Tarihi Edebiyatımızdan Numune Yıldırım Bayezid, Timur'un cihangirliği bütün dünyada duyulmuşken, düşülen durumun neticesi üzerinde tefekkür edersek, Timur'a karşı yapılan hareketin neticesinden dolayı Yıldirım'ın padişahlık döneminin şan ve şerefini lekelemiş olarak sayamayız. Dünyada ve bilhassa bazı dönemlerde nice haller meydana gelir de dış görünüş itibariyle isteğimizle oldu sanırız. Hakikatta ise, daha kötüdür.
Dünyada kim vardır ki, Osmanlılar gibi bunca zaman yüksek himmet ve kemal-i şecaatle düşmanına mutlak galip olarak kahraman bir milletin reisliğinde bulunup da istiklal bayrağı altında asla kılıcının ağzı dönmemiş muntazam bir orduyu hazır ve iyi görmekteyken, bir müte-gallibin (Mitur'un) hükmüne uyabilsin? Timur'a; hangi hükümet arzusu ile itaat etti? Bir Osmanlı padişahı etsin. Bir aşiret beyi gibi güç ve görünüşüne mağrur olmasın?
Bununla beraber, meydana gelen mağlubiyetten devlet, en büyük bir galibiyetmiş gibi, faidelerle zaferyab olmuştur.
Nitekim, kendilerinden azgınlık zuhur eden yerler bir defa perişan hal içine düşürülürse bunun neticesi menfaatli olur. Çünkü Bayezid zamanında zaferler çoğaldığı gibi zulüm çoğalıp, idare usulü olağanın dışına taşmıştı.
İşte hükümeti eski vazıyetine, mutedil haline çeviren bu mağlubiyettir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder