Benim nazarım­da velîlerimin en imrenilecek durumda olanı, şu vasıflara sâhib olan mü'mindir



  
,عَنْ أبِي أُمَامَة عَنْ النَّبِيِّ صَلَّىالّلهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمُ قَالَ:
قَالَ اللّهُ عَزَّ وَ جَلَّ: إِنَّ أَغْبَطَ أَوْلِيَاءِي عِنْدِي الْمُؤْمِنُ خَفِيفُ الْحَاذِذُو حَظًّ مِنْ صَلَاةٍ أَحْسَنَ عَبَادَةَ رَبِّهِ وَ اَطَاعَهُ فِي السِّرِّ وَ الْعَلَانِيَةِ وَ كَانَ غَامِضاً
فِي النَّاسِ لَا يُشَارُ إِلَيْهِ بِالْأَصَبِعِ وَ كَانَ رِزْقُهُ كَفَافاً فَصَبَرَ عَلَى ذَالِكَ ثُمَّ نَقَرَ بِيَدِهِ ثُمَّ قَالَ عُجِّلَتْ مَنِيَّتُهُ وَ قَلَّتْ بَوَاكِيهِ وَ قَلَّ تُرَاثُهُ

Ebû Ümâme, Nebî (sallallahu aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu nakleder:
Azîz ve Celîl olan Allah şöyle buyuruyor:
“Benim nazarım­da velîlerimin en imrenilecek durumda olanı, şu vasıflara sâhib olan mü'mindir:
Malı azdır, namazdan lezzet alır, Rabbine en güzel şekilde kullukta bulunur, gizli ve açık her durumda O'na itâat eder.
İnsanların içinde âdetâ kaybolmuştur, parmakla gösterilemez.
Rızkı kendine yetecek kadar olup, buna sabre­der.”
Sonra (Hz. Peygamber) eliyle vurarak şöyle devâm etti:
“Onun ölümü çabuk, ağlayanları ve mîrâsı az olur.”
(Tirmizî, Zühd, 35; İbn Mâce, Zühd, 4; Ahmed b. Hanbel, V, 252.)
.
“İbn Arabî, Fütûhât'ın 73. bâbında, burada sözü edilen şahısların Melâmetiyye olduğunu açıklar.
Istılâhât'ında onları şöyle târif eder:
“Bunlar bâtınlarında olan şeyden zâhirlerinde hiçbir iz görünmeyen kimselerdir: bunlar en yüksek mânevî topluluktur.”
Azîz : İzzetli. Çok izzetli. Sevgili. Çok nurlu. * Dost. * Şerif. * Nadir. * Dini dünyaya âlet etmeyen. * Sireti temiz. * Ermiş. Mânevi kudret ve kuvvet sahibi. * Mağlup edilmesi mümkün olmayan ve daima galib olan manasında Cenab-ı Hakk'ın bir ismidir.
Celîl : Celâlet ve celâdet sâhibi. Azîm, mertebesi yüksek.
Nazar : İtibar. Göz atmak. Mülahaza, düşünmek, bakmak, imrenerek bakmak, düşünce. Yan bakış, kötü bakış. Bir türlü kabul etmek. * Gözdeğmesi. * İltifat. * İtibar.
Velî : Sahib, mâlik. * Evliya. * Muin. Muhafaza eden. * Küçük çocukların hâlinden mes'ul kimse. * Sıddık.
Rızk : Yiyip içecek şey. Maddi mânevi ihtiyaca lâzım nimet. Allah'ın herkese lütuf ve kısmet ettiği ve bekaya sebeb olan nimet.

Yorum Gönder

0 Yorumlar