hilmi kemal
MODERATÖRTartışma - Dün 22:13
Birinci Dünya Savaşında İngilizlere esir düşen 150 bin askerimize ne oldu?
Hala belli değil. Bu askerlerden bir kısmı da Mısırın İskenderiye yakınlarında bulunan Seydibeşir Usare Kampına hapsedildi.
Kampın tam adı “Seydibeşir Kuveysan Osmanî Useray- I Harbiye; Kampı idi”.
Bu kampta 1918 yılında İngilizlere esir düşen 16. Tümenin 48.Alayına bağlı Osmanlı askerleri tutuluyordu.
12 Haziran 1920 yılına kadar iki yıl boyunca her türlü işkence, eziyet, ağır hakaretler ve aşağılanmaya maruz kaldılar.
İnsanlık dışı muamelenin sebebi ise Ermeniler idi.
Kamptaki, Türkçe bilen Ermeni tercümanların tıpkı 1876-77 Osmanlı –Rus harbinde olduğu gibi hemcinslerinin ihanet etmeleri sebep oldu. Ermenilerin yanlış çevirileri ve kışkırtmaları nedeniyle, kampların İngiliz komutanları, azılı Türk düşmanı haline gelmişlerdi.
Savaş bitmişti ancak, kamptaki ağır koşullar nedeniyle ölenler dışındaki askerleri teslim etmek, İngilizlerin işine gelmiyordu. Çünkü olası bir savaşta, bu askerlerin yeniden karşılarına çıkabilecekleri, Ermeniler tarafından İngilizlerin beyinlerine işlenmişti.
Çanakkale de bir taraftan napalm bombasını kullanıyor, diğer taraftan uçaklarla uçlarına zehir sürülmüş İngiliz çivilerini atarak Mehmetçiğin topuklarına batması sağlanıyor, böylece askerin ayağı kangrene dönüşüyor ve kesiliyordu.
Çözüm toplu katliamdı. Askerlerimiz, mikrop kırma bahanesiyle, süngü zoruyla dezenfekte havuzlarına sokuldu. Ancak; suya normalin çok üzerinde “krizol” maddesi katılmıştı. Mehmetçik suya daha ayağını soktuğunda aşırı krizol maddesi nedeniyle haşlanıyordu.
İngiliz askerleri, dipçik darbeleri ile askerlerimizin havuzdan çıkmasına izin vermediler.
Mehmetçikler bellerine kadar gelen suya başlarını sokmak istemediler. Ancak, bu kez İngilizler havaya (başlarının üzerine)ateş etmeye başladı. Askerlerimiz ölmemek için, çömelerek başlarını suya soktular. Fakat başlarını sudan kaldıranlar artık göremiyorlardı. Çünkü krizol maddesi gözlerini yakmıştı.
Dışarı çıkanların halini gören sıradaki askerlerimizin direnişleri de fayda vermedi. Ve 15 bin askerimiz o gün kör oldular.
Bu vahşet 25 Mayıs 1921 tarihinde TBMM’de görüşüldü. Milletvekilleri Faik ve Şeref Beyler bir önerge vererek, Mısırda esirlerin Krizol banyosuna sokularak, 15000 vatan evladının gözlerinin kör edildiğini, bunun faili olan İngiliz doktor, garnizon komutanı ve askerlerinin cezalandırılması için, TBMM’nin teşebbüse geçmesini istediler.
Bu arada yeni kurulan devletin bin türlü derdi vardı. Ağır sorunlarla uğraşan TBMM’de bu hesap sorma işi unutuldu gitti. Ama olanlar unutmuyorlar.
Kendi ihanetlerini bile soykırım ambalajına sarıp, dünya kamuoyuna sunuyorlar. En üzücü olanı da malum birileri de bu karalama kampanyasına çanak tutuyorlar.
Ermeniler soykırım yapıldı diye dünyayı ayağa kaldırıyor, bizimkilerin ise tarihlerinden haberi yok…
Keşke biraz okuyabilseydik…….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder