarla bakıyoruz" dedi.
Hz. Ali (r.a) anlatıyor: Hatıb b. Ebi Beltaa Efendimiz'in bir ordu hazır­lığına giriştiğini ve muhtemelen Mekke'ye yöneleceğini bir mektubla Mekkeliiere haber vermek istemişti. Fakat plânı akım kaldı. Bunun üze­rine Ömer (r.a)
"Bırak beni, izin ver şu münafığın boynunu vurayım Ya Rasûlallah" deyince Allah Rasûlü (sav)
"Hayır, o Bedr'e katılanlardan. Allah ehl-i Bedr' e istediğinizi yapın, sizi mağfiret ettim" bir başka rivayette ise
"Cenneti size vacip kıldım" demedimi? [92] diye karşılık veriyor.

 KAYNAKLAR
[65] Tirmizî, Menâkıb, 25; Ahmed b. Hanbel, I, 193
[66] Buharı, Menâkıbu'l Ensâr. 20
[67] Buharı, Fedâüü's-Sahabe, 30
[68] Müstedrek, Hâkim, 4/15
[69] Buhari. Zekât, TL
[70] Ahmed b. Hanbel. Müsned, 1/293, Hâkim, Müstedrek 3/160.
[71] Ahmed b. Hanbel, Müsned. 3/64-80. Hakim, Müstedrek 3/166, 167
[72] Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/112.
[73] Ebu Davud. Edeb, 118
[74] Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/343. 10
[75] Müstedrek, Hakim, 3/595,596
[76] Ahmedb. Hanbel, Müsned, 6/36, 131, 152
[77] Ahmed b. Hanbel. Müsned, 4/121, S/274
[78] Müstedrek, Hakim, 2/93, 94
[79] Buhari, Menakıbu'l Ensâr, 12. Muslini, Fedâil-i Sahabe, 123, 125
[80] Buhari, Menakibu'l-Ensar, 12
[81] Ahmed b. Hanbel. Müsned, 3/166.
[82] Ahmed b. Hanbel. Müsned. 1/169. Buhari, Menakıb
[83] Ahmed b. Hanbel, Müsned. 1/445-446
[84] Müslim, İmare, 145, I. Sa'd. Tabakat, 3/565
[85] Ahmed b. Hanbel, Müsned. 1/2, Mecma'üz-Zevaid, Heysemi, 9/293.
[86] Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/346-347
[87] İbn-i Asâkir, 5/462
[88] Müslim, Cenaiz, 7
[89] Ahmed b. Hanbel. Müsned, 5/428-429
[90] Buharı, Mağazi, 9, Likak, 51
[91] Muhatü'l Mabud, Ebu Davud el-Tayalisi, 2576
[92] Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/80. Müslim, Fedailü's-Sahabe, 161

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı