5333- Muaz b. Abdullah (r.a) babasından rivâyet ederek şöyle demiştir: Karanlık bir gecede yağmurdan ıslandık. Bize namaz kıldırması için Rasûlullah (s.a.v)’i bekledik -veya benzeri sözler söyledi- o sırada Rasûlullah (s.a.v) bize namaz kıldırmak üzere gelerek: “Oku” dedi. Ben de: “Ne okuyayım?” deyince Peygamber (s.a.v): “Her akşam ve sabah üçer defa “Kulhüvallahü ehad” sûresiyle Nâs ve Felâk sûrelerini oku, seni her türlü tehlike ve zarardan korumaya yeterli olur” buyurdu. (Ebû Davud, Edeb: 110; Tirmizî, Dua: 115)
5334- Abdullah b. Hubeyb (r.a) babasından rivâyet ederek şöyle demiştir: “Mekke yolunda Rasûlullah (s.a.v) ile beraberdim. Bir ara ondan ayrıldım yanına yaklaşınca, bana: “Oku” dedi. Ben de: “Ne okuyayım” dedim. Tekrar: “Oku” buyurdu. Ben de: “Ne okuyayım” dedim. Bu sefer: “Nâs ve Felâk sûrelerini sonuna kadar okuduktan sonra: “İnsanlar bu iki sûreden daha değerli bir şeyle Allah’a sığınmazlar” buyurdu. (Ebû Davud, Edeb: 110; Tirmizî, Dua: 115)
5335- Ukbe b. Amir el Cüheni (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir savaşta Rasûlullah (s.a.v)’in devesini çekiyordum bir ara bana: “Ey Ukbe oku” dedi. Ne demek istediğini anlayamadığım için sözüne kulak verdim sonra tekrar: “Ey Ukbe oku” buyurdu. Yine anlayamadım ve tekrar kulak verdim üçüncü sefer yine “Oku” buyurdu. Bu sefer ben: “Ne okuyayım?” dedim. Şöyle buyurdu: “İhlâs sûresini sonuna kadar okudu sonra Felâk sûresini sonuna kadar okudu ben de kendisiyle birlikte okudum sonra Nâs sûresini okudu ben de kendisiyle birlikte sonuna kadar okudum sonra şöyle buyurdu: “Hiç kimse bu sûreler gibisiyle Allah’a sığınmadı.” (Tirmizî, Fedailü’l Kur’an: 12; Dârimi, Fedailü’l Kur’an: 25)
5336- Ukbe b. Amir el Cühenî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bana: “Oku” dedi. Ben de: “Ne okuyayım?” dedim. Bana: “İhlas, Felâk ve Nâs sûrelerini oku” dedi. Rasûlullah (s.a.v) kendisi bizzat okudu sonra da şöyle buyurdu: “İnsanlar bu sûreler gibisiyle Allah’a sığınmadı veya insanlar bu sûreler gibi değerli hiçbir sûre ile Allah’a sığınmadılar.” (Tirmizî, Fedailü’l Kur’an: 12; Dârimi, Fedailü’l Kur’an: 25)
5337- İbn Âbis el Cühenî (r.a) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v) ona: “Ey Âbis sana Allah’a sığınanların okuyacağı en değerli bir şeyi söyleyeyim mi?” -veya haber vereyim mi- buyurdu. Ben de: “Evet haber ver Ey Allah'ın Rasûlü!” dedim. O da şöyle buyurdu: “Nâs ve Felâk denilen iki sûredir.” (Müsned: 14901)
5338- Ukbe b. Âmir (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’e beyaz bir katır hediye edilmişti ona bindi, ben de katırı çekip götürüyordum. Rasûlullah (s.a.v) bana: “Oku” dedi. Ben de: “Ne okuyayım?” dedim. O da: “Felâk sûresini” dedi ve tekrar tekrar okuyarak bana öğretti. Bu sûreyi pek önemsemediğimi anlayınca “Galiba küçük gördün” dedi. Bundan sonra ben de bu sûreye çok önem verdim. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
5339- Ukbe b. Âmir (r.a)’den rivâyete göre, bizzat kendisi “Muavvizeteyn sûreleri hangi sûrelerdir?” diye sordum da: “Rasûlullah (s.a.v) bize imam oldu ve sabah namazında o sûrelerle bize namaz kıldırdı” dedi. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
5340- Ukbe (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v), Nâs ve Felâk sûrelerini okuyarak sabah namazını kıldırdı. (Tirmizî, Fedailü’l: Kur’an: 12; Dârimi, Fedailü’l Kur’an: 12)
5341- Ukbe b. Âmir (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir yolculukta Rasûlullah (s.a.v)’in katırını çekiyordum. Rasûlullah (s.a.v) bana: “Ey Ukbe! Sana okunan en hayırlı iki sûre öğreteyim mi?” buyurdu ve bana Nâs ve Felâk sûrelerini öğretti. O iki sûreye pek değer vermediğimi anlayınca sabah namazı için mola verdiğimiz bir yerde o iki sûre ile sabah namazını kıldırdı. Namaz bitince bana dönerek: “Ey Ukbe nasıl buldun?” buyurdu. (Tirmizî, Fedailü’l: Kur’an: 12; Dârimi, Fedailü’l Kur’an: 12)
5342- Ukbe b. Âmir (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir yolculukta Rasûlullah (s.a.v)’in binitinin çekip götürüyordum. Bir ara Rasûlullah (s.a.v) bana: “Ey Ukbe biraz da sen binmeyecek misin?” buyurdu. Ben de hürmetimden dolayı ve saygısızlık olur diye Rasûlullah (s.a.v)’in binitine binmekten çekindim. Biraz sonra, yine: “Binmeyecek misin? Ey Ukbe” deyince, itaatsizlik olur korkusuyla çekindim. Kendisi indi ben bindim. Biraz bindikten sonra indim. Rasûlullah (s.a.v) bindi ve şöyle buyurdu: “İnsanların okuduğu iki hayırlı sûreyi öğreteyim mi?” Böylece Nâs ve Felâk sûrelerini bana okudu namaz vakti olunca öne geçip imam oldu ve bu iki sûre ile namaz kıldırdı. Ve bana dönerek “Ey Ukbe nasıl buldun? Bu iki sûreyi her uykuya yatacağında ve kalkınca oku” buyurdu. (Tirmizî, Fedailü’l: Kur’an: 12; Dârimi, Fedailü’l Kur’an: 12)
5343- Ukbe b. Âmir (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte yürüyordum. Bir ara bana: “Ey Ukbe oku” dedi. Ben de: “Ne okuyayım Allah'ın Rasûlü!” dedim. Biraz sustu. Sonra yine: “Ey Ukbe oku!” dedi. Ben: “Ne okuyayım Ey Allah'ın Rasûlü” dedim. Yine biraz sustu. Bu sefer ben: “Allah’ım onu tekrar ettir diye dua ettim. Rasûlullah (s.a.v) hemen: “Ukbe oku” dedi. Ben de: “Ne okuyayım? Ey Allah'ın Rasûlü!” dedim. “Felâk sûresini oku” buyurdu. Ben de sonuna kadar okudum. Daha sonra: “Yine oku” buyurdu. Ben de: “Ne okuyayım Ey Allah'ın Rasûlü deyince, “Nâs sûresini oku” dedi. Ben de sonuna kadar okudum sonra Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Hiçbir kimse bu sûrelerin bir benzeriyle ne Allah’tan bir dilek dilemiştir. Ne de bir şeyden Allah’a sığınmıştır.” (Tirmizî, Fedailü’l: Kur’an: 12; Dârimi, Fedailü’l Kur’an: 12)
5344- Ukbe b. Âmir (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in yanına geldim binitinin üzerindeydi. Elimi ayağının üzerine koydum ve: “Bana Hûd ve Yûsuf sûrelerini okut” dedim. Bunun üzerine: “Allah katında Felâk sûresinden daha tesirli bir sûre okuyamazsın” buyurdu. (Tirmizî, Fedailü’l: Kur’an: 12; Dârimi, Fedailü’l Kur’an: 12)
5345- Ukbe b. Âmir (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bu güne kadar eşi benzeri görülmedik ayetler bana indirildi diyerek Nâs ve Felâk sûrelerini sonuna kadar okudu.” (Tirmizî, Fedailü’l: Kur’an: 12; Dârimi, Fedailü’l Kur’an: 12)
5346- Câbir b. Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bana: “Oku Câbir” dedi. Ben de: “Ne okuyayım anam babam senin yoluna feda olsun” dedim. Bunun üzerine bana: “Felâk ve Nâs sûrelerini oku” dedi. Ben de onları okudum. Bunun üzerine bana: “Bunları okumaya devam et bu sûreler gibisini okuyamazsın” buyurdu. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder