25 Haziran 2015 Perşembe

Sath-ı Arz (yeryüzü) bir mescid, Mekke bir mihrab, Medine bir minber...


Evet, o bürhanın şahs-ı manevîsine bak: Sath-ı Arz (yeryüzü) bir mescid, Mekke bir mihrab, Medine bir minber... O bürhan-ı bahir(açık delil) olan Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bütün ehl-i imana imam, bütün insanlara hatib, bütün enbiyaya reis, bütün evliyaya seyyid, bütün enbiya ve evliyadan mürekkeb bir halka-i zikrin serzâkiri(zikir halkasının başı)... Bütün enbiya hayattar kökleri, bütün evliya taravettar semereleri(taze meyveleri) bir şecere-i nuraniyedir(nurani bir ağaç) ki; herbir davasını, mu'cizatlarına istinad eden bütün enbiya ve kerametlerine itimad eden bütün evliya tasdik edip imza ediyorlar. Zira o, ﻻ‌َٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻻ‌َّ ﺍﻟﻠَّﻪُder, dava eder. Bütün sağ ve sol, yani mazi ve müstakbel taraflarında saf tutan o nuranî zâkirler, aynı kelimeyi tekrar ederek, icma' ile manen "SADAKTE VE BİL-HAKKI NATAKTE" derler. Hangi vehmin haddi var ki, böyle hesabsız imzalarla teyid edilen bir müddeaya parmak karıştırsın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı