İSTİAZE NEDİR? TABERİ TEFSİRİ FATİHA

"Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah'a sığınırım[13]


Ey Allah'ım, dinim hususunda bana zarar vereceğinden veya rabbime karşı yükümlü olduğum bir vazifemden beni alıkoyacağından korktuğum şeyta­nın şerrinden, yaratıklarına değil sadece sana sığınırım."
Allah teala Kur'an-i Kerîmin çeşitli âyetlerinde, müminlere, insanlara karşı esnek davranmalarım emrederken, şeytandan kesinlikle uzak olmalarını ve onun şerrinden, kendisine sığınmalarını emretmiştir.
Cen'ab-ı Hak, müminlerin, insanlara karşı nasıl davranmaları gerektiğini beyanla buyuruyor ki: "Ey Muhammcd, sen af yolunu tut. İyiliği emret ve cahillere aldırış etme."*9' "Sen, kötülüğü en güzel şekilde önle. Biz onların ne tür sıfatlar uydurduklarını çok iyi biliriz. [14]
 "İyilikle kötülük bir ol­maz. Sen, kötülüğü en güzel şekilde önle. O zaman aranızda düşmanlık olan kimse, sana sanki samimi bir dost gibi oluverir. [15] "Kötülükleri iyi­likle önleme hasleti ancak sabredenlere verilir. Bu, ancak hayırdan büyük payı olanlara verilir." [16]
Yine Cenab-ı Hak, şeytanlara karşı nasıl davranılması gerektiğini beyan ederek te buyuruyor ki: "Eğer şeytan tarafından sana bir vesvese gelirse Al­lah'a sığın. Şüphesiz ki Allah, her şeyi çok iyi işiten ve çok iyi bilendir. [17]
  "Ey Muhammcd, de ki: "Rabbim, şeytanların vesvesesinden sana sığını­rım."Rabbim, yanımda bulunmalarından da sana sığınırım. [18]
 Eğer şey­tandan, seni dürtecek bir vesvese gelirse hemen Allah'a sığın. Şüphesiz ki o, herşeyi işiten ve bilendir," [19]
Şeytanın şerrinden kesinlikle kaçınılmasının emredilmesinin hikmeti, onun, iyilikten anlamaz olması ve insanoğlunun helakinden başka bir şeye razı olmamasıdır. Halbuki insanlar, aynı cins yaratıklar olmaları sebebiyle birbirleri­ne yakın ve birbirlerine karşı hoşgörülüdürler.
İşte bu sebepledir ki Allah teala, Kur'anı okumaya başlarken, şeytanın şerrinden kendisine sığınılmasını emretmiş ve şöyle buyurmuştur. "Ey Pey­gamber, Kur'anı okumak istediğin zaman, Allah'ın rahmetinden kovulmuş olan şeytandan Allah'a sığın.n[20]
Bu hususta Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'den de çeşitli hadisi şerifler ri­vayet edilmektedir. Peygamberimiz, banlardan birinde şöyle buyuruyor:
Allahın huzurundan kovulmuş olan şeytanın dürtmesinden, gurur-landırılmasından ve üflemesinden (vesvesesinden) her şeyi işiten ve bilen Allah'a sığınırım. [21]
Muaz b. Cebel diyor ki:
"İki kişi, Rcsulullahın yanında birbirlerine hakaret ettiler. Onlardan biri o derece kızdı ki, ben, öfkesinden burnunun patlayacağını zannettim. Bu durumu gören Rcsulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Ben, bir kelime bili­yorum ki o, bunu söyleyecek olsa öfkesi gidecektir." Ben, "O kelime nedir ya RcsulaHah?" diye sordum o da Ey Allahım, kovulmuş şeytanın şerrin­den sana sığınırım." demendir" buyurdu. [22]
Taberi diyor ki: "Arapçada şeytan, "İsyankâr ve azgın olan her cin, insan, hayvan ve diğer her şeye denir. Nitekim yüce mevla bir âyet-i kerimesinde in­sanların da şeytanları bulunduğunu beyan ederek şöyle buyurmuştur. "Sana yap­tığımız gibi her Peygamber için de insan ve cin şeytanlaından düşmanlar yaratmıştık.. [23]
Hz. Ömer (r.a.) bir katanaya (At'a) binmiş, at çalımlı bir şekilde yürü­müştür. Bundan dolayı Hz. Ömer onu dövmüş, at ise daha da çalımlı yürümeye başlamıştır. Bunun üzerine üstünden inmiş ve "Beni bir şeytana bindirmişsiniz meğer. Kendimi tanımaz hale gelmeden ondan inmedim. (Yani onun üzerinde iken kendimi başka bir şekilde hissettim.) demiştir.
Taberi diyor ki: "Her şeyin isyankârına "Şeytan" denmesinin sebebi, onun ahlak ve davranışlarının, benzerlerinden farklı ve uzak olmasındandır. Zira "Şeytan" kelimesinin asıl anlamı "Uzak olan" demektir.
"er-Raciym" kelimesinin asıl mânâsı "Atmak" demektir. Bu, "Laf atma veya taş atma" şeklinde olabilir. Şu âyet-i kerime, Hz. İbrahim'in ba­basının, İbrahim'i sözle taşlamasına bir misaldir. Babası "Ey İbrahim, ilahlarıma karşı çıkıp yüz mü çeviriyorsun? Eğer bundan vaz geçmezsen yemin olsun ki seni taşlarım..." dedi[24] 
Şeytana "Taşlanmış" sıfatının atfedilmesi, onun. Allah'ın göklerinden, delip geçen ateşlerle kovulmasından olabilir.
Abdullah b. Abbas'ın şöyle dediği rivayet edilmektedir: Cebrail, Muham-mede ilk geldiğinde ona dedi ki: "Ey Muhammed de ki, Ben, kovulmuş şeytanın şerrinden, işiten ve bilen Allah'a sığınırım."
Yine de ki: "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla başlarım."
Cebrail daha sonra şöyle dedi: "Ey Muhammed, yaratan rabbinin adıyla oku." Abdullah b. Abbas diyor ki: "Allah'ın, Cebrail'in lisanıyla Muhammed'e indirdiği ilk sure budur (Alak süresidir) Allah, Peygamberine, yaratıklarına de­ğil kendisine sığınılmasını emretmiştir.
KAYNAK
[13] A'raf suresi, 7/199
[14] Mti'mtnûn suresi, 23/96
[15] Fussilct suresi, 41/34
[16] Fussilct suresi, 41/35
[17] A'raf suresi, 7/200
[18] Mü'minûn suresi, 23/97-98
[19] Fussilet suresi, 41/36
[20] Nahl suresi, 16/98
[21] Ebu DavucJ K. es-Salalı hah: 120 Hadis No: 775^I'irmİ7.i, K. Mevakit-es-Snlah, h;lh: 65. Hadis No: 242/İhn-i Miıcc, K. İkametüssalah hah: 2 UN 808
[22] Ehu Davut! K. el-Edeh, hah: 4 Hatlis No: 4780/thn-i Mace, K. cd-Davaf, hah: 52 HadisNo: 3452
[23] En’am suresi, 6/112
[24] Meryem suresi, 19/46

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder