BAKARA SURESİ 4. AYET-İ KERİMELERİ ,GAYBA İMAN AYETLERİ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِوَالَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِمَا أُنْزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَ وَبِالْآخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ
Türkçe Okunuşu :
Velleżîne yu/minûne bimâ unzile ileyke vemâ unzile minkablike vebil-âḣirati hum yûkinûn(e)
Meal-i Şerifi :
Onlar sana indirilene de, senden önce indirilenlere de inanırlar. Ahirete de kesin olarak inanırlar.
And who believe in the Revelation sent to thee, and sent before thy time, and (in their hearts) have the assurance of the Hereafter(28). 
 28 Righteousness comes from a secure faith, from sincere devotion to Allah, and from unselfish service to humankind.
 TABERİ TEFSİRİ
4- Onlar, sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman ederler. Âhirctc de kesinlikle onlar inanırlar.
Onlar, senin, Allahtan getirdiğini ve senden önceki Peygamberlerin Al­lahtan getirdiklerini tasdik ederler. O Peygamberler arasında fark gözetmezler. Ve Allahtan etirdiklerini tasdik ederler. Onları inkâr etmezler. Onlar, bu dünya hayatından sonra gelen âhirete ve âhirette gerçekleşecek olan tekrar dirilme ve ortaya çıkmaya, sevaba ve cezaya, hesaba çekilmeye, amellerin Ölçülüp tartıl­masına kesin olarak iman ederler. Bunları inkâr eden müşrikler gibi olmazlar.
Allah teala bu âyeti kerime ile, dolaylı yolla, ehl-i kitabın, Resulullaha ve Kur'ana iman etmeyen kâfirlerini kınamaktadır. Çünkü onlar Resulullaha ve Kur'ana iman etmedikleri halde Resulullahtan önce indirilen kitaplara iman et­mekle kurtulmuş olabileceklerini, kendilerinin hidayette olduklarını ve cennete ancak Yahudi ve Hıristiyan olanların girebileceklerini iddia etmişlerdir. Allah teala. Bakara suresinin başında, onların iddialarını yalanlamış ve kullarına bil­dirmiştir ki, bu Kur'an, hem Muhammede ve onun getirdiklerine hem de ondan önce gelen Peygamberlerin getirdiklerine iman edenlere rehberdir. Sadece, geç­miş dinlere iman edenlere rehber değildir.
Kıyamet gününe "Âhiret günü" denmesinin sebebi, onun, dünya hayatın­dan sonra gelmesidir. Veya âhiretin,.varlıklar yaratıldıktan sonra gerçekleşecek olmasıdır. [22]

5- İşte rablcrinin doğru yolunda olanlar bunlardır. Kurtuluşa eren­ler de bunlardır.
Gayba iman edenler ve Muhammede indirilene ve ondan önceki Peygam­berlere indirilenlere iman edenler, işte onlar, rablerinden verilen bir nur, bir isti­kamet ve açık bir delil üzeredirler. Kurtuluşa erenler de bunlardandır. Bunlar, yaptıkları ameller karşılığında, diledikleri kurtuluşun ve cennette ebedi olarak kalışın şuuru içinde olanlardır.
Âyette zikredilen "Rablerinin gösterdiği doğru yolda olanlar"dan mak­sat, Ebu Mâlik, İbn-i Abbas ve İbn-i Mes'ud'a göre gayba iman eden takva sahi­bi müminler ve Resulullaha ve ondan Önceki Peygamberlere iman eden mümin­lerdir. Bunların hepsi hidayet üzere olmakla ve kurtuluşa erecek olmakla sıfat-landınlmışlardır.
Diğer bir kısım müfessirlere göre "Doğru yolda olanlar"dan maksat, "Gayba iman etmek, Resulullaha ve ondan önceki Peygamberlere indirilenlere iman etmekle sıfatlandırılan takva sahipleridir."
Başka bir kısım âlimlere göre ise "Doğru yolda olanlar"den maksat, hem Resulullaha bindirilenlere hem de ondan önceki Peygamberlere indirilenlere iman eden ehl-i kitaptır. Bunlar, hidayet üzere olmakla ve kurtuluşa ermekle sı-fatlandırılmışlardır.

Taberi, bu görüşlerden birinci görüşün daha tercihe şayan olduğunu, zira âyet-i kerimede, hidayet üzere olma sıfatının, müminlerden ehl-i kitap olan veya olmayan herhangi birine tahsis edildiğine dair bir işaret bulunmadığını, ayrıca amelleriyle elde edecekleri mükâfatlarda eşit olan müminlerden bir sınıfın özel bir mükâfatla Ödüllendirilmelerinin, Allanın adaletine ters düşeceğini söylemiş­tir.

Âyette zikredilen "Kurtuluşa erenler de bunlardır." ifadesi Abdullah b. Abbas tarafından şöyle izah edilmiştir: 
-"İşte istediklerine kavuşanlar ve şerrin­den korkarak kaçtıkları şeylerden kurtulanlar bunlardır." Yani, işledikleri amel­leriyle ve iman etmeleriyle Allahtan istedikleri sevaplara ve cennetlerde ebedi kalmaya ulaşanlar bunlardır. Ve Allanın, düşmanları için hazırladığı cezalardan kurtulanlar da bunlardır. [23]
KAYNAKLAR
[22] Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, Hisar Yayınevi: 1/114.
[23] Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, Hisar Yayınevi: 1/114-115.
[24] Yunus suresi, 10/96,97

Yorum Gönder

0 Yorumlar