Evet, bu anlama gelecek bir hadis rivayeti şöyledir:
"İhtiyaçlarınızı, sırrınızı saklamak suretiyle başarıya ulaştırınız. Çünkü, her nimet sahibi kıskanılır." (Taberani, Mucemu's-Sağir, 2/149)
Kaynaklarda, bu hadisin zayıf olduğuna dikkat çekilmiştir. (bk. Suyuti, Camiu's-Sağir, 1/40)
Ancak zayıf hadislerin helal, haram, akaid ve ahkam ile ilgili olanları hariç, terğib, terhib ve amellerin faziletleri ile ilgili olanlarıyla amel etmenin ve bunları diğer insanlara aktarmanın bir sakıncası yoktur. Bu açıdan, ilgili hadis rivayetine göre, açıklandığı zaman zarar geleceği tahmin edilenleri gizlemek ve sır denecek kadar önemli şeyleri söylememek sünnettir. Hatta bazen gizlemek gerekli bile olabilir.
Bir devlet, devlet sırlarını düşmanlarına kaptırmış; bir ordu, hareket stratejisini hasım güçlere belli etmiş; bir iş ve aksiyon adamı, rakipleri tarafından keşfedilmiş ise, o devletin derlenip toparlanmasına, o ordunun zafer elde etmesine ve o aksiyon adamının muvaffak olması zorlaşır.
İnsan, kendisine ait gizli şeyleri şurada-burada fâşeylemekten fevkalâde sakınmalıdır. Hele bunlar, çirkin, sevimsiz ve netice itibarıyla da fayda getirmeyen şeyler ise... Zira bu hâl, çok defa dostları utandırıp, düşmanları da sevindirebilecek uygunsuz durumların doğmasına sebebiyet verebilir.
Sîneler, sırlar için birer sandukça olarak yaratılmışlardır. Akıl onların kilidi, irade de anahtarıdır. Bu kilit ve anahtarda arıza olmadığı sürece, sandukçanın içindeki cevherleri kimsenin bilmesine imkân yoktur...
Başkasının sırlarını sana taşıyan birisi, senin sırlarını da başkalarına taşıyabilir. Bu sebeple, öyle densizlerin, en ehemmiyetsiz gibi görünenlere bile vâkıf olmalarına kat'iyen fırsat verilmemelidir.
Sır vardır, ferdi ilgilendirir; sır vardır, aileyi; sır da vardır ki, bütün bir toplum ve milleti... Ferdî bir sırrın fâşedilmesiyle ferdî haysiyet; ailevî bir sırrın açığa çıkmasıyla ailevî haysiyet; topluma ait bir sırrın ifşâ edilmesiyle de millî haysiyetle oynanılmasına fırsat verilmiş olur. Zira sır, sînelerde kaldığı müddetçe sahibi için bir kuvvet olmasına karşılık, başkalarının eline geçince, onun aleyhine kullanılmaya müsait bir silah haline gelir.
Bir prensip olarak, sırrın benimsenmesini gerektiren nice kıymetli işler vardır ki, onu temsil edenlerin sır tutmayışından, o işte bir adım ileriye gidilememiş, hatta bazen müteşebbisler için ciddî rizikolara da sebebiyet verilmiştir. Hele bu iş, milletin hayat ve bekâsıyla alâkalı nazik konulardan ise!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder