Ashab-ı Kiram Ümmetin Usûlüdür (ÖRNEĞİDİR)
Kur'an-ı Kerîm'e nisbetle Rasûlullah (sav), ümmete nisbetle ashâb-ı kiram usûldür. Bazı ilim dallarında usûl, o ilim dalının anlaşılması, kavranması ve yaşanması için nasıl "olmazsa olmaz" bir nitelik taşıyorsa, aynı şekilde ümmet-i Muhammed'in kendine özgü özellikleriyle algılanması ve varlığını sürdürebilmesi de ilk örnek İslâm nesli olan sahabe ile ilişkilerinde ne ölçüde onlara layık davranışlar sergilediği ile ölçülür. Bu nedenle sahabelerin konumunu belirleyen, kıvamım gözler önüne seren hadisi şerifler, onların hukukunu tayin ve tesbit eden deliller gibi gözükse de aslında tüm müslümanların durumlarını tayin ve ilan etmektedir. Abdullah b. Muğaffel (R.a.), Rasûlullah (sav)'in şöyle dediğim rivayet ediyor:
"Ashabım hakkında Allah'a karşı saygılı olun, Allah'tan korkun. Benden sonra onları sakın hedef almayın. Onları seven beni sevdiğinden dolayı sever; onlara kin besleyen bana kin beslediğinden ötürü kin besler. Onları üzen, beni üzmüş olur. Beni üzen ise, Allah'ı incitmiş demektir. Kim de Allah'ı incitirse, çok geçmez Allah onu cezalandırır.” [59]
Rasûlullah (sav)'in "Benden sonra ashabımı hedef edinmeyin" uyarısı, kimi sahabelere hitaben söylen de olsa, onların şahsında ümmetin gelecek nesillerine yönelik bir ikazdır. Söz ve davranış olarak sahabeleri hedef edinmenin bilinçli bir müslümana yakışmayacağını açıkça ilan etmektedir.
Ashâb-ı Kiram; gerek Daru'l İslam'da olsun ve gerekse Daru'l Harb de olsun, İslâm ümmetinin mutlak örnek ve önderi Rasûlullah (sav)'in hayatının tercümesi, Tevhid mücadelesinin abidesi ve bir kaynak hazinedir.
Ashâb-ı Kiram; Nebi (sav) ile ümmeti arasında vasıtadır. Din-i İslâm'da; Kur'an-ı Kerîm'in ayetlerini öğrenmek için Hz. Peygamber (sav)'in hadis-i şeriflerine; Hz. Peygamber (sav)'in hadis-i şeriflerini öğrenmek için de Ashâb-ı Kirâm'a müracaat etmek, "Usûlü'd Din" in temelini teşkil eder. Bu münasebetle diyoruz ki; Ashâb-ı Kiram'ı reddetmekle, İslâm dinini reddetmek eşdeğerdir. [60] Bu konuda İslâm alimlerinden İmam Tahavi (Rh.a.) şöyle diyor; "Ashâb-ı Kiram'ı sevmek; dindir, imandır ve ihsandır. Ashâb-ı Kiram'a buğz etmek ise; nifak ve tuğyandır.” [61]
Sahabe dostluğunun temelinde Peygamber dostluğu, sahabe düşmanlığının arkasında da peygamber düşmanlığı yatmaktadır. Bu nedenle sahabelere yönelik söylem ve eylemlerde Allah'tan korkmak, prensipli, ölçülü ve edepli davranmak, iman ve ümmet şuurunun gereğidir.
Ashâb-ı Kiram; İslam'ı anlama ve uygulama hususunda, yaşama ve yayma meselesinde İslâm ümmetinin hayat modelidir. Ashâb-ı Kiram olmadan Rasûlüllah (sav)'i örnek ve önder edinmek mümkün değildir. Çünkü Rasûlüllah (sav)'in sünnetini ve siretini bize ulaştıranlar onlardır. Dolayısıyla Rasûlüllah (sav)'in ashabı ve cemaatı her ne itikad üzere iseler İslâm ümmeti de o itikad üzere olmalıdır ve onların hayatlarından kendi hayatına izler taşımalıdır. Aksi halde İslâm ümmeti İslâm ümmeti olmaktan çıkar.
KAYNAKLAR
[59] Tirmizi, Menakıb: 59; El- Müsned/Ahmed b. Hanbel,C:4, Sh:87.
[60] Hizbullah/İslamî Hareket Fıkhı/Mustafa Çelik, C:2, Sh: 59-63, İst/1991.
[61] Akidetü Ehl-i Sünneti ve'i Cemaati/İmam Tahavi,Sh: 24, Mekke/ty.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder