25 Mayıs 2015 Pazartesi

İlmin Takvalaşması Gerekir






Çok ilim sahibi olmak demek çok iman sahibi olmak anlamına gelmez.
Namaz kılına kılına alışkanlık haline getirilir namaz hakkında çok kitap okuyarak değil.
Okur yazar olmayan ninelerimiz hiç teheccüt namazını kaçırmaz ama namaz konusunda her türlü kitabı okumuş olan bizler nedense bir türlü teheccüt namazı kılamayız.
Burada ısrarla pratik yapmak çok önemli.
İnsan hayatının en ön sırasına dini koymalıdır.
Dinimizi dünyaya değil dünyayı dinimize uydurmalıyız.
Her şey burada çözülüyor.
Bu konuda dikkat edeceğimiz çok önemli hususlardan birisi de günahlar.
İnsan günaha girdikçe namazdan sıkılır, namaz kılmak onu sıkmaya başlar.
Bir insan namaz kılamıyorsa demek ki onu namazdan mahrum bırakan bir günah vardır.
Günahlar iman zafiyetine sebeb olur.
Takva ile iman kuvvet bulur.
Her şeyden önce hayatıımızı gözden geçirip nerelerde hata yapıyoruz bizi namazdan ve ibadetlerden alıkoyacak ne tür günahlarımız var bunları tespit edip tevbe istiğfarla izalesine çalışmalıyız.
Diğer bir husus çevre.
İnsan çevresini dini hayatını otokontrol altına alacak şekilde oluşturmalıdır.
Etrafında namaz kılan insanların çokluğu ona kuvve-i maneviyye olacaktır.
Namaz kılmayan insanların çokluğu ise onu zamanla namazdan soğutacaktır.
Bu konu çok önemlidir.
Takva sahibi insanlar insanın imanına kuvvet verirken günahkar insanlar da insanın imanını zayıflaştırır.
Bu gizli bir telkin gibidir.
Bir diğer husus ise ibadetlerin yanında tebliği unutmamaktır.
İnsanın vazifesi iki yönlüdür.
Birisi velayet diğeri risalete bakar.
Velayet insanın ibadetleri takvasıdır.
Risalet ise tebliğe bakar.
Birinden birinin olmaması diğerini de geri bıraktırır.
Hem namazı kılmalı hem de insanları namaz kılmaya davet etmek gerekir.
Böylece başkalarını kurtarmaya çalışırken kendimizi de kurtarmış olacağız.
Allah cümlemize takva üzerine sabır kuvveti nasib etsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı