17 Ocak 2015 Cumartesi

BURÇLARIN HAYATIMIZA TESİRİ VAR Cübbeli Ahmet Hoca





BURÇLARIN HAYATIMIZA TESİRİ VAR
Cübbeli Ahmet Hoca

Gök ci­sim­le­ri­nin yer­yü­zün­de et­ki­si var­dır. An­cak bu et­ki­yi ge­ze­ge­nin ken­di ba­şı­na yap­tı­ğı­na inan­mak in­sa­nı şir­ke gö­tü­rür. Ya­rat­mak an­cak Al­lah-u Te­âlâ’­ya ait­tir.

Astroloji diye bir ilmin varlığını inkâr edemeyiz. Gezegenlerin birbiriyle yakınlıkları, mesafeleri, seyir takipleri, güneşin ayın burçlarda konaklaması…

Kur’an-ı Kerim’de “Gökte burçlar yaratan Allah, ne kadar bereketi hayrı çok olan bir zattır.” (Furkan Sûresi:61) ayet-i kerimesinde geçer. Kur’an-ı Kerim’de Burûc Süresi var. Burçlar demek.

Astroloji de gök cisimlerinin hareketlerini takip eden bir ilim.

Peki, bu gök cisimlerinin yeryüzünde tesiri var mıdır? Yaratmak ancak Allah-u Teâlâ’ya aittir. Bir gezegen, güneş veya ay fark etmez, “Bu kendi başına bir etki yapıyor.”

diyen kâfir olur. Eskiden cahiliye devrinde Arapların “Falan yıldız bize yağmur yağdırdı. Falan yıldız bize bereketler gönderdi.” gibi itikatları vardı. Bunlar şirktir.

BANA KÂFİR YILDIZA MÜMİN

Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) sabah namazını kıldırdıktan sonra döndüğünde “Rabbiniz ne buyurdu size bildireyim mi? Kullarımdan bir kısmı bana mümin, bir kısmı da kâfir olarak sabahladı. ‘Allah’ın fazlı ve rahmetiyle bize yağmur yağdırıldı.’ diyen bana mümin (iman eden), yıldızları da inkâr edici olarak sabahladı. Kim de: ‘Falanca falanca yıldız sayesinde bize yağmur yağdırıldı.’ dediyse o da bana kâfir (inkâr eden), yıldıza mümin (iman eden) olarak sabaha erdi.” dedi” buyurdu.

Onun için bir insan “Benim iyiliğimi, kötülüğümü, hastalığımı, uğurumu, uğursuzluğumu burcum etkiliyor.” diye inanırsa, direk o yapıyor diye inanırsa kâfir olur. Buraya çok dikkat edelim. Allah’tan gayrı ne güneş, ne ay, ne yıldız hiçbir şey yaratamaz. Hepsi mahlûktur, yani yaratılmış. Yaratılmış ne yaratabilir?!

ALLAH TESİR YARATTI

Öbür meseleye gelirsek. Gökteki burçların, güneşin, ayın, yıldızların yer üzerinde tesiri var mıdır? Yani Allah-u Teâlâ böyle bir tesir yaratmış mıdır? Bu ayrı bir şey şimdi. Ateş yakıyor mu? Esasen ateş yakmıyor. Allah-u Teâla yaktırıyor. Ama Allah-u Teâlâ ateşe yakma tesiri yarattı mı, yaratmadı mı? Yarattı görüyoruz, ateş yakıyor. Suya boğma, bıçağa kesme tesiri verdi. Allah tesir yarattı. Sen desen ki “Ateş kendi kendine böyle yapıyor.” Ateşe tapan Mecusiler gibi olursun.

O zaman kâfir oldun. Ama “Allah ateşte yakma tesiri yarattı.” dersen, o zaman mümin oldun. Çünkü Mevla’nın yarattığını gördün.

Ateşte yanma tesiri yaratan Allah-u Teâlâ gezegenlerde ve burçlarda yeryüzünde bazı olayları etkileme tesiri yaratmış mı?

Yaratmış, bunu görüyoruz. Güneşin etkisini görmüyor musunuz? Mahsullerin güneşin vurduğu yerde yetiştiğini, vurmadığı yerde yetişmediğini görmüyor musunuz? Ayın bile mahsullerde etkisi var. Hatta “Yediğimiz sebze, meyvelerin bazılarının tat oluşumunda yıldızın bile etkisi var.” diyorlar. Yıldızın o kadar uzaktan gelen ışığı bile yediğin sebze, meyvenin tadında tesiri var. Bu tesiri yaratan ancak Allah-u Teâlâ’dır. Medcezirleri görüyoruz. Sular çekiliyor, geri geliyor. Bunlar gökteki olaylarla ilgili.

HZ. ALİ EFENDİMİZ’DE BÖYLE İLİMLER VARDI

Hadis-i şerifte “Süreyya doğduğu (gün doğumunda mayıs ayının ikinci onunda kendisine bakanlara iyice belirdiği) zaman ekinler fesada uğramaktan kurtulur” (Münâvî, Feyzu’l-Kadîr, no:744, 1/511) buyrulmuştur. Süreyya Ülker yıldızı bir topluluktur. Bu da Allah’ın tesiri yarattığını gösteriyor.

Ondan sonra Hazreti Ali Efendimiz için rivayet ediliyor. Ali (Radıyallâhu Anh) gökteki ayın bir veya iki günü kaldığında ya da ay akrep burcuna konduğunda kişinin evlenmesini ya da yolculuğa çıkmasını kerih görmüştür.

HELAL DAİRESİ GENİŞ

Hâlbuki evlenmek helal. Ama bu mekruhluk dinen mekruhluk değil. “Uygun değil. Belki bahtınız açık olmaz.” manasında bir şey.

Bu işte Astroloji’ye giriyor biraz. Bu gibi rivayetler Hazreti Ali Efendimiz’den var. Bunlar haram da değil, mekruh da değil. Çünkü insan her zaman istediğini yapabilir. Helal dairesi geniş. Mübah dairesi geniş. Hazreti Ali Efendimiz’de böyle ilimler vardı.

Cifir ilmi, ebced ilmi gibi... Hazreti Ali Efendimiz’de zuhur eden ilimler diğer sahabelerde yoktu mesela. “Ben ilmin şehriyim, Ali onun kapısıdır.” o yüzden buyruldu.

BU GAYBI BiLMEK DEGiL

Astroloji bir ilimdir. Şimdi hemen programlar yapıp “Hoca uzayı, gezegenleri inkâr etti.” demesinler. Ben ilimdir diyorum. Filimdir demiyorum bakın. Ama her ilim gibi bu ilmin de esasları, kaideleri vardır. Bu ilim esaslı bir şekilde mütalaa edilirse gezegenlerin birbirine yaklaşmasında ve uzaklaşmasında ne gelişir, neler oluşur? Bu gibi şeylerin yer üzerinde etkisi var mıdır?

DEVREYE SEBEP GİRİYOR

Allah-u Teâlâ’nın yaratmasıyla vardır. Hakikaten bu işin ilmini yapmış bir adama gidersen, bu adam da sana “Bu sene şu olabilir, şu olmayabilir. Sen ticaretten sakın.” derse ve bu da çıkarsa sen de burada “Adam gaybı bildi.” demeyeceksin. Bu gaybı bilmeye girmez. Çünkü hesaba kitaba dayalı. Mesela Allah-u Teâlâ “Ana rahmindekini kimse bilmez.” buyuruyor. Ama şimdi çıkmış ahmağın biri ultrasondan bildim diyor. Doktor da olsa ahmak olabilir. Sen şimdi affedersin erkeğin bilmem nesi belirmiş, orada görülüyor. Onu nenem de bilir görse. Sana Allah-u Teâlâ “Su halindeyken bilemezsin.” diyor. “Daha cinsel organı meydana çıkmadan bilemezsin.” diyor sana. Yoksa bir alet ile bildikten sonra sebep girdi devreye. Sebep girdikten sonra gayb olmaz. Gayb görünmeyene derler. Seninki şehadet oldu. Çünkü görünen şey şehadettir. Şahitsin, görgü tanığısın.

HESAPLA GEZİYORLAR

Mesela “Şu tarihte ay tutulması olacak.” yazıyor takvimde. Oluyor mu o tarihte? Bir sene öce yazılmış olmasına rağmen oluyor. Bu hesaba girer. Çünkü “Güneş ve ay rastgele değil hesapla geziyorlar.” (Rahman Sûresi:5) diyor Kur’an-ı Kerim. Çünkü Mevla güneş ve ay sistemini hesaba göre yaratmış. O hesabı da bilen adam iki kere ikinin dört ettiği gibi bulur. Bu kadar ilim varken senin Astrolojiyle uğraşıp da “Başıma neler gelecek?” diye tespit etmene hiçbir lüzum yoktur. Uygun da değildir.

DiNDE YERi YOK

“Şu burçta olanın şu burçla evlenmesi uygundur. Şu burçla şu burç anlaşamaz.” Gazetelerde böyle şeyler yazıyorlar. Astroloji bilginleri diye çıkıyorlar. Bunların astroloji bilgisi ne kadar var, ne kadar yalan, ne kadar yanlış biz bilemeyiz. Ama bunun haramlık, helallik, mekruhluk bakımından dinde yeri yoktur. “Bu kızın burcu şu, benim burcum bu. Benim bunla evlenmem helal midir?” Ne alakası var İslam’a göre.

BU ÖZEL MERAK

Fıkha göre evlenmem helal olan daireden ise burcu ne olursa olsun İslam bununla ilgilenmez. Senin bununla evlenmen caizdir. Dinde bu konuda bir şey yok. “Burcuma göre şu gün bana uğursuz geldi. Ben bugün çıkmasam, işe gitmesem.” Böyle bir şey yok İslam’da. Veyahut “Şu uğurludur. Ona rağbet edeyim. İlla bu işi göreyim. Bunda bana fayda var.” Nerden çıktı? “Burcumun hesabından çıktı.” Bunların İslam’da yeri yok. Yani helaldir, haramdır, mekruhtur açısından fıkhi bir yeri yok. Bu özel merak, ilgi alanına girer.

ŞU ANKi ASTROLOJi NE KADAR SAĞLAM

“Burcuma göre bugün benim ticaretim iyi gitmeyecek. Ben bugün alım-satım yapmayayım. İşe gitmeyeyim.” derse bir adam fıkha göre bir mani yok. Sen işine gidebilirsin, ticaret yapabilirsin. “İçime sinmiyor. Evhamlandım ben evde oturacağım.” Otur, o da caiz. İslamiyet sana illa da git o gün alışveriş yap demiyor. O da farz değil. Namaz değil, abdest değil. Şu andaki Astroloji de ne kadar sağlam? Hazreti Ali’nin o dönemdeki âlimlerin hesapları yok ki.

UYGUN DEĞİL

Şimdikiler neye göre o hesapları yapıyor onun hakkında da bilgim olmadığı için bir şey diyemiyorum. Gazetelerde fal gibi çıkan astrolog hesaplarının Hazreti Ali Efendimiz ’den, o zaman ki büyüklerden intikal eden gerçek ilimlerle ne kadar mutabakatı vardır? Yoksa bunlara ne kadar uydurma hurafe, veriler girmiştir? Benim bunu tespit edecek ilmim ve durumum olmadığı için şu andaki gazete burçlarıyla hareket etmenin hiç uygun olmadığını düşünüyorum.

AZiZ BAŞKAN TAKILIRDI

Bize de burçta çıkıyordu. Aziz Başkan takılıyordu bana. Pazar günü biz hapishanedeyiz. Cumartesi-Pazar ziyaretçi olmuyor. Burca bakıyorlar. Aziz Başkan “Hoca senin burcuna baktık. Çoluk çocuğunla iyi bir kahvaltı yapacakmışsın.” diyor. Yahu ne saçma bir şey. Bari yaparken hapishanede adam olabilir diye düşünün de onu da göz önünde bulundurun. Nerede aile?! Ziyaretçi bile yok. Dolayısıyla atıyorlar, ya tutarsaya gidiyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı