30 Ağustos 2011 Salı

Bidayette Allah vardı, O'ndan önce başka bir şey yoktu. O'nun Arş'ı suyun üzerinde bulunuyordu. Sonra gökleri ve yeri yarattı. Sonra zikr denen kader defterinde ebede kadar cereyan edecek her şeyi yazdı, hadisi şerifi


ـ1ـ عن عمران بن حصين رَضِىَ اللّهُ عَنْهُما قال: ]دَخَلْتُ عَلى رسولِ اللّهِ # المَسْجِدَ فَأتَى نَاسٌ مِنْ بَنِى تَمِيمٍ، فقَالَ: اقْبَلُوا البُشْرَى يَا بَنِى تَميمٍ، فقَالُوا: بَشَّرْتَنَا فأعْطِنَا مَرَّتَيْنِ، فَتَغَيَّرَ وَجْهُهُ، ثُمَّ دَخَلَ عَلَيْهِ نَاسٌ مِنْ أهْلِ الْيَمَنِ، فقَالَ: اقْبَلُوا البُشْرَى يَا أهْلَ اليَمَنِ إذْ لَمْ يَقْبَلْهَا بَنُو تَميمٍ، قَالُوا: قَبِلْنَا يَا رسولَ اللّهِ، ثُمَّ قالُوا: جِئْنَا لِنَتَفَقَّهَ في الدِّينِ، وَلِنَسْألكَ عَنْ أوَّلِ هذَا ا‘مْرِ مَا كَانَ؟ قال: كانَ اللّهُ تَعالى، وَلَمْ يَكُنْ شَئٌ قَبْلَهُ، وََكَانَ عَرْشُهُ عَلى المَاءِ، ثُمَّ خَلَقَ السَّمَواتِ وَا‘رْضَ، وَكَتَبَ في الذِّكْرِ كُلَّ شَئٍ[. أخرجه البخارى والترمذى .

1. (1684)- İmran İbnu Husayn (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Mescidde, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın huzuruna girmiştim. (O sırada) Benî Temim kabilesinden bir grup insan geldi. Onlara:
"Ey Benî Temim, size müjde olsun!" diyerek söze başlamıştı. Onlar hemen:
"Bize müjde verdin. Öyle ise (beytü'lmâlden) iki kere bağış yap!" diye talepde bulundular. Onların bu cevabı karşısında Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın yüzünden rengi attı. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'ın  huzuruna (Hayber'in fethi sırasında) Yemen halkından bir grup (Eş'ârî) girmişti. Onlara:
"Ey Yemenliler! Benî Temim'in kabul etmediği müjdeyi siz bari kabul edin!" dedi. Onlar:
"Kabul ettik ey Allah'ın Resûlü!" dediler ve arkadan ilâve ettiler:
"Biz dinimizi öğrenmeye ve bu (yaratılış) işinin başı ne idi, onu senden sormaya geldik!" dediler. Bunun üzerine Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), mahlûkatın ve Arş'ın başlangıcını anlatmaya başladı:
"Bidayette Allah vardı, O'ndan önce başka bir şey yoktu. O'nun Arş'ı suyun üzerinde bulunuyordu. Sonra gökleri ve  yeri yarattı. Sonra zikr (denen kader defterinde ebede kadar cereyan edecek) her şeyi yazdı." [Buhârî, Megâzî, 67, 74, Bed'u'l-Halk 1, Tevhid 22; Tirmizî, Menâkıb, 3946.][2]




Kaynak
[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:6/359-360.

Dini Bayramlarımız ,Muvatta



1. Bayramlarda Gusül, Ezan Ve Kamet


1— îmam Malik'den: Alimlerimizin çoğundan duyduğuma göre şöyle demişlerdir: «Resûlullah (s.a.v.)'in zamanından beri Ramazan ve Kurban bayramı namazları için ezan okunmaz ve ka-amet getirilmez.»[1]
îmam Mâlik bu konuda şunu da ilave eder: Bu, tatbikatında aramızda ihtilaf olmayan bir sünnettir.
2— Nâfi'den: Abdullah b. Ömer, Ramazan bayramı günü na­maza gitmeden önce guslederdi.[2]

2. Bayram Namazlarının Hutbe Okunmadan Önce Kılınması

 

3. Ibn Şihab'dan: Resûlullah (s.a.v.), Kurban ve Ramazan bayramı namazlarını hutbeden önce kılardı.[3]

4. îmam Malik'ten: Duyduğuma göre Hz. Ebû Bekir'le Hz. Ömer de Hz. Peygamber gibi bayram namazlarını hutbeden öncekılarlarmış.[4]

5. Ibn Ezher'in azatlısı Ebû Ubeyd'den: Ömer b. Hattab'la be­raber bir bayram namazında bulundum. Bayram namazını kıl­dıktan sonra cemaate hutbe okudu ve şöyle dedi:
«Resûlullah (s.a.v.) senede iki gün oruç tutmanızı yasakladı. Bunlardan biri Ramazan bayramı günü, diğeri de Kurban bayra­mının ilk günüdür.»[5]
Ebû Ubeyd demiştir ki: Bir bayram da Osman b. Affanla be­raber bulundum. O da gelip bayram namazını kıldı, sonra da hut­beyi okudu. Hutbede:
«— Bugün iki bayram bir araya geldi: Çevreden gelenlerden isteyen cuma namazı vaktine kadar beklesin, istemeyen dönsün.» dedi.[6]
Hz. Osman'ın muhasara edildiği senede Ali b. Ebî Talib'le be­raberdim. O da aynı şekilde geldi, bayram namazını kıldıktan son­ra hutbe irad etti.[7]

3. Ramazanca Bayram Günü Namazdan Önce Bir Şeyler Yemek


6. Hişâm b. Urve babasından naklediyor: O Ramazan bayra­mı günü bayram namazına gitmeden Önce yemek yerdi.[8]

7. Saîd b. Müseyyeb'den: Ramazan bayramı günü müslüman-ların namaza gitmeden önce yemek yemeleri emredilirdi.
imam Mâlik bu rivayetle ilgili olarak der ki: «Kurban bayra­mı günü için halkın bu şekilde davranması gerekmez.»

4. Bayram Namazlarında Tekbir Getirilmesi Ve Kur'an Okunması


8. Utbe b. Mes'ud'un torunu Ubeydullah b. Abdullah nakledi­yor: Ömer b. Hattab, Ebû Vakid el-Leysî'ye Hz. Peygamberin Ramazan ve Kurban bayramı namazlarında neleri okuduğunu sordu. O da: «Kâf ve'1-Kur'anil-Mecid ile îkterebetissaatü venşak-kal kamer (ayetleriyle başlayan) sureleri okurdu.» cevabını ver­di.[9]

9. Abdullah b. Ömer'in azatlısı Nafi'den: Ebû Hüreyre ile be­raber Kurban ve Ramazan bayramlarında bulundum. îlk rekâtta Fatiha ve zammı sûreden önce yedi tane tekbir aldı, son rekâtta ise yine Fatiha ve zammı sûreden Önce beş tekbir aldı.[10]
îmam Malik bu rivayetle ilgili olarak der ki: «Bize. göre de bay­ram namazı tekbirleri bu kadardır.
Yine îmam Malik, bayram namazının kılınışına yetişemiyen bir kimse için şöyle diyor: İVe camide ne de evinde bayram namazı­nı tek başına kılması lazım değildir, şayet kılarsa bir mahzur yoktur. îlk rekâtın başında yedi, ikinci rekâtın başında kıraattan önce beş tekbir daha alır.[11]

5. Bayram Namazlarından Önce Ve Sonra Başka Namaz Kılevmayışı:


10. Nafi'den: Abdullah b. Ömer, Ramazan bayramı günü bay­ram namazından önce ve sonra başka namaz kılmazdı.
îmam Malik naklediyor: Duyduğuma göre Said b. Müseyyeb bayram namazına sabah namazını kıldıktan sonra güneş doğma­dan önce gidermiş.[12]

6. Bayram Namazlarından Önce Ve Sonra Başka Namaz Kılmaya Müsaade Edildiği Haller


11. Abdurrahman b. Kasım'dan: Babam Kasım, bayram günü bayram namazına gitmeden önce dört rekât namaz kılardı.[13]

12. Hişam b. Urve babasından naklediyor: Babam, Ramazan bayramı günü namazdan önce mescidde namaz kılardı

7. Bayram Günü İmamın Namaz Vaktine Kadar Mescide Gelmesi Ve Cemaatin De Hutbeyi Dinlemeden Ayrılmaması


13. îmam Malik'den: Ramazan ve Kurban bayramları ile ilgi­li ihtilafsız bir geleneğimiz vardır ki o da imam, bayram namazı vaktinden önce evinden çıkar, namazgaha geldiği zaman ise bay­ram namazının vakti gelmiş olur.[14]
Yahya'nın rivayetine göre tmam Malik'e: «imama uyarak bayram namazını kılan bir kimsenin hutbeyi dinlemeden cami­den çıkması doğru mudur?» diye sorulduğunda o: «Hayır, imam hutbeyi bitirmeden cemaatin ayrılması doğru değildir.» diye ce­vap verdi.



[1] îbn Abbas ve Cabir b. Abdillah'tan merfu olarak gelmiştir. Buharı, îdeyn, 13/7; Müslim, Salâtu'l-îdeyn, 8/5.
[2] Şeybanî, 69, 70.
[3] Ibn Ömer'den merfu olarak gelmiştir.
Buharî, îdeyn, 13/7; Müslim, Salâtu'l-îdeyn, 8/8. Ayrıca bkz. Şeybanî, 232. Bayram namazı, vaciptir, iki rekathdır. Birinci rekatta, Subhaneke'den; ikincide zamm-ı sureden sonra üçer defa eller bağlanmadan tekbir alınır.
[4] Ibn Abbas'tan merfu olarak gelmiştir. Buharî, îdeyn, 13/8; Müslim, Salâtu'l-îdeyn, 8/1.
[5] Buharî, Savm, 30/66; Müslim, Siyam, 13/138.
[6] Ebu Hureyre'den manaca merfu olarak gelmiştir.
Ebu Davud, Salât, 2/219; ibn Mace, Îkametu's-Salât, 5/166.
[7] Şeybanî, 232.
[8] Enes'ten merfu olarak gelmiştir. Buharı, îdeyn, 13/4.
[9] Şeybanî, 236.
[10] Âişe'den merfu olarak gelmiştir. Ebu Davud, Salât, 2/242.
[11] Hanefî Mezhebine göre, bayram namazlarında tekbirler, ilk rekatte üç, ikincide üç olmak üzere, toplam altı tanedir.
[12] İbn Abbas'tan manaca merfu olarak gelmiştir.
Buharı, îdeyn, 13/16; Müslim, Salâtu'l-îdeyn, 8/13. Ayrıca bkz. Hz. Şeybanî, 234.
[13] Şeyban,,235.
[14] Ülkemizdeki uygulama, bundan farklıdır. Sabah namazından sonra, bay­ram namazının vakti girinceye kadar Kur'an okunarak veya vaaz edilerek, camide beklenir. Daha sonra bayram namazı kılınır, bayram hutbesi dinle­nir, dua edilerek, bayramlaşmaya çıkılır.

29 Ağustos 2011 Pazartesi

Yenibosna'dan ve olaylarından bıktım usandım artık!

Selamünaleyküm diye başlayalım ama gerçekten Yenibosna'dan bıktım hergün bir olay, hergün yürüyüş skandalların semti....
Dün akşam bu yılın son terevi namazını kılıyorum..Namazın ikinci rekatında telefon çalıyor...
Annem (bir arka sokakta oturuyor)
-Çocukların yanında mı burası kıyamet gibi silahlar patlıyor..
-Yoklar anne ikisi iftarda arkadaşlarıyla olacaktı ufaklık camiye teravi namazına gitti.(olaylar caminin yakınında oluyor)
-Allahım onları korusun ya çocuklara bir şey olursa!..
-Anne birşey olmaz korkma!
namaza tekrar durdum annem yine pürtelaş yine namazı bozdum...
-Kızım buradaki kavga büyüdü çocukların nerde...
-Anne rahat bırak beni korkudan secdelerimde "Allah'ım çocuklarımı, mazlumları koru demeye başladım"
-hepiniz bir alemsiniz dedi
ve sinirli telefonu kapattı..
Kıldığım namazımdan hiçbir şey anlamadım korku namazına döndü adeta sonradan duydum.. Biri bıçaklanmış!
Çok üzüldüm ama maalesef Yenbosna'nın durumu bu...Tesadüf yaşıyoruz....Her akşam bir gösteri....Dün bıçaklanma olayının dışında pkk yürüyüş yaptı meşaleler yaktılar polis kaynıyordu evimin alt sokağında 20mt ilerisi ve yanık kokuları da vardı kimbilir ne yaktılar ne halt ettiler...
Daha dışarı çıkıp havadisleri alamadım bunlar akşam teravi sonrası çocuklarım ve eşimin getirdiği haberler...
Allah yar ve yardımcımız olsun.....
Yazılacak çok şey var ama inanın seçiyorum da yazıyorum....
Yenibosna'daki olayları yazsam blogum hit yapar..
Daha ne yazayım bilgisayarların filtresine takılyor kendi bloguma ben buradan giremiyorum..
Neyse herkese Hayırlı Bayramlar Diliyorum..
Kötü haber olmamak dileğiyle..
Allah iyileri, mazlumları korusun  hayırlı dualarımızı kabul eder inşaallah!....

Satışta dikkat edilecek hususlar,hile, faiz,haramlar ve helaller de ,caiz ve caiz olmayan önemeli şeyler


BEYLER    BAHSİ


(23 Hadis)

321/1  Şabî'nin  şöyle dediği rivayet edildi:
En-Numân'ı minberde şöyle konuşurken duydum:
«Resululiah sallallahü  aleyhi  ve sellemden duydum şöyle diyordu.»
« Helâl olunan nesneler açıktır; haram olanlar da açıktır. Ancak bu ikisi arasında bulunup da; çokların helâl mı haram mı diye bilmedik!eri (üçüncü bir) kısım vardır.
İşte kendini bu şüpheli nesnelerden koruyan kimse, dinini ve ırzım temiz tutmuş olur.»

322/2  İbn Ömer'in şöyle dediği rivayet edildj:
«Şarapla beraber, onu sıkan, içene veren, içen, satan ve alan lanet­lenmiştir.»

323/3  Muhammed bin- Kays'ın  şöyle dediği  rivayet edildi:
İçyağının satışı konusunda İbn Ömer'den yahut İbn Kesîr'den bilgi is­tedim, cevap verdi:
«— Allah, şu yahudilerin kökünü geçirsin! Kendilerine iç yağlan ha­ram kılındı. [1] Tutup yenmesini haram, satışını ise helâl saydılar. Ve pa­rasını yediler.
«Halbuki, şarabı haranı kılan, onun satışını da haram kıldı.»

324/4   Hz. Ali'nin şöyle  dediği  rivayet edildi:
«Riba (faiz) yiyene ve yedirene Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem lanet etti.»

325/5   Üsâme bin Zeyd'in şöyie  dediği  rivayet edildi:
Ribâ (faiz)  ancak  veresiye yapılan  alım  satımda olur.  (Veresiye ol­mayıp)  peşin  alım Satımda bir sakınca  yoktur.»

326/6   Ebû Saîd El-Hudrî'nin şöyle dediği rivayet edildi:
Nebî Sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki:
«Altını ayn-i miktar altına satmak caiz fazlasına satmak faiz sayılır.» Gümüşü ayni  ağırlıktaki  gümüşe   satmak  caiz fazlasına   satmak faiz sayılır .
Hurmayı aynı miktar hurmaya satmak caiz, fazlasına satmak faiz sa­yılır.
Arpayı ayni mi'ktar arpaya satmak caiz fazlasına satmak faizdir. Tuzu  ayni miktar tuza  satmak caiz fazlasına satmak faizdir.» [2]. Diğer bir rivayette şöyle buyurdu:
«Altını aynı tartıda altın ile  peşin alarak değiştirmek (satmak) caiz, fazlası ile değiştirmek faiz sayılır.
Buğdayı aynı ölçüde buğday ile peşin olarak değiştirmek (satmak)- ca­iz, fazlasına satmak faizdir.
Hurmayı ayni ölçüde peşin hurma ile, tuzu ayni ölçüde peşin- tuz ile değiştirmek   (satmak)   caiz,  fazlası  ile  değiştirmek faiz sayılır.»

327/7   Cabir'in şöyle dediği  rivayet edildi:
«Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem, bir köle ile iki köle satın al­dı.»

328/8 İbn  Abbas'ın  şöyle  dediği  rivayet edildi:
 Nebî Sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki:
«— Bir kimse, satın aldığı bir yiyecek maddesini tesl'im almadan bir başkasına satmasın

329/9  ibn Ömer'in şöyle dediği rivayet edildi:
«Hz. Peygamber dış görünüşü ile malı beğendirmek suretiyle aldatı­cı satışı nehyetti.»                           /                                  ,           ;
330/10  Cabir'in şöyle dediği- rivayet edildi:
«Henüz ağaçta bulunan hurmayı, tahmin ile o mi'ktar toplanmış hur­maya satmayı (müzabene), ve buğdayı başaktayken kaç kile olduğu tah­min edilip dışardan o kadar buğdaya satmayı, Hz. Peygamber nehyetti.»
 
331/11    Câbir'in  şöyle dediği  rivayet edildi:
«Nebi Sallallahü aleyhi ve sellem, henüz belirmemiş olan bir meyve­yi ağacı üzerindeyken satın almayı nehyetti.»

332/12  İbn  Ömer'in şöyle dediği  rivayet edildi:
«Sağlam olup olmayacağı henüz belirmemiş hurmayı, o ağacı üzerin­deyken (satmayı)  Hz.  Peygamber nehyetti.»

333/13   Ebû Hüreyre'nin şöyle dediği  rivayet edildi: Nebî saliallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki:
«(Ülker) yıldızı doğarsa hububat ve 'meyve afattan kurtulmuş sayılır.» (Yani ağacında satabilirsiniz.)

334/14  Cabir bin Abdullah el-Ensârî'nin  şöyle dediği   rivayet edildi: Nebi Sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki:
«Bir kimse, 'meyvesini yetiştirip 'henüz üzerinde iken bir hurma ağa­cını yahut mal sahibi olan bir köleyi satarsa, ağacın meyvesi ve kölenin malı, alıcı şart koşmamış ise, satıcınındır.!'
Diğer 'bir  rivayette şöyle buyurdu:
»Bir kimse mal sahibi bulunan-bir köle satarsa, müşteri şart koşma­mış ise, 'kölenin malı satıcınındır.» Ve yine bir kimse aşısı vurulmuş bir hurma ağacını satarsa, müşteri şart koşmamış ise, meyve satıcınındır.»

335/15 Ebû Saîd el Hudrî ile Ebü 'Hureyre'nin şöyle dedikleri rivayet edil­di:
Nebî Sallallahü'aleyhi ve sellem buyurdu ki:
«Bir kimse, satıcı ile (din) kardeşi arasında anlaşma olmamış'ken dı­şarıdan gelip, almak için, üzerinde kararlaştırılmış fiattan. fazla değer ileri sürmez.
Bir kimse, (din) kardeşimin evleneceği kıza talip olup onunla evlen­mez.
Kadın ne teyzesi ve ne de halası üzerine gelin gitmez.
Kadın, ('kuması olan din) kardeşinin payı da kendisine kalsın diye, onun boşanmasını arzu etmez; zira onun rızkını veren Allahtır.
Bir şey satın alırken malın üzerine bir taş koyarak aldığınızı göster­meyin.
Ücretle çalıştıracağın ırgata, vereceğin-
ücreti  önceden bildir.»

336/16 ibn Mesûd'ün şöyle dediği  rivayet edildi: Nebî sallallahü  aleyhi  ve sellem:
«— Allah'a   dayanarak  (veresiye)   satın  alınız!»  buyurdu. Yanında  bulunanlar:
«—• Ona dayanmadan yapılan  ne şekilde olur, ey Allah'ın Resulü!?» diye  sordular. Cevap verdi-:
«— Borcumuzu, rızkımızın dağılacağı şu yer ve zamanda ödemek üze­re satın aldık» demeniz suretiyle olur.»

337/17    İbn Abbas'ın şöyle dediği rivayet edildi-
Av köpeğini satarak alınan paranın yenmesine Hz peygamber izin verdi

338/18   Abdullah bin Ömer'in (R.A.) Hz. Peygamberden naklen şöyle de­diği rivayet edildi:
Hz. Peygamber, Attâb bin Esîd'i, Mekkelilere idareci olarak gönderdi­ği zaman ona şu emri verdi:
«— Onları, bir satış içersinde iki satış yapmaktan' [3], müşteriden borç para almak şartiyle ona mal satmaktan [4] aldığı malın parasını öde­yip, teslim almadan satarak kâr etmekten, ve teslim almadığı malı satmak­tan nehy et.»

339/19   Said el-Hudri'nin şöyle dediği rivayet edildi: Nebî sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki:
«Şartlı olarak satılan bir köleyi ve cariyeyi satın almayın. Zira bu.şart satılan köleye hak tanımaktadır.»

340/20  Huzeyfe'nin şöyle  dediği   rivayet ediidi: Bir kul kıyamet günü Allah tealâya getirilir. Ve kul şöyle der: 
«— Rabbim! yalnız sana kavuşmak gayesiyle, iyi güzel işlerden baş­ka bir şey yapmadım. Varlıklı kimseye cömertçe davranıyor, borçluyu da borcundan kurtarıyodum.»
Allah tealâ o zaman:
«— Yaptığın bu işler senden çok bana yaraşır» der ve meleklerine: 
«Bu kulumun günahlarını cezasız bırakın» emrini verir.
Ebû  Mesûd el-Ensârî dedi ki:
«Resûlullah   sallallahü  aleyhi ve sellemin   adına  şahadet ederim   ki, Huzeyfe bu  sözleri O'ndan  duymuştur.»

341/21   Ümmü Hâni'in  şöyle  dediği rivayet edildi:
Resûlullah sallaİlahü aleyhi- ve sellem buyurdu ki:
«Kim ki, ümmetimden olan. bir borçlusunu borcunu ödemek için sıkıştırsa ve ödemeye de gücü yetmiyorsa, Allah tealâ da onu kabrinde sıkıştırır."

342/22   İbn Ömer'in şöyle dediği rivayet edildî: Nebî sallaİlahü aleyhi ve sellem buyurdu ki:
«Satış ve alışında hile yapan bizden değildir.»

