FAİZ, MAHMUD ES'AD COŞAN (K.S)

FAİZ

SORU: Günümüzde faizin helâl olduğu söylenilmekte ve bunun helâl olmasının dayanağı da devletin İslâm devleti olmayışı gösterilmektedir. Bu konuda bilgi verir misiniz?

CEVAP: Bu Türkiye'nin darül-İslâm, dârül-harb olma meselesi münakaşasına biraz bağlıdır. O konuda ihtilâf vardır. Alimlerin büyük çoğunluğu "Dârül-harb değildir, dârül-İslâmdır." diyorlar. Bazılarının hükmüne göre dârül-harb durumunda olabiliyor.

Alimlerin bir kısmı, "Dârül-harbde de faiz yine haramdır." diyor. Bizim imamlarımızdan bazısı, "Dârül-harbde müslüman, faiz ve onların mevzuatına göre normal olan şeylerden istifade edebilir." diyorlar. Demek ki orada da bir ihtilâf var...

Esas itibariyle Allah-u Teâlâ, "Faiz haram!" demiş olduğundan, böyle ihtilâflı konularda, tereddütlü konularda pervasızca hareket etti mi insan, sonunda bir yerde bir hataya düşüp takılıverir. Haramı haram bilip hiç ona yanaşmayıp, onunla uğraşmamak; daha akıllıca, ihtiyatlı, dervişâne, takvâya uygun bir hareket olur diye düşünüyorum.

SORU: Müslümanın gayrimüslimle faiz alış verişi helâl midir. Bir görüşe göre, banka müessese olduğundan, onun müslümanlığı düşünülemeyeceğinden bankadan bile faiz veya kredi alınabilir deniliyor; doğru mudur? Memleketimizin darül harb olduğunu kabul edenler böyle söylüyorlar.

CEVAP: Memleketimizin darül-harb olup olmadığı meselesi, gazetelere bile intikal etmiş bir münakaşa mevzuudur. Ama benim kendilerine itimad edip sorduğum yurt içindeki ve yurtdışındaki alim kimselerden edindiğim intiba, dârül-harb değil... Münakaşalı bir mevzû... Evet diyenler de var, hayır diyenler de var; dârül-harb değil...

O bakımdan, ona dayanarak faiz helâldir gibi düşünenler haramı işlemiş oluyorlar. Böyle bir şeye tevessül etmeyin! Gayrimüslimle de olsa, İslâm diyarında yapamaz bir müslüman... O düşünce yanlıştır.

Yalnız başka ülkelerde --meselâ Almanya'da, Avustralya'da-- oranın kendi nizamı içerisinde bir müslüman ordan bir faiz alırsa, alır. Kâfire kalmasın diye ordan alabilir. İmâm-ı Azam'a göre ona izin verilmiştir. Burası için değildir.

SORU: Bazı kimseler, "Faizsiz finans kurumlarına para yatırılamaz, çünkü faize bulaşıyorlar." diyorlar; siz ne diyorsunuz?

CEVAP: O kurumların kendileri, "Biz faize bulaşmıyoruz, faizsiz iş yapıyoruz." diyorlar. İçlerinde bazı tanıdığımız kimseler de var... Onlar da, faizle iş yapmadıklarını, kâr ortaklığı yaptıklarını söylüyorlar.

SORU: Gelirinin büyük bir kısmı faiz olan akrabamın talebe olmam dolayısıyla bana verdiği parayı harcayabilir miyim?

CEVAP: Sana helâl tarafından veriyordur inşaallah... Mümkünse almazsın ama, ihtiyacın varsa alabilirsin. Onun kazancının günahı kendisine aittir. Helâl kazancından size gelmiş olur inşallah...

SORU: Yüksek öğretim talebesi olarak devletin verdiği borçlu krediden istifade edebilir miyiz? Sosyal Yardımlaşma Vakfı'nın karşılıksız bursundan istifade caiz midir?

CEVAP: Bu gibi şeylerde faiz bahis konusu değilse, alınabilir. Faiz bahis konusu olursa, faiz yasağının içine girmiş oluyor. O bakımdan caiz olmuyor.

Devletin kendi fertlerine yardım etme hakkı ve salâhiyeti olduğundan, eğer karşılıksız olarak böyle bir şeyler verebiliyorsa, muhtaç insanlar tarafından alınabilir. Muhtaç olmadığı halde, şartlarına uymadan almak istiyorsa, vebal altında kalır. Toplumun her bir ferdinin hakkını, üstüne zerre zerre geçirmiş olur.

SORU: Kredi ve Yurtlar Kurumu'ndan aldığımız burslar câiz midir?

CEVAP: Kredi ve Yurtlar Kurumu diye bir kurum var... Bu kurum talebelere para veriyor, karşılığını istiyor. "Faiz koymuyor." diyorlar. Faiz koymadığına göre, alabilir.

Faizi almak da vermek de yasak olduğundan, faiz koysaydı alamazdı. Masraf gösteriyormuş, şu kadar masraf oldu diye; onu kesiyormuş. Yardım ediyor; alınabilir.

SORU: Kullanılmış bir altın bileziği borç verdim. Bileziği geri getirirken yeni bilezik getirirse, faiz olur mu?..

CEVAP: Hayır, faiz olmaz! Gramı önemlidir. Ağırlığı aynı olduktan sonra, yeni veya eski olmasının önemi yoktur.

SORU: Devlet zorunlu tasarrufun faizini veriyor. Bu para haram olur mu?

CEVAP: Haram olur. Bu parayı yememeli!.. Ya almamalı; ya da almak mecburî oluyorsa, alıp hayıra vermeli!.. Kendisinin istifade etmesi haram oluyor.

SORU: Bir kimse bankadan faizi aldıysa, bunu ne yapmalı?

CEVAP: Faizi aldığı zaman, faiz almanın günahını işliyor. Artık ondan temizlenmek için çırpınması lâzım!.. Kendisi yiyemez zâten de, alır almaz o günah kendisine bulaşıyor.

Bizim bir arakadş vardı Adapazarı'nda, çok sevdiğimiz bir kardeşimiz... Böyle bir mecburiyet olmuş, bir yerden faizi almış. Takvâ ehli, çok sevdiğimiz bir kimseye gelmiş, "Bu parayı ben ne yapayım?" demiş.

"--Sen bu parayı aldın mı?.." demiş.

"--Aldım."

"--Sen bu parayı aldın mı?.."

"--Aldım."

"--Sen bu parayı aldın mı?.."

"Öyle çok sordu ki, bin kere pişman oldum aldığıma..." diyor.

"--Daha sana ne diyeyim, aldın, günaha girdin bir kere..." demiş.

Girdikten sonra çare arıyorlar. Kumaşın üstüne lekeyi döküyor, "Hocam, bunu nasıl temizleyebiliriz?" diyor. Temizlersin ama, eski temiz kumaş gibi olmaz.

SORU: Bir tüccar işini devam ettirmek için, bankalarla çalışmak zorunda kalabiliyor. Yüklü miktardaki faizini almadığı takdirde bankaya kalacak. Böyle olacağına, bu faizi faiz olduğunu, kendi namına vermediğini, özelliklerini belirterek fakirlere veya bir hayır kurumuna, camiye, Kur'an kursuna verebilir mi?..

CEVAP: Bırakmasından, vermesi iyidir. En iyisi orayla iş yapmamasıdır. Ama ille yapmak zorunda kalıyorsa, bırakmamalı, almalı, dediğiniz gibi uygun bir yere vermelidir. Pakistan'daki alimlerin de böyle tavsiye ettiklerini duymuştum.

SORU: Babam hem bankadan para alıp faiz ödüyor, hem bankaya para yatırıp faiz yiyor. Yediğimiz içtiğimiz haram mı, bir kız evlât olarak ben ne yapabilirim?

CEVAP: Faiz yiyen bir insanın faizden başka gelen kazançları varsa; o zaman, muhtemelen onlardandır, öteki helâl kazancından isabet etmiştir diye düşünüp, yiyebirsiniz. Kazancı tamamen haram olan bir kimsenin ikramı da alınmaz.

Yorum Gönder

0 Yorumlar