29 Ağustos 2011 Pazartesi

Satışta dikkat edilecek hususlar,hile, faiz,haramlar ve helaller de ,caiz ve caiz olmayan önemeli şeyler


BEYLER    BAHSİ


(23 Hadis)

321/1  Şabî'nin  şöyle dediği rivayet edildi:
En-Numân'ı minberde şöyle konuşurken duydum:
«Resululiah sallallahü  aleyhi  ve sellemden duydum şöyle diyordu.»
« Helâl olunan nesneler açıktır; haram olanlar da açıktır. Ancak bu ikisi arasında bulunup da; çokların helâl mı haram mı diye bilmedik!eri (üçüncü bir) kısım vardır.
İşte kendini bu şüpheli nesnelerden koruyan kimse, dinini ve ırzım temiz tutmuş olur.»

322/2  İbn Ömer'in şöyle dediği rivayet edildj:
«Şarapla beraber, onu sıkan, içene veren, içen, satan ve alan lanet­lenmiştir.»

323/3  Muhammed bin- Kays'ın  şöyle dediği  rivayet edildi:
İçyağının satışı konusunda İbn Ömer'den yahut İbn Kesîr'den bilgi is­tedim, cevap verdi:
«— Allah, şu yahudilerin kökünü geçirsin! Kendilerine iç yağlan ha­ram kılındı. [1] Tutup yenmesini haram, satışını ise helâl saydılar. Ve pa­rasını yediler.
«Halbuki, şarabı haranı kılan, onun satışını da haram kıldı.»

324/4   Hz. Ali'nin şöyle  dediği  rivayet edildi:
«Riba (faiz) yiyene ve yedirene Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem lanet etti.»

325/5   Üsâme bin Zeyd'in şöyie  dediği  rivayet edildi:
Ribâ (faiz)  ancak  veresiye yapılan  alım  satımda olur.  (Veresiye ol­mayıp)  peşin  alım Satımda bir sakınca  yoktur.»

326/6   Ebû Saîd El-Hudrî'nin şöyle dediği rivayet edildi:
Nebî Sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki:
«Altını ayn-i miktar altına satmak caiz fazlasına satmak faiz sayılır.» Gümüşü ayni  ağırlıktaki  gümüşe   satmak  caiz fazlasına   satmak faiz sayılır .
Hurmayı aynı miktar hurmaya satmak caiz, fazlasına satmak faiz sa­yılır.
Arpayı ayni mi'ktar arpaya satmak caiz fazlasına satmak faizdir. Tuzu  ayni miktar tuza  satmak caiz fazlasına satmak faizdir.» [2]. Diğer bir rivayette şöyle buyurdu:
«Altını aynı tartıda altın ile  peşin alarak değiştirmek (satmak) caiz, fazlası ile değiştirmek faiz sayılır.
Buğdayı aynı ölçüde buğday ile peşin olarak değiştirmek (satmak)- ca­iz, fazlasına satmak faizdir.
Hurmayı ayni ölçüde peşin hurma ile, tuzu ayni ölçüde peşin- tuz ile değiştirmek   (satmak)   caiz,  fazlası  ile  değiştirmek faiz sayılır.»

327/7   Cabir'in şöyle dediği  rivayet edildi:
«Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem, bir köle ile iki köle satın al­dı.»

328/8 İbn  Abbas'ın  şöyle  dediği  rivayet edildi:
 Nebî Sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki:
«— Bir kimse, satın aldığı bir yiyecek maddesini tesl'im almadan bir başkasına satmasın

329/9  ibn Ömer'in şöyle dediği rivayet edildi:
«Hz. Peygamber dış görünüşü ile malı beğendirmek suretiyle aldatı­cı satışı nehyetti.»                           /                                  ,           ;
330/10  Cabir'in şöyle dediği- rivayet edildi:
«Henüz ağaçta bulunan hurmayı, tahmin ile o mi'ktar toplanmış hur­maya satmayı (müzabene), ve buğdayı başaktayken kaç kile olduğu tah­min edilip dışardan o kadar buğdaya satmayı, Hz. Peygamber nehyetti.»
 
331/11    Câbir'in  şöyle dediği  rivayet edildi:
«Nebi Sallallahü aleyhi ve sellem, henüz belirmemiş olan bir meyve­yi ağacı üzerindeyken satın almayı nehyetti.»

332/12  İbn  Ömer'in şöyle dediği  rivayet edildi:
«Sağlam olup olmayacağı henüz belirmemiş hurmayı, o ağacı üzerin­deyken (satmayı)  Hz.  Peygamber nehyetti.»

333/13   Ebû Hüreyre'nin şöyle dediği  rivayet edildi: Nebî saliallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki:
«(Ülker) yıldızı doğarsa hububat ve 'meyve afattan kurtulmuş sayılır.» (Yani ağacında satabilirsiniz.)

334/14  Cabir bin Abdullah el-Ensârî'nin  şöyle dediği   rivayet edildi: Nebi Sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki:
«Bir kimse, 'meyvesini yetiştirip 'henüz üzerinde iken bir hurma ağa­cını yahut mal sahibi olan bir köleyi satarsa, ağacın meyvesi ve kölenin malı, alıcı şart koşmamış ise, satıcınındır.!'
Diğer 'bir  rivayette şöyle buyurdu:
»Bir kimse mal sahibi bulunan-bir köle satarsa, müşteri şart koşma­mış ise, 'kölenin malı satıcınındır.» Ve yine bir kimse aşısı vurulmuş bir hurma ağacını satarsa, müşteri şart koşmamış ise, meyve satıcınındır.»

335/15 Ebû Saîd el Hudrî ile Ebü 'Hureyre'nin şöyle dedikleri rivayet edil­di:
Nebî Sallallahü'aleyhi ve sellem buyurdu ki:
«Bir kimse, satıcı ile (din) kardeşi arasında anlaşma olmamış'ken dı­şarıdan gelip, almak için, üzerinde kararlaştırılmış fiattan. fazla değer ileri sürmez.
Bir kimse, (din) kardeşimin evleneceği kıza talip olup onunla evlen­mez.
Kadın ne teyzesi ve ne de halası üzerine gelin gitmez.
Kadın, ('kuması olan din) kardeşinin payı da kendisine kalsın diye, onun boşanmasını arzu etmez; zira onun rızkını veren Allahtır.
Bir şey satın alırken malın üzerine bir taş koyarak aldığınızı göster­meyin.
Ücretle çalıştıracağın ırgata, vereceğin-
ücreti  önceden bildir.»

336/16 ibn Mesûd'ün şöyle dediği  rivayet edildi: Nebî sallallahü  aleyhi  ve sellem:
«— Allah'a   dayanarak  (veresiye)   satın  alınız!»  buyurdu. Yanında  bulunanlar:
«—• Ona dayanmadan yapılan  ne şekilde olur, ey Allah'ın Resulü!?» diye  sordular. Cevap verdi-:
«— Borcumuzu, rızkımızın dağılacağı şu yer ve zamanda ödemek üze­re satın aldık» demeniz suretiyle olur.»

337/17    İbn Abbas'ın şöyle dediği rivayet edildi-
Av köpeğini satarak alınan paranın yenmesine Hz peygamber izin verdi

338/18   Abdullah bin Ömer'in (R.A.) Hz. Peygamberden naklen şöyle de­diği rivayet edildi:
Hz. Peygamber, Attâb bin Esîd'i, Mekkelilere idareci olarak gönderdi­ği zaman ona şu emri verdi:
«— Onları, bir satış içersinde iki satış yapmaktan' [3], müşteriden borç para almak şartiyle ona mal satmaktan [4] aldığı malın parasını öde­yip, teslim almadan satarak kâr etmekten, ve teslim almadığı malı satmak­tan nehy et.»

339/19   Said el-Hudri'nin şöyle dediği rivayet edildi: Nebî sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki:
«Şartlı olarak satılan bir köleyi ve cariyeyi satın almayın. Zira bu.şart satılan köleye hak tanımaktadır.»

340/20  Huzeyfe'nin şöyle  dediği   rivayet ediidi: Bir kul kıyamet günü Allah tealâya getirilir. Ve kul şöyle der: 
«— Rabbim! yalnız sana kavuşmak gayesiyle, iyi güzel işlerden baş­ka bir şey yapmadım. Varlıklı kimseye cömertçe davranıyor, borçluyu da borcundan kurtarıyodum.»
Allah tealâ o zaman:
«— Yaptığın bu işler senden çok bana yaraşır» der ve meleklerine: 
«Bu kulumun günahlarını cezasız bırakın» emrini verir.
Ebû  Mesûd el-Ensârî dedi ki:
«Resûlullah   sallallahü  aleyhi ve sellemin   adına  şahadet ederim   ki, Huzeyfe bu  sözleri O'ndan  duymuştur.»

341/21   Ümmü Hâni'in  şöyle  dediği rivayet edildi:
Resûlullah sallaİlahü aleyhi- ve sellem buyurdu ki:
«Kim ki, ümmetimden olan. bir borçlusunu borcunu ödemek için sıkıştırsa ve ödemeye de gücü yetmiyorsa, Allah tealâ da onu kabrinde sıkıştırır."

342/22   İbn Ömer'in şöyle dediği rivayet edildî: Nebî sallaİlahü aleyhi ve sellem buyurdu ki:
«Satış ve alışında hile yapan bizden değildir.»

343/23  Ebû  Süleyman şöyle dediği  rivayet edildi: «Altın  parayı çıkartanların ilki   «Tübbe» (3), gümüş parayı çıkartanla­rın iliki ise «Küçük Tübbe»dir.
Bakır parayı çıkartıp halkın elinde tedavül ettirenlerin ilki de Kenân'ın oğlu Nemrûd'dur.»
Himyer ve Hadramut eyaletlerine sahip olan yemen  krallarının taşıdığı unvandır.   Burada   Ebû   Kerib   Esad  el-Hîmyeri   kasdedilmiş   olduğu   söylenir.



[1] Kur'an-ı   Kerim'de.   onlara  Allah  Tealânın.   bunu   ceza  olarak  vermiş olduğu  ge-Ç'yor.  (Bk.  Enam  Sûresi, âyet 1461
[2] Bu maddelerde, -fazlasına satmak faizdir- deniyor. Bundan sonraki rivayette görüleceği üzere, fazlasına satışın- ancak veresiye olduğu zaman faiz olacağı anlaşıl­malıdır.

[3] Misâl:   Bir kimse,  «Bisikletini   peşin para   ile sana  beş  yüz  liraya, veresiye bin iiraya sattım-  deyip müşterinin de  kabul  etmesidir.
[4] Misâl:   -Bisikletimi sana şu  fiatta satıyorum, ancak bana .şu kadar borç  para vereceksin» şeklindeki satıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı