Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
“Her Müslüman sadaka vermelidir.”
Ashâb-ı Kirâm’dan bir zât:
“Şayed bulamazsa ne münâsib görürsünüz?” dedi.
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.):
“Eliyle iş görür, çalışır. Böylece hem kendine faydalı olur ve hem de sadaka verir.”
“Eğer çalışmaya gücü yetmezse ne yapmayı münâsib görürsünüz?” dedi.
“Güçlük içindeki ihtiyaç sahibine yardım eder.” buyurdu.
“Buna da güç yetiremezse ne yapmayı lâyık görürsünüz?” dedi.
Resûlullâh (s.a.v.):
“İyiliği veya hayrı emreder.” buyurdu.
“Eğer bu kadarını da yapamıyacak olursa neyi münâsib görürsünüz?” diye sordu.
Peygamber (s.a.v.):
“Fenâlık yapmakdan kendini tutar. Bu da bir çeşit sadakadır.” buyurdu.
(Buhârî ve Müslim)(Riyazussalihin)
Sadaka sadece mala mahsus değildir. Belki her şeyin kendi cinsinden bir sadakası vardır. Mesela; Evin sadakası ondan müsafirler için bir oda ayırmak, bedenin sadakası mazluma yardım etmektir. Her iyilik bir sadakadır. Güzel bir söz, fakir ve garip Müslüman’ın gönlünü almak, bunların hepsi birer sadakadır.
Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem buyurdular:
– Her Müslüman üzerinde her gün bir sadaka vardır.
– Yâ Resûlullah buna kimin gücü yeter, dediler.
Buyurdu ki:
– Yoldan ezâ (veren bir mânia)yı kaldırman sadakadır, Müslümanı yola irşad etmen, yolunu göstermen sadakadır, Müslüman hastayı ziyaret etmen sadakadır, müslümanın cenazesini takib (ve teşyi’) etmen sadakadır, Müslümanın selâmına (ve aleyküm selâm ile) cevap vermen sadakadır. (H. Ş. Müsned-i İbn-i Râhûye)
İlim ehlinin sadakası da; ilmi lâyık olana vermek, ilmî meseleleri delilleriyle öğretmek, nasihat etmektir.
Alıntı... Fazilet Takvimi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder