ALLAH'IN ZİKRİ VE KELİME-İ TEVHİDİN FAZİLETİ HAKKINDA KUDSİ HADİSLER
1. Sahih-i Buharî'den "Zikrin Fazileti" ile ilgili hadis:
Kuteybetu'bnu Saîd Cerir'den, o el-A'meş'den, o da Ebu Salih'ten Ebu Hureyre Radiyallahü. Anh'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir;
"Resulullah Aleyhisselâm buyurdu ki; Allahü Teala'nın, yollarda dolaşarak zikreden insanları araştıran melekleri vardır. Bir yerde Allah'ı zikreden bir topluluk buldukları zaman, birbirlerine; geliniz, işte sizin aradıklarınız burada diye çağırırlar. Melekler, onları dünya göğüne kadar kanatlarıyla sararlar. Rableri, onların durumunu meleklerden daha iyi bilmekle beraber, meleklere sorar: Kullarım ne diyorlar? Melekler: Seni teşbih ediyorlar, Seni tekbir ediyorlar, Sana hamdediyorlar, Seni temcid ediyorlar, diye cevap verirler. Hakk Teala buyurur: Beni gördüler mi? Melekler: Hayır, vallahi Seni görmediler, derler. Allahü Teala: Beni görselerdi ne olurdu? diye buyurur. Melekler: Eğer Seni görselerdi, Sana daha çok ibadet ederlerdi. Seni daha çok temcid ederlerdi, Sana daha çok hamdederlerdi, Seni daha çok teşbih ederlerdi, diye cevap verirler. Allahü Teala: Benden ne istiyorlar? diye buyurur. Melekler: Senden cenneti istiyorlar, derler. Allahü Teala: Orayı gördüler mi? diye buyurur. Melekler: Hayır vallahi, ey Rabbimiz onlar orayı görmediler, derler. Hakk Teala: Peki, onlar orayı görselerdi ne olurdu? diye buyurur. Melekler: Orayı görselerdi, oraya kavuşma hırsl-arı ve arzuları artardı, oraya olan rağbetleri ziyadeleşirdi, diye cevap verirler. Allahü Teala: Onlar neden sakınıyorlar? diye buyurur. Melekler: Cehennemden, derler. Allahü Teala: Peki orayı gördüler mi? diye buyurur. Melekler: Hayır vallahi, ey Rabbimiz, onlar orayı görmediler, derler. Allahü Teala: Peki görselerdi nasıl olurdu?'diye'buyurur. Melekler: Görselerdi ondan daha şiddetle sakınırlar t ö.radan daha çok, çekinirlerdi, derler. O zaman Allaliü Teala şöyle buyurur: Sizi şahid tutuyorum ki, Ben onları mağfiret eyledim. Bunun üzerine meleklerden biri: İçlerinde filanca var ki, o onlardan değil bir ihtiyaç için aralarına girmişti, der. Allahü Teala: Onlar bir meclisin adamlarıdır, içlerinden biri ayrı tutulamaz, buyurur." [17]
2. Sahih-i Müslim'de "Zikrin Fazileti" ile ilgili hadis: Kastallanî'nin Hamişinden Zikir Meclislerinin Fazileti Babından
Ebu Hureyre Radiyallahü Anh Resuîullah Aleyhisselâm'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir;
"Allahü Teala'nın yeryüzünde dolaşan melekleri vardır. Bunlar zikir meclislerini araştırırlar. Bir yerde, zikir yapan bir meclise rastladıkları zaman, onların yanma otururlar, kanatlarım birbirlerine dolarlar. Öyleki o mevki ile dünya göğü arasını doldururlar. Zikir meclisi dağıldığında onlar da göğe yükselirler. Allahü Teala hallerini kendilerinden daha iyi bilmekle beraber onlara: "Nereden geldiniz? diye sorar. Onlar: Biz Senin yeryüzündeki, Seni teşbih eden, tekbir eden, tehlil eden Sana hamdeden ve Senden duada bulunan kullarının yanından geldik, derler. Allahü Teala: Benden neyi istiyorlar? diye buyurur. Melekler: Onlar, Senden cennetini istiyorlar, derler. Allahü Teala: Onlar cennetimi gördüler mi? diye buyurur. Melekler: Hayır, ey Rabbimiz, diye cevap verirler. Allahü Teala: Peki, cennetimi görselerdi nasıl olurdu? diye buyurur. Melekler: Ve onlar Sana sığınıyorlar, derler. Allahü Teala: Onlar neden Bana sığınıyorlar, diye buyurur. Melekler: Cehenneminden ey Rabbimiz, derler. Allahü Teala: Cehennemimi gördüler mi? diye buyurur. Melekler:Hayır, derler. Allahü Teala: Peki cehennemimi görselerdi nasıl olurdu? diye buyurur. Melekler: Onlar Senden mağfiret diliyorlar, derler. Allahü Teala bunun üzerine şöyle buyurur. Ben onları mağfiret ettim, istediklerini onlara verdim, sığındıkları şeyden onları korudum, Melekler: Ey, rabbimiz, içlerinde filanca var ki günahkar bir kuldur, yanlarından
geçerken onlarla beraber oturmuştu, derler. Allahü Teala da: Onu da mağfiret eyledim, onlar bir topluluktur, içlerinden biri ayrı tutulamaz, buyurur. "[18]
3. Tirmizî'nin Sahihinden Zikrin Fazileti İle İlgili Hadis
"Allah'ın Yeryüzünde Dolaşan Melekleri" ile ilgili Bab, C.2 s, 280.
Ebu Hureyre ve Ebu Saîd el-Hudrî Radıyallahü Anhüm, Resu-lullah Aleyhisselâm'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir.
"Allah'ın, insanların amellerini yazan meleklerinden başka yeryüzünde dolaşan bir kısım melekleri de vardır. Bunlar bir yerde Allah'ı zikreden topluluklar buldukları zaman birbirlerine, aradığınıza geliniz, diye çağırırlar. Gelirler, dünya göğüne kadar onları kuşatırlar. Allahü Teala onlara buyurur: Kullarımı ne gibi bir iş yapar halde bıraktınız? Melekler: Onları Sana hamdeder, Seni temcid eder ye Seni zikreder halde bıraktık, derler. Allahü Teala: Beni gördüler mi? diye buyurur. Melekler: Hayır, derler. Allahü Teala: Beni görselerdi nasıl olurdu? diye buyurur. Melekler: Seni görselerdi daha çok hamdeder, Seni daha çok temcid eder, daha çok zikrederlerdi, derler. Allahü Teala: Benden ne istiyorlar? diye buyurur. Melekler: Cenneti istiyorlar, derler. Allahü Teala: Orayı gördüler mi? diye buyurur. Melekler: Hayır, derler. Allahü Teala: Orayı görselerdi nasıl olurdu? diye buyurur. Melekler: Görselerdi orayı daha çok arzular, oraya olan hırsları artardı, diye cevap verirler. Allahü Teala: Neden sakınıyorlar? diye buurur. Melekler: Cehennemden sakınıyorlar, derler. Allahü Teala: Orayı gördüler mi? diye buyurur. Melekler:. Hayır, derler. Allahü Teala: Görselerdi, nasıl olurdu? diye buyurur. Melekler: Görselerdi, ondan daha çok kaçar, daha çok korkar, daha çok sakmırlardı, derler. Allahü Teala: Sizi şahid tutuyorum ki Ben onları mağfiret eyledim. Melekler: içlerinde filanca günahkar var ki, o aslında onlara katılmak istememiş, bir ihtiyacı için gitmişti, derler. Allahü Teala da: Onlar bir topluluktur, içlerinden birisi ayrı tutulamaz, buyurur. "[19]
Tinnizî bu hadis için hasen, sahih demiştir.[20]
Zikrin Fazileti Hakkında Hadislerin Şerhi
Bu hadisin Müslim'deki rivayetinde "insanların amellerini yazan meleklerden ayrı olarak" kaydı geçmektedir. Bundan kasıt şudur: Zikir meclislerini dolaşan melekler, iyilikleri ve kötülükleri yazmak üzere görevlendirilmiş 'ketebe' meleklerinden ayrı meleklerdir. Yine bunlar insanları çeşitli tehlikelere karşı korumak üzere görevlendirilmiş 'hafaza' melekleri de değildirler. Bu meleklerin tek vazifesi zikir meclislerini dolaşarak bu meclislere iştirak etmektir.
Yüce Allah'ın meleklerine kullarının durumunu sormasındaki hikmet, Ademoğullarının üstünlüğünü meleklere bildirmektir. Çünkü Kur'an-ı Kerim'de bildirildiği üzere melekler, Allah'ın yeryüzünde bir halife yaratacağım haber vermesi üzerine: "Sen orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın? oysa biz hamd ile Seni teşbih ve takdis ederiz" demişlerdi. Zikir meclis-lerindeki durumu bilmekle, Ademoğullarının da Allah'ı teşbih ettiğine, onu görmedikleri halde temcid ettiklerine şahid olacaklardır. Melekler her türlü nefsanî arzulardan arındırılmış halde görevlerini yaparlar, Ademoğulları ise birtakım nefsanî arzulara sahip olmalarına rağmen; onların yaptıkları işleri yaparlar. Meleklerin bunu görmeleri, onların üstünlüğünü itiraflarına vesile olmaktadır.
Hadiste geçen, "onlar bir meclisin adamlarıdır. İçlerinden herhangi biri ayrı tutulamaz" ifadesinin manası: Yani Allahü Teala, herhangi bir ihtiyacı için onların meclislerinde hazır bulunanı da bağışlar. Çünkü zikir meclislerine katılmak ölü kalpleri diriltir, buna göre her ne kadar zikre katılmak amacıyla gitmiş olmasa da, yapılan zikir o adamın kalbini de diriltir. Allah'ın fazlı da pek büyüktür.
Burada zikir ve ibadet meclislerinin (yani cemaatle ibadetin) pek faziletli olduğuna işaret vardır. Bu mana, ilim tedrisinden, Kur'an öğrenmeye, zikre, tehlile ve daha başka şekillerine kadar ibadetin her çeşidini kapsar. Bu meclisler nur ve ha yat meclisleridir. En doğrusunu ise Allah bilir. (Kastallanî Şerhinden)[21]
Kul La ilahe illallah Dediği Zaman,Allah, Kulum Doğru Söyledi.Der,Hadisi
4. Hadisi İbnu Mace, Sünen'inde "La İlahe İllallah'ın Fazileti" babında tahriç etmiştir. C. 2, s.219
Ebu îshak'ın el-Eğarr Ebu Müslim'den rivayetine göre Ebu Müslim, Ebu Hureyre ve Ebu Saîd el-Hudrî'nin Resulullah Aley-hisselhm'dan şöyle bir rivayette bulunduklarını bildirmiştir.
"Kul 'la ilahe illallahu vellahu ekber' dediği zaman Allahü Tea-la, kulum doğru söyledi, Benden başka İlah yoktur ve Ben en yüce olan, Allah'ım, diye buyurur. Kul: La ilahe illallahu vahdeh, dediği zaman Allahü Teala: Kulum doğru söyledi, Ben tek olan İlah'ım, Benden başka ilah yoktur, diye buyurur. Kul: La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh, dediği zaman Allahü Teala: Kulum doğru söyledi, Benden başka İlah yoktur ve Benim ortağım yoktur, diye buyurur. Kul: La ilahe illallahu lehü'1-mülk ve lehü'1-hamd, dediği zaman Allahü Teala: Kulum doğru söyledi, Benden başka İlah yoktur, mülk Benimdir ve hamd Bana layıktır, diye buyurur. Kul: La ilahe illallahu ve la havle ve la kuvvete illa billah, dediği zaman Allahü Teala: Kulum doğru söyledi, güç ve -kuvvet ancak Benimledir, buyurur"[22]
Ebu İshak der ki: 'Sonra el-Eğarr Ebu Müslim bazı şeyler söyledi, ben anlayamadım, Ebu Cafer'e: Ne dedi? diye sordum. O da: Kime bunları ölümü ânında söyleme imkanı verilirse ona cehennem azabı dokunmaz, dedi'.[23]
La İlahe İllallah'ın Faziletiyle İlgili Hadisin Şerh'i(Hadis 4)
Hadisin umumi manası şudur ki, Allahü Teala. kulunun hadiste geçen zikirleri söylemesinden razı olur ve onun her söylediğini tasdik eder. Tasdik etmesinin semeresi ise ondan razı olması ve söylediğine karşılık büyük ecir ve sevap vermesidir.
Hadiste geçen: "Kime bunları ölümü anında söyleme imkanı verilirse ona cehennem azabı dokunmaz" ifadesinden kasıt da şudur: Kul, söylediği bu zikirlerin manasına imanda sürekli olursa ve ölümü anında da imanı sürer ve söz olarak tekrar ederse, bundan dolayı Allah onu cehennem azabından kurtarır. Çünkü o, bu zikri çokça tekrar etmekteydi.
Hadiste geçen zikir cümleleri çokça tekrar edilmesi gereken zikirlerdir. [24]
KAYNAKLAR
[17] Buhari: Daavat: 66.
Buhari, Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî, Muvatta’dan Kudsi Hadisler, Madve Yayınları: 35-37.
[18] Müslim: Zühd ved'dua: 25
Buhari, Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî, Muvatta’dan Kudsi Hadisler, Madve Yayınları: 37-39.
[19] Tirmizî: Daavat: 129
[20] Buhari, Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî, Muvatta’dan Kudsi Hadisler, Madve Yayınları: 39-41.
[21] Buhari, Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî, Muvatta’dan Kudsi Hadisler, Madve Yayınları: 41.
[22] Kaynağı Bulunamadı
[23] Buhari, Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî, Muvatta’dan Kudsi Hadisler, Madve Yayınları: 43-44.
[24] Buhari, Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî, Muvatta’dan Kudsi Hadisler, Madve Yayınları: 44-45.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder