7 Ocak 2011 Cuma

KALEM SURESİ 11.AYETİ KERİME,M. Pickthall (English) Detractor, spreader abroad of slanders?



هَمَّازٍ مَشَّاءٍ بِنَمِيمٍ



kötüleğen, söz götürüp getiren, (68/11)
M. Pickthall (English)

Detractor, spreader abroad of slanders? 
TABERİ TEFSİRİ
10-14- Ey Muhammcd, çok yemin eden, alçak, çok kınayan, çokça koğuculuk eden, hayırı durmadan engelleyen, saldırgan, çok günahkar, pek katı kalbi bunlarla birlikte soysuz olan hiçbir kimseye, mal ve çocuk­ları var diye sakın itaat etme.

Allah teala bu âyet-i kerimelerde, Resulullaha şu kimseleri dinlememe­sini ve onlara, mal ve çocukları var diye itaat etmemesini emretmektedir.
Onlar şunlardır:
"Çok yemin eden alçak." Buradaki (Çok yemin eden"den maksat, "Ya­lan yere çokça yemin eden" demektir. "Alçak"tan maksat ise, Abdullah b. Ab-bas'a göre "Yalan söyleyerek kendisini alçak düşüren demektir. Mücahid'e göre, âciz, Katade'ye göre ise, "Çokça şer işleyeşidir.
Çok kınayan, çokça koğuculuk eden: Buradaki "Çokça kınayan" ifade­sinden maksat, Abdullah b. Abbas ve Katade'ye göre "Çokça gıybet edip âdeta müslümanlarnı etini yiyen, İbn-i Zeyd'e göre ise "İnsanları dürtükleyen, çimdikleyen ve onları döven" demektir. "Çok koğuculuk eden" cümlesinden maksat ise, Katade'ye göre "İnsanların bazılarının sözlerini alıp diğerlerine götüren." Abdullah b. Abbas'a göre ise: "Yalan sözler gezdiren" dir.
Kelbi, "Çok koğuculuk yapan" kişiden maksadın, Ahnes b. Şerik adında­ki kişi olduğunu söylemiştir.
Peygamber efendimiz, bir hadis-i şerifinde:
"Koğuculuk yapan cennete giremez." buyurmuştur.”[11]
Peygamber efendimiz, kabir azabı çeken iki kimse için şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz ki bunlar azap görüyorlar. Bunlar, büyük bir günahtan dolyi azap görmüyorlar. Bunlardan biri kendisini idrardan sakındırmıyordu. Diğer ise koğuculuk yapıyordu."[12]
"Hayırı durmadan engelleyen, saldırgan, çok günahkar." cümlesin­deki "Hayrı çokça engelleyen" ifadesinden maksat, "Cimri olan ve üzerine dü­şen haklan yerine getirmeyen." demektir. "Saldırgan"dan maksat, "İnsanların üzerine saldıran ve Allah'ın koyduğu sınırlan çiğneyerek haramlara düşen" de­mektir. "Çok günahkar"dan maksat ise "Rabbine karşı günah işleyen ve haram yiyen" demektir.
Pek katı kalbli, bunlarla birlikte soysuz olan: Cümlesindeki "Pek katı kalbli" diye tercüme edilen "Utullin" kelimesinden maksat,
"Katı, sert, sıhhatli, dolgun vücutlu kimsenin kendisine dokunamadığı kişi" de­mektir.
Resulullah (s.a.v.)e kelimelerinin manaları sorulduğunda Resulullah: *
"O, vücudu kuvvetli, sağlam, çok yiyen, çok içen, yiyecek içecek bulan, insanlara çokça zulmeden ve kamı geniş olan"dır." buyumıuştur.[13]
Vehb ez-Zimari diyor ki: "Gök ve yer şu adama ağlar ki, Allah onun vü­cudunu mükemmel yaratmış, kamını geniş yapmış ve ona dünya nimetlerinden ısınp yiyeceği nimetler vermiş sonra da o kişi, insanlara karşı zulmeder olmuş­tur. İşte bu demektir. Ubeyd b. Umeyr diyor ki: "çok yiyen, çok içen, çok kuvvetli olan kimsedir. Böyle kimselerin âirette bir arpa tanesinin ağırlığı kadar sevabı olmayacaktır.Mülkün sahibi olan Allah, bunlardan yetmiş bin tanesini bir defada cehenneme dolduracaktır.
Abdullah b. Abbas'a göre katı bir şekilde münafık olandır. Mücahid'e göre şerri çok şiddetli olandır. İkrime'ye göre kâfir ve sinsi olan dernektir. Hasan Basri ve Katade'ye göre ise hayasız, edepsiz ve sinsi olan demektir.                                       
Âyette geçen ve "Soysuz" diye tercüme edilen kelimesi çeşitli şekillerde izah edilmiştir. Abdullah b. Abbas, Said b. el-Müseyyeb, Said b. Cübeyr ve Mücahid'den nakledilen bir görüşe göre bu kelimeden maksat, bir kavimden olmadığı halde o kavme yamanan ve o kavimden biriymiş gibi kabul
edilen kimsedir.
Dehhak ve İkrime'nin, Abdullah b. Abbas'tan naklettiği diğer bir görüşe göre ise kelimesinden maksat, koyunların boynunda görülen küe ve etten meydana gelmiş, sarkan küpe gibi et ben'i bulunan demektir. Buna göre âyette anlatlan bu kâfirin boynunda ya gerçekten bir et beni bulunmakta ve bu­nunla tanınmaktaydı, yahut da, koyunların o et kiipeleryle tanındıkları gibi bu kâfir de kendisini tanıtan baz ta I amellere sahipti.
Said b. Cübeyr'in, Abdullah b. Abbas'tan naklettiği diğer bir görüşe göre ise kelimesinden maksat, kendisinden şüphelenilen şerli bir kim­sedir.
Ali b. Ebi Talha'nın, Abdullah b. Abbas'tan naklettiği diğer bir görüşe gö­re kelimesinden maksat, "Çokça zulmeden" demektir.
Şehr b. Havşeb'den nakledilen diğer bir görüşe göre kelime­sinden maksat, kaba, sert, çok haram yeyip içen" demektir.
Ebu Rezin'e göre kelimesinden maksat, kâfirlik alameti de­mektir. Mücahid diyor ki: "Koyunlar küpeleriyle tanındıkları gibi kâfirler de bu sıfatla tanınırlardı." İkrime'ye göre ise içten pazarlıklı demektir. Ebu Rezin'den nakledilen diğer bir görüşe göre' ise kelimesinden maksat, "Facir kimse" demektir.
Buhari, Mücahid'in, Abdullah b. Abbas'tan  âyeti hakkında şöyle dediğini rivayet etmektedir:
"Bu, Kureyşten bir adamdı. Bunun boynunda koyunların boynunda bulu­nan et küpesi gibi, etten bir ben vardı."[14]
Âyet-i kerimenin "Mal ve çocukları var diye sakın ona itaat etme" bölü­mü, kıraat (okunuş) farklılıklarına göre çeşitli şekillerde izah edilmiştir. Mealde bir kıraat şekli tercih edilmiş ve ona göre tercüme yapılmıştır. Diğer bir kıraat şekline göre, âyet başka iki şekilde daha izah edilmiştir. Bunlardan biri "Böyle olan kimse mal ve oğullar sahibi olduğu için mi kendinise âyetlerimiz okundu­ğunda, "Bunlar öncekilerin efsaneleridir." diyor." şeklindedir. Ve bu sıfatların sahibi olan kişi kınanmaktadır. Diğer izah şekli ise "Bu sıfatların sahibi olan ki­şi mal ve oğullar sahibi olduğu için mi sen ona itaat ediyorsun?" şeklindedir ve itaat eden kınanmaktadır.[15]
kaynaklar
[11] Buharı, K.el-Edeh, bab: 50/Müslim, K. el-Iman, bab: 169-170, Hadis no: 105
[12] Buharı, K.el-Vudu' bab: 55/Muslim, K.eİ-tman, bab: 115, Hadis no: 292
[13] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.4, S.227
[14] Buhari, K/Tefsir el-Kur'an, Sure: 68, bab: I
[15] Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, Hisar Yayınevi: 8/386-390.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Boşanma Hakkında Detaylı Bilgiler