343/23  Ebû  Süleyman şöyle dediği  rivayet edildi: «Altın  parayı çıkartanların ilki   «Tübbe» (3), gümüş parayı çıkartanla­rın iliki ise «Küçük Tübbe»dir.
Bakır parayı çıkartıp halkın elinde tedavül ettirenlerin ilki de Kenân'ın oğlu Nemrûd'dur.»
Himyer ve Hadramut eyaletlerine sahip olan yemen  krallarının taşıdığı unvandır.   Burada   Ebû   Kerib   Esad  el-Hîmyeri   kasdedilmiş   olduğu   söylenir.



[1] Kur'an-ı   Kerim'de.   onlara  Allah  Tealânın.   bunu   ceza  olarak  vermiş olduğu  ge-Ç'yor.  (Bk.  Enam  Sûresi, âyet 1461
[2] Bu maddelerde, -fazlasına satmak faizdir- deniyor. Bundan sonraki rivayette görüleceği üzere, fazlasına satışın- ancak veresiye olduğu zaman faiz olacağı anlaşıl­malıdır.

[3] Misâl:   Bir kimse,  «Bisikletini   peşin para   ile sana  beş  yüz  liraya, veresiye bin iiraya sattım-  deyip müşterinin de  kabul  etmesidir.
[4] Misâl:   -Bisikletimi sana şu  fiatta satıyorum, ancak bana .şu kadar borç  para vereceksin» şeklindeki satıştır.

27 Ağustos 2011 Cumartesi

Ramazan bayramı namazına çıkmadan birşeyler yemek, Peygamberimiz (s.a.v.)’in bayram namazına gelip giderken değişik yollar edinmesi, kadınların bayram namazlarına gitmeleri ,Bayram namazından önce ve sonra kılınan nafile namaz yoktur, Bayram namazlarındaki fazla tekbîrler, Bayram namazında okunan sûreler,Bayram namazları için ezan ve kamet okunmaz, Bayram namazı hutbeden önce kılınır, Bayram namazına yürüyerek gitmek



BAYRAM BÖLÜMLERİ




Bayram namazına yürüyerek gitmek


530- Ali b. ebî Tâlib (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Bayram namazına yürüyerek gitmek ve namaza çıkmadan bir şeyler yemek sünnettendir.” (Buhari, Iydeyn: 7)


ž Tirmîzî: Bu hadis hasendir. Pek çok ilim adamı bu hadisle amel etmekte olup bayram namazlarına yürüyerek çıkmayı, Ramazan bayramına çıkmadan bir şeyler yemeyi müstehab görmüşlerdir.


Tirmîzî: Özür sahibi olan kimsenin binitle çıkmasında bir sakınca yoktur.


Bölüm: 383


Bayram namazı hutbeden önce kılınır


531- İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), Ebû Bekir ve Ömer, Ramazan ve Kurban bayramı namazlarını hutbeden önce kılarlar sonra hutbe okurlardı.” (Buhârî, Iydeyn: 8; Nesâî, Iydeyn: 14)


ž Bu konuda Câbir ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir.


Tirmîzî: İbn Ömer hadisi hasen sahihtir.


Peygamber (s.a.v.)’in ashabından ve daha sonraki dönemlerden pek çok ilim adamları bu hadise göre amel etmişler olup, Bayram namazlarında hutbe namazdan sonradır, demişlerdir. Namazdan önce ilk hutbe okuyanın, Mervan b. Hakem olduğu söylenir.


Bölüm: 384


Bayram namazları için ezan ve kamet okunmaz


532- Câbir b. Semure (r.a.)’den rivâyete göre, dedi ki: “Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber ne bir sefer ne iki sefer pek çok kere ezansız ve kametsiz olarak kıldım.” (Muvatta, Iydeyn: 1; Nesâî, Iydeyn: 7)


ž Tirmîzî:Bu konuda Câbir b. Abdillah ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir.


Tirmîzî: Câbir b. Semure hadisi hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından ve başkalarından pek çok ilim adamı bu görüşte olup, Bayram namazlarında ve nafile namazlarda ezan ve kamet olmadığını söylerler.


Bölüm: 385


Bayram namazında okunan sûreler


533- Numân b. Beşîr (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) Ramazan ve Kurban bayramlarıyla Cuma’da A’la sûresi ile Gaşiye sûresini okurdu. Bazen Cuma ile Bayram günleri aynı güne tesadüf ederdi de yine aynı sûreleri okurdu.” (Nesâî, Iydeyn: 12)


ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Vakîd el Leysî, Semure b. Cündüp ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir.


Tirmîzî: Numân b. Beşîr hadisi hasen sahihtir.


Sûfyân es Sevrî ve Misâr, İbrahim b. Muhammed b. el Münteşir’den bu şekilde, Ebû Avâne’nin rivâyeti gibi rivâyet ettiler.


Sûfyân b. Uyeyne rivâyeti ihtilaflıdır. Bir rivâyet şekli şöyledir; İbrahim b. Muhammed b. el Münteşir babasından, Habib b. Sâlim ve babasından ve Numân b. Beşîr’den gelmiştir. Halbuki Habib b. Sâlim’in babasından rivâyeti bilinmiyor. Habîb b. Salim, Numân b. Beşîr azâdlı kölesidir.


Numân b. Beşîr’den bir çok hadis rivâyet etmiştir. İbn Uyeyne yoluyla İbrahim b. Muhammed b. el Münteşir’den onların rivâyetine benzer bir rivâyet edilmiştir ki şöyledir: Peygamber (s.a.v.) Ramazan ve Kurban bayramlarında Kaf sûresi ve Kamer sûresini okurdu. Şâfii de aynı görüştedir.


534- Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre: “Ömer b. Hattâb, Ebû Vakîd el Leysî’ye Rasûlullah (s.a.v.) Ramazan ve Kurban bayramlarında ne okurdu? diye sordu da o da dedi ki: Kaf ve kamer sûrelerini okurdu.” (Nesâî, Salat-ül Iydeyn: 12; Ebû Dâvûd, Salat: 243)


ž Bu hadis hasen sahihtir.


535- Hennâd, Sûfyân b. Uyeyne ve Damre b. Saîd (r.anhüm)’den aynı senedle bu hadisin benzerini aktardı.


ž Tirmîzî: Ebû Vakîd el Leysî’nin ismi, Hâris b. Avf’tır.


Bölüm: 386

Bayram namazlarındaki fazla tekbîrler


536- Kesir b. Abdillah (r.a.)’ın babasından ve dedesinden rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.), Ramazan ve Kurban bayramlarının namazlarında ilk rek’atta okumadan önce yedi diğer rek’atta okumadan önce beş tekbîr alırdı.” (Ebû Dâvûd, Salat: 242; Muvatta, Iydeyn: 4)


ž Tirmîzî: Bu konuda Âişe, İbn Ömer ve Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiştir.


Tirmîzî: Kesir’in dedesinden rivâyet edilen bu hadis hasendir. Bu hadis bu konuda Rasûlullah (s.a.v.)’den rivâyet edilen hadislerin en güzelidir.


Kesir’in dedesinin adı; Amr b. Avf el Müzenî’dir. Sahabe ve diğer dönemlerin bazı ilim adamları bu hadise göre amel etmişlerdir.


Ebû Hüreyre’nin Medîne’de bu şekilde namaz kıldığı rivâyet edilmiştir. Medînelilerin görüşü de böyledir. Mâlik b. Enes, Şâfii, Ahmed ve İshâk’ta bunlardandır.


Abdullah b. Mes’ûd’tan bayram namazındaki tekbîrler konusunda şöyle dediği rivâyet ediliyor. “Bayram namazlarındaki fazla tekbîr sayısı dokuzdur; Birinci rek’atta okumadan önce beş tekbîr ikinci rek’atta okumayla başlayıp rükû’ tekbîriyle birlikte dört tekbîr alınır.” Peygamber (s.a.v.)’in ashabından pek çok kişiden benzeri rivâyetler vardır, Küfeliler ve Sûfyân es Sevrî de aynı görüştedir.


Bölüm: 387

Bayram namazından önce ve sonra kılınan nafile namaz yoktur


537- Adiyy b. Sabit (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Saîd b. Cübeyr’den işittiğime göre İbn Abbâs’tan naklederek şöyle demişti: Rasûlullah (s.a.v.) Ramazan bayramında namazgaha çıkarak iki rek’at bayram namazı kıldı, bayram namazının öncesinde ve sonrasında hiç namaz kılmadı.” (Muvatta, Iydeyn: 5; Ebû Dâvûd, Salat: 247)


ž Tirmîzî: Bu konuda Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Amr ve Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiştir.


Tirmîzî: İbn Abbâs hadisi hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından ve başka ilim adamları bu görüştedirler. Şâfii, Ahmed ve İshâk bunlardandır. Bazı ilim adamları ise bayram namazından önce ve sonra namaz kılınabileceği görüşündedir.


Birinci görüş daha sahihtir.


538- İbn Ömer (r.a.)’den rivâyet edilmiştir: “İbn Ömer bayram günü namazgaha çıktı. Bayram namazının ne öncesinde ne de sonrasında namaz kılmadı ve Rasûlullah (s.a.v.)’in de böyle yaptığını hatırlattı.” (Muvatta, Salatül Iydeyn: 5; Ebû Dâvûd, Salat: 247)


ž Bu hadis hasen sahihtir.


Bölüm: 388


kadınların bayram namazlarına gitmeleri


539- Ümmü Atıyye (r.anha)’dan rivâyet edildiğine göre: Rasûlullah (s.a.v.), bakire, genç kız, örtünme çağına gelmiş kız çocuklarıyla hayızlı kadınları bayram namazına çıkarırdı. Hayız halindeki kadınlar namaz kılınacak yerden uzak durur ve sadece Müslümanların dualarına katılmış olurlardı. Kadınlardan biri: “Ey Allah’ın Rasûlü, kadının tüm vücudunu örtecek dış elbise yoksa” deyince şöyle buyurdular: “Eğer katılacaksa bir kardeşinden ödünç alsın.” (Ebû Dâvûd, Salat: 238; Nesâî, Iydeyn: 3)


540- Ahmed b. Menî’, Hüşeym, Hişâm b. Hassân, Hafsa binti Sirîn ve Ümmü Atıyye (r.anhüm)’den bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiştir.


ž Tirmîzî: Bu konuda İbn Abbâs ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir.


Tirmîzî: Ümmü Atıyye hadisi hasen sahihtir.


Bazı ilim adamları bu hadisle amel ederek kadınların bayram namazlarına çıkmalarına izin vermişler, bir kısmı da hoş karşılamamışlardır. Abdullah b. Mübarekten şöyle dediği rivâyet edilmiştir: “Kadınların bugün için bayram namazlarına çıkmalarını hoş bulmuyorum fakat kadın çıkmakta ısrar ederse süslenmeksizin günlük elbisesiyle çıkmasına izin versin. Kadın bu şekilde çıkmayı kabul etmezse kocası engel olabilir.”


Âişe (r.anha)’in şöyle dediği de rivâyet ediliyor: “Rasûlullah (s.a.v.) kadınların bugün ortaya çıkardıkları giyim kuşam ve süslenme tarzlarını görmüş olsaydı, İsrail oğullarının kadınlarının yasaklandığı gibi onlara da mescide gitmeyi yasaklardı.”


Sûfyân es Sevrî’den de: “Bugün kadınların bayram namazlarına çıkmalarını hoş görmediği de rivâyet edilmiştir.”


Bölüm: 389


Peygamberimiz (s.a.v.)’in bayram namazına gelip giderken değişik yollar edinmesi


541- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) bayram günleri namazgaha bir yoldan giderse başka bir yoldan gelirdi.” (Buhârî, Iydeyn: 24)


ž Tirmîzî: Bu konuda Abdullah b. Amr ve Ebû Rafi’den de hadis rivâyet edilmiştir.


Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen garibtir.


Ebû Tumeyle ve Yunus b. Muhammed bu hadisi Fuley b. İsmail’den, Saîd b. el Hâris’den ve Câbir b. Abdillah’tan rivâyet etmişlerdir.


Bazı ilim adamları bu hadise uyarak imâmın namazgaha giderken bir yoldan gelirken bir yoldan gelip gitmesini müstehab görmüşlerdir. Şâfii’de bu görüştedir.


Câbir’den gelen rivâyet bu hadisten daha sahih görünüyor.


Bölüm: 390

Ramazan bayramı namazına çıkmadan birşeyler yemek


542- Abdullah b. Büreyde (r.a.)’in babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: “Peygamber (s.a.v.), Ramazan bayramı günü bir şey yemeden namaza çıkmaz, Kurban bayramında ise namaz kılıncaya kadar bir şey yemezdi.” (Buhârî, Iydeyn: 4; Muvatta, Iydeyn: 3)


ž Tirmîzî: Bu konuda Ali ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir.


Tirmîzî: Büreyde b. Husayb el Eslemî hadisi garib hadistir.


Muhammed diyor ki: Sevap b. Utbe’nin bundan başka bir hadis rivâyet ettiğini bilmiyoruz.


Bazı ilim adamları Ramazan bayramı namazına çıkmadan bir miktar hurma yemeyi, Kurban bayramı namazında ise namazdan çıkıncaya kadar bir şey yememeyi müstehab görürler.


543- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyet edilmiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), Ramazan bayramında namazgaha çıkmadan önce bir kaç tane hurma yerdi.” (Buhârî, Iydeyn: 4; Muvatta, Iydeyn: 3)


ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garib sahihtir.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı