Hayır Bidiklerimizde Şer, Şer Bidiklerimizde Hayır Olabilir
Allahu Teala ruhları bedenden almakla görevlendirdiği ölüm meleği Azrail’e (aleyhisselama) sorar:
–Ey Azrail! Bunca zamandır kullarımın canlarını alıyorsun. Ruhları bedenden alma zamanında en çok kime merhamet duydun, en fazla kime öfkelendin?
Azrail (a.s.):
–Ey Rabbim, her şeyi sen bilirsin ve her şey Sana malumdur. Bir defasında deniz üzerinde fırtınaya tutulan bir geminin suya dökülen bütün bireylerinin ruhunu almıştım. Fakat bu sırada kucağında küçük yavrusuyla bir tahta parçasına tutunmuş, suya bir dalıp bir çıkan annenin de ruhunu kabzedip, küçük yavrusunu tahta üzerinde sağ salim bıraktığım zaman, su yüzünde annesiz kalan bu yavrucağa çok acımıştım. Onun acıklı hali, beni uzun zaman üzmüştü.
Allah tekrar sorar:
Ey Azrail! Bu en çok acı duyduğun bir olaydır. Bir de en çok sevinç duyduğun bir olayı anlatır mısın? Kimin ruhunu sevinerek aldın.
Azrail bu soruya da şöyle cevap verir:
–Filan yerde zâlim bir hükümdar vardı; etrafını kasıp kavuruyor, halkı inim inim inletiyordu. İşte bu zâlimin ruhunu almam için emir verildiğinde ona doğru giderken derinden bir neşe duydum. O zâlimin canını alırken duyduğum sevinç kadar, hiçbir vakit sevinç duymadım.
Nice sırlar ve hikmetler sahibi Allah bu defa, Azrail’e bir soru daha sorar:
“Ey Azrail! O canını alırken sevinç duyduğun zâlim kimdi, biliyor musun?” buyurur.
Azrail:
“Sen bilirsin ey Rabbim!” der.
Allah:
“İşte ruhunu alırken büyük sevinç duyduğun o zâlim, vaktiyle bir tahta üzerinde bıraktığında büyük üzüntü duyduğun o çocuktu.” buyurur.
Nitekim Allahu Teala Kur’an’da şöyle buyurur, mealen:
“Sevmediğiniz bir şey sizin için iyi ve sevdiğiniz bir şey de sizin için kötü olabilir. (Gerçeğin ne olduğunu) siz bilmeseniz de Allah bilir.” (Bakara 216)
Bazen kendimiz için çok istediğimiz bir şeyin olmadığına üzülürüz. Ama nereden bilebiliriz ki o şey, bizim hakkımızda hayırlı olmayabilir? Onun içindir ki, daima Allah’tan hakkımızda hayırlı olanları istememiz gerekir.
Bir Kıssa:
Adamın birisi erkek evladı olmadığı için her türlü çareye başvurmuş ve bir gün bir dostu ona şöyle bir tavsiyede bulunmuş:
” Falan yerde bir türbe var. Orada Allah’a kırk gün ibadet eder ve o zatın hürmetine Allah’tan istersen duan kabul edilir inşallah.” der.
Adam o dostunun dediklerini bir bir yapar ve Allah o kimsenin dualarını kabul eder ve bir yıl sonra bir erkek çocuk verir.
Aradan yıllar geçer çocuk büyür bir delikanlı olur. Bir gün arkadaşları ile bir yerde sohbet ederken delikanlının babası onların sohbetlerini gayri ihtiyari olarak dinler. Delikanlının arkadaşları şöyle derler:
“Falan yerde bir türbe varmış. Orada kırk gün ibadet edenin duasını Allah kabul ediyormuş”
Genç delikanlı, arkadaşlarına:
-” O dediğiniz yer nerede? Ben de babamın ölmesi için dua edeceğimde” der.
Adam o zaman, Allah’tan her şeyin hayırlısını istemenin daha doğru olduğunu anlar.
Allah hakkımızda hayırlı olanları versin. Hayırsız olanlardan Allah’a sığınırız.
Vesselam.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder