Hz. Cüveyriye Binti Haris (R.Anha)
Hz. Cüveyriyye, benî Mustalak kabilesi reisi Haris bin Dırar'ın kızıdır. Hicretin beşinci yılında yapılan Benî Mustalak (veya Müreysî) savaşında esir alınmış, babası da kaçmıştı. Kabilesinden de 600 kişi esir düşmüştü. Esirlerin arasında bulunan Cüveyriyye'yi kurtarmak için, babası Haris, bir sürü deve getirdi.
Bunların içinde çok iyi cins oîan iki deveyi kıyamayıp, şehir dışında sakladı. Haris, Resul-i Ekremin huzuruna geldiğinde, Rasûlüllah efendimiz buyurdu ki:
“Falan yerde sakladığın iki deveyi de getir!” Haris, bu duruma çok şaşırıp dedi ki:
Şehadet ederim ki, Allahtan başka tapılacak, kulluk edilecek hak bir mâbud, ilâh yoktur ve sen Onun elçisisin. Allahü teâlâya yemin ederim ki, Allahtan başka kimsenin bundan haberi yok idi.
Böylece iki oğlu ve kabilesinden birçok insanla beraber müslüman oldu. Resulullah efendimiz develeri alıp, Hâris'e kızını geri verdi. Babası, ağabeyleri ve kabilesinden birçok insandan sonra, Cüveyriyye de müslüman oldu.
Müslüman olan Cüveyriyye'yi Rasûlüllah efendimiz babasından isteyip, kendilerine nikahladılar ve 400 dirhem mehir takdir ettiler.
Ashab-i Kiram, Rasûlullahın Hz. Cüveyriyye'yi nikahladığını duyunca, dediler ki:
“Biz Rasûlüllahın ailesinin, annemizin akrabalarını, hizmetçi, köle olarak kullanmaktan haya ederiz.”
Bu hâl yüzlerce esirin azat olmasına, serbest bırakılmasına vesile oldu. Hz. Cüveyriyye bu hâli söyleyerek her zaman övünürdü. Bu ciheti takdir eden Hz. Aişe demiştir ki:
“Ben Cüveyriyye kadar kavmine hayrı dokunan kadın görmedim.”
Hz. Cüveyriyye, çok ibadet ederdi. Peygamber efendimiz onun yanma geldiklerinde, onu çok zikreder, kelime-i tevhid söyler bulurdu.
Hz. Cüveyriyye şöyle anlatır: "Bir sabah ibadetle meşgul idim. Rasûlüllah uğradığında, sübhânallah, sübhânallah diye zikir çekiyordum. Rasûlullah bir ara dışarı çıktı. Öğle üzeri tekrar geldiler ve yine ben aynı zikir ile meşgul idim. Buyurdular ki:
“Sen hep böyle mi yaparsın?”
“Evet.”
“İstersen sana birkaç kelime öğreteyim de, bu kelimeleri söyleyesin.”
Şu duayı öğretti ve üçer defa tekrarlamamı söyledi: “Sübhânallahi adede halkıhi. Sübhânallahi zînete Arşihi. Sübhânallahi ridâ nefsihi. Sübhânallahi midâde kelimâtihi.”
Hz. Cüveyriyye 576 yılında Medine'de vefat etmiş, Bakî kabristanına defnedilmiştir. [122]
Hz. Cüveyriyye, benî Mustalak kabilesi reisi Haris bin Dırar'ın kızıdır. Hicretin beşinci yılında yapılan Benî Mustalak (veya Müreysî) savaşında esir alınmış, babası da kaçmıştı. Kabilesinden de 600 kişi esir düşmüştü. Esirlerin arasında bulunan Cüveyriyye'yi kurtarmak için, babası Haris, bir sürü deve getirdi.
Bunların içinde çok iyi cins oîan iki deveyi kıyamayıp, şehir dışında sakladı. Haris, Resul-i Ekremin huzuruna geldiğinde, Rasûlüllah efendimiz buyurdu ki:
“Falan yerde sakladığın iki deveyi de getir!” Haris, bu duruma çok şaşırıp dedi ki:
Şehadet ederim ki, Allahtan başka tapılacak, kulluk edilecek hak bir mâbud, ilâh yoktur ve sen Onun elçisisin. Allahü teâlâya yemin ederim ki, Allahtan başka kimsenin bundan haberi yok idi.
Böylece iki oğlu ve kabilesinden birçok insanla beraber müslüman oldu. Resulullah efendimiz develeri alıp, Hâris'e kızını geri verdi. Babası, ağabeyleri ve kabilesinden birçok insandan sonra, Cüveyriyye de müslüman oldu.
Müslüman olan Cüveyriyye'yi Rasûlüllah efendimiz babasından isteyip, kendilerine nikahladılar ve 400 dirhem mehir takdir ettiler.
Ashab-i Kiram, Rasûlullahın Hz. Cüveyriyye'yi nikahladığını duyunca, dediler ki:
“Biz Rasûlüllahın ailesinin, annemizin akrabalarını, hizmetçi, köle olarak kullanmaktan haya ederiz.”
Bu hâl yüzlerce esirin azat olmasına, serbest bırakılmasına vesile oldu. Hz. Cüveyriyye bu hâli söyleyerek her zaman övünürdü. Bu ciheti takdir eden Hz. Aişe demiştir ki:
“Ben Cüveyriyye kadar kavmine hayrı dokunan kadın görmedim.”
Hz. Cüveyriyye, çok ibadet ederdi. Peygamber efendimiz onun yanma geldiklerinde, onu çok zikreder, kelime-i tevhid söyler bulurdu.
Hz. Cüveyriyye şöyle anlatır: "Bir sabah ibadetle meşgul idim. Rasûlüllah uğradığında, sübhânallah, sübhânallah diye zikir çekiyordum. Rasûlullah bir ara dışarı çıktı. Öğle üzeri tekrar geldiler ve yine ben aynı zikir ile meşgul idim. Buyurdular ki:
“Sen hep böyle mi yaparsın?”
“Evet.”
“İstersen sana birkaç kelime öğreteyim de, bu kelimeleri söyleyesin.”
Şu duayı öğretti ve üçer defa tekrarlamamı söyledi: “Sübhânallahi adede halkıhi. Sübhânallahi zînete Arşihi. Sübhânallahi ridâ nefsihi. Sübhânallahi midâde kelimâtihi.”
Hz. Cüveyriyye 576 yılında Medine'de vefat etmiş, Bakî kabristanına defnedilmiştir. [122]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder