«Safiyye, Allah'ın dînini korumak için müşrik bir erkeği öldüren ilk müslüman kadındır».
Erkeklerin, onun hakkında binlerce hesap yaptığı bu doğru düşünceli ve ağırbaşlı hanımefendi kimdir?
İslâm'da müşrik bir erkeği öldüren ilk kadın olan bu kahraman hanım sahabî kimdir?
Müslümanlara, Allah yolunda kılıç kuşanan ilk süvariyi yetiştiren bu kararlı kadın kimdir?
Evet, bu kadın; Kureyş'in Haşim oğulları sülâlesinden, Rasûlül-lah'ın (s.a.v.) halası Safiyye Binti Abdilmuttalib'tir.
Safiyye Bint Abdilmuttalib'i şeref her yönden sarmıştı :
Babası : Peygamber'in dedesi, Kureyş'in lider ve efendisi Abdul-muttalib İbn Haşim'dir. Annesi : Rasûlüllarnn (s.a.v.) annesi Amine BintVehb'in kızkardeşi Hale Bint Vehb'dir. İlk kocası : Umeyye oğul-, larının lideri Ebu Sufyan îbn-î Harb'în kardeşi el-Haris İbn-i Harb'dir. O vefat etmişti.
İkinci kocası : Cahiliyye arab kadınlarının hanımefendisi, İslâm'da müminlerin annelerinin birincisi olan Hadîce Bint Huveylid'in kardeşi el-Avvam İbn-i Huveylid'dir.
Oğlu : Rasûlüllah'm (s.a.v.) yardımcısı ez-Zubeyr İbnu'I-Avvam'dır.
Bu kadar şereften sonra gönüllerin iman şerefinin dışında arzu ettiği başka bir şeref var mıdır?!
Kocası el-Avvam İbn cuk oğlu ez-Zubeyr'i tü. Ona ata binmeyi ve ok ve yaylan düzelttirdi, maya çalıştı. Korktuğunu cak şekilde dövdü. Hatta dan azarlanmıştı.
-i Huveylid vefat ettiğinde ona, küçük bir ço-bırakmıştı. Çocuğunu güçlükler içinde büyüt-harbetmeyi öğretti. Oyun oynatmak yerine, Onu her türlü korku ve tehlikenin içine sok-ve tereddüt ettiğini görünce, onu canı yana-kendisi bu konuda amcalarının birisi "tarafı n-
Amcası ona şöyle demişti :
«— Çocuk böyle dövülmez... Sen onu bir anne gibi değil de, kızgın bir kimse gibi dövüyorsun. O da bunun üzerine şu şiiri söylemişti :
«— Kim ona kızdığımı söylerse, yalan söylemiştir.
Ben onu sadece akıllansın, askerleri yensin ve ganimet getirsin
dîye dövüyorum».
Allah, Peygamberini hidayet ve hak diniyle gönderip insanlara onu korkutucu ve müjdeci olarak yollayınca ve ona, önce akrabalarından başlamasını emredince, Rasûlüllah (s.a.v.) Abdulmuttalib oğullarının kadınını erkeğini, büyüğünü, küçüğünü toplayıp şu konuşmayı yaptı :
«— Ey Muhammed'in kızı Fatıma! Ey Abdulmuttaüb'in kızı Safiy-ye! Ey Abdulmuttalîb oğulları! Ben Allah katında, sizin için hiçbir şey yapamam».
Daha sonra onları Allah'a iman etmeye davet etti ve peygamberliğini tasdik etmelerini istedi...
Onlardan bir kısmı ilâhî nura yöneldi, bir kısmı da yüz çevirdi. Safiyye Bint Abdilmuttalib inananların ve tasdik edenlerin iik kafilesi içindeydi.
Böylece Safiyye bütün şerefleri kendisinde toplamıştı.
Safiyye Bint Abdilmuttalib oğlu ez-Zubeyr İbnu'l-Avvam'ia birlikte nûr kafilesine katıldı. İlk müslümanların Kureyş'ten gördükleri eziyet ve zulümleri o da gördü. Allah, Peygamberi'ne ve onunla birlikte mü'-minlere Medine'ye hicret izni verince, Haşimî sülâlesine mensup bu hanımefendi bütün iyi hattralarıyla ve birçok övünecek durumlarıyla Mekke'yi geride bırakıp Allah'a ve Rasûlüllah'a (s.a.v.) diniyle hicret etmek üzere Medine'ye doğru yönelmişti.
Bu büyük hanımefendinin uzun ve bereketli ömrü o günlerde altmışa doğru ilerlemekte olmasına rağmen, savaş meydanlarında, tarihin daima hayret ve Övgüyle taptaze bir dille zikrettiği önemli davranışları vardır. Bunlardan sadece ikisi bize yeter. Birincisi Uhud'da, diğeri de Hendek'te.
Uhud'da, Allah yolunda savaşmak için müslüman askerleriyle birlikte bazı kadınlar da harbe katılmıştı. Safiyye su taşıyıp susayanlara veriyor, ok ve yayları düzeltiyordu.
Bunların yanında onun başka bir gayesi vardı. Bütün teferruatıyla harbi görmekti.
Bunun hayret edilecek bir tarafı yoktu! Çünkü harp meydanında kardeşinin oğlu Allah'ın Rasûlü Muhammed vardı.
Kardeşi, Allah'ın aslanı Hamza İbnu Abdilmuttalib vardı...
Allah'ın Peygamberi'nin yardımcısı, oğlu ez-Zubeyr İbnu'i-Avvam vardı...
Ve harpte sarıldığı,..
-bunların hepsinden önce ve üstünde seve seve Ecrini Allah'tan dileyerek yolunda hicret ettiği... Arasından.cennetin yolunu gördüğü İslâm'ın sonu vard
Müslümanların Rasûlüllah'ın (s.a.v.) yanından dağılıp etrafında birkaç kişinin kaldığını...
Ve müşriklerin Peygamber'e ulaştıklarını, öldürmek üzere olduklarını görünce, su tulumunu yere attı...
Yavrularına saldırılan dişi aslan gibi yerinden fırlayıp kaçmakta olanlardan birinin elinden mızrağını kaptı, onunla safları yararak ve yüzlerine vura vura ilerledi. Müslümanların arasında şöyle kükrü-yordu :
— Yazıklar olsun size! Rasûlüllah'ı (s.a.v.) yalnız mı bıraktınız?»
Rasûlüllah (s.a.v.) onun gelmekte olduğunu görünce, kardeşi Ham-za'yi yere serilmiş bîr halde ve müşriklerin iğrenç şekilde onun organlarını koparmış olduklarını görmesinden çekindi. Oğlu ez-Zubeyr'e işaret etti :
«— Annene koş... Annene koş.. Ez-Zubeyr!»
Ez-Zubeyr annesine koştu ve şöyle dedi :
«— Anne! Oradan uzaklaş... Anne! Oradan uzakiaş!»
«— Çekil! Annesiz kalasıca».
«— Rasûlüllah (s.a.v.] senin geri dönmeni emrediyor».
«— Niçin? Kardeşimin organlarının koparıldığını haber aldım. Bunlar Allah yolunda olmuştur».
Rasûlüllah (s.a.v.) ez-Zubeyr'e :
- Ez-Zubeyr! Onu serbest bırak, serbest bırak» dedi.
Çarpışma durunca, Safiyye kardeşi Hamza'nın başında durdu. Onun karnının deşilip ciğerinin çıkarıldığını, burnunun ve kulaklarının koparıldığını, yüzünün biçimsîz bir hale sokulduğunu gördü ve onun için mağfiret diledi. Şöyle diyordu :
«— Bunlar Allah yolunda oldu:
Allah'ın takdirine razı oidum.
Vallahi sabredeceğim, Allah'tan onun için ecir dileyeceğim».
Bu, Safîyye Bint Abdilmuttalib'in Uhud'daki davranışıdır.
Hendek'teki davranışının, mayası, deha, zekâ, kahramanlık ve ihtiyat olan enteresan bir hikâyesi vardır...
Geliniz, tarih kitaplarının anlattığı şekilde onu öğrenelim.
Rasûlüllah'ın (s.a.v.) şöyle bir adeti vardı : Bir harbe karar verdiğinde, koruyucuları yokken Medine'den birisinin kötülük etmesinden çekindiği için kadın ve çocukları kalelere bırakırdı.
Hendek harbinde hanımlarını, halasını ve bazı müslüman kadınlarını Hassan İbn-i Sabit'in atalarından miras kalan kalesine bırakmıştı. Bu kale, Medine'nin en sağlam ve alınması en güç kalelerinden birisiydi.
Müslümanlar Hendeğin etrafında, Kureyş ve yandaşlarıyla karşılaşmaya hazırlandığı ve düşmanla savaş sebebiyle kadın ve çocuklarla meşgul olamadıkları sırada Safiyye Bint Abdilmuttalib sabah karanlığında hareket halinde bir karaltı gördü. İyice kontrol ettiğinde, bir yahudinin kaleye gelip bilgi toplamak ve kaiedekileri araştırmak için oralarda dolaştığını gördü.
Safiyye onun; kalenin içindeki kadın ve çocukları koruyacak erkek bulunup bulunmadığını öğrenmek için gelen bir yahudi casusu olduğunu anladı. Kendi kendisine şöyle dedi :
«— Benî Kureyza yahudileri Rasûlüllah'la (s.a.v.) yaptıkları anlaşmayı bozdular ve müslümanlara karşı Kureyş. ve yandaşlarına yardım ettiler. Bizi onlara karşı savunacak hiç müslüman erkeği yok? Rasûlüllah'la (s.a.v.) yanındakiler ise düşmana karşı savaşmaktadırlar.
Eğer Allah'ın düşmanı bizim gerçek durumumuzu kavmine götüre-bilirse, yahudîler kadınları ve çocukları esir alırlar ve böylece müs-lümanların başına belâ olurlar».
Safiyye hemen eşarbını başına sardı. Elbiselerini beline topladı. Omuzuna bir direk aldı. Kalenin kapısına kadar indi. Sabır ve ustalıkia kapıyı araladı. Kapının aralığından dikkat ve temkinle Allah'ın düşmanına bakmaya başladı. Onun, işini bitirebileceği bir pozisyonda olduğuna kanaat getirince, kesin ve ihtiyatlı bir saldırıda bulundu. Başına direkle vurdu ve onu yere fırlattı... Arkasından birinci darbeyi ikincisi ve üçüncüsüyle destekledi ve nihayet işini bitirdi, onu öldürdü.
Bundan sonra yanına gidip bıçağıyla başını kesti ve kalenin tepesinden fırlattı. Adamın başı kalenin eteklerinden yuvarlandı ve aşağıda beklemekte olan yahudilerin önünde durdu.
Yahudiler arkadaşlarının başını görünce, birbirlerine şöylediler
«— Muhammed'in kadın ve çocukları koruyucusu? bırakmadığını kesin olarak öğrendik».
Geldikleri yoldan geri döndüler...
Allah, Safiyye bint-i Abdilmuttaiib'den razı olsun. O, müslüman kadınının nadide bir örneği idi. O, kendi kendini eğitti ve eğitimini sağlam yaptı.
Öz kardeşinin öldürülme felâketi ile karşj karşıya geldi de ona güzelce sabretti.
Musibetler onu sınadığında, karşısında ihtiyatlı, akıllı ve cesur kadını gördü...
Tarih temiz sayfalarında şöyle yazmıştır :
Safiyye bint-i Abdilmuttalib, İslâm'da müşrik bir erkeği öldüren ilk kadındır.[1]
[1] Safiyye Bint Abdilmuttaiib hakkında geniş bilgi için aşağıdaki eserlere bakınız
1- Usdu'l-ğabe, Vll/174
2- Et-Tabakqtu'I-Kubra, VIH/41
3- Siyeru a'lâmi'n-nubela, 11/193
4- El-İsabe, s. 348
5- El-İStîob, İV/345
6- Semtu'l-leâlî, 1/18
7- Hayatu's-Sahabe, 1/154 ve fihristlere bakınız.
8- İbn Hîşam es-Sîretu'n-nebeviyye, fihristlere bakınız.
9- Zeylu Tarîhi't-Taberî, fihristlere bakınız,
10- EJ-Kâmi! fi'i-tarih, fihristlere bakınız.
11- El-Kehhale, A'lamu'n-nisa, 11/341-346
12- EI-Belâzuri, Futu hu'[-buldan.
13- Ebu'I-ferac, el-Eğanî, fihristlere bakınız.
14 - El-Ebşîhî, el-Mustatraf, fihristlere bakınız.
15- İbn Kuteybe, el-Maarif, fihristlere bakınız.
Dr. Abdurrahman Re’fet el-Bâşâ, Sahabe Hayatından Tablolar, Uysal Kitabevi: 1/299-304.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder