2698 - Abdürrahim Fetvalarından: "Senin tarafından vekil olayım mı?" diyen kimseye "Nasıl bilirsen öyle yap" cevabını verse vekil nasbedilmiş olur" (H.Ec. 2/50)
2699 - Abdürrahim Fetvalarından: "Hasım, vekilin vekâletini kabul ettikten sonra dönüp "Ben senin vekâletini kabul etmem, asıl gelsin, onunla mürafaa olacağım" diye iddiada bulunamaz" (H.Ec. 2/50)
2700 - Behce Fetvalarından: "Satın almaya vekil tayin olunan kimse, aldığı malı müvekkile teslim etmek üzere getirirken, teslim etmezden önce, kendisinin tecavüzü olmaksızın zayi olsa vekil değil, müvekkil üzerine olur" (H.Ec. 2/50)
Açıklama: Fetvada görülen "Vekilin tecavüzü olmaksızın ifadesi, kasti zararı dışarda bırakmaktadır. Bu itibarla vekil kasten o malı zarara uğratsa, tazminle mükellef olur. Ancak, hata ve elde olmayan sebeple vaki olan zararlar müvekkile raci olur.
2701 - Behce Fetvalarından: "Satışa vekil olan kimse, satılması gereken malı kendi şahsı için satın alsa, caiz olmaz. Ancak müvekkil tarafından söylenmiş bulunan fiyat üzerinden başkasına satıp, daha sonra o şahıstan satın alacak olsa sahih olur" (H.Ec. c. 2/50)
Açıklama: Vekil, satışla mükellef tutulduğu bir malı kendi alacak olsa, o şeyi hakiki değerinde satmamış veya kendi menfaatini düşünmüş olma şaibesi altına girer. Böyle bir töhmeti yüklenmemek için, müvekkilin malını kendi adına satın alamaz, almamalıdır.
2702 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zarar verme kastı ile tayin olunan vekil kabul olunmaz. Fakat zarar verme kastı bulunmayan vekil muhasım tarafından rızasını almaksızın kabul olunur" (H.Ec. c. 2/50)
Açıklama: İslâmiyet, kimsenin kimseye zarar vermesine müsaade etmemiştir. "Müslüman, elinden ve dilinden Müslümanların selâmette olduğu kimsedir" mealindeki Hadis-i Şerif, bu hususu gün ışığına çıkarmaktadır. Bu itibarla bir şahsın ne asaleten ne de vekâleten diğer bir kimseye zarar vermesi İslâmi ölçülerle bağdaştırılamaz.
Karşı tarafa zarar versin diye nasbedilecek vekil, kaza mercii tarafından kabul olunmaz. Böyle bir kastı olmayan vekili, sırf hasım tarafın iddiasına dayanarak kabul etmemek de doğru değildir.
2703 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Satın almaya vekil tayin olunan kimse, satın alıp da müvekkiline teslim ettiği şeyin ayıbı ortaya çıktığında vekile geri verilse, vekil de satıcıya iade eder" (H.Ec. 2/52)
2704 - Feyziye Fetvalarından: "Tahsil etmeye vekil kılınan şahsın elinde toplanmış bulunan paradan, müvekkilinden alacaklı bulunan kimse isteyip almaya güçlü olmaz" (H.Ec. 2/53)
2705 - Netice Fetvalarından: "Dava etmeye vekil tayin edilen kimse, sulh yetkisine sahip değildir" (H.Ec. 2/52)
2706 - Netice Fetvalarından: "Mutlak bir ifade ile satışa vekil tayin edilen kimse, satılacak olan malı belirli bir müddette ödenmek üzere, veresiye olarak satsa, müvekkil, veresiye satışı bahane ederek, satışı bozmaya güçlü olmaz" (H.Ec. c. 2/51)
Açıklama: Malın sahibi, vekâlet verirken, peşin satma şartını ileri sürmeksizin bir kimseyi vekil tayin edince, ona geniş mânâda bir salâhiyet tanımış olur. Daha sonra, vekilin veresiye satışını bahane ederek satışı feshedemez.
2707 - Netice Fetvalarından: "Satışa vekil olan şahıs, satılan malın bedelini kendi alıp ansızın vefat etse, bıraktığı maldan ödetilir" (H.Ec. 2/51)
Açıklama: Ani olarak vefat etmesiyle aldığı satış bedeli, üzerinde kalmış olacağından, müvekkilin hakkı zayi olmasın diye, ölen vekilin terekesinden ödenmesi gerekir.
2708 - Ali Efendi Fetvalarından: "Davaya bakmakla vazifeli bulunan vekil, hasmı ibraya güçlü ve salahiyetli olmaz" (H.Ec. 2/51)
2709 - Ali Efendi Fetvalarından: "Mutlak olarak vekil, alacak toplamaya da vekil olup, alıp toplamayı anması gerekli değildir" (H.Ec. 2/51)
2710 - Behce Fetvalarından: "Zeyd, iki kimseyi birden işlerini görmeye vekil tayin etse, diğerinin bulunmadığı bir sırada ikisinden birinin tasarrufta bulunması sahih olmaz" (H.Ec. 2/51)
2711 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Alacak toplamaya ve hak sahiplerine vermeye vekil tayin edilmiş kimsenin müvekkiline ait olarak elinde olan paradan, müvekkilden alacaklı bulunan kimse hakkını isteyip almaya güçlü ve haklı olur" (H.Ec. 2/51)
2712 - Abdürrahim Fetvalarından: "Borç almaya vekâlet vermek sahih olmaz (H.Ec. c. 2/51)
Açıklama: Bir kimse, borç isteyeceği kimseden bizzat kendisinin talep etmesi gerekir. Bu hususla ilgili senet ve şahitlerin tesbit ve tanzimi asalet yolu ile yapılır. Bu sebeple araya vekil koyarak bir kimseden borç talebinde bulunmak doğru değildir.
2713 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd isimli şahıs, karısına vekâleten bir miktar para tahsil etse, sonunda, "Ben o parayı ev ihtiyaçlarına sarf ettim" diyerek vermemeye kadir olmaz" (H.Ec. 2/52)
Açıklama: İslâm dini, mülkiyet hakkına dokunulmazlık hükmü getirmiş bulunmaktadır. Bu itibarla herkes kendi malında İslâmi ölçüler dahilinde tasarrufta bulunabilir. Başka bir kimse, bu hakkı sınırlayamaz ve engelleyemez. Erkek, zevcesinin malını, kendine mal edip yiyemez. Kadın, malını icara verebilir ve gelirini kendi elinde bulundurup, şahsi ihtiyaçlarına harcayabilir. Kadın tarafından vekâlet verilmedikçe kocası onun malında, kendi malı gibi tasarrufta bulunamaz.
2714 - Netice Fetvalarından: "Müvekkil tarafından azl edildiğine dair haber, vekile ulaşasıya kadar, vekilin vekâleten yapacağı tasarruflar sahih olur" (H.Ec.c. 2/55)
Açıklama: Vekâletin son bulması, azl edildiğine dair haberin vekile ulaşması ile tamam olur. Bu haber gelmedikçe vekâlet salâhiyeti devam eder.
2715 - Abdürrahim Fetvalarından: "Müvekkil, (alacağını) isteyip almaya vekil tayin ettiği kimseye hitaben, "Alacağımı tahsil edinceye kadar masraf yaparsan ben vereyim" demiş olsa, vekil yaptığı masrafı müvekkilden almaya kadir olur" (H.Ec.2/52)
2716 - Netice Fetvalarından: "Dilediğin kimseye sat, diye mutlak mânâda vekil tayin olunan kimse, satılacak olan malı, oğluna satsa sahih ve geçerli olur" (H.Ec. 2/54)
Açıklama: Vekilin, müvekkilinin malını kendi oğluna satma salâhiyeti, "Dilediğin kimseye sat" diye verdiği vekâletle meşru olmuştur. Aksi halde o malı kendi oğluna satması caiz olamaz.
2717 - Feyziye Fetvalarından: "Zeyd'in karısı, bir kimseyi vekil yapmak suretiyle, bazı eşyasını satmış olsa, kocası "Ben razı değilim" diyerek satışı bozmaya hukuki gücü olamaz" (H.Ec. c. 2/56)
Açıklama: Evli bir kadın, malında dilediği şekilde tasarrufta bulunabilir. Tarlasını, dilediği kimseye icara verebilir. Münasip bir kimseyi vekil tayin ederek, istediği bir malı sattırabilir. Kocası onun bu gibi tasarruflarına engel olamaz. Zira evlilik, kadının bazı hareketlerini sınırlar ise de malında tasarruf etmesine mani değildir. Kocası, "Benim haberim yoktur" diyerek veya "Ben razı olmadıkça zevcem malını satamaz" iddiasında bulunarak kadının mülkiyet hakkına ve malında dilediği şekilde tasarrufta bulunmasına engel olamaz.
2718 - Netice Fetvalarından: "Zeyd, Amr'ın hayvanlarının yiyeceklerini, Amr'ın emr ve havalesi ile kendi malından sarfedecek olsa, yaptığı sarfiyatı Amr'dan almaya kadir olur" (H.Ec. c. 2/57)
2719 - Netice Fetvalarından: "Amir'in emriyle sarf olunan şeylerde emri veren şahıs pişman olsa geri dönemez" (H.Ec. 2/57)
Açıklama: Vekil, müvekkilden aldığı emir üzerine gerekli hizmeti yerine getirdikten sonra, müvekkilin pişmanlık duyması bir kıymet ifade etmez. Çünkü vekil, onun isteği üzerine bir hizmet görmüş ve birtakım masraflarda bulunmuştur. Yaptığı masrafların tamamını müvekkilden alır. "Ben öyle demiştim, ama sonradan pişman oldum" demesi, vekile olan borçları ödemesine engel teşkil etmez. Pişmanlık duygusu, emrettiği işin yapılmasından önce olursa ve o işi gördürmekten vazgeçtiğini vekile duyurursa, vekil azledilmiş, müvekkil de masraftan kurtulmuş olur. Aksi halde yaptırdığı işin sarfiyatını ödemesi gerekir.
2720 - Abdürrahim Fetvalarından: "Vekâlet yolu ile satın alınan şeyi müvekkil görüp kabul ettikten sonra pişman olup vekile iade etmeye güçlü olmaz" (H.Ec. 2/54)
2721 - Abdürrahim Fetvalarından: "Herhangi bir fiyata satmak üzere vekil tayin olunan kimse, dellâl vasıtasıyla malı satsa, daha sonra mal sahibi "Noksanına sattın, farkı sana ödetirim" diyemez" (H.Ec. c. 2/56)
Açıklama: Müvekkil, her kaça olursa satmaya izin vererek vekil tayin ettikten sonra, artık vekile bir zarar iddiası ile
ödetme teklifinde bulunamaz.
2722 - Feyziye Fetvalarından: "Zeyd, bir mülkünü bir şahsa vekâlet vererek satıp sonra vefat etmiş olsa, varisleri satışı bozmaya muktedir olamazlar" (H.Ec. c. 2/56)
Açıklama: Asil hayatta iken, vekilin yapacağı satışı, varislerin bozmaya yetkileri yoktur.
2723 - Feyziye Fetvalarından: "Vekil vasıtası ile satılan bir şeyin parasını, müşteri mal sahibine verse, vekil müşteriden istemeye muktedir olamaz" (H.Ec. c. 2/56)
Açıklama: Müşteri, borçlu bulunduğu parayı malın sahibine ödemiş olunca vekil "İlle bana ödeyeceksin" diye bir ısrarda bulunamaz. Zira para ödenmiş ve mal sahibinin eline geçmiş olunca, başkaca yapılacak bir iş kalmamış olur.
2724 - Ali Efendi Fetvalarından: "Mirasçılardan biri, murisinin borcunu kendi malından ödese, kalan maldan almaya güçlü ve haklı olur" (H.Ec. 2/57)
2725 - Ali Efendi Fetvalarından: "İki ortak, mallarını satmaya, bir şahsı vekil tayin etseler, o da dengi bir fiyatla vekâleten satsa, adı geçen ortaklar pişman olup dönüş yapamazlar" (H.Ec. 2/58)
2726 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, mülkü olan evdeki hissesini satıp parasını hayırlı bir yöne vakfetme işine Amr'ı vekil kılsa, sahih olur (H.Ec. 2/56)
2727 - Feyziye Fetvalarından: "Zeyd, parasını verip, Amr'ın vekâleti ile satın alınan şey kendisine teslim olunmazdan önce Zeyd ve Amr vefat etseler, Zeyd'in mirasçıları o şeyi Amr'ın varislerinden almaya güçlü olurlar" (H.Ec. 2/56)
2728 - Feyziye Fetvalarından: "Zeyd, başka bir memlekette bulunan ve kendisine borçlu olan şahsa mektup yazıp borcunu falan kimseye ver dese, o da verdikten sonra bahsi geçen şahıs firar etse, Zeyd, borçludan tekrar para almaya güçlü olmaz" (H.Ec. 2/56)
2729 - Netice Fetvalarından: "Zeyd adındaki şahıs, vasisi olduğu küçük çocuğun nafakasını, Amr'a emr ve havale edip, o da kendi malından çocuğun ihtiyaçlarına sarf etse, yaptığı masrafları alır" (H.Ec. c. 2/57)
2730 - Netice Fetvalarından: "Borç tahsil etmeye vekil tayin edilen şahıs, aldığı paranın bir miktarı elinde bulunurken zayi olsa, zarar vekile ait olup, müvekkile râci olmaz" (H.Ec. 2/58)
2731 - Netice Fetvalarından: "Vekil, müvekkilin izni olmaksızın, malın bedelinden bir miktarını müşterinin ödeyeceği paradan düşecek olsa, vekilin o parayı ödemesi lâzım gelir" (H.Ec. 2/58)
Açıklama: Vekil, mal sahibinden izin almadan, malın bedelinden bir miktarını indirmeye salahiyetli değildir. Bu sebeple, yetkisinin dışında bir tasarrufta bulunması halinde, müvekkilin zararını vekilin tazmin etmesi gerekir.
2732 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, karısının evinde ve onun isteği üzerine bir şey bina etse, yaptığı o şey (ilave bina) karısına ait olur" (H.Ec. c. 2/57)
Açıklama: Malın aslı, kadına ait olduğu için yapılan şey de onun olur. Kocanın yapılan şeye nezaret etmesi veya emeğinin geçmesi, onda sahiplik iddia etmesine hak kazandırmaz. Eğer erkek, yaptığı bu bina için kendi cebinden bir masraf yapmış ise, bunu karısından talep eder.
2733 - Abdürrahim Fetvalarından: "Satışa vekil olan kimseden satın alınan malda, aldatma olduğu, müşteri tarafından iddia ve isbat olunsa, satılan malı vekile çevirip parasını alır. Satış geçerli olmaz" (H.Ec. 2/57)
2734 - Ali Efendi Fetvalarından: "Müvekkilin ölümü ile vekil, vekâletten çıkar" (H.Ec. 2/60)
2735 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, karısı Hind'in emri ile, Hind'in evinin onarımına para sarf etse ve Hind de (bu arada) ölse, kocası onun bıraktığı maldan yaptığı masrafı alır" (H.Ec. c. 2/57)
2736 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, babasının işine bir miktar para fark edecek olsa, masrafını babasından almaya hukuk açısından haklı olur" (H.Ec. 2/57)
Açıklama: Babalık ve evlâtlık münasebetleri, ferdi hukuku ortadan kaldırmaz. Çocuk bu parayı, kendi cebinden sarf edecek olsa, babasından talep etmekte haklı olur.
2737 - Behce Fetvalarından: "Zeyd, başka bir memlekette bulunan karısına vekalet verse caiz olur. "Her işimde sana vekâlet verdim" diye mektup yazsa, o da kabul edip kocasının bazı eşyasını satsa, Zeyd satışı bozmaya muktedir olamaz" (H.Ec. c. 2/50)
2738 - Behce Fetvalarından: "Satış için vekil tayin olunan kimse, malı satmazdan önce, müvekkil o şeyi satsa, daha sonra da vekil satmış olsa, (vekil tarafından yapılan) ikinci satış geçerli olmaz" (H.Ec. c. 2/50)
Açıklama: Mal sahibi tarafından vekil tayini, kendi malında tasarrufu engelleyen bir sebep değildir. Bu itibarla vekil tayin ettikten sonra, mal sahibi tarafından bizzat yapılacak satış geçerli olur. O sattıktan sonra, kalkıp bir de vekil satacak olsa, vekilin satışı caiz olmaz.
2739 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Satışa vekil olan bir kimse, satıştan imtina edecek olsa cebrolunmaz" (H.Ec. 2/50)
Açıklama: Satış için bir şahsa vekâlet verilmesi, o kimse için debredici bir sebep değildir. "Sen vekilsin, satmaya mecbursun" diye bir zorlama yapılamaz.
2740 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Alacak tahsiline vekil olan kimsenin gevşekliği yüzünden, borçlu şahıs kaçmış olsa, vekilin bir şey ödemesi lâzım gelmez" (H.Ec. 2/50)
2741 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Alacak tahsiline vekil tayin edilen kimse, (borcu) istemeden önce, borçlu ölecek olsa, kalan maldan istemek için ikinci bir vekâlet verilmesine muhtaç olmaz" (H.Ec. 2/50)
Açıklama: Alacak tahsiline vekil olan kimsenin salâhiyeti, borçlunun ölmesiyle son bulmaz. Yeniden bir vekâlet almaya hacet kalmadan, ölenin varislerinden müvekkilin alacağını islemeye salâhiyeti bulunmaktadır. Bu salâhiyetine dayanarak, mirasçıların malı taksiminden önce müvekkil adına alacağı talep eder. Onlar, bu borcu ödemek yoluna gitmeyecek olursa, kazai mercilere müracaat edip alacağın tahsiline gayret gösterir.
Vefat eden kimsenin borçlarının ödenmesi, ölenin vasiyetlerinin yerine getirilmesinden ve mirasın varisler arasında taksiminden önce yerine getirilecektir. Bu dini hükmü varisler dikkate almayacak olursa, vekilin dikkatten uzak tutmaması gerekir.
2699 - Abdürrahim Fetvalarından: "Hasım, vekilin vekâletini kabul ettikten sonra dönüp "Ben senin vekâletini kabul etmem, asıl gelsin, onunla mürafaa olacağım" diye iddiada bulunamaz" (H.Ec. 2/50)
2700 - Behce Fetvalarından: "Satın almaya vekil tayin olunan kimse, aldığı malı müvekkile teslim etmek üzere getirirken, teslim etmezden önce, kendisinin tecavüzü olmaksızın zayi olsa vekil değil, müvekkil üzerine olur" (H.Ec. 2/50)
Açıklama: Fetvada görülen "Vekilin tecavüzü olmaksızın ifadesi, kasti zararı dışarda bırakmaktadır. Bu itibarla vekil kasten o malı zarara uğratsa, tazminle mükellef olur. Ancak, hata ve elde olmayan sebeple vaki olan zararlar müvekkile raci olur.
2701 - Behce Fetvalarından: "Satışa vekil olan kimse, satılması gereken malı kendi şahsı için satın alsa, caiz olmaz. Ancak müvekkil tarafından söylenmiş bulunan fiyat üzerinden başkasına satıp, daha sonra o şahıstan satın alacak olsa sahih olur" (H.Ec. c. 2/50)
Açıklama: Vekil, satışla mükellef tutulduğu bir malı kendi alacak olsa, o şeyi hakiki değerinde satmamış veya kendi menfaatini düşünmüş olma şaibesi altına girer. Böyle bir töhmeti yüklenmemek için, müvekkilin malını kendi adına satın alamaz, almamalıdır.
2702 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zarar verme kastı ile tayin olunan vekil kabul olunmaz. Fakat zarar verme kastı bulunmayan vekil muhasım tarafından rızasını almaksızın kabul olunur" (H.Ec. c. 2/50)
Açıklama: İslâmiyet, kimsenin kimseye zarar vermesine müsaade etmemiştir. "Müslüman, elinden ve dilinden Müslümanların selâmette olduğu kimsedir" mealindeki Hadis-i Şerif, bu hususu gün ışığına çıkarmaktadır. Bu itibarla bir şahsın ne asaleten ne de vekâleten diğer bir kimseye zarar vermesi İslâmi ölçülerle bağdaştırılamaz.
Karşı tarafa zarar versin diye nasbedilecek vekil, kaza mercii tarafından kabul olunmaz. Böyle bir kastı olmayan vekili, sırf hasım tarafın iddiasına dayanarak kabul etmemek de doğru değildir.
2703 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Satın almaya vekil tayin olunan kimse, satın alıp da müvekkiline teslim ettiği şeyin ayıbı ortaya çıktığında vekile geri verilse, vekil de satıcıya iade eder" (H.Ec. 2/52)
2704 - Feyziye Fetvalarından: "Tahsil etmeye vekil kılınan şahsın elinde toplanmış bulunan paradan, müvekkilinden alacaklı bulunan kimse isteyip almaya güçlü olmaz" (H.Ec. 2/53)
2705 - Netice Fetvalarından: "Dava etmeye vekil tayin edilen kimse, sulh yetkisine sahip değildir" (H.Ec. 2/52)
2706 - Netice Fetvalarından: "Mutlak bir ifade ile satışa vekil tayin edilen kimse, satılacak olan malı belirli bir müddette ödenmek üzere, veresiye olarak satsa, müvekkil, veresiye satışı bahane ederek, satışı bozmaya güçlü olmaz" (H.Ec. c. 2/51)
Açıklama: Malın sahibi, vekâlet verirken, peşin satma şartını ileri sürmeksizin bir kimseyi vekil tayin edince, ona geniş mânâda bir salâhiyet tanımış olur. Daha sonra, vekilin veresiye satışını bahane ederek satışı feshedemez.
2707 - Netice Fetvalarından: "Satışa vekil olan şahıs, satılan malın bedelini kendi alıp ansızın vefat etse, bıraktığı maldan ödetilir" (H.Ec. 2/51)
Açıklama: Ani olarak vefat etmesiyle aldığı satış bedeli, üzerinde kalmış olacağından, müvekkilin hakkı zayi olmasın diye, ölen vekilin terekesinden ödenmesi gerekir.
2708 - Ali Efendi Fetvalarından: "Davaya bakmakla vazifeli bulunan vekil, hasmı ibraya güçlü ve salahiyetli olmaz" (H.Ec. 2/51)
2709 - Ali Efendi Fetvalarından: "Mutlak olarak vekil, alacak toplamaya da vekil olup, alıp toplamayı anması gerekli değildir" (H.Ec. 2/51)
2710 - Behce Fetvalarından: "Zeyd, iki kimseyi birden işlerini görmeye vekil tayin etse, diğerinin bulunmadığı bir sırada ikisinden birinin tasarrufta bulunması sahih olmaz" (H.Ec. 2/51)
2711 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Alacak toplamaya ve hak sahiplerine vermeye vekil tayin edilmiş kimsenin müvekkiline ait olarak elinde olan paradan, müvekkilden alacaklı bulunan kimse hakkını isteyip almaya güçlü ve haklı olur" (H.Ec. 2/51)
2712 - Abdürrahim Fetvalarından: "Borç almaya vekâlet vermek sahih olmaz (H.Ec. c. 2/51)
Açıklama: Bir kimse, borç isteyeceği kimseden bizzat kendisinin talep etmesi gerekir. Bu hususla ilgili senet ve şahitlerin tesbit ve tanzimi asalet yolu ile yapılır. Bu sebeple araya vekil koyarak bir kimseden borç talebinde bulunmak doğru değildir.
2713 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd isimli şahıs, karısına vekâleten bir miktar para tahsil etse, sonunda, "Ben o parayı ev ihtiyaçlarına sarf ettim" diyerek vermemeye kadir olmaz" (H.Ec. 2/52)
Açıklama: İslâm dini, mülkiyet hakkına dokunulmazlık hükmü getirmiş bulunmaktadır. Bu itibarla herkes kendi malında İslâmi ölçüler dahilinde tasarrufta bulunabilir. Başka bir kimse, bu hakkı sınırlayamaz ve engelleyemez. Erkek, zevcesinin malını, kendine mal edip yiyemez. Kadın, malını icara verebilir ve gelirini kendi elinde bulundurup, şahsi ihtiyaçlarına harcayabilir. Kadın tarafından vekâlet verilmedikçe kocası onun malında, kendi malı gibi tasarrufta bulunamaz.
2714 - Netice Fetvalarından: "Müvekkil tarafından azl edildiğine dair haber, vekile ulaşasıya kadar, vekilin vekâleten yapacağı tasarruflar sahih olur" (H.Ec.c. 2/55)
Açıklama: Vekâletin son bulması, azl edildiğine dair haberin vekile ulaşması ile tamam olur. Bu haber gelmedikçe vekâlet salâhiyeti devam eder.
2715 - Abdürrahim Fetvalarından: "Müvekkil, (alacağını) isteyip almaya vekil tayin ettiği kimseye hitaben, "Alacağımı tahsil edinceye kadar masraf yaparsan ben vereyim" demiş olsa, vekil yaptığı masrafı müvekkilden almaya kadir olur" (H.Ec.2/52)
2716 - Netice Fetvalarından: "Dilediğin kimseye sat, diye mutlak mânâda vekil tayin olunan kimse, satılacak olan malı, oğluna satsa sahih ve geçerli olur" (H.Ec. 2/54)
Açıklama: Vekilin, müvekkilinin malını kendi oğluna satma salâhiyeti, "Dilediğin kimseye sat" diye verdiği vekâletle meşru olmuştur. Aksi halde o malı kendi oğluna satması caiz olamaz.
2717 - Feyziye Fetvalarından: "Zeyd'in karısı, bir kimseyi vekil yapmak suretiyle, bazı eşyasını satmış olsa, kocası "Ben razı değilim" diyerek satışı bozmaya hukuki gücü olamaz" (H.Ec. c. 2/56)
Açıklama: Evli bir kadın, malında dilediği şekilde tasarrufta bulunabilir. Tarlasını, dilediği kimseye icara verebilir. Münasip bir kimseyi vekil tayin ederek, istediği bir malı sattırabilir. Kocası onun bu gibi tasarruflarına engel olamaz. Zira evlilik, kadının bazı hareketlerini sınırlar ise de malında tasarruf etmesine mani değildir. Kocası, "Benim haberim yoktur" diyerek veya "Ben razı olmadıkça zevcem malını satamaz" iddiasında bulunarak kadının mülkiyet hakkına ve malında dilediği şekilde tasarrufta bulunmasına engel olamaz.
2718 - Netice Fetvalarından: "Zeyd, Amr'ın hayvanlarının yiyeceklerini, Amr'ın emr ve havalesi ile kendi malından sarfedecek olsa, yaptığı sarfiyatı Amr'dan almaya kadir olur" (H.Ec. c. 2/57)
2719 - Netice Fetvalarından: "Amir'in emriyle sarf olunan şeylerde emri veren şahıs pişman olsa geri dönemez" (H.Ec. 2/57)
Açıklama: Vekil, müvekkilden aldığı emir üzerine gerekli hizmeti yerine getirdikten sonra, müvekkilin pişmanlık duyması bir kıymet ifade etmez. Çünkü vekil, onun isteği üzerine bir hizmet görmüş ve birtakım masraflarda bulunmuştur. Yaptığı masrafların tamamını müvekkilden alır. "Ben öyle demiştim, ama sonradan pişman oldum" demesi, vekile olan borçları ödemesine engel teşkil etmez. Pişmanlık duygusu, emrettiği işin yapılmasından önce olursa ve o işi gördürmekten vazgeçtiğini vekile duyurursa, vekil azledilmiş, müvekkil de masraftan kurtulmuş olur. Aksi halde yaptırdığı işin sarfiyatını ödemesi gerekir.
2720 - Abdürrahim Fetvalarından: "Vekâlet yolu ile satın alınan şeyi müvekkil görüp kabul ettikten sonra pişman olup vekile iade etmeye güçlü olmaz" (H.Ec. 2/54)
2721 - Abdürrahim Fetvalarından: "Herhangi bir fiyata satmak üzere vekil tayin olunan kimse, dellâl vasıtasıyla malı satsa, daha sonra mal sahibi "Noksanına sattın, farkı sana ödetirim" diyemez" (H.Ec. c. 2/56)
Açıklama: Müvekkil, her kaça olursa satmaya izin vererek vekil tayin ettikten sonra, artık vekile bir zarar iddiası ile
ödetme teklifinde bulunamaz.
2722 - Feyziye Fetvalarından: "Zeyd, bir mülkünü bir şahsa vekâlet vererek satıp sonra vefat etmiş olsa, varisleri satışı bozmaya muktedir olamazlar" (H.Ec. c. 2/56)
Açıklama: Asil hayatta iken, vekilin yapacağı satışı, varislerin bozmaya yetkileri yoktur.
2723 - Feyziye Fetvalarından: "Vekil vasıtası ile satılan bir şeyin parasını, müşteri mal sahibine verse, vekil müşteriden istemeye muktedir olamaz" (H.Ec. c. 2/56)
Açıklama: Müşteri, borçlu bulunduğu parayı malın sahibine ödemiş olunca vekil "İlle bana ödeyeceksin" diye bir ısrarda bulunamaz. Zira para ödenmiş ve mal sahibinin eline geçmiş olunca, başkaca yapılacak bir iş kalmamış olur.
2724 - Ali Efendi Fetvalarından: "Mirasçılardan biri, murisinin borcunu kendi malından ödese, kalan maldan almaya güçlü ve haklı olur" (H.Ec. 2/57)
2725 - Ali Efendi Fetvalarından: "İki ortak, mallarını satmaya, bir şahsı vekil tayin etseler, o da dengi bir fiyatla vekâleten satsa, adı geçen ortaklar pişman olup dönüş yapamazlar" (H.Ec. 2/58)
2726 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, mülkü olan evdeki hissesini satıp parasını hayırlı bir yöne vakfetme işine Amr'ı vekil kılsa, sahih olur (H.Ec. 2/56)
2727 - Feyziye Fetvalarından: "Zeyd, parasını verip, Amr'ın vekâleti ile satın alınan şey kendisine teslim olunmazdan önce Zeyd ve Amr vefat etseler, Zeyd'in mirasçıları o şeyi Amr'ın varislerinden almaya güçlü olurlar" (H.Ec. 2/56)
2728 - Feyziye Fetvalarından: "Zeyd, başka bir memlekette bulunan ve kendisine borçlu olan şahsa mektup yazıp borcunu falan kimseye ver dese, o da verdikten sonra bahsi geçen şahıs firar etse, Zeyd, borçludan tekrar para almaya güçlü olmaz" (H.Ec. 2/56)
2729 - Netice Fetvalarından: "Zeyd adındaki şahıs, vasisi olduğu küçük çocuğun nafakasını, Amr'a emr ve havale edip, o da kendi malından çocuğun ihtiyaçlarına sarf etse, yaptığı masrafları alır" (H.Ec. c. 2/57)
2730 - Netice Fetvalarından: "Borç tahsil etmeye vekil tayin edilen şahıs, aldığı paranın bir miktarı elinde bulunurken zayi olsa, zarar vekile ait olup, müvekkile râci olmaz" (H.Ec. 2/58)
2731 - Netice Fetvalarından: "Vekil, müvekkilin izni olmaksızın, malın bedelinden bir miktarını müşterinin ödeyeceği paradan düşecek olsa, vekilin o parayı ödemesi lâzım gelir" (H.Ec. 2/58)
Açıklama: Vekil, mal sahibinden izin almadan, malın bedelinden bir miktarını indirmeye salahiyetli değildir. Bu sebeple, yetkisinin dışında bir tasarrufta bulunması halinde, müvekkilin zararını vekilin tazmin etmesi gerekir.
2732 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, karısının evinde ve onun isteği üzerine bir şey bina etse, yaptığı o şey (ilave bina) karısına ait olur" (H.Ec. c. 2/57)
Açıklama: Malın aslı, kadına ait olduğu için yapılan şey de onun olur. Kocanın yapılan şeye nezaret etmesi veya emeğinin geçmesi, onda sahiplik iddia etmesine hak kazandırmaz. Eğer erkek, yaptığı bu bina için kendi cebinden bir masraf yapmış ise, bunu karısından talep eder.
2733 - Abdürrahim Fetvalarından: "Satışa vekil olan kimseden satın alınan malda, aldatma olduğu, müşteri tarafından iddia ve isbat olunsa, satılan malı vekile çevirip parasını alır. Satış geçerli olmaz" (H.Ec. 2/57)
2734 - Ali Efendi Fetvalarından: "Müvekkilin ölümü ile vekil, vekâletten çıkar" (H.Ec. 2/60)
2735 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, karısı Hind'in emri ile, Hind'in evinin onarımına para sarf etse ve Hind de (bu arada) ölse, kocası onun bıraktığı maldan yaptığı masrafı alır" (H.Ec. c. 2/57)
2736 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, babasının işine bir miktar para fark edecek olsa, masrafını babasından almaya hukuk açısından haklı olur" (H.Ec. 2/57)
Açıklama: Babalık ve evlâtlık münasebetleri, ferdi hukuku ortadan kaldırmaz. Çocuk bu parayı, kendi cebinden sarf edecek olsa, babasından talep etmekte haklı olur.
2737 - Behce Fetvalarından: "Zeyd, başka bir memlekette bulunan karısına vekalet verse caiz olur. "Her işimde sana vekâlet verdim" diye mektup yazsa, o da kabul edip kocasının bazı eşyasını satsa, Zeyd satışı bozmaya muktedir olamaz" (H.Ec. c. 2/50)
2738 - Behce Fetvalarından: "Satış için vekil tayin olunan kimse, malı satmazdan önce, müvekkil o şeyi satsa, daha sonra da vekil satmış olsa, (vekil tarafından yapılan) ikinci satış geçerli olmaz" (H.Ec. c. 2/50)
Açıklama: Mal sahibi tarafından vekil tayini, kendi malında tasarrufu engelleyen bir sebep değildir. Bu itibarla vekil tayin ettikten sonra, mal sahibi tarafından bizzat yapılacak satış geçerli olur. O sattıktan sonra, kalkıp bir de vekil satacak olsa, vekilin satışı caiz olmaz.
2739 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Satışa vekil olan bir kimse, satıştan imtina edecek olsa cebrolunmaz" (H.Ec. 2/50)
Açıklama: Satış için bir şahsa vekâlet verilmesi, o kimse için debredici bir sebep değildir. "Sen vekilsin, satmaya mecbursun" diye bir zorlama yapılamaz.
2740 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Alacak tahsiline vekil olan kimsenin gevşekliği yüzünden, borçlu şahıs kaçmış olsa, vekilin bir şey ödemesi lâzım gelmez" (H.Ec. 2/50)
2741 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Alacak tahsiline vekil tayin edilen kimse, (borcu) istemeden önce, borçlu ölecek olsa, kalan maldan istemek için ikinci bir vekâlet verilmesine muhtaç olmaz" (H.Ec. 2/50)
Açıklama: Alacak tahsiline vekil olan kimsenin salâhiyeti, borçlunun ölmesiyle son bulmaz. Yeniden bir vekâlet almaya hacet kalmadan, ölenin varislerinden müvekkilin alacağını islemeye salâhiyeti bulunmaktadır. Bu salâhiyetine dayanarak, mirasçıların malı taksiminden önce müvekkil adına alacağı talep eder. Onlar, bu borcu ödemek yoluna gitmeyecek olursa, kazai mercilere müracaat edip alacağın tahsiline gayret gösterir.
Vefat eden kimsenin borçlarının ödenmesi, ölenin vasiyetlerinin yerine getirilmesinden ve mirasın varisler arasında taksiminden önce yerine getirilecektir. Bu dini hükmü varisler dikkate almayacak olursa, vekilin dikkatten uzak tutmaması gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder