11 Ağustos 2013 Pazar

100 YIL ÖNCE BİZİM ÜLKEMİZİN CUMHURİYET VE ATATÜRKÇÜLÜK ADI ALTINDA DESİGN EDİLMESİ İŞTE BUNDANDIR!



BOP HAKKINDAKİ HARİKA BİR YAZI. MUTLAKA BAŞTAN SONUNA KADAR OKUYALIM. 100 YIL ÖNCE BİZİM ÜLKEMİZİN CUMHURİYET VE ATATÜRKÇÜLÜK ADI ALTINDA DESİGN EDİLMESİ İŞTE BUNDANDIR!
[Cengiz Candanpolat]
ABD Başkanı Bush, Irak’ın işgalinin ardından 2004 yılındaki G-8 buluşmasında, “Büyük Ortadoğu Projesi” planını resmi olarak ilan ederek dünyaya duyurmuştur.

Bu proje, eski Osmanlı coğrafyasında, en batıda Fas’ın Atlantik kıyılarından Mağrip’in tamamını kapsayarak, en doğuda Pakistan’ın kuzeyindeki Karakurum yaylalarına, Moğolistan’a, Kuzeyde Türkiye’nin Karadeniz kıyılarından Güneyde Aden, Somali ve Yemen’e kadar uzanan bölgede, Müslüman ülkelere güya demokrasi ihracını getirmeyi hedeflediği iddia edilen bir planın adıdır.

Bu karanlık plan, hedef aldığı ülkelerin pazarlarının batıya açılmasını amaçlaması gibi gerçeği yansıtmayan iddiaları da öne süren, gerçekte ise İslam ülkelerinin içişlerine karışıp, işgal, terör, darbeler ve savaşlar getiren bir politik bir kuram olmuştur.

Aslında bu projenin, ABD’nin Donald Rumsfeld, Dick Cheney, Paul Wolfowitz, Richard Perle ve William Kristol öncülüğünde, 1997′de oluşturduğu ‘Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi’nin (PNAC) bir alt unsuru olduğu belirtilmiştir.

ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın 7 Ağustos 2003 tarihinde Washington Post gazetesinde yayınlanan yazısında, BOP’un ilanından önce hedeflerini şu şekilde dile getirmişti: “Proje kapsamındaki bölgede bulunan 22 devletin rejim, sınır ve haritaları değiştirilecek!” ifadeleri yer alıyordu.

Osmanlı’yı Parçalama Sürecinde “İngiltere’nin BOP Planı”

BOP planı aslında, günümüzden 100 yıl önce işleme konulmuş bir projenin, içinde bulunduğumuz dönemde Amerika’lı bazı neoconlar tarafından sahiplenilip geliştirilerek uygulamaya konulmuş şeklidir.

19. yüzyılın son döneminde Osmanlı’nın yıkılışını ve Avrupa’dan çıkarılmasını ana politika haline getiren İngiltere, Müslümanları sadece sözde bir İslam söylemi içine sokup, maneviyatı insanların kalbinden söküp almayı hedeflemiştir. Bu Şeytani politakının mimarı da İngiltere’nin başbakanlarından olan Başbakan William Ewart Gladstone’dur.

Gladstone, “Ya Kur’an’ı Müslümanların elinden almalıyız ya da Müslümanları Kur’an’dan soğutmalıyız” sözleriyle Osmanlı’nın ve İslam aleminin yenilgisinin tek yolunun bu olduğunu dile getirmiş, bu sözler İngiltere’nin ve hatta İslam karşıtı olan tüm Batının, günümüze kadar yazılı olmayan gizli anayasasının en önemli bir maddesi olarak uygulamaya konulmuştur.

Hatta Gladstone daha da ileri giderek, bütün Türklerin dünyadan tasfiye edilmesi gerekliliğini de savunmuştur.

BOP Planının Gerçekteki İki Ana Gayesi

1- Müslümanları ırkçılık, mezhepçilik, farklı felsefi yaklaşımlarla birbirine düşürüp kırdırmak, savaştırmak. Çatışmaları genişleterek devam eden çatışmalarla tüm bölge ülkelerini kontrol altında tutmak.

2- Paramparça olmuş bir İslam Coğrafyası yaratmak ve Ortadoğu’da Müslümanları tasfiye edip inananlardan arındırılmış bomboş bir bölge elde etmek. Armagedon, yani kıyamete yakın bir tarihte Ortadoğu’da büyük bir dinler savaşı çıkacağı yanılgısı içinde olan kimselerin BOP planına yoğun desteği de bu yüzdendir. (Oysa Armagedon diye bir savaş olacaksa da bu Irak savaşıyla gerçekleşmiş, Batı, Kitab-ı Mukaddes’e dayanarak Irak işgalini gerçekleştirmiştir.)

BOP’un İslam Dinine Yönelik Karanlık Hedefleri

BOP planına, ABD’li bazı psikolog ve psikolojik harp uzmanlarınca elde edilen bilgilerden yararlanılarak başlanmıştır. Hedeflenen, maneviyatsız, inançsız, düşünmeyen, akletmeyen, sevgisiz, birbirine düşman topluluklar meydana getirmek olmuştur. Bu noktada;

İslam’ı, Kuran’ı ortadan kaldırmak, İslamsız ve Kuransız bir din meydana çıkarmaya zemin hazırlamak.

Pasif, umursamaz, donuk, ruhsuz bir İslam Ümmeti meydana getirmek.
Sevgisiz, kıskanç, saldırgan, çatışmacı insanlar meydana getirmek. Nefreti Müslümanlar arasına hakim kılmak.

Müslüman toplumları materyalizm, Darwinizm ve Marksizm felsefeleriyle dinden uzaklaştırmak.

Müslümanların taassuplarından faydalanarak toplumları germek, ilerleyişini engellemek.

BOP’un Ekonomik ve Siyasi Hedefleri

ABD’nin başını çektiği Batının, yükselmeye başlayan Çin, Hindistan, Rusya Federasyon, İran, Kuzey Kore ülkelerin yani Şangay İttifakı’nın daha fazla güçlenişine engel olmak.

Enerji kaynaklarını, enerji nakil hatlarını, Batı ile Asya arasındaki önemli geçiş noktasını kontrol etmek. Bilindiği üzere dünya petrol rezervinin yüzde 64′ü Ortadoğu topraklarında bulunmaktadır. Amerika da, Ortadoğu Bölgesinde bulunan tüm petrol ve doğalgaz yataklarına serbestçe ve korkusuzca ulaşmayı hedeflemekte, bu yüzden de insaniyetsiz ve gerçekleştirilemeyecek bir çözüm olarak da bu bölgenin tamamını şiddetle, savaşlarla sindirmeye, boyun eğdirmeye çalışmaktadır. Oysa herkesin malumudur ki, şiddet şiddeti getirmekte, savaşlar terörü çok daha yoğun bir şekilde ortaya çıkarmaktadır.

BOP Planı Üzerinden Türkiye’de Oynanan Oyunlar

ABD başkanlarından Richard Nixon, 70′li yıllarda yaptığı bir konuşmasında, “Bazıları SSCB’nin Ortadoğu’da tehlike oluşturduğunu zannediyor, bazıları da asıl tehlikenin Filistinlilerden geldiğini söylüyor. Ben diyorum ki, asıl tehlike, Kuzey Afrika’dan Endonezya’ya kadar bütün İslam dünyasını birleştiren devleti kurmak ve halklarını eski dönemlere götürmek isteyen Müslümanlardır.” demiştir. Bu konuşma, aslında yanlış yönlendirilmiş Amerikan yöneticilerinin, “İTTİHAD-I İSLAM”ı engelleme yönünde düşüncelerinin eskilere dayandığının da bir delilidir. BOP planı işte bu düşünce üzerine kurularak geliştirilmiştir.

İngiltere BaşbakanıMargaret Thatcher, 1990 senesinde İskoçya daki NATO zirvesin de yeni düşmanın “İslam” olarak belirlendiğini açıklamaktan kaçınmamıştı. NATO eski Genel Sekreteri ve ABD Başkan adaylarından Willy Claes ise, birçok kez “komünizmin çöküşünün ardından en büyük tehdidin İslam” olduğunu ifade etmişti. Claes, NATO’nun yeni misyonunun “İslâm ülkelerindeki köktendinciliğe karşı mücadele” olduğunu, bunun için gerekirse askerî müdahalenin bile düşünülebileceğini de dile getirmekten çekinmemişti.

Elbette yukarıda verdiğimiz alıntıların, Türkiye’yi de yakından ilgilendirdiği aşikardır.

Amerika’daki bazı neoconlar ise, kurulması düşünülen bir PKK devletinin, Türkiye’nin İslam Ülkeleriyle arasına çekilmesi düşünülen set olacağının planlarını yapmaktaydı.

Maddelersek;

Tüm İslam ülkelerinin bir ağabey, bir birleştirici, İslam Birliği için önayak olabilecek tek ülke olarak gördüğü Türkiye’yi zayıflatmak, pasif konuma getirmek ve parçalamak. Bunun için, Türkiye’nin inanç ve manevi yapısıyla taban tabana zıt, Stalinist PKK ve bu PKK’yı kurup yönlendiren derin devlet mekanizmaları da devreye sokulmuş durumda. Böylece bir “Ortadoğu Birliği” yani ”İslam Birliği” engellenmek isteniyor.

Sünni-Alevi çatışması çıkarmak isteniyor. Bu plan yüz yıldır Türkiye’de devrede. Bu konuda müthiş bir kin ve nefret ortamı oluşturulmuş. Müthiş bir nefret yayılmış durumda topluma. Bu konuda takva bilinen bazı Müslümanların düşmanca söylemleri topluma adeta enjekte ediliyor. Derin devlet yapılanması da bunu organize ediyor.

Türk-Kürt çatışması çıkarmak. Bunun da alt yapısı, organize bir şekilde toplum mühendisliğiyle oluşturulmuş, nefret tohumları, nefret sözleri, İslam’a mesafeli söylemlerle dejenere bir toplum yaratılarak sevgisizlik yaygınlaştırılmış. Planlı bir şekilde dindarlar, Aleviler, kitap ehli, Kürtler, Lazlar, Araplar, Ermeniler, Romanlar, Rumlar’a Osmanlı’nın son döneminden beri sevgisizce davranılmış. Bu konuda basınından, devlet kademelerine kadar, terör örgütlerinden takva olarak bilinen din adamlarına kadar geniş bir görevli kadro kullanılmakta.

ABD İkna Edilebilir

İslam alemi, Batı dünyası tarafından gerçekte iki farklı düşünceden dolayı abluka altına alınmak istenmektedir. Bunlardan birincisi, İslam karşıtı olanların dünyaya hakim kılmaya çalıştığı politikalarla yönlenenler, bir diğer grup da gerçek İslam’ı tanımayıp, şu anki bağnaz, kalitesiz, kültürsüz, sevgisiz yapı sahiplerini İslam aleminin tamamı olarak düşünüp, bu sebeple Müslümanlara karşı art niyet besleyenler. Amerika’da, 2. Dünya savaşından itibaren geliştirilen politikalara genelde İslam karşıtı, dünyayı savaşlara ve sevgisizliğe boğmak isteyen yapılar hakim olmuştur. Ancak son dönemlerde, barışla, sevgiyle, tüm inananların “La İlahe İllallah” gerçeğinde birleşebileceğine, dostça yaşayabileceğine inanan kimselerin de politika sahnesinde güçlenmesiyle bu dengeler değişmiştir.

Türkiye başta olmak üzere tüm İslam alim ve aydınlarının yapması gereken, “slim” yani barış kelime kökenden gelen İslam’ı, Batı dünyasına, Amerika’ya anlatmasıdır. Bu anlatım, modernliği, kaliteyi, sevgi dolu olmayı hayata geçirerek samimi birer Müslüman olunmasıyla ancak kalpleri yumuşatacaktır. Sahabe dönemindeki gibi aklı başında, kararlı, birlik olmuş, tek yürek olmuş Müslümanlar, dünyaya barışı getireceklerine herkesi çok rahatlıkla ikna edecektir.

Büyük Ortadoğu Projesi, Büyük Osmanlı Projesi’ne Dönüşecek, BOP Planını Hayata Geçirenlerin Amacı Gerçekleşmeyecektir

Hakkı Kurban imzalı, 8 Ocak 2009 tarihli Tercüman gazetesinde yayınlanmış olan “Türkiye’nin BOP planı” başlıklı yazısında Türkiye’nin BOP planını kendi lehine çevirmesi gerekliliğini şu sözleriyle dile getirmişti:

“ABD’nin “Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)”, kan ve gözyaşından başka hiçbir şey getirmedi. Irak’taki tablo ortada. PKK’nın terörü de. Filistin’deki katliamın sorumlusu, şüphesiz ki İsrail’e bu cesareti veren ABD’dir. Yani Coni’nin “yeni harita” hayali, Ortadoğu’yu kan gölüne çevirdi.

Türkiye de BOP için çabalıyor. Ancak Türkiye’nin BOP’u başka! Açılımı; “Büyük Osmanlı Projesi!”

…Osmanlı, döneminin en büyük devletiydi. Ancak hiçbir zaman ABD gibi kendi biçtiği kıyafeti kimseye zorla giydirmedi. Sırtından vurulmasaydı, bugün Ortadoğu bambaşka bir görüntüde olabilirdi… Ancak o mantık tekrar tesis edilebilirse, bölgeye barış ve huzur da getirilebilir!…”

Kuran’ı Müslümanların elinden almalıyız diyenlere karşı Kuran’ı elden bırakmamak bu hain planları boşa çıkaracaktır. Allah Kuran’da Müslümanların birlik olmaları gerektiğini buyurmuştur. Birlik olmamaları durumunda ise, manevi güçlerini kaybedeceklerini ve ezilip yenileceklerini haber vermiştir:

“İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur.” (Enfal Suresi, 73)

Yapılması gereken, mezhep, ırk çatışmalarına izin vermeyip, ortak paydalarda birlik olup, Büyük Osmanlı Projesini hızla hayata geçirmektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı