18 Mayıs 2011 Çarşamba

Şahitlik


İnsanlar arasında huzurun tesisi ve adaletin temini için, zaman zaman şahide ve şahitlik yapmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
  Bir akdin yapılmasında, alışverişle ilgili bir muamelede şahit bulundurmaya ihtiyaç duyulabileceği gibi, herhangi bir cinayet hadisesinin kapalı kalmış yönlerinin açığa çıkmasında verilecek hükmün sağlam esaslara dayandırılmasında şahidin beyanına ihtiyaç duyulur.
  Şahitlik yapmak, dini vecibe ve insani bir vazifedir. Bunun yerine getirilmesi ile Cenab-ı Hakkın emri tutulmuş ve haksızlığın önü alınmış olur.
  Görmediği bir vakaya şahitlik yapmak ne derece suç ise, gördüğü bir hadisenin şahitliğini gizlemek de büyük bir günahtır. Şahitliğin gizlenmesi sebebiyle nice haklar çiğnenmeye, ne kadar mazlum ezilmeye mahkum olur.
  Gadre uğramış bir kimsenin, zalimin pençesinde inleyen bir çaresizin, gözünün yaşı dinmeyen bir yetimin ızdırabının son bulması, şahidin bildiğini söylemesiyle kaabildir. Şahit, gördüğünü gizleyecek olursa, akan göz yaşları sele dönecek ve birçok ocaklar sönecektir.
  Her Müslümanın şahitlikle ilgili dini hükümleri iyi bilmesi, vazifesini yerinde ve zamanında yapmasını kolaylaştırır. İslâm fakihlerinin bu hususla ilgili fetvalarını okuyucularımızın istifadesine sunarken, şahitlik müessesesinin öğrenilmesine azıcık da olsa yardımcı olacağımıza inanmaktayız.
2623 - Behce Fetvalarından: "Zeyd'in sürüsünden Amr'ın sürüsüne karışan koyunlara şahitlik yapanların; koyunların miktar, vasıf ve kıymetlerini açıklaması lâzım gelir" (H.Ec. 2/41)
Açıklama: Yapılacak şahitliğin meseleye ışık tutması ve hükme medar olabilmesi için, kaç koyunun karıştığını; toklu, kuyruklu, siyah tüylü gibi vasıflarını ifade etmesi ve bunların kıymetlerinin söylenmesi gerekir.
2624 - Abdürrahim Fetvalarından: "Afyon kullanma alışkanlığı olan kimsenin şahitliği makbul olmaz" (H.Ec. 2/42)
Açıklama: Yüce dinimiz, şahitlik yapacak kimsenin akli melekelerinin tam olmasına büyük bir titizlik göstermiştir. Gerek hastalık ile gerekse sarhoşluk veren bir madde ile akli melekesi muhtem hale gelirse, şahitlik yapacağı hususu ihatalı bir şekilde kavrayamaz ve vuzuhla açıklayamaz. Afyonkeş kimselerin dimağı, kullandığı şeyin tesiri altında kapalı bulunduğundan, şahitliği makbul sayılmamıştır.
2625 - Netice Fetvalarından: "Erkeklerden bir tek şahsın şahitliği ile iddia sabit olmaz" (H.Ec. 2/44)
Açıklama: İslâm hukukunda şahidin nisabı, iki erkek veya bir erkek ile birlikte iki kadındır. Sadece bir erkeğin şahitliği yeterli değildir.
2626 - Ali Efendi Fetvalarından: "Dava sırasında mahkemede hazır olan kimsenin, o davada şahitlik yapması makbul olur" (H.Ec. 2/44)
2627 - Ali Efendi Fetvalarından: "Bir vesikanın mazmununa şahitlik eden kimselerin adları, vesikanın altında yazılı olmasa, şahitliklerine engel olmaz" (H.Ec. 2/44)
2628 - Feyziye Fetvalarından: "Bineği olmayan, yürümeye bedeni kuvveti, vasıta kiralamaya mali kudreti bulunmayan kimsenin, şahitlik sebebiyle, mahkemeye gitmek için lehinde şahitlik yapacağı kimsenin vasıtasına binmesinde mahzur yoktur" (H.Ec. 2/42)
2629 - Behce Fetvalarından: "İki kimse, şahitlerin adil olduklarını ve kabulünü, bir kimse de onları cerh etse, tek şahidin sözüne itibar olunmaz" (H.Ec. 2/42)
2630 - Behce Fetvalarından: "İddiada bulunan ile şahitler, mekânda ihtilâf etseler şahitlik makbul olur" (H.Ec. 2/44)
Açıklama: Hadisenin aslında ittifak olunca, mekânda ihtilâf şahitliğin kabulüne engel teşkil edecek bir husus değildir. Bu mekân ihtilâfı, aynı şehir veya köyün semti kabilinden bir ihtilâf olacaktır.
2631 - Netice Fetvalarından: "Şahitlerin bulunmadığı sırada onlar hakkında yapılacak tezkiye, kabul etmeye veya reddetmeye yeterli olur" (H.Ec. 2/45)
2632 - Behce Fetvalarından: "Bir kadının iddiasına, kocasının hizmetçisi şahitlik yapacak olsa, makbul olur" (H.Ec. 2/43)
2633 - Behce Fetvalarından: "Zeyd'in iddiasına kayınpederi şahitlik yapacak olsa, makbul olur" (H.Ec. 2/43)
2634 - Netice Fetvalarından: "Şahitler, hüküm verilmezden önce şahitlikten vazgeçseler hüküm verilemez" (H.Ec. c. 2/49)
Açıklama: Şahitlik, hükmün verilmesinde mesned olmakladır. Şüphe üzerine bir karar verilmesi caiz olmamaktadır. İddia sahibinin ve davalının haklılık derecelerinin izah ve isbatı bazen imkansızlaşır. Bunun sebebi, iki tarafın iddiasının yeterli açıklık arzetmeyişi ve hatta bazen birbiri ile tenakuz hali doğması sebebiyle karar merciini tereddütlere sevk etmiş bulunur. Bu gibi durumlarda her iki tarafın gösterecekleri şahitlerin dinlenilmesine şiddetle bir ihtiyaç doğar.
Şahitler, gerek yalan beyanda bulunmaktan duydukları vicdan sızısı ile gerekse başka bir ruh haletiyle şahitlik yapmaktan kaçınsalar, kendilerine bir zorlama yapılamaz ve bu durumda hüküm vermek de caiz olmaz.
2635 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd'in iddiasına baba bir kardeşi şahitlik yapsa makbul olur" (H.Ec. 2/46)
2636 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd'in iddiasına, boşandığı kadının kardeşi şahitlik yapacak olsa, makbul olur" (H.Ec. 2/46)
2637 - Netice Fetvalarından: "Zeyd'in hizmetçileri, bir hususta birbirleri için şahitlik yapsalar makbul olur" (H.Ec. 2/45)
2638 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd'in iddia ettiği bir hususa, eskiden hizmetçileri olup ayrılmış bulunan kimseler şahitlik etseler makbul olur" (H.Ec. 2/46)
2639 - Netice Fetvalarından: "Şahitlere yemin teklif olunduğunda, yemin etmeseler şahitliklerinin kabulüne mani olmaz" (H.Ec. 2/45)
Açıklama: İhtiyaç halinde şahide teklif edilen yemin, açıklamalarını teyit içindir. Şahidin yeminden istinkâf etmesi, yalan söylediğine haml olunamaz. Zira yeminden çekinmenin, Allah (cc) korkusu ve ahiret sorumluluğu gibi başkaca sebepleri de vardır.
2640 - Netice Fetvalarından: "Bir erkeğin, boşadığı kadın için, talâk iddeti dolduktan sonra şahitlik yapması makbuldür" (H.Ec. c. 2/45)
2641 - Ali Efendi Fetvalarından: "Bir hususun şahitliği, kendilerine münhasır olsa, bildikleri halde şahitlik yapmayanlar günahkâr olurlar" (H.Ec. 2/40)
Açıklama: Herhangi bir vak'ayı kendisinden başka bilen bulunmadığı takdirde şahitlik yapmak zaruri hale gelir. Aksi halde, hakkı tesbit ve haklıyı teşhis imkansızlaşır.
Bilmediği bir hususta yalan şahitliği yapmak nasıl günah ise, bildiğini gizlemek de yalan şahitliği yapmak gibi günahtır.
2642 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zina hususunda dört erkek şahit lâzım olur" (H.Ec. c. 2/41)
Açıklama: İslâm hukukunda asi olarak iki erkek şahit veya bir erkek ile birlikte iki kadın şahit kâfi gelirken, zina hususunda dört erkeğin şahitlik yapması şarttır. Zira cezai durumlarda şahitlik yapacak kadının acıyacağı tutar da hakkı açıklamaktan çekinebilir.
2643 - Ali Efendi Fetvalarından: "Livata sübutunda iki şahit kâfi gelir" (H.Ec. c. 2/41)
Açıklama: Livata, "cinsi sapıklık" demek olup, erkeğin erkeğe tecavüzüdür. Bu hususta verilecek tazir cezasında iki şahit kâfi gelir.
2644 - Ali Efendi Fetvalarından: "Diyet davasında bir erkek ile iki kadının şahitlik yapması makbul olur" (H.Ec. c. 2/41)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı