26 Aralık 2011 Pazartesi

Hz. Muhammed'in (s.a.v)Yaratıldığı Çamur,


8) Ka'bu'l-Ahbar şöyle rivayet etmiştir: Allah Teala, Muhammed'i yaratmak istediğinde, Cebrail'e (a.s.), kendisine gelmesini emretti. Ceb­rail (a.s.), Rasulullah'm kabrinin bulunduğu yer olan kabza-i beyza'yı ona getirdi. O, Tesnim (cennette bir pınar) suyuyla yoğruldu. Sonra cennet nehirlerine daldırıldı, göklerde ve yerde dolaştırıldı. Melekler Adem'i tanımadan önce Muhanımed'i ve faziletini tamdılar. Daha sonra Muhammed'in nuru Adem'in alnında görülüyordu. Ona: Adem! Bu, se­nin soyundan olan peygamberlerin efendisidir, denildi.
Havva, Şife hamile kalınca, ö nur Adem'den Havva'ya geçti. O, her batında iki çocuk doğurmuştu. Ancak Şit böyle değildi. Çünkü Muham­med'in şerefine onu tek başına doğurdu.
O (nur), Rasulullah (s.a.v.) doğuncaya kadar devamlı temiz olandan temiz olana geçti.
9) İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir:
- Ey Allah'ın elçisi! Adem cennetteyken neredeydin? dedim. Rasu­lullah (s.a.v.):
- "Onun sulbündeydim (belkemiğindeydim). Ben onun sulbünde o-larak, dünyaya indim. Babam Nuh'un sulbünde gemiye bindim. Babam
İbrahim'in sulbünde ateşe atıldım. Benim anne ve babam asla zina ya­parak birleşme dil er. Ben, Ademoğulları soylarının en hayırlı en temiz olanlarından, devirden devire, aileden aileye geçe geçe, sonunda, şu i-çinde bulunduğum aileden meydana getirildim. Allah, bana peygam­berlik vaadetti. Beni Tevrat'ta müjdeledi. İncil'de de adımı ilan etti. Yer benim yüzümden gök de beni görmek için parlar" dedi. El-Abbas:
- Ya Rasulellah! Ben seni övmek istiyorum, dedi. Rasulullah ona:
- "Söyle, ağzma sağlık" dedi. El-Abbas şu şiiri söylemeğe başladı:
- "Daha önce gölgelerde ve yaprağın ayıp yerlerini örttüğü yerde iyi bir hayat sürüyordun.
Sonra dünyaya geldin. Ama ne insandın, ne et parçasıydm, ne pıhtıydın.
Nesr ve ona tapanlar sulara boğulurken sen gemilere binen meni daml asıydın.
Görünmeden Halil'in (İbrahim'in a.s.) atıldığı ateşe geldin. Yan­madan onun içinde dolaşıyordun.
Bir sulbten bir rahime geçiyorsun. Bir alem gidince, başka bir alem ortaya çıkıyor.
Hindif ten gelen faziletine şahit olan senin soyun çok şereflidir.
Sen doğunca yeryüzünü aydınlattın.
Senin nurunla ufuk aydınlandı.
Biz o ışıkta, nurda ve doğruluk yollarında yürüyoruz. [7]



[7] 9 nolu hadis şu kaynaklarda geçmektedir: İbn Asakir, Tarih, 1/349, İbnu'l-Cevzi kendisi de el-Mevzuat'ta (1/281) rivayet etmiş ve şöyle demiştir: "Bu hadis uydurmadır. Bunu bazı hikayeciler uydurmuşlardır. Hennad'a güvenilmez. Belki bu hadis onun şeyhinin uydur­masıdır veya onun şeyhinin şeyhi Ali'nin uydurmasıdır. Ali İbn Asım onun hakkında Yezid İbn Harun'un yalancı olduğu bizim malumumuzdur. Yahya şöyle demiştir: İşe yaramaz, müta-ahhirin onu itham etmekte haklıdır. El-Abbas'ın güvenilirliğinde ihtilaf yoktur." Suyutî, el-Leali'l-Masnua'da (1/264) rivayet etmiş ve şöyle demiştir: "Derim ki: Mizan'da şöyle dedi: Ali ibn Muhammed İbn Bekran, Hennad en-Nesefi'nin bir şeyhidir. O, bozuk bir haber getirmiş, asılsız olarak güzel göstermişti.-. Halilî şöyle demiştir: Halef çok zayıftır. Bilinmeyen bazı metinleri rivayet etmiştir. Allahu a'lem." Hindi, Kenzu'l-Ummal'de (35489), İbn Kesir de el-Bidaye ve'n-Nİhaye'de (U/8) rivayet etmiştir.
Abdurrahman İbnü’l-Cevzi, Ashâbın Dilinden Peygamberimizin Hayatı, Uysal Kitabevi:19-20.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı