1321 - Soru: Oruç tutmakta mekruh olduğu bildirilen günlerden "Nevruz" günü hangi ayın kaçıncı günüdür? Bu günde oruç tutmanın keraheti nereden gelmektedir?Cevap: "Nevruz", Mart ayının 22'sine rastlayan güne isim olmaktadır. Bu, Rumi Mart'ın dokuzuna tekabül etmektedir. Bugün, Mecusîlik devrini yaşayan İran'dan kalma bir gündür. Onlar, bu günü takdis etmiş olduklarından biz Müslümanlar buna kıymet vermez ve bunu tazim edecek hiçbir harekette bulunamayız. Bugüne hürmeden oruç tutmak mekruh görülmüştür. İran'da vaktiyle Dahhak adında zalim bir hükümdar vardı. Halka işkence yapmakta idi. Bu hükümdarın hayat hikayesine İranlıların mübalağaya olan temayülü ile birlikte masalımsı ifadeler karışmış bulunmaktadır. Buna göre, hastalanan bu zalim hükümdara doktor suretinde görünen şeytan, ağrıyan yerine insan beyninin vurulması halinde sızının dineceğini söylemiş. Dahhak, idam mahkumlarından birinin başının kesip beyninin getirilmesini söylemiş. Kısa zamanda isteği yerine getirilmiş ve getirilen beyin ağrıyan yere vurulmuş. Ağrı dinmiş ise de kısa bir zaman sonra tekrar başlamış. Tekrar bir adamın başını kestirip beynini ağrıyan yerin üzerine vurdurmuş. Sızılar diner gibi olmuş ve bir müddet sonra bütün şiddeti ile tekrar başlamış. Bir beyin, bir beyin daha derken idam mahkumları tükenmiş. Sonra diğer mahkumlardan baş kesme işi başlamış. Bunlar da sona erince, müdafaasız halk tabakasından bir ferdi yakalayıp götürmeler ve başı kesilip beynini çıkartma işlemleri yaygın hale gelmiş.
Günlerden bir gün, Kave ismindeki bir demircinin gözleri önünde oğlunu alıp götürmüşler. Yavrusunun idama götürülmesinin acısını bütün şiddeti ile kalbinde hisseden Kave, önündeki deri önlüğü çıkarmış ve demir dövdüğü örsün üzerine çıkarak feryada başlamış. Etraftan koşuşan esnaflar ve çıraklar, halk tabakası ve eşraf büyük bir kalabalık teşkil etmişler. İşte o sırada Kave, "Ey ahali, bu zulme ne zamana kadar dayanacak ve bu zillete ne vakte kadar sabredeceksiniz? Bu zalim, bugün benim oğlumu gözümün önünde aldırıp, acısının dinmesi pahasına boynunu cellada teslim etti. Bu gidişle bir gün de sizin oğlunuz ve nihayet hepimiz bu zalimin bıçağı altında can vereceğiz. Benim arkamdan geliniz, bunun işini sona erdirelim" gibi laflar etmiş. Yüreği yanık Kave'nin sözleri, etrafındaki insanların gözlerini yaşartmış ve tesir altında bırakmış. O, önündeki deri önlüğü bir sığırın ucuna bağlayıp bayraklaştırmış ve halkın önüne düşmüş. O önde, halk da onun peşinde giderken, duruma muttali olan insanlar, sokak ve caddelere söküp edip Kave'nin peşine takılmışlar ve nihayet Dahhak'ın sarayına varıp dayanmışlar. Dahhak'ı tahtında yakalayıp işini bitirmişler ve yerine halkın teveccühünü kazanmış bulunan "Feridun" isminde birini geçirip İran'a şah yapmışlar. Bu hadise, Rumi Mart'ın dokuzuncu gününe rastlamış. İşte mes'ud ve yeni bir günün başlamasına işaret olarak "Nevruz" adı verilmiş. Ziya Paşa'nın Tercii Bend ve Terkib-i Bend adlı eserindeki
"Dahhak'ın eder mülkini bir Kave perişan"
mısraı ile Gelibolu Yazıcı Zade Mehmed Bican'ın:
"Kani Tahhakü Efridun, ki dün etti anı gerdûn"
"Kani Nemrud-u İbrahim, kani İskenderü Şeddâd"
beyitleri bu vak'adan bahsetmiş bulunmaktadır. Bu hadise İran'a ait tarihi bir vak'adır. Bizim için takdis ve tebcile değil, ibret almaya vesile olacak bir gündür. O günkü Mecusi İran'ın takdis ettiği bir güne değer vermek, ona karşı bir özenti kokusu taşıyacağından yasaklanmıştır.
1322 - Abdurrahim Fetvalarından: "Mescid (cami)den başka bir yerde itikafa girmek caiz olmaz" (H.Ec. 1/23)
Açıklama: İtikafa girilecek yer, içinde cemaatle namaz kılınan bir mahal olmalıdır. Büyük camilerde itikafa girilmesi ise evladır.
Günlerden bir gün, Kave ismindeki bir demircinin gözleri önünde oğlunu alıp götürmüşler. Yavrusunun idama götürülmesinin acısını bütün şiddeti ile kalbinde hisseden Kave, önündeki deri önlüğü çıkarmış ve demir dövdüğü örsün üzerine çıkarak feryada başlamış. Etraftan koşuşan esnaflar ve çıraklar, halk tabakası ve eşraf büyük bir kalabalık teşkil etmişler. İşte o sırada Kave, "Ey ahali, bu zulme ne zamana kadar dayanacak ve bu zillete ne vakte kadar sabredeceksiniz? Bu zalim, bugün benim oğlumu gözümün önünde aldırıp, acısının dinmesi pahasına boynunu cellada teslim etti. Bu gidişle bir gün de sizin oğlunuz ve nihayet hepimiz bu zalimin bıçağı altında can vereceğiz. Benim arkamdan geliniz, bunun işini sona erdirelim" gibi laflar etmiş. Yüreği yanık Kave'nin sözleri, etrafındaki insanların gözlerini yaşartmış ve tesir altında bırakmış. O, önündeki deri önlüğü bir sığırın ucuna bağlayıp bayraklaştırmış ve halkın önüne düşmüş. O önde, halk da onun peşinde giderken, duruma muttali olan insanlar, sokak ve caddelere söküp edip Kave'nin peşine takılmışlar ve nihayet Dahhak'ın sarayına varıp dayanmışlar. Dahhak'ı tahtında yakalayıp işini bitirmişler ve yerine halkın teveccühünü kazanmış bulunan "Feridun" isminde birini geçirip İran'a şah yapmışlar. Bu hadise, Rumi Mart'ın dokuzuncu gününe rastlamış. İşte mes'ud ve yeni bir günün başlamasına işaret olarak "Nevruz" adı verilmiş. Ziya Paşa'nın Tercii Bend ve Terkib-i Bend adlı eserindeki
"Dahhak'ın eder mülkini bir Kave perişan"
mısraı ile Gelibolu Yazıcı Zade Mehmed Bican'ın:
"Kani Tahhakü Efridun, ki dün etti anı gerdûn"
"Kani Nemrud-u İbrahim, kani İskenderü Şeddâd"
beyitleri bu vak'adan bahsetmiş bulunmaktadır. Bu hadise İran'a ait tarihi bir vak'adır. Bizim için takdis ve tebcile değil, ibret almaya vesile olacak bir gündür. O günkü Mecusi İran'ın takdis ettiği bir güne değer vermek, ona karşı bir özenti kokusu taşıyacağından yasaklanmıştır.
1322 - Abdurrahim Fetvalarından: "Mescid (cami)den başka bir yerde itikafa girmek caiz olmaz" (H.Ec. 1/23)
Açıklama: İtikafa girilecek yer, içinde cemaatle namaz kılınan bir mahal olmalıdır. Büyük camilerde itikafa girilmesi ise evladır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder