1145 - Soru: Benim 28 yaşında bir oğlum Ankara Numune Hastanesi'nde öldü. Biz yok iken hastane defin etmiş. Şimdi bunun mezarının tapusu alınmayıp ve mezar da yaptırılamaz ise bir veya iki sene sonra başka birisi oraya gömülür, deniliyor. Tapusunu alıp yaptırmaya da bütçem müsait değil. Bu durumda ne yapmam gerekir?
Cevap: Dinimiz, gücünüzün yetmediği bir işle sizi mükellef tutmamıştır. Bu itibarla yapacağınız bir iş kalmamaktadır.
1146 - Soru: İnsan vefat ettiği zaman nelerden sorguya çekilecektir?
Cevap: İbadetlerinden. Yapması gerekli olan işleri yapmamak, yapılması haram olan şeyleri irtikap etmekten sual sorulacaktır.
1147 - Soru: Erkeklerin mezarı, göbeğe kadar, kadınların kabrinin göğüs hizasına kadar kazılmasında bir sebep var mıdır?
Cevap: Onların hayatta bulundukları sıradaki tesettürlerine uygun düşecek bir kabir yapmış olmak bakımından alimlerce böyle tensip edilmiştir.
1148 - Soru: Bazı kabirleri betondan yapıp üstünü açık bırakıyorlar. Üzerine de gül dikiyorlar. Bunda bir sakınca var mı?
Cevap: Kabrin bozulup kaybolmaması için, etrafını tuğla veya beton ile çevirip üzerine gül veya yaz-kış yeşilliğini koruyan bir şey dikmek caizdir.
1149 - Soru: Kabirde azap, yalnız cesede mi, yoksa ruhla birlikte cesede mi olacaktır?
Cevap: Kabirdeki azabı ruh ve ceset müştereken tatmaktadır. Ruh bedeni terk ettiğinde vücutla alâkası tamamen kalkmış değildir. Bazı yönleriyle kalkmış olsa da, bazı bağlantıları devam etmektedir. Acı duymak, azabı hissetmek gibi hususlar, ruhla ceset arasında devam eden irtibatlar cümlesindendir. Bu azabı hissetmek için ruhun bedene iadesi şart değildir. Bu hususta Ömer Nasuhi Bilmen merhumun "Muvazzah İlm-i Kelâm" adlı kitabını okumanızı tavsiye ederiz.
1150 - Soru: Münker-Nekir melekleri hakkında "Münkir" mi "Münker" mi demek doğrudur?
Cevap: Soru meleklerinin biri olan "Münker", ism-i fail şeklinde değil, if'al babından ism-i mef'ul vezninde olacaktır. Bu tabir onların inkâr edilmiş olduklarından değil, tanınmış ve bilinmiş olmamalarından dolayı verilmiş bir isimdir.
1151 - Soru: Kabirleri ziyaret etmek için haftanın hangi günü tercih edilmelidir?
Cevap: Kabirler haftanın her gününde ziyaret edilebilir. Bilhassa cuma ve cumartesi günleri ziyaret için tercih olunmalıdır.
1152 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Küçük (yaştaki çocuk) kabrinde sual olunur (H.Ec. 1/8)
Açıklama: Bu fetvadaki "sual" kelimesini "azap" lâfzı ile karıştırmamalıdır. Sual olunması, azap olunmasını gerektirmez. Mükellefiyet çağına ulaşmamış çocuğa azap yoktur.
1153 - Soru: İnsan ölünce ruhu nerede kalır ve kandil gecelerinde dünya alemine geçer mi?
Cevap: Vefat eden bir kimsenin ruhu, alem-i berzahta kalır. Mübarek gün ve gecelerde ruhların bu alemi ziyaretleri, İslâmi eserlerde açıklanmaktadır.
1154 - Soru: Kabir ziyaretlerinde helva getirip dağıtmakta bir sakınca var mıdır?
Cevap: Bid'attır.
Cevap: Dinimiz, gücünüzün yetmediği bir işle sizi mükellef tutmamıştır. Bu itibarla yapacağınız bir iş kalmamaktadır.
1146 - Soru: İnsan vefat ettiği zaman nelerden sorguya çekilecektir?
Cevap: İbadetlerinden. Yapması gerekli olan işleri yapmamak, yapılması haram olan şeyleri irtikap etmekten sual sorulacaktır.
1147 - Soru: Erkeklerin mezarı, göbeğe kadar, kadınların kabrinin göğüs hizasına kadar kazılmasında bir sebep var mıdır?
Cevap: Onların hayatta bulundukları sıradaki tesettürlerine uygun düşecek bir kabir yapmış olmak bakımından alimlerce böyle tensip edilmiştir.
1148 - Soru: Bazı kabirleri betondan yapıp üstünü açık bırakıyorlar. Üzerine de gül dikiyorlar. Bunda bir sakınca var mı?
Cevap: Kabrin bozulup kaybolmaması için, etrafını tuğla veya beton ile çevirip üzerine gül veya yaz-kış yeşilliğini koruyan bir şey dikmek caizdir.
1149 - Soru: Kabirde azap, yalnız cesede mi, yoksa ruhla birlikte cesede mi olacaktır?
Cevap: Kabirdeki azabı ruh ve ceset müştereken tatmaktadır. Ruh bedeni terk ettiğinde vücutla alâkası tamamen kalkmış değildir. Bazı yönleriyle kalkmış olsa da, bazı bağlantıları devam etmektedir. Acı duymak, azabı hissetmek gibi hususlar, ruhla ceset arasında devam eden irtibatlar cümlesindendir. Bu azabı hissetmek için ruhun bedene iadesi şart değildir. Bu hususta Ömer Nasuhi Bilmen merhumun "Muvazzah İlm-i Kelâm" adlı kitabını okumanızı tavsiye ederiz.
1150 - Soru: Münker-Nekir melekleri hakkında "Münkir" mi "Münker" mi demek doğrudur?
Cevap: Soru meleklerinin biri olan "Münker", ism-i fail şeklinde değil, if'al babından ism-i mef'ul vezninde olacaktır. Bu tabir onların inkâr edilmiş olduklarından değil, tanınmış ve bilinmiş olmamalarından dolayı verilmiş bir isimdir.
1151 - Soru: Kabirleri ziyaret etmek için haftanın hangi günü tercih edilmelidir?
Cevap: Kabirler haftanın her gününde ziyaret edilebilir. Bilhassa cuma ve cumartesi günleri ziyaret için tercih olunmalıdır.
1152 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Küçük (yaştaki çocuk) kabrinde sual olunur (H.Ec. 1/8)
Açıklama: Bu fetvadaki "sual" kelimesini "azap" lâfzı ile karıştırmamalıdır. Sual olunması, azap olunmasını gerektirmez. Mükellefiyet çağına ulaşmamış çocuğa azap yoktur.
1153 - Soru: İnsan ölünce ruhu nerede kalır ve kandil gecelerinde dünya alemine geçer mi?
Cevap: Vefat eden bir kimsenin ruhu, alem-i berzahta kalır. Mübarek gün ve gecelerde ruhların bu alemi ziyaretleri, İslâmi eserlerde açıklanmaktadır.
1154 - Soru: Kabir ziyaretlerinde helva getirip dağıtmakta bir sakınca var mıdır?
Cevap: Bid'attır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder